Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kısa haberler lenen ikinci solucan (E.dianeae) üzerindeki de iplik biçimindeki bakteriler yüzünden solucanın üzeri sanki tüylerle kaplıymış gibi görünüyor. Her “tüy” yani bakteriler bir milimetrenin onda biri kadar büyüyebiliyorlar ki bunları çıplak gözle bile görmek mümkün. CBT 1436/26 Eylül 2014 7 Kitap İkinci Dünya Savaşı Türkiyesi İlhan Tekeli – Selim İlkin İki araştırmacı, serinin üçüncü kitabı nı yine İletişim’den yayımladı. Bu kitapta yazarlarTürkiye’nin savaş sonrası için yaptığı hazırlıkları inceliyor. Eğitimde reform çalışmaları, sağlık alanında hazırlanan 10 yıllık program, tarımda yeni kurumsallaşmalar ve çiftçiyi topraklandırma kanunu, sanayi yatırımlarının hızlandırılması, yolsuelektrik ve liman altyapıları, çalışma rejiminin yeniden düzenlenmesi, vergi düzenindeki değişiklikler ve çok partili rejime geçiş hazırlıklarıyla, kapsamlı bir değişim programının hazırlıklarını.. Dünya savaşının dışında kalmış olsa bile Türkiye’yi nasıl kapsamlı bir değişime uğrattığını görüyoruz. 1950’ler ve sonrasındaki büyük modernleşme dalgasının ön hazırlıklarının geniş bir panoramasını sunuyor bize yazarlar. Yazarlar diyor ki: Türkiye’nin savaş süresince savaş sonrası için yaptığı hazırlıkları büyük ölçüde yakın geçmişindeki köktenci modernleşme projesi belirleyecekti. Savaş dönemi, Türkiye’nin o yıllara kadar yaptıklarının yeterliliğinin sınanmasına olanak vermiş, ülkenin ekonomik performansının hangi bakımlardan yetersiz, hangileri bakımından başarılı olabildiği açık olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca savaş içinde, daha önce kullanmadığı kaynaklarını da kullanmaya başlamıştır..” Kitap çok sayıda kaynakların taranmasıyla, eğitim ve yukarıda sayılan daha pek çok alanda sayısal verilerle 550 sayfaya yakın hacimde. Mevhibe İnönü’yü, öncülük ettiği gönüllü hemşirelik etkinliklerinde görüyoruz. 1940’larda açılan ilk soyut resim sergileri gibi ilginç fotoğraflarla zengin bir belgesel kitap.. Özellikle eğitime ve kütüphanecilik faaliyetine verilen önem göz alıcı. İlgiyle okunacak ve bir dönemi aydınlatacak önemli bir araştırma... İnsan uyurken de cevap verebiliyor rında. Bu araştırma örneğin 0 gibi belli başlı kan grubunda kalpdolaşım hastalıkları riskinin daha düşük olduğuna dayanan teoriyi destekliyor. Araştırmacılar bu şekilde beynin zararlardan korunduğunu düşünüyorlar. Fakat yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol değerleri ve diyabet de bilişsel kısıtlama veya demans riskini yükseltebilir diyor araştırmacılar. Kan grubu inme gibi diğer damar hastalıklarıyla da ilişkilendirilmekte. Üçüncü Cilt İklim değişimi kuralları sil baştan Fransız (Ecole Normale Superieure) ve İngiliz (Cognition and Brain Sciences Unit) bilim insanlarına göre insan uyurken bile sözcükleri sınıflandırabiliyor. Uyanık ve uyuyan insanlarla testler yapan Sid Kouider yönetimindeki ekip, uyku halinde verilen yanıtların da doğru olduğunu tespit etmiş (Current Biology). Araştırmaya göre insan beyni uyurken de karmaşık görevleri yerine getirecek durumda. Bu özellikle de bu yetinin otomatikleştirilmesi halinde geçerli. Yeni çalışmalarla uyurken harcadığımız zamanın ne şekilde daha iyi değerlendirilebileceği araştırılacak. İklimbilimciler, iklim değişiminin sonuçlarını tanımlamak için modeller ve gözlemlerin yardımlarıyla basit bir formül buldu. Buna göre günümüzde kurak olan bölgeler, gelecekte daha da kuraklaşacakken, günümüzde çok nemli olan bölgelere ise gelecekte daha fazla yağış düşecek. İngilizcede ise bu çok daha basit bir şekilde formüle edilir: Dry gets drier, wets gets wetter (DDWW). Bugüne kadar kullanılan analizlerde, okyanusların iklimsel özelliklerini kapsamlı bir şekilde açıklayan bir yöntemden yararlanılıyordu. Ancak bu yöntem karadaki bölgeler için o kadar kesin sonuçlar vermemekte. Karadaki iklimsel özellikleri ayrıntılı bir şekilde inceleyen Peter Greve (Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü/ETH) ve ekibi, analizlerinde, 19481968 ve 19842004 yılları arasına Kan grubu ve bellek kaybı arasında olası bağlantı Cumhuriyet Ekonomisi’nin ÖyküsüIII Cahit Kayra, Tarihçi Kitapevi 1916 doğumlu, ‘asırlık çınar’ Cahit Kayra, “Cumhuriyet Ekonomisinin Öyküsü” eserini tamamladı. Kayra’nın daha önce iki cildi yayımlanan çalışmasının üçüncü ve son cildi olan “19802013 Tüketim EkonomisiKüreselleşme” kitabı kısa bir süre önce yayımlandı. Türkiye’ye ekonomi alanında büyük hizmetler vermiş olan ve Maliye Müfettişliği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere birçok görevlerde bulunan Cahit Kayra, ülkemiz tarihindeki önemli süreçlere ilişkin bilimsel deliller, sağlam kanıtlar ve araştırmalarla kitaplar hazırlıyor. Kayra, bu 3 ciltlik dev yapıtıyla 1923’ten günümüze ekonominin öyküsünü bütün hatlarıyla gözler önüne seriyor. Serinin ilk cildi 19231950 dönemini incelemiş ve “DevletçilikAltın Yıllar” adıyla yayınlamıştı. İkinci ciltte 19501980 dönemi “Karma EkonomiDoğrular, Yanlışlar, Umutlar” adıyla okuyucuya sunulmuştu. Üçüncü ve son ciltte ise yakın geçmişimiz; “19802013 Tüketim EkonomisiKüreselleşme” adıyla inceleniyor. Türkiye’nin siyasal, sosyal yaşamının neredeyse tamamına tanıklık etmiş olan Kayra, devlet hizmetinde çalıştığı yıllarda ekonomi ve maliye konulu sorunları içeren çalışmalarının, müfettişlikten edindiği çalışma disiplininin deyim yerindeyse hakkını bu eserinde fazlasıyla veriyor. 90 yıllık süreci, ekonomi, ticaret, maliyeyle birlikte yalın bir şekilde yansıtıyor. Yaşanan olayları özlü bir anlatımla bizlere sunuyor. Cumhuriyet ekonomisinin öyküsü üç cilt içinde anlatıldı: Devletçilik, Karma Ekonomi, Tüketim Ekonomisi. Cumhuriyet ekonomisinin 19231950 yıllarını kapsayan dönemini altın yıllar olarak nitelendiriyor Kayra. Bu dönemde, sıfırdan başlayarak ciddi ve güçlü bir ekonomi ve sanayi kuruldu. 19501980 dönemi ekonomisi devletçiliğin ve özel teşebbüsün birlikte uygulandığı başarılı bir dönemdir ve özelliği, daha önce başlatılan sanayileşme hareketinin başarıyla devamı olmasıdır. 1980 yılından günümüze kadar uzanan dönemin karakteri, kaynakların tüketilmesi, Türkiye’nin sanayileşmesinin durması ve gerilemesidir. Bu ciltte bu son gelişmeyi anlatacak olan öyküyü okuyacaksınız. Vermont Tıp Koleji Üniversitesi bilim insanları AB kan grubu ve yaşlılıktaki bellek kaybı arasında bir bağlantı saptadı. Anlaşıldığı üzere dünya genelindeki insanların yüzde dördünde görülen bu kan grubu düşünme ve bellek sorunları riskini artırıyor. Mary Cushman ile çalışan ekip, daha önceleri kan grubu ve kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi ortaya ko yan araştırmaları değerlendirirken, kırk beş yaşın üzerinde olan 30.000 Amerikan vatandaşını incelemiş. 495 katılımcıda üç yıllık araştırma süresince düşünme ve bellek sorunları geliştiği gibi, bilişsel yetilerinde de zayıflama meydana gelmiş. Bu grup benzer sorunlar yaşamayan 587 kişiyle karşılaştırılmış. Bilişsel yeti kaybı yaşayanların yüzde altısı AB kan grubuna sahip. Genel olarak bu değer yüzde dört civa ait, yağışlarla, gerçek ve potansiyel buharlaşmayla ilgili ölçüm verilerinden yararlanmış. Sonuçlar, dünyadaki karaların üçte birinde kuraklaşmaya ve daha yağışlı bir iklime doğru bir eğilimin olmadığını gösteriyor. Geriye kalan bölge için belli bir eğilim söz konusu. Fakat DDWW kuralına bu alanların sadece yarısı uyuyor. Yani karasal alanların sekizde biri sadece. Alanların diğer yarısında klasik kural geçerli değil. Mesela DDWW formülüne göre geçmişte daha nemli olması gereken bölgelerin daha kurak oldukları ortaya çıkmış Örneğin Amazonlar’daki, Orta Amerika’daki tropikal Afrika’daki ve Asya’daki bazı bölgeler gibi. Tam tersi olarak da, geçmişte kurak olup günümüzde daha nemli hale gelen bölgeler de söz konusu. Mesela Patagonya’nın, Orta Avustralya’nın ve ABD’nin orta batısındaki bazı bölgeler gibi. Nemli bölgeler daha da nemli hale gelecek kuralı önemli ölçüde, ABD’nin doğusu, Kuzey Avustralya ve Avrasya’nın kuzeyi için geçerli. Kurak yerler daha da kuraklaşacak kuralı ise Sahel bölgesi, Arap Yarımadası, Orta Asya’nın ve Avustralya’nın bazı bölgelerine uyuyor. Yani sonuçta DDWW kuralı genel olarak sadece okyanuslar için geçerli (Nature Geoscience). Nilgün Özbaşaran Dede nilodede@hotmail.com