17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tartışma CBT 1446/5 Aralık 2014 19 Bilim insanlarımızın başarımları artıyor mu? İrdelediğim makale verilerine dayanarak ülkemizde bilimin geliştiği yargısına varma veya ilgili verilerin “büyük başarı” olduğuna hükmetmenin, gerçekle bağdaşmayan aldatıcı bulgular olduğu keyfiyetinin altını çizmek yararlıdır.. Prof. Dr. Altan Onat Sayın Editör, Cumhuriyet BT dergisinde Doğan ve Soylak’ın “Bilimsel Başarı” rübrikinde “Hangi bilim insanlarımızın başarımları hızla artıyor?” başlıklı makalesini (1) ve bu verilere odaklanan editoryal yazınızı ilgiyle okudum. Genel –ve özellikle bilim kamuoyunun ele alınan konunun önemine vakıf olması açısından bu tür bilgilendirici derlemelerin değeri ve teşvik edici işlevi tartışılamaz. Yazının ortaya koyduğu temel bilgi, Hirsch indeksi olarak da bilinen h sayısı 20 ve üzerinde olan Türk bilim insanlarının 2007 ile 2014 arasındaki dönemde 41’den 164’e yükseldiği ve yazarlar ile sizin tarafınızdan bunun büyük başarı olduğu görüşünün ifade edilmesi. Makalede söz konusu olan bilim insanlarımızın Web of Science’te geçen (özetler dahil) toplam yayın sayısı, en çok atıflı üç yayına atıf sayısı, toplam atıf sayısı ile h değerine ilişkin geniş bir listeye yer veriliyor. Bu bilgiler, ileride kullanılmaya elverişli gibi görünmekte ve dikkat çekici. Ancak zihne, yanıtı önem taşıyan birçok soru takılıyor; bunları önce sıralamakta yarar var. doğru kriterlerle seçilmiş bireyler açısından sevinilecek başarım sayılmayabilir. Yanıtlar itibariyle görüşüme gelince.. DİĞER ÜLKELERDEKİ ARTIŞLA KIYASLAMAK ÖNEMLİ Web of Science kapsamına giren dergilerdeki yayın ve atıf sayılarının zaman içerisinde önemli ölçüde arttığı bilinmektedir. Sonuçta her ülkenin bilim insanı sayısında belli bir atıf eşiğini geçenler büyük oranda artmaktadır. Mutlak sayılardaki artış yerine, bunun ancak benzer ülkelerdeki artışla kıyaslama yaparak başarı hükmüne varılabilir. Atıf sayılarını değerlendirmede ilk üç yazarın bir Türk kurumuna bağlı olması koşuluyla tanımlanan “halis” makaleler ile uluslararası “işbirlikli” yayınlardan edinilen atıflar ayrılarak, öncekilere ağırlık verilmelidir. Yakında yaptığım bir araştırmada “İşbirlikli” yayınlarca kazanılan toplam atıf 46 bini aşkınken, “halis” makalelerde 14 bini az geçiyordu. Belli bir atıf eşiğinin üzerindeki “halis” makale üretim sayısının 2007 yılına kadar yılda ortalama 30 olmasına karşılık, katkılar sonraki yıllarda hızla düşerek beklenen sayının altına geriledi. Yüksek atıflı makalelerin dünyadaki payı ancak binde 1.6’yı temsil etti. Üçüncü sorunun cevabı da içinde mündemiçtir. Listede geçen geçmişin saygın bilim insanlarımızdan örnekler vermek güç değildir. Bilim insanı listesinde hayli eksiklikler mevcuttur. Alanım olan tıpta yalnızca 31 araştırmacı listede yer bulabilmiştir. Eksikliğe bir çırpıda bol örnek verilebilir: Hematolojide merhum Muzaffer Aksoy, biyokimyada Özcan Erel, İlker Durak ile Tomris Özben, romatolojide Vedat Hamuryudan ile Sebahattin Yurdakul, enfeksiyon alanında Ömer Ergönül, bu satırların yazarı kardiyolog (Altan Onat, h=28, ilk üç makaleye 529 atıf). (Editörün notu, bu eksikliklerden pek çoğu ek listelerde düzeltildi.) Essential Science Indicators verilerine (2) göre, dünyada ortanca bir makalenin 7 yıllık bir dönemde 1718 atıf, 10’uncu persentilde bulunan bir yazının 40 atıf aldığı beyan edilebilir. Buna izafi olarak, yine 7 yıllık bir dönemde ülkemizde ancak 120 kadar bilim insanının h indeksinin 20 veya üzerine çıkması ne kadar tatmin edici sayılabilir? Tıp alanında 2004 yılından itibaren yüksek (?72) atıf sağlayan “halis” makale üretim sayısının 2007 yılından sonraki yıllarda beklentiye göre gerilediği kanısına varıldı. Türkiye adresli toplam bilimsel makale sayısının dünyadaki payının da 2008 yılından itibaren %1.3 oranında demir attığı (3) beyan edilebilir. Sonuç olarak, irdelediğim makale verilerine dayanarak ülkemizde bilimin geliştiği yargısına varma veya ilgili verilerin “büyük başarı” olduğuna hükmetmenin, gerçekle bağdaşmayan aldatıcı bulgular olduğu keyfiyetinin altını çizmek yararlıdır. Kaynaklar 1. Doğan HM, Soylak M. Hangi bilim insanlarımızın başarımları hızla artıyor? Cumhuriyet BT 1438, 10 Ekim 2014, s. 1012 2. Essential Science Indicators. Web of Science, Ağustos 2014 3. Onat A. Bilimdeki tıkanmamıza göz yumamayız. Radikal 8 Mart 2014, s.19. Türkiye’de ilk doktoralı gökbilimci: Şeref Etker, SORULAR VE BELİRSİZLİKLER Arakel G. Sıvaslıyan almıştır. Astronomi alanında doktora yapan tek kişi ise, matematikçi Arakel Garabet Ülkemizde, Cumhuriyet öncesinde, te Sıvaslıyan’dır. Dr. Arakel G. Sıvaslıyan (Sivaslian), mel bilim dallarında doktora yapan akademisyen ve araştırmacı sayısı bir futbol 1859’da Kayseri’de doğmuş ve öğrenitakımı kurmaya yetmeyecek kadarazdır. mini Merzifon’daki Anadolu Amerikan Türkiye dışında yapılan bu doktoraların Koleji’nde tamamlamış (B.D.); 1883’te çoğunluğu kimya ve biyolojik bilimleri konu okulunun matematik öğretmeni olmuştur. Aynı kurumda ‘Profesör’lüğe yükseltilen Arakel Sıvaslıyan, gökbilim eğitimi için 1890’da ABD’ye gönderilmiş ve Carleton Koleji’nde (Northfield, Minnesota) ve Goodsell Gözlemevi’nde Prof. Dr. Herbert C. Wilson’ın yanında çalışmalarına başlamıştır. Sıvaslıyan burada, 1892 yılında lisansını (B.Sc.) aldıktan sonra, 1893’te Definitive Determination of the Orbit of Comet 1892 III (Holmes Nov. 6) başlıklı tezi ile Carleton Koleji’nin ilk Astronomi Doktoru (Ph.D.) olmuştur. Goodsell Gözlemevi’nde, ayrıca Jüpiter kuyrukluyıldız Dr. Sıvaslıyan’a göre Jüpiter kuyrukluyıldız ailesi. Popular ailesi ve güneş lekeleri üzeriAstronomy, vol. 1, Oct. 1893, s. 64 A. ne çalışan Arakel Sıvaslıyan, SAO/NASA Astrophysics Data System [email protected] 1. Belli bir atıf eşiğinin üzerindeki bilimcilerimizin bu oranda artması ülkelerarası karşılaştırmada olağanın ötesinde midir? 2. Kullanılan atıf sayısı araştırmacının a) yurtdışındaki bir kurumda geliştirilen makalede ortak yazar olarak kazandığı, b) yerli bir kurumda çalışmakla birlikte yurtdışı yazarların hakim olduğu makaleleri ile, c) klinik “trial” veya metaanalizlerin çoğu kez 100 veya daha fazla ortak yazarından biri olarak edinilen atıf sayılarını içerip ülkenin ve bireyin “halis” katkı potansiyelini yansıtmayabilir. 3. h değeri birikimli bir gösterge olduğuna ve değerlendirmenin başlangıç tarihi, örneğin 30 yıl öncesini de kapsadığına göre, listeye giren çok sayıda bilim insanımızın son yıllardaki değil, hayli eski üretkenliğini yansıtıyor olabilir. 4. Sunulan bilim insanı listesi ne kadar doğru ve kapsamlıdır, ne ölçüde eksiklikleri vardır? Yazarların tıpdışı alanlarda çalışmaları nedeniyle bu soru özellikle tıp alanı için geçerlidir. Bu soruların yanıtını irdelemeden durum, gerek ülke bilim çevresi, gerekse 1. A.G. Sivaslian. Anatolia College Digital Archives & Special Collections: Trustees of the Anatolia College özel izniyle yayımlanmıştır. 1894’te Merzifon’a dönerek, Amerikan Koleji’nde matematikastronomi öğretmenliğini sürdürmüş: okulda kurduğu 6 inçlik (16.5 cm) teleskopu ile gözlemler yapmıştır. Araştırmalarında kendisine, yine Goodsell Gözlemevi’nde asistan iken Sıvaslıyan ile birlikte Merzifon’a gelen Dr. Charlotte R. Willard yardımcı olmuştur. Dr. Sıvaslıyan’ın Türkçe ve İngilizce olarak yayıma hazırladığı bir astronomi kitabını ABD’de bastırmaya çalıştığı bilinmektedir. 21 Ağustos 1914’teki tam Güneş tutulmasını Doğu Karadeniz kıyılarındaki yörüngesi üzerinde izlemeye hazırlanan Dr. Arakel Sıvaslıyan, kötü hava koşulları nedeniyle gözlemini gerçekleştirememiştir. Türkiye’nin ilk doktoralı gökbilimcisi olan Dr. Arakel Garabet Sıvaslıyan, Birinci Dünya Savaşı’nda, 1915 olayları içinde hayatını kaybetmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle