24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Kısa haberler CBT 1436/26 Eylül 2014 Microsoft kurucularından Bill Gates, Ebola salgınıyla mücadele için elli milyon dolar bağışladı. Yardım Birleşmiş Milletler’in organizasyonlarına ve diğer kuruluşların hizmetine sunuldu. Yaşam kurtarmak ve ölümcül hastalığın yayılışını durdurmak için en etkili yolları bulmak üzere ortaklarımızla harıl harıl çalışıyoruz diyor vakfın genel müdü Ebola’ya mücadele için 50 milyon dolar bağış çok daha önce ulaşacaktı ama tekerleklerde yaşanan sorunlar yüzünden, bilim insanları robotun rotasını daha düz arazide hareket edecek şekilde değiştirdi. Araç bundan sonra yavaş yavaş Mount Sharp Dağı’na tırmanarak, dağın oluşumunu ve kayaç örneklerini yakında inceleyecek. Curiosity, diğer bir gezeni araştırmak üzere geliştirilen en pahalı ve en gelişkin robot. Bilim insanları bu misyonla, Kızıl Gezegen’in gelişim tarihi ve Mars üzerindeki olası ilk yaşamla ilgili bilgiler edinebilmeyi umuyorlar. rü Sue DesmondHellmann. Yardımın diğer bir amacı da yeni tedavi yöntemlerinin, aşıların ve tanı yöntemlerinin geliştirilmesini hızlandırmak. Dünya Sağlık Organizasyonu’nun son verilerine göre Batı Afrika’daki ölü sayısı 6 Eylül’e dek 2.300’e ulaşmış. Yarısı son üç haftada olmak üzere 4.293 kişiye de hastalık bulaşmış. Fakat yetkililer durumun çok daha vahim olduğunu düşünüyorlar. Liberya’nın savunma bakanı Brawnie Samukai, bu hafta içinde Birleşmiş Milletler’in güvenlik konseyinden yardım istedi. Avrupa Birliği eylül ayında Ebola’yla mücadele için 144 milyon Avro ayırdı. USAID yardım organizasyonu gibi diğer organizasyonlar da bağış yaptı. Batı Afrika’daki salgınla mücadele için önümüzdeki aylar için yaklaşık 600 milyon dolar gerekiyor. “Curiosity” hedefine ulaştı Uluslararası çevre korumacılığı çabaları işe yarıyor. Ozon deliği 1980’li yıllardaki anlaşmalardan sonra ilk kez küçülmeye devam ediyor. Ozon tabakasının da yenilenmeye başladığını açıklayan Birleşmiş Milletler’in ve Dünya Meteoroloji Organizasyonu’nun verilerine göre ozon değerleri, 2050 yılına dek yeniden 1980’lı yıllardaki değerlere yaklaşabilecek. Birleşmiş Milletler aynı zamanda iklim değişimine karşı yeni önlemlerin alınması konusunda da uyarıyor. Rapor üzerinde otuz altı ülkeden, üç yüz kadar bilim insanı çalışıyor. Uzmanlara göre bu gelişme özellikle de 1987 yılında imzalanan Montreal Protokolü sayesinde yaşandı. Montreal Protokolü zararlı kimyasalların üretimine ve kullanımına kısıtlama getirdi, özellikle de kısaca FCKW olarak bilinen flüor hidrokarbürlerin kullanımı durduruldu. Tahminlere göre bu sayede 19892030 yılları arasında ortalama olarak iki milyon cilt kanseri vakası önlenmiş. Bu protokol olmaksızın bu maddeler ozon tabakasına zarar vererek, 2050 yılına dek deliği on misli büyültebilirlerdi. Ozon tabakasından iyi haber var Ayrıca ozona zarar veren kimyasalların kullanılmaması, iklim üzerinde de olumlu bir yan etki de yaptı. Nitekim bu maddelerden bazıları aynı zamanda sera gazıdır. Karbondioksit gibi diğer bir sera gazının artışı bu pozitif etkiyi yok edebilir diyor uzmanlar. Ozon tabakası dünyamızı bir kalkan gibi korumaktadır. 1980’li yılların başından itibaren bilim insanları stratosferde (1550km yükseklikte) bir incelme saptamışlardı. Antarktik’te ise 1985 yılında ilk kez bir ozon deliği görüldü. İnce ozon tabakası yüzünden dünyamıza daha fazla filtre edilmemiş morötesi ışık yansıyor ki bu durum gözlere ve cilde zarar verdiği gibi en kötü durumda cilt kanserine de yol açabiliyor. Rapora göre ozon tabakası orta enlemlerde ve Arktik bölgede bu bin yılın yarısından önce 1980’li yıllardaki duruma dönebilecek. Antartikte ise biraz daha geç toparlanacak diyor araştırmacılar. Raporu yayımlayan UNDP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) ve WMO (Dünya Meteoroloji Organizasyonu) iklim değişimine karşı da birlik ve beraberlik içinde aynı kararlılıkla mücadele edilmesini istiyor. üzerinde yaşayan ve boyutları birbirinden çok farklı olan bakterilerden söz ediyor. Bizim ölçülerimize çevrildiğinde mikropların büyüklükleri 0,6 ve 6 metre arasında değişiyor. Üzerinde bir kilo kadar mikroorganizma taşıyan insan cildi gibi deniz solucanlarının üzerleri de başlı başına bir mikro evren. Viyana Üniversitesi bilim insanlarının iki yıl kadar önce Laxus oneistus iplik kurdu üzerinde buldukları bakteriler, ilginç bir bölünme makinesi çıktı. Çubuk biçiminde olan ve dikey olarak duran organizmalar uzun eksenleri boyunca bölündükleri için devamlı konakçılarıyla temas halinde kalıyorlar. Viyana Üniversitesi Ekogenomik ve Sistem Biyolojisi Bölümü’nden Silvia Bulgheresi ve ekibi şimdi Eubostrichus fertilis ve Eubostrichus dianeae iplik kurtlarını incele Bakteriler arasında olağanüstü boyut farklılıkları Mikroorganizmaların dünyası her zaman sürprizlerle doludur. Avusturyalı bilim insanları şimdi deniz solucanlarının di. E.fertilis üzerindeki orak biçimindeki bakteriler iki iplik kurduna “orağın” iki ucuyla tutunuyorlar. Solucanın üzeri bü yüzden örülü bir ip gibi görünüyor. En küçük mikroplar solucanın hemen üzerinde yer alırken, dışa doğru daha büyük bakteriler var. Bugüne kadar aynı popülasyon içindeki hücrelerin hemen hemen aynı büyüklükte olduğu sanılıyordu. Ancak binlerce hücreyi görüntüleyerek inceleyen Nikolaus Leisch, Guiness rekorlar kitabına göre insanların boyları 0,6 – 2,6 metre arasında değişmektedir, bakterilerdeki büyüklük farklılıklarını insana çevirdiğimizde, 0,6 6 metre arasında değişen bir fark ortaya çıkıyor diyor. İnce İki yıl önce Mars’a inen “Curiosity” aracı araştırma gezisinin hedefine ulaştı. “Mount Sharp” dağındaki araştırma robotu incelemelerini daha yakında sürdürecek. Mars aracını geliştiren uzmanlar, 4000 m yüksekliğindeki dağı yolculuktan önce hedef bölge olarak seçmişlerdi. Bu Mars dağına giden uzun ama tarihi bir Uyku ilacı Alzheimer’i tetikliyor Bordeaux Üniversitesi bilim insanları, yaşlı insanların üç aydan uzun bir süre Benodiazepine almaları halinde Alzheimer riskinin yaklaşık % 50 oranında yükseldiğini saptadı (British Medical Journal). İlaç ne kadar uzun ve ne kadar çok alınırsa araştırmaya katılan kişiler de risk o denli yükselmiş. Bilim insanları bu yüzden doktorları uyku ve rahatlatıcı ilaçları düşük dozlarda yazmaları konusunda uyarıyor. Benzodiazepine genelde ankisiyete durumlarında, depresyonda veya uyku ilacı olarak yazılır. Özellikle de yaşlı insanlara daha fazla yazılıyor. Endüstri ülkelerinde yaşlı insanlara %7%43 oranında yazılıyor diyor Sophie Billoti de Gage. Üstelik de yaşlılar, uluslararası kurallara göre ilaç maksimum dört hafta kullanılması gerekiyorken, yaşlılar çok daha uzun süre almaya devam ediyor. Daha önceki araştırmalar bu tür ilaçların bellek üzerinde olumsuz etki yaptığını göstermişti. Hastalar, ilaçların etki süresince yaşanan olayları hemen hemen hiç hatırlamıyor. Benzodiazepine’nin bu akut etkisi iyi bir şekilde belgelenmiş olmasına rağmen demans riski üzerindeki etkisi bugüne dek tartışmalıydı. Araştırmacılar, Kanada’nın Quebec kentinde bir sağlık programı çerçevesinde 9 yıl süreyle 120.000 yaşlı insandan toplanan verileri değerlendirdi. Sonuca göre araştırma süresince Alzheimer’e yakalananlar arasında üç aydan fazla Benzodiazepine alanların sayısı bir hayli fazla. Bu kişilerde Alzheimer riski %4351 artmış. Bu tür araştırmalar kesin sebebi doğrudan doğruya kanıtlayamıyorsa da bilim insanları yine de Benzodiazepine’nin belleği zayıflatarak, beyne gelecek zararları ve açıkları dengelemesine yardımcı olduğunu düşünüyorlar. yol oldu. Artık misyonumuzun en dıştaki sınırına ulaştık diyor Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden John Grotzinger. Curiosity aslında Mount Sharp Dağı’na
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle