16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bilim Tarihi CBT 1471/29 Mayıs 2015 12 OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu [email protected] Simyanın kısa bir tarihi Aristoteles’in tüm maddelerin dört temel elementten (toprak, ateş, hava ve su) ve Cabir ibn Hayyan’ın da tüm metallerin civa ve kükürtten oluştuğu düşüncesinin, simya çalışmalarının başlamasına yol açtığını söyleyebiliriz. Çünkü bu “element”lerin bir madde içindeki oranlarının değişmesiyle yeni bir maddenin elde edilebileceği düşünülüyordu. Aynadaki Yaşam; Sosyal Medya Sosyal medya hayatımızın bize ait olduğunu bize unutturabilir. Oysa bu hayat bizim; sosyal medya olsa olsa onu yansıtan bir ayna olabilir. Kendi yaşamımıza ve aynamıza odaklanalım; başkasınınkine değil. Havalimanları da hastane gibidir. Kavuşuyorsanız mutlu eder; ayrılıyorsanız mutsuzluk verir. Bu yazılık mutlu etme özelliğinden devam edelim. Diyelim ki yurtdışına tatile gidiyorsunuz; keyfiniz yerinde. Havalimanı da size aracılık ediyor. Uçağınıza biniyorsunuz; tatilinizi yapıyor, dönüyorsunuz. Peki evinize döndükten sonra havalimanı bir daha aklınıza gelir mi? “Ah şimdi orada ne güzel insanlar büyük bir heyecanla tatillerine gitmek üzere koşuşturuyordur” diye ahlanıp vahlanır mısınız? Havalimanı marjinal bir örnek gibi gelebilir. Bunu kendi yaşamınızda yer alan farklı pratik şeylere de uyarlayabilirsiniz. Temel unsur şu; yaşamımızın her anında farklı deneyimler, devinimler içindeyiz. Her zaman aynılarının olması olası değil. Ancak içinde bulunduğumuz zaman neyi yapmamızı gerektiriyorsa onu yaparak da hayatımızı sürdürebiliyoruz. Vaktimizi hemen yanıbaşımızdaki “daha renkli olan” ile geçirmediğimiz için karalar bağlamıyoruz. Oysa sosyal medya böyle bir sıkıntıyı zirveye çıkarabilir. Her Cuma günü öğleden sonra örneğin bazı arkadaşlarınızın bir yerlere tatile gitmekte olduğunu, her cumartesi ya da pazar sabahı başka bazı arkadaşlarınızın güzel bir mekânda kahvaltı etmekte olduğunu, bir başkasının başka bir ülkede müthiş bir konsere girmek üzere olduğunu, ötekisinin bir teknede, berikinin romantik bir otelde vb. o anı idrak etmekte olduğunu Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinden öğrenebilirsiniz. Diyelim ki o an siz evde, okulda ya da iştesiniz ve sıkıcı bir şeyle meşgulsünüz. Böyle bir karşılaşma girişte de belirttiğim gibi gündelik hayatımızda sosyal medyadan çok önce de vardı. Ancak sosyal medya diğer alanlarda olduğu gibi burada da işin hacmini artırdı, daha gözle görünür hale getirdi. Sosyal medyadan kimin ne yapmakta olduğunu pek bilmiyorduk çünkü anlık iletişimimiz yoktu. Oysa sosyal medya sayesinde şu an arkadaş listemizde olan herkes paylaşımlarına, o an yaşamakta olduğu şeylere bizi de ortak ediyor. Bir açıdan bakıldığında sosyal medya sadece teşhirciliği desteklemiyor, teşhir etmeyenin kendisini kötü hissetmesini de sağlayabiliyor. Buna teşhir etmeyen de edemeyen de etmek istemeyen de dahil. Kişi bu sosyal medya seli karşısında tek başına duramayabiliyor; “ben yaşamımdaki her bir detayı paylaşmaktan hoşlanmıyorum” diyemeyebiliyor. Ya “mutlaka bir şeyle paylaşmalıyım” stresine ya da “öyle bir hayat yaşıyorum ki paylaşabilecek hiç bir şeyim yok” depresyonuna girebiliyor. Hadi diyelim ki o an ne yapıyorsa onu paylaşabilir hale geldi. Bu kez problem renk değiştirebiliyor. Arkadaşlarının paylaştıklarıyla kendi paylaştıklarını kıyaslayarak kendisi ile diğerlerini ölçmeye, sıralamaya başlıyor: “Şu arkadaşım her hafta sonu Bodrum’a gittiğini paylaşıyor, ben ise olsa olsa Kadıköy balık pazarından renkli tezgahların resimleri paylaşıyorum.” Sosyal medya hayatımızın bize ait olduğunu bize unutturabilir. Oysa bu hayat bizim; sosyal medya olsa olsa onu yansıtan bir ayna olabilir. Kendi yaşamımıza ve aynamıza odaklanalım; başkasınınkine değil. Osman Bahadır İ [email protected] lk insanlar, bazı basit kimyasal değişiklikleri gerçekleştirmek için birçok denemeler yaptılar. Bu denemelerinin birçoğunda başarı elde edemediler. Fakat eski Mısır uygarlığı döneminde insanlar artık bakırın, kalayın, demirin ve bazı değerli madenlerin nasıl elde edilebileceğini öğrenmişlerdi. Çömlek, cam, sabun ve renklendirici madde yapabiliyorlardı ve tekstil ürünlerinin nasıl beyazlatılacağını veya boyanacağını artık biliyorlardı. Bu sanatlar, günümüzdeki kimya sanayisinin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. İlk kimya araştırmaları olarak nitelendirebileceğimiz araştırmalar, Milattan sonraki ilk yüzyıllarda Mısır’da İskenderiye’de başladı. Bu dönemde iki tür etkinlik birlikte sürdü: Birincisi, Mısırlıların metallerin işlenmesi, çömlekçilik ve boyama konularındaki pratik bilgilerinin varlığı ve gelişmesi: İkincisi ise, Hipokrat (450370) ve Aristoteles (384322) gibi ilk Yunan filozoflarından öğrenilmiş olan bilgilerin yayılması. Öte yandan bu iki gelişmeyle aynı zamanda olmak üzere, yıl nin, maddeleri başka bir maddeye dönüştürme peşinde olan simyacılar için en büyük motivasyon kaynağı olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin değersiz bir metal belki altına dönüştürülebilirdi. Simyacıların ana hedefi de bunu yapmanın bir yolunu bulmaktı. dızların konumlarından ve hareketlerinden gelecekteki olayları tahmin etme etkinliği olarak büyü ve astroloji, Doğu’dan gelen fikirler olarak Mısırlıların düşünce ve çalışma dünyasını etkiliyordu. Eski Yunan halk kültüründe ise yıldızların tanrılığı ile dört temel “element” ve bazı metaller arasında bağ kuruluyordu. Eski Yunan filozofları, maddenin doğası üzerine tartışıyorlardı ve başta Aristoteles olmak üzere bazıları tüm maddelerin dört elementten oluştuğunu ileri sürüyordu. Onlara göre bu temel “elementler”, toprak, ateş, hava ve su idi ve her maddede bu temel “element”lerin belirli bir miktarı bulunuyordu. Bu nedenle birçok insan, eğer maddeyi oluşturan bu elementlerin bileşimi yeniden düzenlenebilirse, bir maddenin başka bir maddeye dönüştürülebileceğini düşünüyordu. Dolayısıyla dört temel element ve bunların belirli maddeler içindeki oranlarının değişkenliği fikri Mısır’ın 7. yüzyılda İslam ordularının egemenliği altına girmesiyle, simya çalışmaları Arapların etkisi altına girdi. Araplar İspanya’ya kadar ilerlediklerinde simya araştırmalarını Batı Avrupa’ya da taşıdılar. Kimyada bugün hâlâ kullanılmakta olan alkali, alkol gibi birçok kelime Arapça kökenli sözcüklerdir. Hatta simya (alchemy) sözcüğünün kendisi bile “Mısır sanatı” anlamında Arapçadan gelmektedir. En büyük Arap simyacısı Cabir ibn Hayyan (Batı’daki bilinen adıyla Geber) idi. Cabir ibn Hayyan (721815), 13. yüzyıldaki Latince çevirilerinden bilindiği gibi, simya üzerine yazılmış iki önemli kitabın yazarıydı. Cabir, civa ve kükürtün de, eski Yunanlıların dört temel elementi gibi temel elementler olduğunu ileri sürmüş ve tüm metallerin (ve dolayısıyla yeryüzünün), farklı oranlardaki civa ve kükürtün bileşiminden oluştuğunu söylemişti. Değersiz bir metali altına dönüştürmek için, “filozof taşı” denilen gizemli bir maddenin etkisiyle bu oranları değiştirmek gerekiyordu. Simyacılar boş yere birkaç yüz yıl boyunca “filozof taşı” denilen bu maddeyi arayıp durdular. Simya, 12. yüzyılda ve daha sonraki yüzyıllarda Avrupa’da yaygın bir ilgi alanı oldu ve birçok insan simya sanatını öğrenmek için çaba gösterdi. Bu insanların değersiz metallerden altın yapma girişimlerinin başarısızlığa mahkum olmasına rağmen, çalışmaları çok büyük miktarda yeni kimyasal bilgi ve deney metodunun elde edilmesine yol açtı. Bununla birlikte geç dönem Avrupalı simyacıların birçoğu, çeşitli hilelerle saf insanları aldatan sahtekârlar haline gelmişti. Bu durum simyanın prestijinin de azalmasına neden oldu. 16. yüzyılın ilk yarısından sonra simyacıların hedefi değişti. Altın yapmaktan vazgeçip daha çok ilaç yapmaya yöneldiler. Özellikle de, “yaşam iksiri” denilen, tamamen hayal mahsulü bir maddeyi elde etmeye çalıştılar. “Yaşam iksiri”, onlara göre tüm hastalıkları tedavi edebilen güçlü bir ilaçtı. Bir tür “ölümsüzlük iksiri”ydi. Fakat bir süre sonra bu “madde”nin de “filozof taşı” gibi sadece bir hayal mahsulü olduğu ortaya çıktı. Kimyanın bu aşaması, 18. yüzyılın başlarına kadar sürdü. Bu nedenle kimya tarihinin bu döneme kadar simya tarihi ile iç içe olduğunu söyleyebiliriz. ÖNCE FİLOZOF TAŞI, SONRA YAŞAM İKSİRİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle