Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
iklim günlü ü ğı üzere çok küçük hayvanlarda bu tür deri bulunmuyordu. Gelişim evresinde yassı ve diken biçiminde deri plakaları gelişiyordu ki bunlar için bol miktarda kalsiyum ve fosfor gerekiyordu. Dinozorlar mineral kaynağı olarak uzun iskelet kemiklerinden yararlanıyorlardı. Ankylosaurus’ların bacak kemiğinin erken gelişim evresinde önemli bir değişim saptanmış. Teoriye göre dinozorlarda zaman zaman osteoporoz görülüyordu. Zırhlı deri tamamlandığında kemikler yeniden güçleniyordu. Bu gelişim süreci diğer hayvanlardan da bilinmektedir. Özellikle de sıcak kanlılarda bu sürecin çok belirgin olması nedeniyle uzmanlar Ankylosaurus’ların da sıcak kanlı olduğunu düşünüyor. 3,5 milyar kilometrelik yolculuğun ardından Satürn’ün etrafındaki bir yörüngeye yerleşmişti. Uzay sondası NASA ve Avrupa Uzay Ajansı ESA’nın ortak bir projesi. NASA Cassini fotoğraflarının görüntü kalitesinin dikkatte değer olduğunu açıkladı. Nitekim kameralar 1990’lı yıllara ait ve 15 yılı aşkın bir süredir kullanımda. Fotoğraflarda Satürn halkaları harika bir çözünürlükte görünürken Dünyamız ve Ay sadece parlayan minik gökcisimleri olarak seçilebiliyor. Bu görüntü çekim anında Güneşin, Satürn’ün arkasında bulunması sayesinde elde edilebilmiş, yoksa görüntüye çok fazla ışık düşerdi. Dünyamızın son görüntüsü, güneş sistemimizin dışından alınan üçüncü fotoğraf. İlk görüntü NASA’nın Voyager sondasıyla 1990 yılında ve ikincisiyse 2006 yılında yine Cassini sondası tarafından alınmıştı. Hava kirliliği yılda 2 milyon kişiyi öldürüyor Bilim insanları, büyük bir çoğunluğu isli parçacıklar ve ozondan kaynaklanan ölümlerde, iklim değişikliğinin kısmen sorumlu tutulabileceğine dikkat çekiyor. Uluslararası bir araştırma ekibine göre, dünya çapında her yıl 2 milyonu aşkın kişi doğrudan insan kaynaklı hava kirliliğine bağlı olarak yaşamını yitiriyor. Environmental Research Letters dergisinde yayımlanan araştırma iklimdeki değişikliklerin ölümcül etkilere çok az bir katkısı olduğunu gözler önüne seriyor. ka buz katmanlarındaki erime gibi unsurlarla ilgili bilgisayar benzeşimleriyle birleştiren ilk kişi oldu. Ekonomik durgunluk iklim değişikliği için iyi mi? Chris Hope ile oğlu Mat Hope, Nature Climate Change dergisindeki yazılarında, ekonomide büyümenin daha yavaş olduğu bir dünyada iklim değişikliğine bağlı maliyetlerin görece daha yüksek olduğuna işaret eden ve genel kanıya ters düşen bir sonuca ulaştı. Ekonomik büyüme hızının daha yavaş olması, sera gazı salımlarının ve buna bağlı olarak da iklimdeki değişikliklerin daha az olması anlamına geliyor. Ancak bu durum aynı zamanda insanların iklim değişikliğine bağlı etkilerin üstesinden gelmeleri için gerekli maddi olanaklardan yoksun kalmaları anlamına da geliyor. Hesaplamalar sonucunda en yavaş ekonomik büyüme senaryolarında karbondioksit salımına bağlı harcamaların da gerçekte en yüksek düzeye ulaştığı görüldü. Ekonomik büyümenin en hızlı olduğu senaryolarda, gaz salım oranları ve küresel ısınma düzeyi de en yüksek düzeylerde olduğundan, hesaplanan ortalama maliyet biraz artıyor. Beyin dalgalarının kökeni 12.000’den fazla beyin hücresini simüle eden bir bilgisayar programıyla, beyin dalgalarının kökeniyle ilgili izlere ulaşıldı. Araştırma Avrupa’nın “İnsan Beyni Projesi”nin bir parçası. Beyin dalgaları elektroensefalogram (EEG) ile kaydedilir. Kafaya yerleştirilen çok sayıdaki elektrotlar kafatasının altındaki nöronların elektriksel etkinliklerini ölçer. Bu etkinlikler nöronlar arasındaki elektriksel sinyal alışverişiyle (Spikes) oluşur. Fakat İsviçreli araştırmacıların açıklamalarına göre nöronların ve ağlarının bu etkinlik motiflerini tam olarak ne şekilde ürettikleri bilinmiyordu. Gerçek beyindeki milyarlarca hücrenin ayrı ayrı incelenmesi mümkün olmadığı için ETH Lozan araştırmacıları bunu Blue Brain Projesi çerçevesinde bilgisayar modelleriyle öğrenmeye çalışmışlar. Michael Reimann ile çalı şan ekip son araş tırma için 12.000 nöronla dev bir ağ kurmuş. Blue Brain Projesi’nin asıl hedefi tüm insan beynini canlandırmak. Fakat ilk adımda işe fare beyniyle başlamış ve şu sıralar ayrıntılı bir şekilde fare nöronlarının elektriksel özelliklerini, biçimlerini, büyüklüklerini ve bağlantılarını karakterize ediyor.. Simülasyonlar beyin dalgalarının tahmin edilenden farklı bir şekilde üretilebileceğini de göstermiş. Yani bugüne kadar sanıldığı gibi elektriksel sinyallerin birer ekosu değiller, bunun yerine hücre yüzeyindeki iyon kanallarının karmaşık davranışlarına göre biçimlendiriliyorlar (Neuron dergisi). Greenpeace eylemcileri en yüksek binada Greenpeace üyesi altı kadın eylemci kutuplardaki petrol arama çalışmalarını protesto etmek amacıyla Avrupa’nın en yüksek yapısı SHARD’a tırmandı. Londra’daki bu yapının arama çalışmalarını sürdüren Shell şirketinin merkez ofisi Kedi alerjisi nasıl ortaya çıktı? Küresel ısınmadan memnun olanlar var Cambridge Üniversitesi bilim insanları, kedilere karşı alerjik reaksiyonun ne şekilde ortaya çıktığını buldu ve ilaç gelişiminin yolunu açtı. Clare Bryant ve ekibi, bağışıklık sisteminin kedi alerjisini ne şekilde fark ettiğini ve bunun sonucunda öksürme ve hapşırma gibi semptomların ne şekilde ortaya çıktığını saptadı. Bu mekanizmayı bloke edecek ilaçlar kediye alerjisi olanlara yardımcı olacak. Araştırmacılar kedi tüyündeki partiküllerde bulunan proteinleri incelemiş. Bunlar kedi alerjisinden en çok sorumlu olan ince cilt kepekleridir. Yaygın olan bakteriyel bir toksinin varlığı halinde kedi alerjisi bedendeki özel bir yolu etkinleştiriyor. Bu şekilde bilinen semptomları ortaya çıkaran bir bağışıklık reaksiyonu harekete geçiriliyor. Ekip, önemli proteinlerin bağışıklık hücrelerini ne şekilde etkinleştirdiklerini bulmuş. Alerji mekanizmasının anlaşılmasından sonra artık klinik deneylerde kan zehirlenmesi gibi diğer hastalıklar için geliştirilmiş ilaçlar var ve bunlar olasılıkla kedi alerjisinden korunmak için ya da tedavi amaçlı kullanılabilecek diyor Bryant (Journal of Immunology) Alerjik reaksiyonlar, bağışıklık sisteminin bir tehlikeye karşı arışı reaksiyon göstermesiyle ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi virüs veya bakteri yerine kedinin cilt kepekleri gibi alerjenleri tehlikeli olarak tanıyarak bir bağışıklık reaksiyonunu başlatır. Nilgün Özbaşaran Dede nilodede@hotmail.com Küresel ısınma nedeniyle çok sayıda canlı türünün yaşamı pamuk ipliğine bağlı. Ne var ki, sıcaklıklardaki değişimler, görünüşe bakılırsa Güney Kutup bölgesine özgü bir grup deniz süngerinde yeni bir yaşam kıvılcımını ateşledi. Hexactinellid adıyla da bilinen cam süngerleri normal koşullarda son derece yavaş gelişirler ve kimi zaman da onlarca yıl boyunca en ufak bir gelişme göstermezler. Görüldüğü kadarıyla, süngerler beslenme çılgınlığı içine girmekten büyük bir yararlar sağladılar. 2000 kilometre kareyi aşkın bir alanı kaplayan Larsen A buz sahanlığının parçalanması güneş ışığının deniz diplerine ulaşmasına olanak tanıyarak süngerlerin en gözde yiyecekleri olan fitoplanktonların sayısında bir patlama yaşanmasına neden oldu. Rita Urgan karşısında yer almasının özel bir önem taşıdığına dikkat çeken ve “Kutupları Kurtarın” yazılı dev bir pankart açan eylemciler polis tarafından gözaltına alındılar. Bir derecelik ısınma, denizde 2.3 metrelik yükseliş Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü’ne göre, küresel ısınmadaki her bir derecelik artış deniz düzeyinde 2,3 metrelik bir yükselmeyle sonuçlanabilir ve bu yüksek düzey önümüzdeki yüzyıllar boyunca sürebilir. Araştırmaya önderlik eden Anders Levermann iklimin geçmişiyle ilgili bulguları inceleyip, bunları uzun erimde deniz düzeylerinde artışa yol açan okyanuslardaki ısıl genleşmeler, dağ buzullarındaki erime ve Grönland ile Antarkti Dünyamız ve uydusu 1,44 milyar kilometre mesafeden başarıyla görüntülendi. Amerikan uzay ajansı NASA geçen hafta Cassini uzay sondasının Satürn yakınlarından çektiği görüntüleri yayımladı. Fotoğraflar gezegenimizin evrende ne kadar küçük olduğunu hatırlatıyor bize diyor Linda Spilker. Cassini Temmuz 2004’te yedi yıllık ve CBT 1377 7 / 9 Ağustos 2013 1.4 milyar kilometre mesafeden dünyamız