Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sağlık CBT 1457/20 Şubat 2015 17 Memeyi oluşturan süt bezleri veya süt kanallarını oluşturan hücrelerden kaynaklanan kontrolsüz hücre büyümesi meme kanseri olarak tanımlanmaktadır. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Ayrıca kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en başında da meme kanseri gelmektedir. Normal popülasyonda her 8 kadından birinin yaşamı boyunca meme kanseri olacağı beklenmektedir. Kişiye özel risk analizi ile meme kanseri riskinin arttığı durumlar belirlenebilir. Böylece kişiye özgü takip ve tedavi programları geliştirmek mümkün olabilir. Meme kanserinde risk faktörleri ve erken teşhis sözkonusudur. Fiziksel aktivite: Düzenli yapılan egzersiz şeklindeki fiziksel aktivitenin meme kanseri riskini azalttığına dair bulgular her geçen gün artmaktadır. Bu noktada en önemli soru, “ne kadar ve nasıl bir egzersiz meme kanseri riskini azaltmada en fazla etkindir” şeklindedir. Women’s Health Initiative’in yaptığı bir çalışmada, haftalık 1.25 – 2.5 saatlik yürüyüş şeklindeki egzersizin (brisk walking) meme kanseri riskinin %18 azalttığını bildirmişlerdir. Haftalık 10 saatlik yürüyüş ile riskin biraz daha fazla azaltılabileceği belirtilmiştir. lemeler Meme kanseri tedavisinde en önemli basamaklardan biri cerrahidir. Meme kanserinde cerrahi girişim temel olarak iki ana başlık altında incelenir. 1 Memeye cerrahi girişim (memenin tam olarak veya kısmen alınması ve yeni meme yapılması) 2 Koltuk altına cerrahi girişim (lenf bezlerine yayılımı saptamak, yayılım durumunda koltuk altı lenf bezlerini temizlemek) Meme için yapılan cerrahi girişimler 1 Mastektomi – memenin tamamen alınması a) Basit mastektomi – meme tamamen alınır, geride doku kalmaz, göğüs duvarı düzleşir, yerine aynı seansta yeni meme yapılmaz. b) Cilt koruyucu mastektomi – subkutan mastektomi memenin içi boşaltılır, meme cildi korunur, içerisi hastanın kendi dokusu veya silikon balon (ekspander) / protezle doldurulur. c) Meme başı koruyucu mastektomi nipple areola sparing mastektomi – memedeki tümörün meme başına uzak olduğu durumlarda, cilt koruyucu mastektomide olduğu gibi meme cildi korunur, ek olarak meme başı ve meme ucu da korunur, içerisi hastanın kendi dokusu veya silikon balon (ekspander) / protezle doldurulur. 2– Meme koruyucu cerrahi memedeki tümör bir miktar çevre meme dokusu alınarak temizlenir, meme tamamen alınmaz. Meme koruyucu cerrahi yapılan hastalarda kozmetik sonuç önemlidir. Yaşam kalitesi ve sonrasında yapılacak radyoterapi komplikasyonlarının daha az oranda görülmesi açısından meme koruyucu cerrahide dikkat edilmesi gereken noktalar mevcuttur. Bu amaçla, gerekli hastalarda onkoplastik cerrahi girişim adı verilen memenin yeniden şekillendirmesi (remodelling) türündeki girişimler yapılabilir. Meme kanseri olan hastalarda memeye ek olarak koltuk altına da girişim yapılır. Muayene ve radyolojik bulgulara göre tümörün koltuk altına yayılmadığı hastalarda, koltuk altı kontrol edilir. Bu işleme sentinel (bekçi) nod biyopsisi adı verilir. Bu işlem için, memeye radyoaktif madde ve/veya mavi boya verilerek lenfatik haritalama yapılır. Koltuk altının girişindeki ilk lenf nodu bulunur ve çıkarılır. Koltuk altına makroskopik bir yayılımın olduğu hastalarda, koltuk altındaki tüm lenf bezleri çıkarılır, bu girişime aksiller diseksiyon adı verilir. Meme kanseri için uygulanacak olan cerrahi tedavi yöntemleri, hastanın yaşına, fiziksel özelliklerine, alışkanlıklarına, psikolojik durumuna, tümör özelliklerine, hastalık evresine, hasta isteğine, cerrahın tecrübesine, eldeki imkânlara ve kurum prensiplerine göre belirlenir. Multidisipliner yaklaşımı uygulayan merkezlerde hasta ile tüm seçenekler ayrıntılı konuşularak en uygun tedaviye karar verilir. CERRAHİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ Doç. Dr. Hasan Karanlık MEME KANSERİ RİSK FAKTÖRLERİ VKV Amerikan Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü Meme Sağlığı ve Hastalıkları Ünitesi Yaş: Kadınlar yaşlandıkça meme kanserine yakalanma riski de artış göstermektedir. İnvaziv meme kanseri tanısı alan hastaların %12’si (8 meme kanserinden biri) 45 yaş altında iken,%67’si (3 meme kanseri hastasından 2’si) 55 yaş üstündedir. Cinsiyet: Erkeklerde de meme kanseri görülebilmektedir, ancak kadınların meme kanserine yakalanma riski erkeklere göre 100 kat daha yüksektir. Bunun en temel sebebi ise kadınlarda östrojen ve progesteron üretiminin daha fazla olmasıdır. Uzun bir süre östrojene maruz kalmak meme kanseri riskini arttırmaktadır. Genetik Faktörler: Meme kanseri olgularının yaklaşık %510’u genetik (herediter) geçişlidir. Genetik geçiş demek, mutasyon adı verilen, genlerde oluşan defektlerin doğrudan sorumlu olduğu ve aileden kalıtsal olarak aktarılabilen demektir. Bu konu önemlidir, çünkü böylesi genetik mutasyonları taşıdığı bilinen aile bireylerinin yakınlarının taranması ve yüksek riskli kabul edilerek genetik danışmanlık verilmesi gereklidir. Genetik meme kanserinin bilinen en sık nedeni BRCA 1 ve BRCA 2 genlerinde meydana gelen mutasyondur. Normal hücreler içerisinde bu genler protein üretimi gerçekleştirerek, hücrenin anormal olarak gelişmesini engelleyerek kanseri önlemektedir. Bu genlerin birinde oluşan ya da aileden geçen genetik mutasyon ile meme kanserine yakalanma riski otomatik olarak artış gösterir. Genetik mutasyona uğrayan kadınlarda, diğer kadınlara göre meme kanserine yakalanma yaşı daha da düşmekte ve meme kanserinin her iki memede olma riski de normal meme kanseri hastalarına göre çok daha fazla artmaktadır. Bu hastalarda aynı zamanda özellikle yumurtalık kanseri başta olmak üzere diğer kanserlerin de gelişme riski daha yüksektir. BRCA 1 mutasyonu taşıyan bazı ailelerde yaşam boyu meme kanserine yakalanma riski %80’lere, BRCA 2 mutasyonu taşıyan kadınlarda ise %45’lere ulaşmaktadır. Bu durumda kanser gelişmesi beklenmeden risk azaltıcı cerrahi girişimler yapılabilmektedir. Ünlü oyuncu Angelina Jolie’ye genetik mutasyon nedeniyle böylesi bir risk azal tıcı cerrahi girişim yapılmıştır. Aile Geçmişi: Yakın akrabalarında, özellikle birinci dereceden akrabalarında meme kanseri ya da over kanseri bulunan kişiler artmış riske sahip olmaktadırlar. Özellikle anne, kız kardeş veya kızı gibi 1. dereceden akrabalarında meme kanseri görülen kişilerin, meme kanserine yakalanma oranı diğer kadınlara göre 2 kat yüksektir. Birinci dereceden yakın akrabalarda 2 kişinin meme kanserine yakalanmış olması, riski 3 katına çıkarmaktadır. Aynı zamanda ailesinde baba ya da erkek kardeşinde meme kanseri olan kadınların, meme kanseri riskinde artış söz konusudur. Âdet başlangıç ve menopoz yaşı: Meme dokusunun östrojen hormonuna uzun süre maruz kalması, meme kanseri riskini arttırmaktadır. İlk adet yaşının 12 yaşından önce olduğu ve 55 yaşından sonra menopoza giren kadınlarda meme kanseri riski artmaktadır. Doğum ve emzirme: Hiç doğum yapmamış olmak, ileri yaşta doğum yapmak ya da doğurmaya rağmen emzirmemek riski arttırmaktadır. Hormon replasman tedavisi: Menopoz sonrasında uzun süreli kombine hormon replasman tedavisi gören kadınlarda risk artmaktadır. Fazla kilolu olmak: Menopoz sonrasında fazla kilolu veya obez olmak, meme kanseri riskini arttırır. Menopoz öncesinde, östrojenin çoğu yumurtalıklarda, az bir miktarı da yağ dokuda üretilir. Yumurtalıkların çalışmasının durduğu menopoz sonrasında, vücutta üretilen östrojenin büyük bölümü yağlı dokudan oluşturulur. Menopoz sonrasında yağlı doku miktarı daha fazla olan şişman kadınlarda, üretilen östrojen miktarının yüksek olmasına bağlı olarak meme kanseri riski artar. Yoğun meme yapısı: Dens meme yapısı ile meme kanseri ilişkisini gösteren artan sayıda çalışma yayınlanmaktadır. Alkol: Günde 2 ila 5 kadeh alkol tüketen kadınlarda, alkol kullanmayan kadınlara göre 1.5 kat meme kanseri risk artışı Meme kanseri belirtileri şu şekilde özetlenebilir. • Memede ya da koltukaltında ele gelen şişlik, kitle • Meme başından berrak ya da kanlı akıntı • Meme başında içe çökme, çekilme ya da şekil bozukluğu • Meme başı derisinde soyulma ya da kabuklanma, pullanma, iyileşmeyen egzema • Meme cildinde yara, kızarıklık • Meme cildinde ödem, şişlik ya da içe doğru çekinti olması, portakal kabuğu görünümü • Memede büyüme, şekil bozukluğu ya da asimetri meydana gelmesi • Memenin renginde değişiklik MEME KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR? ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ Meme kanserinin tedavisinde başarı oranının, bir başka deyişle hastanın geleceğini ve sağkalım (yaşama zamanı) sürelerini belirleyen en önemli faktörler meme kanserinin evresi ve tümörün biyolojik özellikleridir. Meme kanserine erken tanı konulması tedavi seçeneklerinin sayısını çoğaltır, tedavinin başarı şansını yükseltir ve yaşama şansını / genel sağkalım oranını arttırır. Meme kanseri, belirtiler ortaya çıkmadan tarama testleri ile tespit edilirse başarı ile tedavi edilebilir ve hastalar yaşamlarına normal şekilde devam edebilirler. Aynı zamanda tümör boyutunun küçük olması nedeniyle memenin ve koltuk altı lenf bezlerinin korunması da mümkün olabilmektedir. Bu durum, zaten yaşam süresi açısından başarıyla tedavi edileceğine inandığımız erken evre meme kanseri hastalarının yaşam kalitesinin de korunmasını sağlar. Meme kanserinin erken teşhisi için yapılması gerekenler: • Kadınların yaptıkları düzenli kendi kendine meme muayenesi • Doktor tarafından klinik ortamında meme muayenesi • Mamografi ve/veya meme ultrasonu çekilmesi • Doktorun gerekli gördüğü diğer ince