25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇİÇEKTEN GELEN SAĞLIK! Bathonea kazılarında 420 pişmiş toprak şişenin gizemli içeriği! Özgen Acar Kazıda 420 “unguenterium” bulundu. Unguenterium’lar topluca Foto: Haldun Aydıngün İ stanbul Küçükçekmece Gölü’nün Avcılar kıyısındaki “Bathonea” antik kenti kazılarında bulunan “çanakçömlek” ailesinden bazı kaplar “tıp tarihini” aydınlatıyor. Gaziantep’te “36. Uluslararası Arkeoloji Çalıştayına” 2013 Bathonea’daki çalışma sonuçlarını sunan kazı başkanı Kocaeli Üniversitesinden arkeolog Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün “420 tane ‘unguenterium (merhem kabının)’ bulunduğunu” açıkladı. Dr. Aydıngün’ün açıklaması özetle şöyle: “420 unguenterium bir metre karelik alanda, üst üste istiflenmiş durumda ele geçti… Çevresinde yangın izleri vardı. O noktada ele geçen sikkelerle, yapı yaklaşık 616 620 yıllarına tarihlendi. Yapı, o yıllarda ciddi bir yangın geçirmişti. Çöken çatının altında kalan ahşap sandığın içindeki toprak şişeler korunmuştu.” “Unguentarium” parfüm, merhem, bitkisel ilaç, krem gibi nesneler için yapılan, şişe biçimli, avuç içine sığan, “çanak çömlek” gibi pişmiş topraktan yapılan bir kap cinsidir. İÖ 4. yy’da Hellenistik Dönemde kendini göstermeye başlayan bu pişmiş toprak kaplar, sonraları “dönemlerin modasına” uyarak, biçimsel değişimler göstermiş, zamanla “camdan” yapılmışlardı. Bu uygulama İS 8. yy sonralarına kadar sürmüştü. Bu kaplardaki “kremlermerhemlerparfümler” hamam, spor yarışmaları sonrasında erkeklerce, genellikle kadınlarca vücutlara sürülüyordu. Tıpta kullanılan çeşitli bitkilere ve bunlardan elde edilen krem ya da sıvıya “unguentum”, kokulu bitkilere ise “unguenta” adı verilmekteydi. Kaplar da adını bu sözcüklerden almışlardı. “Bunların içinde ‘methanone (psikoaktif sakinleştirici)’ ve ‘phenanthrene (yaraları iyileştirici, iltihapları, adet öncesi ve sonrası rahatsızlıkları önleyici, damarları büzücü, mikropları yok edici, bağışıklığı güçlendirici ve kandolaşımına etkileri)’ türde ilaç formülleri ortaya çıktı.” Ayrıca yine Küçükçekmece Gölü çevresindeki bitkiler üzerinde çalışan botanik uzmanları Dünyada nadir görülen ve Ege Denizi çevresine özgü “endemik” türlerden “amsonia orientalis (mavi yıldız)” çiçeğinin yanı sıra ilaç yapımında kullanılan çok fazla tür bitkinin varlığını da saptamışlardı. Güzel çiçekli “mavi yıldız” bitkisinin çok sayıda “glikozitler ve glikoalkaloitlerin” özellikle kan dolaşımı ve kansere karşı özelliklere sahip olduğu belirlenmişti. leri Bern Sözleşmesi gereği koruma altına aldırmıştı. Kocaeli Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, “mavi yıldız” bitkisini laboratuvar destekli olarak, Umuttepe Yerleşkesi’nde yetiştirmekte ve yerel yönetimlerle işbirliği sonrasında özgün alanlarına aktarak çoğaltacaktır. Bathonea kazısında ilk kez bu denli çok sayıda toplu “unguenterium’ın” bulunması ile arkeoloji, tıp ve botanik bilimlerine de ışık tuttu. Sonraları camdan yapılan ve antik dünyada ölünün ardından mezarlara konulan bu kaplara “göz yaşı şişesi” denilir oldu. “Bathonea” kentinde bulunan bu kapların içindeki tortuları laboratuarda TÜBİTAK uzmanlarıyla inceleyen Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Araştırma Görevlisi Dr. Ömer Turan, ilk adımda şu sonuca ulaştı: TIBBA IŞIK! Prof. Dr. Fazıl Özen, zakkumgiller ailesinden “mavi yıldız” bitkisinin Yunanistan’ın yanı sıra İstanbulHalkalı ve Bursa’da tükendiğini, ancak Balıkesir ve İstanbulÖmerli’de dar bir alanda yaşamlarını sürdürdüğünü saptamış, bu yer YİTİRİLEN MAVİ YILDIZ! “Amsonia orientalis (mavi yıldız)” bahçesi Mavi yıldız çiçeği Fotolar Kocaeli Üniversitesi Biyoloji Bölümü dünya göstergeleri Zorunlu olarak yer değiştiren insan sayısı rekor düzeyde 2013 yılı sonunda 50 milyondan fazla insan evlerini terk edip kaçtı. Bu sayı sığınmacı kayıtlarının tutulmaya başlanmasından bu yana en yüksek seviyede. Ayrıca onlarca yıldır ilk kez bu sayı bu kadar hızlı bir artış gösteriyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin en son yayımladığı rapora (http://www.unhcr.org/5399a14f9.html) göre evlerini terk eden insan sayısı bugün Güney Afrika’nın nüfusuna eşitlenmiş durumda. Yaklaşık 16 milyon insan sınırı geçerek, yabancı devletlerin merhametine sığınıyor. Bunlar sığınmacılar... Bir de ülke içinde yerinden edilmiş insanlar var. Bunlar ülke sınırları içine hapsedilmişler. Afganlar tek başlarına en büyük sığınmacı grubunu oluşturuyorlar. Ancak son yıllardaki hızlı artışın nedeni Suriye’deki savaş. Toplam büyük bir hızla artıyor. Son iki hafta içinde 300.000’den fazla insan, terör eylemcilerinin bölgeyi ele geçirmesi üzerine Musul’dan ve Irak’tan kaçtı. Gelecekte de bu bölgede şiddetin artmaya devam etmesi, sığınmacı sayısının rekora ulaşması anlamına gelebilir. CBT 1424 9 /4 Temmuz 2014 ARKEOLOJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle