Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 Bilim ve Düşünce Tarihi CBT 1480/31Temmuz 2015 OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu tanolturkoglu@gmail.com Kelile ve Dimne İslam dünyasının asırlar boyunca en etkili olmuş edebiyat kitaplarından biri, Kelile ve Dimne adlarını taşıyan iki çakalın başından geçenlerin anlatıldığı aynı adlı masal kitabıdır. Büyük Veri ve “Neden?” Giderek felsefenin oyuncağı haline gelmiş olan “neden” sorusu (na verilecek cevap), büyük verilerin saklanabilmesi ve incelenmeye başlanabilmesi ise “spekülatif” olmaktan çıkabilir. İnsan bir tırmanışı tamamlayıp da düzlüğe ulaştığında bunu idrak edebilir (mi?). Şirketler için bu idrake varmak en azından daha zor. Onlar hala tırmanmakta olduklarını sanırlar ama bir süre sonra bir de bakmışlar, rakipleri kafalarının üstünde tırmanışı sürdürürken onlar düzlükte faydasız bir şekilde yürüyorlar. Teknolojik gelişmeler insanoğlunun bu tırmanışını düzlüklerde fazla zaman kaybetmeden sürekli kılmaya devam ediyor. Özellikle de son 40 senedir. Şimdi gelinmiş olan aşamada insanoğlunun çevresinde süregitmekte olan devinimin, aksiyonların oluşturduğu verilerin tamamı olmasa bile büyük bir kısmı kayıt altına alınabiliyor. Büyük veriden nasıl istifade edilebileceğini sunan teknoloji firmalarının sunduğu imkanlar (ya da modellemeler) şimdilik onu kullananlara “Ne?” sorusunun cevabını verebiliyor. Örneğin Kuzey Amerika’da (belki de dünyanın geri kalanında da) 25 yaşının altındaki dijital yerlilerin bir GÜNDE gönderdikleri SMS sayısı, 55 yaş ve üstündekilerin bir YILDA gönderdiği SMS sayısına eşittir sonucu bu şekilde bulunmuş. Bu aşamada yol ikiye ayrılıyor. Birincisi şu: “Bu sonuçla ne yapabiliriz?” (Parantez içinde saklanan ve dile getirilmeyen yan cümlecik ise “ekonomik anlamda bir getiri elde etmek için”). İkincisi ise az seçilen yol : Neden (böyle yapıyorlar)? Neden sorusunu sormanın pek akla gelmemesi tesadüfi değil. Kapitalizmin çıkış refleksinde de dinin egemenliği altındaki neden sorusunu göz ardı etmek geliyordu. Giderek felsefenin oyuncağı haline gelmiş olan “neden” sorusu(na verilecek cevap), büyük verilerin saklanabilmesi ve incelenmeye başlanabilmesi ise “spekülatif” olmaktan çıkabilir. Büyük veri modellemeleri insanoğluna ilk kez net bir şekilde insanların neden öyle değil de böyle davrandığı konusunda somut bilgiler üretebilir. Örneğin Mısır’da yetişen ve doktorasını İngiltere’de tamamlayan bir bilgisayar uzmanı insanların yüz mimiklerinden o anki ruh halinin ne olduğu tahmin edecek bir yazılım üzerinde çalışıyor. Başka bazı araştırmacılar internete yüklenen görsel malzemelerdeki içeriğin nesnesel boyutta etiketlenmesinin yanı sıra (resimde bir sandalye var, İstanbul’da çekilmiş vb gibi) o resmi o an yükleyen kişinin onu hangi duygusal nedenlerden dolayı yüklediğini bulmaya çalışıyor. Allah’tan bilgi toplumunda dijital teknolojiler ile uğraşanlar eskinin vahşi kapitalistlerinin kafasında değil de üzerinde çalıştıkları şeyleri paraya nasıl dönüştürürüm diye dertlenmiyorlar. Onların derdi bir şey yapmış olmak. Yani kendini gerçekleştirmek. Bu doğal bir (kuşaksal) dönüşüm. Ünlü eski anektoda göre babasıyla aynı berbere giden Rahmi Koç’un babasından daha çok bahşiş vermesini, sorulduğunda babası Vehbi Koç’un “Eee onun babası Vehbi Koç” diye yanıtlamış olması gibi. Bugünün bilgi toplumunu şekillendiren dijital yerliler ebeveynleri gibi dünya savaşlarının şokuyla yokluklar içinde yaşayanlar tarafından büyütülmedi. Ebeveynlerinden farklı olarak, başarısız olduklarında (ya da başarana kadar) sırtlarını dayayabilecekleri bir ebeveynleri var. Umut edilir ki Gezi Parkı olayları nedeniyle Türkiye’de de ebeveynlerini şaşırtan kuşaklar, dünyanın her yerinde ebeveynlerini şaşırtır ve geliştirecekleri dijital teknolojilerle “neden?” sorusuna cevap bulurlar. Ve yine umulur ki o zamana kadar vahşi kapitalizmin son izleri de yeryüzünden silinmiş olur da bu icatları ellerinden alınıp, kar amacıyla kullanılmaya çalışılmaz. Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com K Kelile ve Dimne, 9. yüzyıldan itibaren Abbasileri ve diğer Arap halklarını etkilemiş, 16. yüzyılda Türkçe çevirisi manzum biçime getirilerek Kanuni’ye sunulmuş ve aynı dönemlerde Batı dünyasını da derinden etkilemiştir. La Fontaine başta olmak üzere birçok batılı edebiyatçının da Kelile ve Dimne’den esinlenmiş olduğu kabul edilmektedir. Halk düşüncesinin oluşmasında ve gelişmesinde Kelile ve Dimne’nin dolaylı etkileri de olmuştur. Çünkü bu kitaptaki masalların bazıları kitaptan bağımsızlaşarak sözel yaşamın bir parçası haline gelmiş ve nesilden nesile bugünlere ulaşmıştır. Bugün bile Kelile ve Dimne’nin yeni baskıları yapılmakta ve okurlara ulaşmaktadır. Ancak etkisinin elbette eski gücünde olduğunu söyleyemeyiz. Bunun nedeni sadece günümüzdeki egemen medyanın boğucu etkisi değildir. Değişen doğal çevrenin de bunda etkisi bulunmaktadır. Kelile ve Dimne’nin halk üzerindeki etkisinin yüksek olduğu yüzyıllarda hayvanların dünyadaki sayıları da çoktu ve insanların yaşamındaki yerleri ve onlara yakınlık düzeyi de yüksekti. Kelile ve Dimne’nin hem doğuşunda, hem de etkisinde insan ve hayvan ilişkilerindeki bu özgül durumun da payı vardır. Bugün öykülerinizi çakallar, aslanlar ve kaplanlar üzerinden anlatmaya kalksanız, çakal, aslan ve kaplan görmeyenler üzerinde ne kadar etkili olabilirsiniz? Kelile ve Dimne’nin İslam resim sanatının doğuşunda ve gelişmesinde de önemli bir yeri vardır. Bağdat Okulu olarak bilinen 13. yüzyıl Arap kitap ressamlığı, başlıca konularını Hariri’nin Makamat’ıyla birlikte, Kelile ve Dimne’den alıyordu. Kelile ve Dimne yazmalarının resimlendirilmiş en eski nüshaları 13. yüzyılın başlarından kalmadır. Son zamanlarda Topkapı Müzesi Kitaplığı’nda ortaya çıkartılan bir Kelile ve Dimne yazmasında, günümüze kadar iyi korunmuş bulunan çok zengin bir minyatür malzemesi bulunmaktadır. Bu minyatürlerde, daha sonra ortaya çıktığı sanılan bir çok sahneyle karşılaşılmaktadır. Kelile ve Dimne, İslam dünyasında halk düşüncesinin yüzyıllar içerisindeki oluşumunun ve yaygınlaşmasının 15. yüzyıl Pers yazması Kelile ve Dimne’den bir sahne. en önemli kaynaklarından biridir. elile ve Dimne adlı bu eşsiz Sanskritçe eser, Bidpai (Beydeba) adlı bir bilge Brahman tarafından yazıldığı söylenen Hint hayvan masallarından derlenmiştir. Arapçaya ve Farsçaya da çevrilen ve İslam ülkelerinde çok okunan bu kitap, devlet başkanlarının ve yöneticilerinin çeşitli olaylar karşısında “kıssadan hisse” çıkartarak ibret almaları ve doğru yoldan şaşmamaları için yazılmıştı. Milattan sonra 3. yüzyılda Vişnu mezhebine bağlı bir Brahman tarafından Keşmir’de yazılmış olduğu sanılmaktadır. 6. yüzyılda Pehleviceye ve 9. yüzyılda da Arapçaya çevrildi. Arapça metin, daha sonra Yunanca, Farsça, İbranice, Latince, İspanyolca, İtalyanca, Slavca, Türkçe, Almanca, İngilizce, Felemenkçe, Fransızca vb. dillere yapılan çevirilerin çoğuna temel oluşturdu. Kelile ve Dimne, Doğu uygarlığının ölümsüz yapıtları arasında yer almaktadır. Kitap adını baş kahramanları olan iki çakaldan almaktadır. Kitabın diğer kahramanları arasında, aslan, kaplan, tavşan, tilki, şahin, kuzgun, fare, kedi, balık, yılan, serçe, deve, maymun, kurbağa, karga, baykuş gibi hayvanlar bulunmaktadır. Kelile ve Dimne’nin, öncelikle yöneticilerin halkın yaşamlarında karşılaştığı sorunlar üzerinden gelişen bir ahlak öğretisi kitabı olduğunu söyleyebiliriz. Sistematik halk eğitiminin bulunmadığı uzun asırlar boyunca, çok ilginç hayvan öyküleri aracılığıyla insanların doğru ve iyi davranışlar gösterebilmelerinin temel kaynaklarından birini oluşturmuştur. Kitaptaki öykülerin ana fikirleri arasında, dürüstlük, yalan söylememe, yalan söylemenin sonunda insanın kendisine zarar verdiği düşüncesi, insanları birbirine düşürmenin kötülükleri, mertliğin fazileti, yardımlaşmanın önemi vb. yer almaktadır. Fakat eğer kitabın bütününden yansıyan bir ana fikrin ne olduğunu soracak olursak, buna verilecek cevap, herhalde “yüksek adalet duygusu”dur diyebiliriz. Gerek hükümdarların halkı yönetmelerine ilişkin olarak, gerekse halk içindeki ilişkilerde adaletli olmak, temel bir üstünlük vasfı olarak ortaya çıkmaktadır. KELİLE VE DİMNE’NİN ETKİSİ