02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Son Araştırmalardan 7CBT 1447/12 Aralık 2014 gerekiyor. Yirmi hasta “VRC 207” etki maddesine bağışıklık sistemleri iyi tepki verdi (New England Journal of Medicine). İlacın güvenirliği üzerinde testin ilk dört haftasında herhangi bir kuşku ortaya çıkmamış. Şu sıralar dünyadaki birçok ülkede olası Ebola aşısıyla ilgili testler yapılıyor veya yeni aşı maddeleri geliştirilmeye çalışılıyor. “VRC 207” Amerikan Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) ve GlaxaSmithKline ilaç firmasının işbirliğiyle geliştirildi. Evre 1 testleri başkent Washington’un yakınında yaşayan ve 1850 yaş arası yirmi sağlıklı yetişkinle gerçekleştirildi. Katılımcılardan on tanesi düşük, diğer onu da daha yüksek bir doz almış. Sonuç olarak tüm katılımcıların bedeninde dört hafta içinde antikor gelişmiş. Daha yüksek doz alan gruptaki reaksiyon daha kuvvetli olmuş. Ebola virüsü tipine göre her yıl virüsü taşıyanların %90’ı yaşamını yitiriyor. hasarsız atlatmıştı. Tüm bölgelerde bilim insanları DNA buldu ama özellikle de korunaklı arka kısımda. Üstelik dahası da var. Araştırmacılar plazmidlerin hâlâ işlevsel olup olmadığını test etmek için plazmidleri, bakteri ve bağdokusu hücre kültürlerine aktardı. Plazmidlerden bazıları flüoresanlı proteinler, diğerleri ise antibiyotik dirençliği taşıyordu. Kısa bir süre sonra hücrelerin bu plazmidden DNA aldıkları görülmüş. Bakteriler dirençliği alırken, bağdokusu hücreleri de “ışımaya” başladı. Sonuçlara göre “uzay DNA”sı işlevinin yüzde 35’ini korumuş. Çok eskiden beri kuyrukluyıldızların ve meteoritlerin genç dünyaya sadece su değil, yaşamın yapıtaşlarını da getirdikleri tahmin ediliyordu. Son testin ilk sonuçları bu tür bir yerötesi taşınmanın mümkün olduğunu kanıtladı. Ne de olsa dünya atmosferine giren toz, mikrometeorit ve büyük topaklarla her gün yüz ton malzeme geliyor uzaydan, dünyaya. Sonuçlar, her türlü önleme rağmen uzay giysilerinin, dünyadan uzaya DNA taşıyabileceklerinin de bir kanıtı. Talaştan benzin üretildi DNA uzay yolculuğunu hasarsız atlattı Yaşam uzaydan mı geldi sorusu artık farklı bir yanıt buldu. Çünkü kalıtım molekülü DNA bir roketin dış yüzeyinde yaptığı uzay yolculuğunu bozul madan atlattı. Hatta bu küçük çift sarmallı plazmid, yolculuktan sonra bile kalıtım bilgilerini bakterilere aktarabildi (PloS ONE). TEXUS49 misyonuyla aslında yerçekiminin (roketin içindeki) insan hücreleri üzerindeki etkisi test edilecekti. Fakat Zürih Üniversitesi’nden Cora Thiel ve Oliver Ullrich, roketin üzerindeki kalıtım molekülünün uzay yolculuğunun zor koşullarına ne kadar dayanacağını öğrenmek isteyince DARE (DNA atmospheric reentry experiment) deneyi doğdu. Bu amaçta bir pipetle roketin dış yüzeyine çift sarmallı DNA’dan oluşan halka biçimli moleküllerin bir çözeltisini sürdüler. Roket Avrupa’nın Kiruna’daki Esrange roket istasyonundan havalanıp, 268 km yüksekliğe ulaştıktan yirmi dakika sonra ise yük taşıyan konteynır paraşütle dünyaya indi. Ve araştırmacılar konteynırın yüzeyinde DNA örnekleri ararken bir sürprizle karşılaştı. Vakum etkisi ve 130 dereceye kadar ulaşan sıcaklıklara rağmen küçük plazmidlerin büyük bir kısmı yolculuğu İster ot, ister ahşap, kullanılmış kâğıt veya saman olsun, selüloz doğada ve atıklarımızın birçoğunda bol miktarda bulunur. Fakat enerji elde ediminde, biyokütle yakımı dışında hemen hemen hiç kullanılmıyor. Selüloz hidrokarbon zincirleri dolayısıyla da yanma yöntemlerinin yakıtı için hammaddeyi de içerir. Bununla birlikte bu zincirler birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu zincirleri koruyacak ama bunları birbirine bağlayan oksijenden kurtaracak bir yöntem arıyorduk diyor Katolik Leuwen Üniversitesi’nden Bert Sels. Çünkü hidrokarbonlar ancak bu şekilde benzin olarak kullanılabiliyor. Sels ve meslektaşı Beau Op de Beck şimdi bu dönüşümü hemen gerçekleştiren katalitik bir yöntem geliştirdi. Bir deney reaktörü tasarladılar. İçinde rutenyum bileşimli hidrojen, katalizör olarak karbon ve asit içeren sulu bir çözelti bulunuyordu. Bu kabın içi talaşla doldurulduktan sonra, tümü basınç altında ısıtılmış. Talaşın içindeki selülozun doymuş hidrokarbon zincirlerine dönüşmesi sadece yarım gün sürmüş. En iyi koşullarda mikro kristalize selüloz %82 oranında Nhekzan ve diğer çözülebilir zincirler halinde toplanıyor. Ve bu süreçte neredeyse hiç gaz ve katran ürünleri oluşmuyor. Bunlardan böylece ikinci bir adımda benzin ve diğer yakıtlar üretilebilir diyor uzmanlar. Yeni yöntemin kullanım alanları oldukça geniş. Yeşil hidrokarbonlardan, lastiklerin, köpüklerin, naylonların ve kaplamaların yapıtaşları olan etilen, propilen ve benzolün üretimlerinde de yararlanabilir diyor Sels. Yeni yöntemin patenti için başvuruda bulundular. Nilgün Özbaşaran Dede [email protected] Kitap AtatürkVahdeddin Kavgası Saltanattan Cumhuriyete Siyasal ve İdeolojik Dönüşüm Osman Selim Kocahanoğlu Temel yayınları 2014, 779 sayfa. Atatürk’ün Üç Muhalifi adlı eseriyle 2011 yılında gazetemizin Yunus Nadi Sosyal Bilimler Ödülü’nü kazanan Osman Selim Kocahanoğlu, AtatürkVahdeddin Kavgası adlı kapsamlı yeni eserini yayınladı. Daha önce AtatürkRauf Orbay Kavgası, AtatürkKarabekir Kavgası, Atatürk’e Kurulan Pusu (İzmir Suikastinin İçyüzü), Menemen ve Kubilay Olayı gibi eserlerinden de tanıdığımız Kocahanoğlu, bu kitabında da birkaç yıl önce tartışmalara konu olmuş olan AtatürkVahdeddin ilişkisine ışık tutmanın ötesinde, Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş koşullarına da önemli yorumlar getiriyor. Bu kitapta, Atatürk ile son Osmanlı padişahı Vahdeddin arasındaki ilişkiler, geniş bir çerçevede ele alınmaktadır. Atatürk’ü Anadolu’ya kim gönderdi? Gemileri yakarak Samsun’a çıkan Adam’ın tarihsel misyonu ve kurucu ütopyası. Vahdeddin’in şehzadeliği, yetişmesi, evlilikleri, kılıç şanması, saltanat yılları, kimlik ve kişilik analizi. İstanbul’dan kaçış, Malta, Hicaz ve San Remo’da geçen sürgün günleri. Hazin bir ölüm ve San Remo’da bir skandal. Saltanat ve Hilafet niçin kaldırıldı? Cumhuriyet nasıl ilan edildi. Hilafetin TBMM’nin manevi şahsında içeriliyor olması ne demektir? Cumhuriyet modernleşmesi nasıl paranteze alınabilir? Hilafet nasıl geri getrilebilir? Kocahanoğlu, zengin tarihsel bilgiler ışığında, günümüzde de çok gündeme getirilen bütün bu soruların yanıtlarını vermeye çalışıyor ve nesnel bir bakış açısıyla olguları analiz ediyor. #tarih Aralık sayısından Kapak konusu: 1204: Haçlıların İstanbul’u fethi 1204 yılında Katolik Hıristiyanlar, Kudüs’e gitmek üzere 4. Haçlı Seferi’ni başlatmıştı ancak sefer Ortodoks Hıristiyanların başkenti Bizans İstanbulu’na saldırıyla sona erdi. Bu İstanbul’un Haçlılar tarafından 1204’teki fethi, ve sonrasında yaşanan korkunç yağma, iki kilise arasındaki ayrılığın temel sebeplerinden. #tarih, bu konuyu derinlemesine araştırıyor. • Ayşen Gür, 4. Haçlı Seferi’ni hazırlayan faktörleri, seferin İstanbul’u hedef almasını ve Haçlıların şehre girişini kaleme aldı. • Hayri Fehmi Yılmaz, Haçlılar şehre girdikten sonra yaşanan korkunç talan, yağma ve yıkımı anlattı. Ayrı başlıklar altında ayrıca, İstanbul’dan götürülen tarihî eserlerin nasıl da dünyaya dağıldığını, Venedik’teki San Marco Kilisesi’nin nasıl da İstanbul’dan taşınan malzemelerle inşa edildiğini görsel örneklerle açıkladı. • Enis Batur, İstanbul’daki “kutsal emanetler”i yazdı. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde muhafaza edilen emanetler arasında Son Akşam Yemeği’nin masa örtüsü, Hz. İsa’nın gerildiği çarmıhın parçaları, Aziz Yahya’nın kafatası yer alıyor. Batur’un yazısında emanetlerin fantezi ve gerçek arasında dolaşan gizemli hikâyeleri yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle