26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

POLİTİKBİLİM Aykut Göker http://www.inovasyon.org; NANOTEKNOLOJİ Konu dışı anımsatma: Azeri Şairi Mirze Elekber Sabir’i (18621911) ‘Korkuram’ başlıklı şiiriyle yâd etmenin tam zamanı... [Şiiri, Hophopname (Seçmeler), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2007, s. 689’da bulabilirsiniz.] İleri İmalat için Plan Yapan Liberal Ekonomi! CBT 1405 8 /21 Şubat 2014 A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin düzenlediği 21. Yüzyıl için Planlama Kurultayı’ndaki (2324 Ocak) sunuşumda bazı toplumların geleceklerini inşa için uyguladıkları plan ve stratejilerine ilişkin örnekler vermiştim. Sunuşumu izleyenlerden özür dileyerek diğer okuyucularım için bu örneklerden ilginç bulacaklarını düşündüğüm ABD ile ilgili ikisinden söz etmek istiyorum. Malum, ABD liberalizmin ve küreselleşmenin baş savunucusu... Ama savunduğu küreselleşmede eksen kendisidir ve o ekseni korumak için ulusal ölçekte plan/strateji yapıp devlet eliyle uygular! İlk örneğimiz, “Ekonomik Büyüme ve Refahımızın Güvencesi olan Amerikan İnovasyonu için Strateji” başlığını ve ‘2011 Şubat’ tarihini taşıyor. Başkanlık İcra Ofisi birimlerince hazırlanmış. Sahipliğini Başkan Obama’nın yaptığı bu stratejinin üç ana kabulü var: 1) Uzun vâdeli büyüme ve rekabet üstünlüğü sağlayarak geleceğimizi kazanmak için inovasyon esastır. 2) Özel sektör Amerika’nın inovasyon motorudur. 3) İnovasyon için uygun ortamı yaratma görevi hükumetindir. Bunun için özel sektöre destek sağlar; pazar tökezlemesini (market failure) ve sistemik tökezlemeleri önler (altı tarafımca çizildi). ABD’nin kurulduğu günden bugüne, ‘ulusun=özel sektörün’ çıkarlarının gerektirdiği her durumda devlet desteğine ve korumacılığa başvurulduğu bilinir. Onun için 3. kabulde şaşılacak bir yan yok. Şaşılacak nokta bilim, teknoloji ve inovasyon talebinin pazar güçlerince sistemi sürdürebilecek düzeyde karşılanamadığı gerçeğinin ABD’nin resmî bir belgesinde bu denli açık ortaya konmuş olmasıdır. Anılan kabuller çerçevesinde stratejinin üç öngörüsü var: I. Amerikan inovasyonunun yapı taşlarına yatırım: Gelecek kuşaklara 21. yüzyıl becerilerinin kazandırılması ve dünya klasında bir işgücünün yaratılması… / Temel araştırmalarda Amerika’nın önderliğini güçlendirip genişletme…/ Örnek bir 21. yüzyıl altyapısının inşası… / İleri düzeyde bir enformasyon teknolojisi ekosisteminin geliştirilmesi… II. Pazarı temel alan inovasyonun teşviki: ARGE’de vergi erteleme uygulaması basitleştirilerek ve sürekliliği sağlanarak ticarî inovasyona hız kazandırılması… / Yenilikçi girişimciliğin desteklenmesi… / İnovasyonun boyatacağı ortamların (innovation hubs) yaratılması için katalizörlük ve girişimcilik ekosistemlerinin gelişmesini teşvik… III. Ulusal öncelikler için katalizörlük: Temiz enerji devriminin önünün açılması… / Biyoteknoloji, nanoteknoloji ve ileri imalata hız kazandırılması (atç)… / Çağ açıcı uzay yetenek ve uygulamalarının geliştirilmesi… / Öğretim teknolojilerinde sıçrama yapılması… Bu üç öngörü için galiba fazla yoruma gerek yok: ABD’nin dünyadaki mutlak üstünlüğünü sürdürmek için devlet vergi ertelemesi, destek, teşvik… elinden ne gelirse yapacaktır… Sözünü edeceğim ikinci örneğimizse İleri İmalat için Ulusal Stratejik Plan (Şubat, 2012)… Bu planda öngörülen beş stratejik hedeften ikisini aktarmakla yetineceğim. İlki şu: “Özellikle küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin ileri imalat teknolojilerine yatırım yapmalarına hız kazandırılması ve bunun için Federal ajansların ARGE’ye dayalı ürün tedarik uygulamaları (atç) başta olmak üzere, Federal imkânların etkin kullanımı…” Diğeri de şu: “İleri imalat teknolojilerine yapılan yatırımları hızlandırıp yaygınlaştırmak için, ulusal ve bölgesel düzeyde, ‘kamuözel’ ve ‘kamusanayiüniversite’ (atç) ortaklıklarının kurulup desteklenmesi…” İşte size liberal bir ekonominin ‘ulusun/sistemin’ çıkarları için yararlandığı iki etkin araç: “Devletin ARGE’ye dayalı ürün tedariki” ve “kamuözel / kamusanayiüniversite ortaklıkları”… Bu iki aracın ne için ve nasıl kullanıldığını da ayrıca konuşuruz… (Soldan) Yusuf Menceloğlu, Bahattin Koç, Forough Hafezi, Can Küçükgül, Burçe Özler, Rektör Nihat Berker, SUNUM Direktörü Volkan Özoğuz S Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (SUNUM), ‘Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi’ kapsamında biyoyazıcı ile canlı hücreler kullanılarak aort damarı doku örneği üretimi gerçekleştirildi. İleri aşamalarda, hiç insan eli değmeden, tamamen biyoyazıcı yardımıyla doku ve organ üretiminin yolunu açacak olan bu proje, dünyada bir ilk. Reyhan Oksay abancı Üniversitesi’nin 12 Şubat tarihinde düzenlediği basın toplantısında, SUNUM tarafından geliştirilen ‘Üç Boyutlu (3B) Doku ve Organ Basımı Projesi tanıtıldı. Toplantıda üç boyutlu biyoyazıcı yardımıyla üretilen insan aort damarı örneği konusunda bilgi verildi. alanları kapsıyor. Projede çalışan yüksek lisans öğrencileri ile araştırmacıların (Can Küçükgül, Saime Burçe Özler, Forough Hafezi) yanı sıra, biyoloji konusunda Yeditepe Üniversitesi ve tıbbi konularda GATA’daki danışmanlarından destek alıyor. Proje ekibi, aort doku örneğini 3B olarak basmak için canlı insan fibroblast hücrelerini biyomürekkep olarak kullandığını ve bu hücrelerin yurtdışından satın alındığını belirtiyor. Koç bu süreci şöyle anlatıyor: “Daha önce yapılmış doku mühendisliği çalışmalarından farklı olarak biz, 3B basımda canlı hücreleri biyomürekkep olarak kullanıyoruz. Geliştirdiğimiz algoritmaları kullanarak üreteceğimiz dokunun anatomisine göre hücrelerin basım yollarını en optimum şekilde hesaplıyoruz. Aynı zamanda hücreleri desteklemek için, destek yapılarını belirliyoruz. İnsan damar dokusu genel olarak üç farklı hücre tipinden oluşur: Fibroblast, endotel ve düz kas hücreleri. Fibroblast hücreleri bağ dokusunun ana hücreleridir. Endotel hücreleri ise damarların ince iç tabakasını oluşturan hücrelerdir. Düz kas hücreleri damar, yemek borusu, bağırsak gibi iç organlarda bulunan kas hücreleridir.” Canlı hücre kullanarak biyoyazıcı ile aort damarı basımı SABANCI ÜNİVERSİTESİ’NDEN ORGAN ÜRETİMİNDE ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA: DÜNYADA BİR İLK Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Üretim Sistemleri Programı öğretim üyesi Bahattin Koç ve ekibinin, canlı hücreler kullanarak üç boyutlu biyobasım yöntemi ile yapay doku üretme girişimi dünyada bir ilk. Dünyanın başka araştırma merkezlerinde bugüne dek yapay doku ve organ üretimi konusunda çalışmalar yapılmış olsa da (idrar kesesi, kemik dokusu, kıkırdak, yumuşak doku vb.), Koç ve ekibinin çalışmasının farkı, canlı hücreler kullanarak üretimin hiç el değmeden tamamen otomatik olarak gerçekleştirilmesi. Algoritma üç boyutlu yazıcıya verildiği anda canlı hücre ve biyomalzemeler kullanılarak doku örneği katkat basılabiliyor. Bu proje, disiplinlerarası bir çalışma; üretim sistemleri, biyoloji, nanoteknoloji, malzeme gibi SÜREÇ NASIL ÇALIŞIYOR?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle