24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN SON ARAŞTIRMALAR 6200 yıllık yumurtanın söyledikleri ediliyor. Farklı kafatası özellikleri nedeniyle bilim insanları, insan türü konusunda kesin bir şey söylemekten kaçınıyorlar. Diğer paleontologlar bu kalıntıları daha önce doğrudan doğruya Neandertal olarak sınıflandırmıştı. Fakat Martinez daha çok farklı bir soy çizgisine ait bir “Neandertal soyu”ndan söz etmeyi tercih ediyor. Başlı başına bir tür olup olmadığı sorusunu ise açık bırakıyorlar. Araştırmacıları asıl şaşırtan, incelenen on yedi kafatasının anatomik benzerliği olmuş. Diğer bölgelerde bulunan ve aynı tarihe ait olan fosil buluntu ları farklı ve Atapuerca motifine uymuyor. Bu da Avrupa’da birbirine paralel olarak farklı soy çizgilerinin varlığına işaret ediyor. denizlerde olduğu gibi mevsimsel fenomenler yaşanıyor. Satürn’ün en büyük uydusu olan Titan güneş sistemimizde, dünyamız dışında sıvı dolaşımına sahip tek gökcismi. Astronomlara göre 2017 yılında Titan’ın kuzey yarımküresinde yaz ortası yaşanacak. Dünya Sağlık Organizasyonu’nun (WHO) tahminlerine göre dünya genelinde 200 milyon insanda şistozomiyaz görülmekte. Kuzey Suriye’de bulunan şistozomiyaz parazitinin 6200 yıllık yumurtası, hastalığın ne şekilde yayıldığı hakkında bilgi veriyor diyor (The Lancet Infectious Diseases). Kuzey Suriye’deki Tell Seidan buluntu yerinde ortaya çıkarılan yirmi altı iskelet ve iskeletlerin leğen kemiği etrafındaki tortu, arkeologlar ve biyologlar tarafından ayrıntılı incelenirken, şistozomiyaza neden olan şistosoma kurduna ait bir yumurta fosili bulundu. Bu hastalık özellikle de Asya’nın tropikal bölgelerinde, Afrika ve Latin Amerika’da yaygın. Hastalık tatlı sularda yaşayan kurtçuğun larvalarıyla bulaşır. Parazit olarak insan bedenine sızan şistosoma, büyüdükten sonra böbreklere, mesaneye ve diğer organlara ulaşır. Kurtçuğun bıraktığı yumurtalar idrar ve dışkı yoluyla dışarı atılır ve diğer canlılara bulaşır. Enfeksiyon genelde idrarda kan görülmesiyle kendini belli eder ve uzun vadede diğer böbrek bozukluklarına ve mesane kanserine neden olabilir. Kurtç u ğ u n son DNA analizleri, parazitin ilk olarak Asya’da geliştiği, buradan Afrika ve diğer bölgelere yayıldığını gösteriyor. Cambridge Üniversitesi’nde Piers Mitchell ile çalışan ekip, insanoğlunun yaklaşık olarak 8000 yıl önce yerleşik hayata geçmesiyle kurtçuğun daha kolay yayılmaya başladığını düşünüyor. Nitekim Tell Seiden buluntu yeri Fırat vadisinde yani arkeologlarca “Bereketli Hilal” olarak bilinen bölgede yer alır ve burası insanların ilk kez yerleşik yaşama geçtiği yerdir. sım 2013’ten bu yana 500 km yükseklikte yolculuklarını sürdüren “Alpha”, “Bravo” ve “Charlie” uyduları o zamandan bu yana manyetik alanının kalınlığı, yönü ve üzerinde yaşanan değişimler hakkında bilgi veriyor. Parçacık akımı yüzünden örneğin elektrik şebekeleri bozulduğu için manyetik alanın ne şekilde geliştiğini bilmek önemli diyor Olsen. İlk uydu verileri, manyetik kuzeyin (pusula kuzeyi), Sibirya’ya doğru ilerlediğini de göstermiş. Üçlü “Swarm” uydusu sayesinde bilim insanları örneğin uzaydaki hava durumu hakkında da bilgi edinmek istiyor. Avrupa’nın “Swarm” uyduları kasım ayından bu yana uzayda ve Dünyamızın manyetik alanını inceliyor. Gezegenimizin koruyucu tabakası gerçi zayıflıyor ama her yerde değil. Üç “Swarm” uydusundan alınan verileri değerlendiren Esa (Avrupa Uzay Ajansı) bilim insanları, manyetik alanın bazı yerlerde güçlendiğini bile söylediler, Kopenhag’da gerçekleştirilen konferansta. Nils Olsen’in açıklamasına göre Dünyamızın manyetik alanı özellikle de batı yarımkürede zayıflıyor. Mesela Güney Atlantik bölgesinde, küresel ortalamaya kıyasla on misli hızlı bir şekilde zayıflamakta. Ka Dünyamızın manyetik alanı zayıflıyor ama... İspanya’daki Atapuerca bölgesi Avrupa’daki en önemli insan fosili buluntu yeridir. Paleontologlar burada bulanan bir hominid türüne ait 17 kafatasını inceledi. 400.000 yıldan daha eski olan kemikler hem Neandertal hem de daha eski ilkel insanlara ait özellikler taşıyor. “Sima de Los Huesos” buluntu yerini Alcata Üniversitesi paleontologu Ignacio Martinez 1984 yılından bu yana aralıksız olarak kazıyor. 28 farklı insana ait toplam 7000 kemik bulunmuş. Bunların arasında yer alan 17 kafatasından 7’si ilk kez incelendi. 430.000 yıllık olan kemiklerin bazıları neredeyse tüm olarak korunagelmiş. Neandertal insanının ne şekilde geliştiği tartışılıyor. Kafatası bir seferde mi değişti yoksa aşama aşama mı? Yüz ve dişler, Neandertal özellikleri taşıyor ama kafatasının diğer bölgeleri farklı. Mesela beyni örten kafatası kemiği daha eski ilkel insanlarınkine benziyor. Buna göre Neandertal yavaş yavaş gelişmiş. Özellikle de dişlerin ve çene yapısının Neandertal’e özgü özellikler taşıması, çiğneme aparatının ilk aşamada geliştiği tahmin Neandertal insanının kökleri mi? Titan’da da göller ve denizler var. Ama Satürn gezegeninin uydusundaki göller ve denizler sudan değil metandan oluşuyor. Amerikalı bir astronom ekibi şimdi Titan “sularındaki” dalgaları bulduğuna inanıyor. Çünkü uzay sondası Cassini Titan’ın Kuzey Denizi üzerinde dalgalara veya diğer dinamik fenomenlerle işaret eden veriler gönderdi. Titan’da yaz mevsininin başlamasından sonra kuzeyden alınan ilk etkin yüzey süreçleri hakkındaki ilk bilgiler bunlar diyor Cornell Üniversitesi’nde Jason Hofgartner ve ekibi. Bir olasılıkla Titan’ın Kuzey Denizi’nde de tıpkı dünyamızdaki Titan denizindeki dalgalar Çocuk beyninin, gelişimi sırasında belli başlı maddelere karşı çok duyarlı olduğu uzun bir süredir biliniyordu. Geçen şubatta yayımlanan bir araştırmada örneğin, anne karnında çevre kimyasallarının etkisinde kalmanın, çocukları sinsice “aptallaştırdığını” göstermişti. Kaliforniya Üniversitesi’nden Irva HertzPicciotto ve ekibi ise şimdi pestisitlerin çocukların zihinsel gelişimini kalıcı bir şekilde bozduğunu ve özellikle de otizmi tetikleyebildiğini gösteren yeni kanıtlar buldu. Araştırma çerçevesinde anneleri tarım ilacıyla ilaçlanan tarlaların yakınında veya biraz daha uzağında yaşayan bin Kaliforniyalı çocuğun gelişimi takip edilmiş. Pestisitler otizmi mi tetikliyor? İlaçlamayla ilgili veriler Kaliforniya Pestisit Kullanım Raporu’na ait. Bu raporda çifçiler nerede, ne kadar ve hangi tarım ilaçlarını kullandıklarını bildirmek zorundalar. Kullanılan tarım ilaçlarının çoğu organofosfor bileşimlerine ait. Bunu piretroid ve karbamat bazlı pestisitler takip ediyor. Bilim insanları anketlerin yardımıyla da annelerin hamilelik dönemlerinde nerede bulunduklarını öğrenmişler. Belli başlı pestisitlerin nerede kullanıldıkları ve zihinsel gelişim bozukluklarının sıklığı ve dağılımını gösteren bir harita çıkarmışlar. Hamilelikleri sırasında ilaçlanmış tarlaların 1.25 ila 1.75 km yakınında yaşamış olan annelerin çocuklarında, otizm veya diğer bir zihinsel bozukluğun görülme riski or Güneşlenmek, bağımlılık mı yapıyor Amerikalıları, fare deneylerinde, düzenli güneşlenmenin uyuşturucu bağımlılığına benzer bir etki yaptığını gösterdi. Fareler birkaç hafta morötesi ışının etkisinde bırakılmış. Bu şekilde farelerin daha fazla endorfin (bedende bulunan doğal analjezik madde) salgıladıkları görülmüş. Endorfinin etkisi bir ilaçla bloke edildiğinde, kemirgenlerde, titreme ve diş takırdaması gibi nöbet belirtileri görülmüş. (Massachusetts Generel Hospital’da David Fisher ve ekibi, Cell dergisi). Morötesi ışın, cilt kanserinin baş sorumlusu olarak bilindiğinden araştırmacılar güneşlenme arzusunun evrimsel olarak ne şekilde geliştiğini bulmaya çalışıyordu – bir ihtimalle bu D vitamini seviyesiyle ilgili olabilirdi. Morötesi ışın cilde ulaştığında çeşitli mekanizmalar harekete geçiyor. Morötesi ışının dozu, fareleri sadece bronzlaştıracak (yani yakmayacak) reaksiyon gösterdi. Tehlikeli morötesi ışınına bağımlı olacak şekilde programlanmış olmamız şaşırtıcı diyor Fischer. Araştırmacılar morötesi ışınına duyulan arzunun evrimsel olarak D vitaminiyle ilgili olduğunu düşünüyor. Çünkü güneş ışını bu önemli maddenin ciltte oluşmasını tetikliyor. D vitamini her şeyden önce kemiklerin gelişmesinde önemli bir rol oynar. Fakat aşırı morötesi ışın ise cilt kanserine de zemin hazırlıyor. Bu yüzden aşırı derecede, korunmasız ve öğle saatlerinde güneşlenmekten kaçınmalı. şekilde ayarlanmış. Bir hafta sonra farelerin kanında daha yüksek bir betaendorfin seviyesi saptandı. Ayrıca deneyler bu farelerin ağrılara karşı daha dayanıklı olduklarını gösterdi. Cilt hücreleri betaendorfin üretmeyecek şekilde değişimden geçirilen fareler ise tamamen farklı CBT 1424 6 /4 Temmuz 2014
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle