16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 Şiddetin Anatomisi CBT 1459/6 Mart 2015 11 Şiddet nereden kaynaklanır; nasıl engellenebilir, sonraki kuşaklara nasıl yansır? Şiddet suçlarının sürekli artış gösterdiği ülkeler, şiddet ya da birey davranışı olarak saldırganlığın azaldığı Batılı ülkeleri örnek alarak daha güvenli bir yaşama sahip olabilirler. Bunun için iki hafta boyunca önce şiddeti tetikleyen etmenlerin ne olduğuna, bunların nasıl engelleneceğine ve gelecek nesillerin toplumsal travmalardan nasıl etkileneceğine ilişkin makalelere yer vereceğiz. Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı Türkiye’nin özel koşullarına bağlı olarak ülkemizde şiddetin durumuna açıklık getiriyor. Aileden giderek okul, akranlar, mahalle, toplum vb. gibi genişleyen çevre de etkilidir. O kadar ki, çevrenin yanlış yönlendirmesiyle hükmetme güdüsü toplum için bile bir tehdide dönüşebilir. Nihayet, daha geniş bir sosyal bilim yaklaşımıyla, toplumsal faktörler, kültürel özellikler, âdet ve inançlar da insan davranışını belirleyicidir. Özellikle ekonomik faktörler (yoksulluk), düşük eğitim düzeyleri, şiddet içeren gelenekler ve değerler hem toplumun hem de bireyin şiddet eğilimini destekler. Eşit olmayan toplumsal cinsiyet, erkekkadın rollerinin farklılığı ve erkek egemenliği, erkek şiddetinin son derece önemli etkenleridir. Nihayet, toplumda var olan siyasi ortam ve özellikle öne çıkan lider davranışları da şiddete örnek olup tetikleyebilir. dehşete düşüren ‘Özgecan cinayeti’nde, kontrol altına alınamayan cinsellik ve saldırganlık güdüsünün birbirini tetiklemiş olduğunu görüyoruz. Gazete haberlerindeki başka örnekler de, meclisteki kavgalardan ve şiddet yüklü bir politik ortamdan, kadın cinayetlerine, çocuk hapishanelerindeki vahşete kadar giderek artan bir şiddet kültürünün yansımalarıdır. Böyle çok nedenli ve karmaşık bir insan ve toplum sorununu kolayca çözmek elbette mümkün değildir. Ama bir yerlerden başlamak gereği de apaçık ortadadır. Saldırganlığın çocukluktan kontrol altına alınması; ana babanın çocuklarını yetiştirirken körü körüne itaat yerine mantıklı açıklamalarla çocuğun zihinsel süreçlerini ve özerkliğini geliştirmesi; insancıl değerleri çocuğa aşılayabilmesi; şiddete başvurmadan problem çözümüne yönelmesi gerekiyor. Bu nasıl sağlanacaktır? Çağdaş yaşama uymayan çocuk yetiştirme davranışlarını değiştirebilmek, ancak topyekün eğitim seferberliğiyle mümkün olabilir. Burada kilit noktanın eğitim olduğunu kabul etmek gerekir. Bu hem yaygın anababa eğitimini, hem de örgün okul eğitimini kapsar. Yaygın eğitim, devlet, yerel yönetimler, asker, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve medya tarafından sağlanabilir. Yani, toplumun bütün örgütlü kuruluşlarına sorumluluk düşüyor. Burada özellikle de görsel medyanın etkisi önemlidir. Görsel medya olumlu örnekleri özendirmeli, insancıl insan ilişkilerini vurgulamalıdır. Bu tür eğitimlerin olumlu örnekleri var, AÇEV (AnneÇocuk Eğitim Vakfı) yaygın eğitimleri gibi. Bu çabaların sayısının çok arttırılması, hatta bir seferberlik haline getirilmesine ihtiyaç var. Şiddeti azaltmanın yolları Şiddetin önlenmesi topyekün eğitim seferberliğiyle mümkün Çocukluğunda kendi dayak yiyen, babasının annesini dövdüğünü gören çocuk, ileride öfkelendiğinde kendi çocuğunu ya da eşini dövecektir. Nitekim sosyolojik ve kriminolojik araştırmalar aile içi şiddetin nesilden nesile devam ettiğini gösteriyor. B Yasaların istisnasız uygulanması şiddeti azaltır VİCDAN YA DA İÇ KONTROL GELİŞİMİ Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, Koç Üniversitesi Bilim Akademisi İnsan davranışının incelenmesindeki en büyük zorluk, birbiriyle iç içe geçmiş çeşitli etkenlerin söz konusu olmasıdır. Şiddet ya da birey davranışı olarak saldırganlık da böyle çok nedenli ve karmaşıktır. Dolayısıyla da farklı düzeylerdeki kuramsal yaklaşımlarla ve çeşitli araştırmalarla çalışılmıştır1. Burada önce şiddetin araştırmalarla saptanmış olan farklı düzeylerdeki nedenlerine değineceğim. cu oluşan öfke ve sıkıntının yol açtığı da söylenebilir. Bu temel sebepsonuç ilişkisi engellenmesaldırganlık hipotezi olarak adlandırılmıştır. Ancak, yapmak istediğimiz şeyler sık sık engellenebilir; her engellenme de saldırganlığa yol açmaz. Çünkü burada da gelişmiş beyin, usavuruş ve düşünme kapasitesi sayesinde yine daha olumlu, problemi çözmeye yarayan bir yöne kanalize olmak mümkündür. Çevre ve öğrenme ile desteklenen iç kontrol gelişimi saldırganlığı önleyebilir. GÖZLEM VE TAKLİT İç kontrol gelişimi küçük yaşlardan itibaren öğrenme ile oluşur. Çocuk yetiştirmenin amacı çocuğun ‘doğru ve yanlış’ı kavrayarak güdülerini kontrol edebilmesini sağlamaktır. Yani vicdan gelişimi. Sosyal psikolojik açıdan vicdan, ‘iç kontrol gelişimi’dir. İtaate yönelik, cezalandırıcı anababa davranışı, özellikle de fiziksel ceza (dayak), çocukta ve ergende iç kontrol gelişimini desteklemez. Çünkü kontrol dışarıdadır babada, öğretmende, poliste ... Çocuk bu otorite tarafından cezalandırılmamak için doğru davranır, o davranışın gerçekten doğru olduğunu kavradığı için değil. Etrafta onu cezalandıracak kimse olmadığında ise yine yanlış davranabilecektir, çünkü ‘doğru’yu kendine mâl etmemiştir. Örneğin, bir yetişkinin etrafta polis ya da radar varsa yolda hız limitine uyması, yoksa uymaması gibi. tiğim özellikler, cinsel güdü için de söz konusudur. Biyolojik temelli yaşamsal önemi olan cinsel güdü de insanda kontrol altına alınıp kanalize edilebilir. Burada da gene aileden topluma kadar uzanan çevrenin eğitici, yönlendirici, ya da tersine, kışkırtıcı etkisi son derece önemlidir. Evrimsel psikoloji araştırmaları gerek hayvanda, gerek insanda hükmetme (hakimiyet, dominance) güdüsünün biyolojik temeline ve yaşamsal önemine işaret eder. Hükmetme hayvanda doğrudan saldırganlığa dönüşür. İnsanda da yine saldırganlığa dönüşebilir ama başka bir yöne de kanalize olabilir. Çünkü insan beyni çok daha gelişmiş olduğundan, öğrenmeyle davranışı kontrol edebilir. Örneğin ailenin olumlu etkisi, insancıl değerler ve iyi örnekler saldırganlığa alternatif olabilecek davranışları öğretebilir. Böylece hükmetme güdüsü saldırganlığa yol açabileceği gibi, çevresel yönlendirme sonucu liderliğe, sporda üstün gelmeye, vb. gibi olumlu yönlere de gidebilir. Burada çevre son derece önemli oluyor. Bir başka açıdan bakıldığında, saldırganlığa engellenme ve bunun sonu ŞİDDETİN NEDENLERİ Sosyal öğrenme kuramı, saldırganlığın da diğer davranışlar gibi öğrenildiğini vurgular. Özellikle en temel öğrenme yolu olan gözlem ve taklit, çok küçük yaşlardan itibaren oluşur. Bu alandaki klasik bir araştırmada bir balon bebeği tekmeleyen bir yetişkini izlemeyen çocukların, sonra bebeğe ayni şekilde saldırganca davrandığı, izlemeyen çocukların ise bebeğe sevgi ile yaklaştığı bulunmuştur.2 Aile içi şiddette de bu vardır. Çocukluğunda kendi dayak yiyen, babasının annesini dövdüğünü gören çocuk, ileride öfkelendiğinde kendi çocuğunu ya da eşini dövecektir. Nitekim sosyolojik ve kriminolojik araştırmalar aile içi şiddetin nesilden nesile devam ettiğini gösteriyor. Gelişim psikolojisi, bazı temel güdülerin böyle olumlu ya da olumsuz davranışlara yönelmesinin çok erken yaşlardan itibaren ortaya çıktığını gösteriyor. Ailede çocuk yetiştirme burada anahtar etkendir. KURALLARI KENDİNE MÂL ETMEK VE BENİMSEMENİN ÖNEMİ TÜRKİYE’DE DURUM Yani kurala uyma davranışının altında yatan iki farklı süreç vardır. Birisi, ceza almamak için ona uymak, diğeri ise o kuralın doğru, mantıklı olduğunu kavrayarak benimsemek ve dolayısıyla kendine mâl etmektir. İkinci süreç, kişinin o kuralla ilgili olarak iç kontrol geliştirmiş, altında yatan güdüyü doğru davranışa yönlendirebilmiş olduğunu gösterir. Bir toplumda bu benimseme süreci çocukluktan itibaren çevre tarafından desteklenirse, ancak orada toplumsal ahlaktan söz edilebilir. Nihayet, burada cinsel dürtüden de söz etmek gerekir çünkü son zamanlarda, özellikle de son günlerde çok çarpıcı bir şekilde erkek şiddeti, cinsel taciz/ tecavüzle birlikte görülüyor. Bundan önce hükmetme (saldırganlık) güdüsü için belirt Yukarıda özetlediğim etkenlerin Türkiye’deki durumuna kısaca birer birer bakalım. Bu etkenler Türkiye’de araştırmalarla saptanmıştır. Geleneksel ailede itaate yönelik çocuk yetiştirme çok yaygındır.3 Beraberinde ceza (dayak) da yaygındır. Kentleşme ve eğitimle her ne kadar bunda bir azalma varsa da gene temel yaklaşım budur. Özellikle erkek çocuk için daha da fazla söz konusudur. Fiziksel ceza ile büyüyen çocukta iç kontrol gelişimi yetersiz kalıyor, çünkü devamlı olarak otoritenin kontrolüne muhataptır. Öfkelendiğinde saldırganlaşıyor. Çok sıkı dış kontrolün varlığı, iç kontrol gelişmesini gereksiz kılıyor. Ayrıca, cezaya yönelik sıkı kontrollü çocuk yetiştirmede çocuk daha çok engellenecek, daha kızgın olacak, ve daha çok saldırganlığa yönelecektir. Üstelik, dayak yiyen çocuk, dayak atmayı öğreniyor. Ana babayı örnek alarak problemlerin kaba kuvvete başvurularak (şiddetle) çözümlendiğini öğrenip, alternatif problem çözme becerilerini geliştiremiyor. Çevre ve toplumsal faktörler de Türkiye’de şiddet içeriyor. Örneğin geleneksel değerler, erkek şiddetini onaylayıcıdır. Büyüyen çocuk delikanlı oluyor, yani taşkın davranışlarda bulunabilir... Erkek çocuk tercihi, erkek çocuğa daha fazla değer verilmesi, erkek egemen toplumun özellikleridir. Cinsellik ve toplumsal cinsiyet burada öne çıkıyor. Erkekliğin bu kadar önemli olduğu bir ortamda erkeğin kadına üstünlüğü, erkekliğin bir ifadesi olarak kabul edildiğinden, kadına hükmetmesi de olağan karşılanıyor. Nihayet, ülkede artan işsizlik gibi ekonomik sorunlar da insanların daha çok engellenmesine, stres ve öfkeye yol açıyor; bunlar da şiddeti tetikliyor. DİN, VİCDAN GELİŞİMİNİ ENGELLİYOR NE YAPILABİLİR? Bütün bu yazdıklarımdan görünen, en başta da belirttiğim gibi, karmaşık ve iç içe geçmiş etkenlerdir. İnsan saldırganlığı, cinsellik ve toplumsal cinsiyet sorunu, çocuk yetiştirme sorunları ve bunların yol açtığı ahlâk – vicdan iç kontrol gelişimi noksanlığı dikkat çekiyor. Örneğin bizleri Devlete, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’na düşen görev, bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkan kavram ve yaklaşımları yaygın uygulamalara ve örgün eğitime yansıtmaktır. Bu da, bilimcilerle, üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla eşgüdüm içinde çalışmakla olur. Oysa ki, giderek ahlâk ve değerler eğitiminin örgün eğitimde tamamen dine bağlandığını görüyoruz. Üstelik din de mantık kullanılarak değil, yasaklarla ve cezalarla öğretiliyor. Oysa ki, baştan beri belirttiğim gibi, bu tür bir yaklaşım, vicdan gelişimine (iç kontrole) yol açmakta yetersiz kalır. Dipnot 1 Etraflı bilgi için bkn: Ç.Kağıtçıbaşı & Z. Cemalcılar (2014) Dünden Bugüne İnsan Ve İnsanlar. Evrim Yayınları. 2 Bandura, Ross & Ross, 1961. 3 Bkn: Ç. Kağıtçıbaşı (2012) Benlik, Aile ve İnsan Gelişimi: Kültürel Psikoloji. Koç Üniversitesi Yayını. boyunca yasaların istisnasız uygulandığı, siyasilerin adının karıştığı yolsuzlukların hoş görülmediği, tüm kurumların daha şeffaf bir yapı üzerinden hesap verebilir Suç oranlarının 20. yüzyılın ikinci duruma getirildiği toplumlarda, kamuoyarısında çok ani bir çıkış gösterdikyunun yönetime duyduğu güvenin daha ten sonra birdenbire inişe geçmesinin sağlam olduğu görülmüştür. Bu tür toplumnedenleri hâlâ tam olarak anlaşılmış larda cinayetlerin azaldığı istatistiklerle değil. Çok karmaşık bir yapıya sahip sabittir. Dolayısıyla gelişmekte olan ülkeolan nedenler ancak yeni yeni anlaler, şiddeti azaltma mücadelesinde siyasi şılıyor. Ayrıca bazı ülkelerde adam elitlerin de yasalara uymasını sağlamak, öldürme oranları inatla yükselmeye Endeksin en düşük olduğu 10 ülke yönetişimi geliştirmek ve devlet hizmetleridevam ediyor veya düşme eğilimi ÜLKE ENDEKS nin herkesi kapsayacak şekilde yürütülmegöstermiyor. Konunun uzmanlarına Man Adası 15.10 sine özen göstermek zorundadır. göre ise gelecek 30 yıl içinde şiddet Singapur 17.59 Şiddetin kontrol altına alınamadığı yarı yarıya azalacak. Türkmenistan 17.86 toplumlarda suç oranlarını düşürmek hem Peki gelişmiş ülkelerdeki bu düşüş Güney Kore 17.99 ekonomik hem de insanı nedenlerle önemFaroe Adaları 18.53 ten çıkartacağımız dersler nedir? lidir. Dünyanın refah seviyesini arttırmak 19.16 Şiddet oranlarındaki düşüş çoğun Ruanda için kanıta dayalı yaklaşımı destekleyen 19.24 lukla sosyal kontrol teknolojilerindeki Hong Kong Kopenhag Konsensus Merkezi, şiddetin Japonya 20.24 gelişmelere bağlanıyor. Bunların yanı Katar 21.04 dünyaya faturasının yılda 9.5 trilyon dosıra sosyal düzeni bozma potansiyeli Tayvan 21.88 lar olduğunu açıkladı. Bu da dünya milli taşıyan kişiler üzerindeki kontrolü artgelirinin % 11’i anlamına geliyor. Bu fatırmak ve saldırganların erken teşhis turayı oluşturan kalemlerin başında cinayetler, şiddet edilmesini sağlayan sistemler üzerine odaklanmak suçları, çocuk tacizleri, cinsel tacizler, aile içi şiddet da yarar sağlıyor. Batılı ülkelerde suç oranlarında düşüş, günlük olayları geliyor. atılı ülkelerde suç oranları azalıyor. Cambridge sıraltı edilmemesi, ırkçı söylemlerden kaçınılması da Üniversitesi Şiddet Araştırma Merkezi’nden Ma etkendir. Batıda bir diğer önemli yaklaşım da, lidernuel Eisner, bu eğilimin sürekli olması ve şidde lerin yasadışı eylemlerinin ve toplumu rencide edici tin yaygın olduğu diğer ülkelerde de geçerli olması davranışlarının üzerlerinin örtülmeyip, ayırım yapıliçin neler yapılması gerektiğini açıklıyor. madan yasalarca belirlenen cezalara çarptırılmalaİleri ekonomilerde şiddet suçları azalma eğilimi rıdır. Şiddet suçlarının inatla devam ettiği ülkelerde gösteriyor. ABD’de 2013 yılındaki adam öldürme güvenliğin sağlanmasında daha etkili yöntemlerin oranı 1960’lı yılların epey altında. Yine 2013 yılın uygulanması da fark yaratabilir. Çünkü Batıda kanıda Japonya’da cinayetler savaş sonrası dönemin en ta dayalı güvenlik yöntemlerinin 20. yüzyılın son 10 düşük seviyesinde. İngiltere’de ise şiddet seviyesi, en yılında topluma egemen olması da şiddetin azalmayüksek noktaya ulaştığı 1995’e göre bugün % 66 sında önemli rol oynadı. oranında azalmış durumda. Özetle 2015 yılı dünya suç endeksi adam öldürme ve yaralama son 20 Endeksin en yüksek olduğu 10 ülke UZUN VADELİ YAKLAŞIMLAR yıldır tüm gelişmiş ülkelerde büyük düUzun vadeli önlemler özellikle cinayet ÜLKE ENDEKS şüş kaydediyor. vakalarında düşüşe yol açabiliyor. Tarih Güney Sudan 85.32 DÜŞÜŞÜN TARTIŞMALI NEDENLERİ Venezüela 84.07 Guatemala 79.34 Güney Afrika 78.44 Afganistan 77.34 Guyana 76.88 Nijerya 76.60 Trinidad 75.28 Honduras 74.91 Bahamalar 72.93 Türkiye* 36.40 *Türkiye 147 ülke içinde 100. sırada yaşamda daha etkili güvenlik ve gözetim teknolojilerinin devreye girmesiyle başladı. Bunlara örnek olarak motorlu taşıtlarda yeni kilit sistemleri, daha fazla sayıda güvenlik kamerası, ev koruma teknolojilerinin yaygınlaşması ve nakde dayalı ekonomilerden uzaklaşılması sayılabilir. Gelişmekte olan ülkelerin bundan çıkartacakları ders, kentsel altyapılarını ve iletişim teknolojilerini geliştirmeye öncelik tanımak olabilir. Bunun yanı sıra toplumda etkili olan grup veya kişilerin özdenetim, uygar ve saygın davranışlar, başkalarına zarar vermenin yanlışlığı gibi konularda örnek oluşturması ülke genelinde çok önemli bir rol oynayabilir. Son 20 yıldır Batıda şiddete hoşgörü gösterilmemesi, okullarda kabadayılık olaylarının ha Dünyada her yıl kayıtlara geçen 450.000 adam öldürme vakası yaklaşık 20 ülkede meydana geliyor. Bu ülkelerin tümü Güney Amerika’da ve Sahra Çölü altındaki bölgede. Buralarda dünya nüfusunun % 10’u yaşıyor ve bilimsel araştırma kapasiteleri son derece düşük. Öte yandan şiddet ile mücadeleyi en başarılı şekilde yürüten ülkelerin başında ABD ve Avrupa ülkeleri geliyor. Batıda şiddet olaylarındaki azalmanın nedenleri tam olarak anlaşılıncaya kadar, düşük ve orta gelirli ülkelerin benimseyeceği en akılcı yaklaşım bilimsel araştırma kapasitelerini arttırmaya çalışmak olmalı. Reyhan Oksay New Scientist, 7 Şubat 2015 LATİN AMERİKA BAŞI ÇEKİYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle