26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK POLİTİKASI U Dünya loboratuvar tıbbını İstanbul’da tartışacak Endokrin testlerin standardizasyonu, İmmun yetmezlikler, Yeni laboratuar testlerinin klinik yararlılığı ve standardizasyonu, dijital dönem bilimsel yayıncılığında hakem değerlendirmeleri ve etik) ve aynı zamanda 6 önemli çalıştay (Klinik Kimya, Klinik Biyokimya ve Laboratuvar Tıbbı Doktora Eğitimi, Laboratuvar Tıbbında Kalite Güvenliği, Klinik Kullanımda Tümör Belirteçleri’nin Son Durumu, Kanıta Dayalı Laboratuvar Tıbbı, Bilimsel Makale Yazımı ve Likid Kromatografi/Kütle Spektrometri Klinik Kimya Uygulamaları) yer alacak. WorldLab 2014İstanbul’un önemli bir özelliği de, IFCC tarihinde ilk defa, WorldLab kongresi çatısı altında tüm Klinik Kimya Biyokimya Bölge Federasyonları’nın kendi sempozyumlarını düzenlemeleri… WorldLab 2014’de bu kapsamda Dünya Patoloji Dernekleri ve Laboratuvar Tıbbi Birliği (WASPaLM), Amerikan Klinik Kimya Birliği (AACC), Güney Amerika Klinik Biyokimya Konfederasyonu (COLABIOCLI), Avrupa Klinik Kimya ve Laboratuvar Tıbbı Federasyonu (EFLM), Balkan Klinik Laboratuvar Federasyonu (BCLF), Afrika Klinik Kimya Federasyonu (AFCC), Arap Klinik Biyoloji Ferderasyonu (AFCB) ve AsyaPasifik Klinik Biyokimya ve Laboratuvar Tıbbı Federasyonu (APFCB) ve Uluslararası Terapötik İlaç İzleme ve Klinik Toksikoloji Birliği (IATDMCT) özel oturumlarını düzenleyecekler. Toplantıya Türkiye’den katılacak genç bilim insanları için çeşitli burslar sağlanmış durumda… TÜBİTAK, bu etkinlikte bildiri/ poster sunumu yapacak olan genç araştırmacılara (35 yaş ve altı) yol, konaklama ve etkinlik katılım ücreti için kısmi destek veriyor. Ayrıca Türk Biyokimya Derneği de sınırlı sayıdaki genç araştırıcıya da kayıt bursu sağlıyor. Kongre sayfası: http://www.istanbul2014.org Bildiri gönderim için son tarih: 28 Şubat 2014 Hayrettin Ökçesiz okcesizhayrettin@gmail.com http://okcesizhayrettin.blogspot.com Hey Türkiye Nereye? Yüzlerce TIR Suriye’ye silah taşıdı. Daha da taşıyacaklar. Büyük Kürdistan Devleti kuruluyor. Yeni Gayrı Milli Eğitimle halkın çocukları kitleler halinde İmam Hatip Okullarına yazdırılıyor. 130 milyar dolar ve daha fazlası haraç, rüşvet ve başka yollardan özel ellerde depolanıyor. ABD ve AB AKP’yi istemiyor. Kontrollerinden iyice çıktı ve kendi rotasına yöneldi. Tasfiye edilmesi gerekiyor. Kapıda çok ciddi bir iktisadi kriz bekliyor. Ülkenin istatiksel verileri hiç bir güvence ve güven vermiyor (Bkz. O. Bursalı, Hey Türkiye Nasılsın? 2. Baskı). RTE’nin yoluysa belli ve çok büyük bir hedefe yönelik: İslam Dünyası’na halifesini yeniden kazandırmak, Yeryüzünde İslam egemenliğini ve yeni bir “İslam Medeniyeti” kurmak istiyor... (Yeni bir “Lawrence” de olabilir tabii ki.) Karanlık bir durum… Olası ve belki kurguladığı bir iç savaş için (Suriye’de ve/ya da başka bir yerde) silah depolamak gerekiyor. TIR’lar bu silahları taşıyor. O güne kadar bunları oralarda kimse kullanmayacak. Burada kullanılacaklar. Para da lazım elbette. Silahlar ve başka herşey için daha çok lazım. O güne kadar kendi “haşhaşi”leri de yetişmiş olmalı yeterince. Bu ya da buna benzer başka bir “yüksek ideal” veya “görev” söz konusu değilse, akla hayale gelemeyecek kadar bir miktarda parayı şu ölümlü dünyada bir insan niye “çalar” diye sormalıdır. Bunun için kişi(ler) ya ruh hastası olmalı ya da bu “icraat” bir Mafya’nın kendi işleyişi gereği ortaya gelmelidir. Böyle bir kişisel ya da çetesel duruma, işin içinde olmayan hiç bir partili ve hükumet üyesi katlanamaz. Böyle bir kimse partisinden hâlâ güçlü destekler alıyorsa, O’nun bu programa inanmış, bu misyona katılan yeminli yakın ve kalabalık bir çevresinin bulunduğunu düşünmelidir. Varsayımımız doğruysa, devletin tüm olanaklarından yararlanmalı, onu amaca uygun bir biçime dönüştürmelidir. Örneğin kuvvetler ayrılığı ilkesini kullanılamaz bir duruma getirmeli, şiddet tekelini partinin kontrolünde tutmaya çalışmalı, memur sadakatini partiye sadakate çevirmelidir. Bunlar da uzun bir süredir yapılan işler arasındadır. Öte yandan günün postdemokratik, küresel ve postkapitalist tüm nimetleri bu başarıyı vaat etmekte, güvence altına almaktadır. Devletin hilafet uğruna fethi yine de riskli olduğundan ondan olabildiğince yararlanırken, yukarıdaki gibi bir servis yolunun açılması zorunludur. Her bakımdan da gereklidir. Devletdışı paramiliter bir potansiyelin hazırlanması ve hazır tutulması gerekmektedir. Öyle sanıyorum ki, böylesine bir “Megalo İdea”yla ve buna yaraşır bir megaloman oligarşiyle karşı karşıyayız. Bu hülya dünyayı kana bulayacak bir uğursuzluktadır. Asla gerçek olamayacak kadar da ham hayaldir. Enver / Hitler karışımı bir hayal ve iktidarperestle karşı karşıyayız. Aklımıza havsalamıza sığmayacak bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Çok fazla abarttığımı söyleyenler için son bir olasılık şudur: In dubio pro reo! İsnat sabit oluncaya kadar, gerçek değildir. Gerçekte de bunların hiç biri olmamıştır. Bu izlenimi veren, kör tesadüflerdir, pek çoğunun aslı faslı yoktur. Varsa da, Türk Adaleti suçluların cezasını verecektir... Bu noktada, Yargıya karşı giriştikleri etkili müdahaleler sonucunda suçsuzluklarını mahkemelere onaylatarak, ya varsa büyük maceranın yolu daha da açılmış olacak ya da bugüne kadar geldiği tarzda talan sürüp gidecektir. Bu kırk katır kırk satır meselinden başka bir şey değildir. Bir mahkumiyetler zinciri ufukta göründüğündeyse, failler olayın kamuoyunca benim sandığım gibi görülmesine çalışarak kendi dava çevrelerinde aklanmaya bakacaklardır. Sonuçta, böyle bir plan güçlenerek sürecek ya da bu aşamada ciddiyetle başlayacaktır. Tüm bu sözlerim karşısında her bakımdan hepimize yürünecek tek yol kalıyor: “Atatürk Cumhuriyeti” için “Uygar Direniş”e, “Kurtuluş Kongresi”ne hayat vermek, yeniden bir kurtuluşu başlatmak ve başarmak! luslararası Klinik Kimya ve Laboratuvar Tıbbı Federasyonu’nun (IFCCLM; International Federation of Clinical Chemistry and Laboratory Medicine) 22. Klinik Kimya ve Laboratuvar Tıbbı Kongresi IFCC WORLDLAB 2014, 22 26 Haziran 2014 tarihlerinde İstanbul’da düzenleniyor. IFCC adına, Türk Biyokimya Derneği tarafından düzenlenen kongreye katılacak olan dünya genelinde seçkin davetli konuşmacı ve katılımcılar aterosklerozdan yeni doğan taramalarına, endokrin testlerden hematolojik testlere kadar yaygın bir alanda laboratuar uygulamalarını ve klinik biyokimya alanındaki güncel gelişmeleri tartışacaklar. IFCCWorldLab 2014, 26. Ulusal Biyokimya Kongresi’yle bütünleşik olarak T.C. Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleşecek. Beş kıtada yayılmış 88 ülke ile laboratuvar cihaz ve kitleri üreten 49 firmanın üye olduğu IFCCLM, tıbbi laboratuvarlar alanında dünyanın en büyük federasyonu olup her 3 senede bir klinik kimya ve laboratuvar tıbbı alanında dünya çapında öneme sahip uluslararası bir kongre olan WorldLab’i düzenlemekte… Türkiye’de ilk defa yapılacak olan WorldLab Dünya Kongresi’ne 10 000 civarında katılımcı bekleniyor. Kongrenin açılış konferansını, uzun yıllardır ABD’de bilimsel çalışmalarını sürdüren Harvard Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ‘Obesite ve diyabet hastalığında immun metabolizma’ başlığıyla verecek. Uluslararası Bilimsel Komite ve Uluslararası Bilimsel Danışma Kurulu öncülüğünde hazırlanan kongre programında açılış konferansının dışında 4 gün boyunca her gün bir özel konferans, 8 paralel salonda eş zamanlı olarak farklı ve özelleşmiş konuların tartışılacağı 35 sempozyum, sözlü bildiriler, poster sunumları, IFCC’nin düzenlediği 5 özel konulu toplantı (Klinik uygulamada laboratuvarın önemi, Hiçbir zaman yaşlanmayan CBT 2013 yılında başarmak istediklerimden birisi, Cumhuriyet Bilim ve Teknolojinin (CBT) yıl içindeki bütün sayılarını istinasız alıp okumaktı. Görevi başarıyla yerine getirince size foto’sunu yollayayım istedim. 10 Kasımda “Sevgili arkadaşım Hasan’a, güzel gün ve ülkeye” diye imzalamıştınız kitabınızı benim için. Cuma günlerini sabırsızlıkla bekleyen CBT takipçileri bunun ancak sınır tanımayan bir ‘aydınlanma’ ile geleceğini çok iyi biliyorlar. Şikayet ederek değil; bireysel olsa bile, evrensel değerler ölçüsünde fikirler önererek ve bunları elimizden geldiğince paylaşarak bu “neoistiklal” savaşını kazanabiliriz. Örneğin, kişisel gayretiyle Metin Feyzioğlu harikalar yaratıyor, demokrasi farkındalığı sayesinde artıyor. Yılmaz Özdil, Melih Aşık, Özgür Mumcu yazılarıyla hür basının neler yazması gerektiğini gösteriyorlar. Fazıl Say İlk şarkılarıyla bizleri mest ediyor. Sunay Akın hikayelerinde ülkemizi ne kadar az tanıdığımızı bize anımsatıyor. Bu beyinlerin ve daha sayamadığım nicesinin üzerine titremeliyiz. Tıpkı ‘aydınlanmanın önderi’ CBT’ye sahip çıkmak zorunda olduğumuz gibi. Bilim sınırsız olduğundan CBT’yi çok genç kabul edebiliriz. Sayenizde hep varolacak ve hiçbir zaman da yaşlanmayacak, kendini tekrar tekrar yaratacaktır bu dergi :) Hasan Üstün Başaran, navalarchitect1985@gmail.com> CBT 140519 / 21 Şubat 2014
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle