02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kültür 5CBT 1447/12 Aralık 2014 DOĞAN KUBAN Doğayı İzlemek ve Wu Wei Sevgili Okuyucular, bu makale ağaç, deniz kabuğu seven, coğrafya bilen, sanat, musiki, felsefe ve matematikle ilgilenen, iklimsel gelecek ve enerji sorunlarından endişe duyan, iletişim, bilişim, biokimya, genetik, elektroteknoloji, nanoteknoloji’den haberi olan, paranın mutluluktan çok felaket habercisi olduğunu düşünen, insanlara saygılı, namuslu ve çağdaş dünyanın ortağı olan insanlara yazılmıştır. Wu Wei, Taoizm’in temel ilkelerinden biridir (İ.Ö.2400). Değişik çeviri ve yorumları vardır. Doğaya değer veren, onu izleyen bir anlayışla yaşamanın zorlama ve zorbalık dışı bir davranışı özendirdiğini vurgulayan 2500 yıllık bir Çin felsefi tavrıdır. Çağdaş dünya artık birkaç ilke ile yetinemeyecek kadar karmaşık. Fakat modern genetik insanın hayvanlardan çok da faklı olmadığını bilimsel olarak ortaya koydu. Evrim tarihinin ilkelerini tartışılamayacak kadar kesin kanıtladı. Hayvan, yaradılışının gereği olarak öldürüyor. Kimse fare yiyen kediye kötü demiyor. Öldürmek insanın yaratılışında (moda olan deyimiyle fıtratında) varsa bu da doğaldır. Karga fıtraten hırsızdır. Bütün hayvanlar da yaşamak için, çalabilirler. İnsanlar, uygar denilen düzeyin altında yaşadıkları, çalmak ve öldürmek genlerinde varsa ki olması gerek, hayvan gibi davranabilirler. Nitekim biz de pek çok hayvanı öldürüp yiyoruz. Örgütlü çalıyoruz. Örgüt kurarak öldürüyoruz. Aklımızı bu işte kullanıyoruz. HAYVANLARDAN İKİ AYRI ÖZELLİĞİMİZ Fakat bu bağlamda insanı hayvandan ayıran bir iki özellik var: Birincisi sadece insanda olan akıl, ikincisi, insanın yaşamsal ilişkilerini konuşan ve yazan bir yaratık olması. Bu da akıl ve düşünceyi sözle ifade etme yeteneğinin sonucudur. Konuşan ve tarih yazan başka hayvan yok! Tarih, toplumlara özgü davranışları binlerce yıldır yineliyor. Bunlardan insanı eleştiren bir sonuç çıkarmış: çalmamak ve öldürmemek. Bunun nedenlerini insanlık tarihi yeterince aydınlatıyor. İnsan sosyal bir yaratık olarak toplu halde yaşıyor. Hayvan sürüsü ve insan sürüsü birbirine benziyorlar. Liderleri var, seks var, çocuk var. Fakat insan üstün bir beyin kapasitesi sayesinde insan sürüsünü zekâ ve akıl ile yönlendiriyor. İnsan birbirini yer ve yiyeceğini çalarsa, insan toplumundan çok hayvan toplumuna yakınlaşıyor. Gökdelen, otomobil ve elbise durumu pek değiştirmiyor. Ne var ki insanlar, hayvanlardan da kötü olarak, başka insanlar öldürmeye ve yiyeceklerini çalmaya, çok incelmiş yöntemler yanında, vahşice de devam ediyorlar. Arapça Gazve = Razzia = yağma anlamına gelir. İslam’dan önce Araplar yağmaya gazve derlerdi. Buna Türkler doyum da derler. Gazve daha sonra İslami Gaza’ya dönüştü. Türkler de yağma ve doyum sözcüklerini kullanmaya devam ettiler. Gaza yapıyor, erkekleri öldürüyor, kadın ve çocukları esir alıyorlardı. Bereket bütün toplumlar öldürme ve yağmaya devam ettikleri için kimsenin birbirine söyleyeceği bir şey yoktu. Fakat bu durumun günümüzde de bugün de sürüp gitmesi, insanın hayvandan da beter olduğunun kesin, yadsınamaz kanıtıdır. Doğal ve genetik olarak, yani fıtraten hayvan kalmışız. Daha büyük bir insanlık ayıbı yok. Bu durumun politik, ekonomik muhasebesini yapanlara da politikacı deniyor. İNSAN AKLI, İYİLİK VE KÖTÜLÜK Uygarlık binlerce yıl geliştikten sonra cinayet ve çalmak insan için uygun ve doğru olmayan davranışlar olarak kabul edildi. Ahlak ve din, sonucu onayladılar. Akıl sayesinde varılan bu sonuç insanı hayvandan ayırdı. Çünkü çalmak ve öldürmek yaşama zorunluluğu olarak kabul edilirse bu insanı hayvan statüsüne indirgiyor. İnsan aklı, bir mekanizma olarak iyiliğe ve kötülüğe aynı şekilde yatkın olduğu için, insanın yaradılışında (fıtratında) var olan çalmak (hırsızlık) ve öldürmek (cinayet) eğilimlerini, yani uygarlık ölçütlerinin suç (kötülük) olarak saydığı eylemleri örgütleyebiliyor. Bugün bile suç örgütü kurmak yasal bir suç. Oysa bunu tümüyle örgütleyen ve duruma göre suçlandıran bir takım örgütler kurmuşuz. Acaba gerçek sahtekâr uygar Batı mı? Ama Buda’yı, Aristo’yu, Leonardo’yu, Montaigne’i, Goethe’yi, Beethoven’i onca sanatçıyı dışlayacak mıyız? Uygarlık garip bir karışım. Bir yanda Wittgenstein, öte yanda Hitler, Bush. Eğer hâlâ çalıyor ve öldürüyorsak hayvan fıtratımıza uygun davranıyoruz. Akla ve inanca karşı çıkıyoruz. Burada vatan, millet, inanç, ideoloji, anayasa, savaş, silah, bunca bin yıllık tarihten sonra, sadece hayvan jestinin, insanlaşmış, yani akılla örgütlenerek yasa ve ideolojiye dönüşmüş, ya da maske takmış uzantılarıdır. İnsan, aklına karşın, hayvan kalabilen bir yaratıktır. Etrafınıza bakıp kendinizi aldatmaktan vazgeçin! Bunu sadece akıllı ve kendine karşı dürüst olabilenlere anım satıyorum. Hayvan dürtülerine uydurma kılıflar geçirilmesine karşı çıkın! YENİ İNSAN... TAŞ DEVRİNANOTEKNOLOJİ YAN YANA Uygarlık normlarına aykırı olarak neokapitalizm çalmayı ve savaşı örgütlüyor! Dünyanın en uygar toplumları kapitalist. Hayvanlığın bu kadar açık bir gerçek olduğunu genetik ortaya çıktıktan sonra öğrendik. Bilim bizim hayvan gibi davranmakta ısrar eden bir uygarlık olduğumuzu kanıtladı Kendimizi aldattığımız dünya bitti! Şu anda yaptığınız, planladığımız her şey eskidi! Dünyayı berbat ettik. Gerçi Washington Ankara’dan çok iyi, ama dünyanın en çok silahını ABD ya da Almanya üretiyor. Demek, çalmaktan vazgeçsek bile, öldürmekten vazgeçecek kadar uygar olamamışız. Biz buna ‘Vay benim köse sakalım!’ derdik. Sevgili Okuyucular, Yeni dünyanın eski insanları ne yapacaklar? Doğayı izle. Bir şey yapma, her şey kendinden olsun! (Wu Wei) Bu yürümedi. Science – fiction, sandığınız gibi, yeni dünyaları değil, teknoloji ile nasıl birbirinizi öldüreceğinizi öğretiyor. Sizi hayvanlık çağına, acayip elbiseler giydirerek, Tayfun Akgül geri gönderiyor. Genetiği değiştirilmiş ışıklı farelerle birlikte İmam Hatip öğrencileri üreten bir dünya. Taş devri ile nanoteknoloji yan yana! Hepimiz kafasını üşütmüş bir dünyanın üyeleriyiz. Oysa ne bilgelikler, ne hikmetler, ne cennetler! Şair, ‘Örtün ey facirei dehr!’ derken Doğal ve genetik olarak, yani fıtraten hayvan kalmışız. Daha büyük bir insanlık ayıbı yok. Bu durumun politik, ekonomik muhasebesini yapanlara da politikacı deniyor. atomdan haberi yoktu. Bereket iklim değişikliği geldi. Birbir lerinden çalacak ve birbirlerini öldürecek insanları yakın gelecekte radikal bir doğal operasyon bekliyor. Gerçi doğa iyi ve kötüyü ayırt etmeyi bilmiyor. Belki inanç sahibi olanların namuslular cennete gider. O da bir umut. Binlerce yıl yaşadıktan sonra bir miktar insan da cennete gitsin! Fakat Silah fabrikatörleri, hırsızlar ve caniler başka bir deliğe tıkılmalı!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle