24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Merkezi araştırma laboratuvarları ve sorunlar Üniversitelerimizde Merkezi Araştırma Laboratuvarlarının kurulması, cihazların herkes tarafından kullanıma açık olması ve büyük cihaz alımlarının dublikasyonunu önlemek amacıyla çok iyi niyetle başlatılmış bir girişimdir. Prof. Dr. Metin Balcı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, mbalci@metu.edu.tr Ü niversitelerin araştırma altyapısını kısa zamanda oluşturmak için DPT ve Kalkınma Bakanlığı tarafından Merkezi Laboratuvarlar için milyon dolarlar harcanmakta. Bu ödeneğin önemli bir kısmı (birkaç milyon lira) merkezi laboratuvar binası için harcanıyor. Bu binalar lüks, gösterişli konferans salonları, toplantı odaları, müdür ve müdür yardımcısı odaları v.s ile donatılıyor. Gereksiz bir şekilde neredeyse her bir cihaz için ayrı ayrı odalar inşa edilmekte. Şimdi şu soruyu sormalı: Üniversitelerde birçok konferans salonu v.s varken bu salonlara ihtiyaç var mıdır? Oysa bu binalar için harcanan paralarla daha fazla cihaz alınabilir. Ayrıca bina için ayrılan ödeneğin üçte biri kadar bir yatırımla da daha uygun ve kompakt binalar yapılabilir. Merkezi laboratuvarlar, araştırıcılara hizmet sunmak için kurulan birimlerdir. Buralara atanan bazı görevliler cihazlarla ilgili olarak seminerler, toplantılar, paneller v.s. yapmaya kalkışıyor. Bunlara gerek olmadığı gibi bu onların görev tanımları içinde de değil. kımlarının devamlı yaptırılması gerekir. Bakım için yeterli ödeneğin her yıl muntazam bir şekilde ayrılması şart. Bazı büyük cihazların bakımı için yurt dışından eleman getirilmesi gerekiyor. Böyle bir elemanın 23 gün için gelmesinin karşılığı 10.000 $’ın üzerindedir. Bu miktar bazı yöneticiler çok astronomik bir rakam olarak görünmekte. Örneğin, 300.000 $’a satın alınan bir cihaza her yıl bakımı için 10.000 $ ödenek ayırmak çok doğaldır. Çünkü o cihazın çalışır vaziyette tutulması gerekir. Bir devlet dairesinde çalışan sıradan bir daire başkanının altına bir araba verilir. Arabanın fiyatı 40.000 TL’dir. Araba için de ayrıca bir şoför tutulur. Bu şoförün devlete yıllık maliyeti araba fiyatını geçer. Bu kimsenin dikkatini çekmez, ancak büyük bir cihaz onarımı için gerekli ödeneğin ayrılmasında sesler yükselir. cak kişilerin sahanın en iyilerinden olmaları şarttır. Aman kimseyi küstürmeyelim mantığı ile de hareket edilmemeli. Yeni kurulan üniversitelere çoğunlukla en yakın üniversitelerde doktorasını almış genç elemanlar atanmakta. Bunlar da hemen kullandıkları aletleri alma yoluna başvuruyor. Büyük bir cihazın bir kişinin hizmetine sunulması acaba doğru mu? Bu merkezlerin kurulmasında da acele edildiğinden gereksiz yere bir sürü cihaz alınmakta ve böylece ayrılan kaynaklar heba edilmekte. Kimyacıların araştırmaları için olmazsa olmaz cihazlarından birisi Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) cihazıdır. Son yıllarda bu cihaz birçok üniversitemize kuruldu. Bu cihazın bir birime kurulması için kritik bir kitlenin oluşması şarttır. Dünyanın hiçbir yerinde 23 kişinin istihdam edildiği bir birime bu cihazı kurmazlar. Ama ülkemizde bunu sorgulayan bir birim yoktur. Olayın daha vahim tarafı ise bu cihazın çok farklı fonksiyonlara sahip olması ve bunların gerekli mi değil mi gibi sorgulaması yapılmadan, yeni bir modelmiş gibi algılanarak cihazların alınmasıdır. Bugün piyasada 300 MHz ile 1100 MHz arasında çalışan NMR cihazları vardır. Bu cihazların 300 MHz’i 350.000 $ civarında iken 1000 MHz cihazın fiyatı 1520 milyon $’civarındadır. Dünyada 1000 MHz cihaz 34 merkezde bulunuyor. Bütün köklü üniversiteler araştırmalarını genel olarak 300 ve 400 MHz NMR cihazları ile yürütür. Bunlar mükemmeldir. Bazı üniversitelerimiz maalesef 600 MHz NMR cihazı satın almakta. Bu cihazı alanlar, cihazın fonksiyonları hakkında yeterli bilgiye sahip değiller. Bunlar cihazın gücünü (MHz’i) model olarak algılıyor. Araba alır gibi “2013 model olmasın 2014 model olsun” zihniyeti ile ülkenin sınırlı kaynakları çarçur ediliyor. 600 MHz bir NMR cihazı 800.000 € civarındadır. Bu fiyata 3 adet 400 MHz NMR cihazı alınabilir. 600 MHz NMR cihazı genel olarak protein analizi yapan birimler satın alıyor. Ülkemizde NMR cihazı ile protein yapı analizi yapan kişi tanımıyorum. 600 MHz NMR cihazına zaman zaman kimyacıların özellikle de bitki kimyacılarının ihtiyacı olabilir. TÜBİTAK’ta böyle bir cihazın olması bütün ülkenin ihtiyacını şu anda karşılar. 600 MHz NMR cihazının bulunduğu bir merkezde bu cihazı en iyi şekilde çalıştıracak uzmanın da olması şarttır. NMR cihazı ile en çok haşir neşir olan bir kişi olarak akademik kariyerim boyunca iki kez 600 MHz NMR cihazına ihtiyaç duydum. Böyle bir ortamda yeni kurulan bir üniversiteye 600 MHz NMR cihazı almak anlamsız ve ülke kaynaklarının çarçur etmektir. Tam Donanımlı Biyolojik Aktivite Test Laboratuvarı Ülkemizde farklı sahalarda görev yapan araştırıcılar (kimyacılar, eczacılar, biyologlar) sentezledikleri veya izole ettikleri bileşiklerin biyolojik aktivite testlerini yapmak isterler. Bunun için tam donanımlı bir laboratuvar maalesef yok. Araştırmacıların sentezledikleri belki de önemli bir ilaç olabilecek potansiyele sahip bileşikler, incelenemeden atıl vaziyette kalıyor. Bu kadar merkezi laboratuvarın kurulduğu bir ortamda ülke genelinde çeşitli uzmanlardan oluşan tam donanımlı bir aktivite test laboratuvarının TÜBİTAK ve/veya Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde kurulmasını önermekteyim. Böylece uzun vadede ülke ekonomisine de ciddi katkılar sağlayabilecek araştırmalar değerlendirilmiş olacaktır.. SOMUT BİR ÖRNEK BAKIM VE ONARIM Diğer önemli bir nokta ise cihazların sürekli olarak CBT 1364/ 14 10 Mayıs 2013 çalışır vaziyette tutulmasıdır. Merkezi laboratuvarlarda görevlendirilen kişilerin önemli bir kısmı aletler konusunda yeterli bilgiye sahip değiller. Bunlar içerisinde iş bulamayıp merkezi laboratuvarları tercih edenler olduğu gibi, iş buluncaya kadar merkezi laboratuvarları bir sıçrama tahtası olarak kullananlar da var. Merkezi laboratuvarlarda bakım ve onarımdan anlayan kaliteli elemanların istihdam edilmesi gerekir. Bugünkü koşullarda, uzmanlara ödenen ücretlerle, kaliteli elemanları bu gibi yerlerde tutmak mümkün değildir. Merkezi laboratuvarlarda görevlendirilen kişiler, bilimin ucuz olduğu bir ülkede, hizmet verdikleri kişileri gördükleri zaman “Ben neden yüksek lisans veya doktora yapmamayım, benim bunlardan eksik tarafım yok” diyebiliyor. Çünkü hizmet verdikleri kişilerin ülke koşullarında kolayca akademik dereceleri aldıklarını görmekteler. Bu nedenle merkezi laboratuvarlarda kaliteli eleman istihdam etmek güçleşmekte. Cihazların sürekli çalışır vaziyette tutulması için ba Merkezi laboratuvarlarda cihazlar öğretim üyelerinin hizmetine para karşılığında sunulmakta. Nedenini anlamak zordur. Çünkü, aynı kaynaklardan alınan cihazlar, eğer bölüme kurulmuş ise, kimse para ödemez; aynı cihaz merkezi laboratuvara kurulmuş ise yüksek ücret talep edilir ve böylece cihazın kullanılması kısmen de olsa azalır veya engellenir. Bundan da merkez çalışanları mutlu olur. Merkezi laboratuvarlardaki cihazların çalışması ve bakımı için hocaların projelerinden bir miktar para ödemesini doğal karşılıyorum. Ancak, ülkemizde istenen paralar çok yüksek olduğundan araştırmacıların bu cihazları kullanmaları kısmen de olsa engelleniyor. Üniversitelerin Merkezi Laboratuvarları araştırmacılara hizmet etmek için mi kuruldu yoksa döner sermayeye ıp fadaha fazla para kazandırmak için mi? O zaman tı kültelerinde de hocalar kullandıkları cihazlar için bir miktar para ödesin. Ameliyathaneyi kullanan bir hocamız da projesinden bir miktar ödenek ayırsın. Böyle bir şey olamayacağına göre, neden merkezi laboratuvarlarda bulunan cihazlardan bu kadar yüksek miktarlar talep ediliyor? Show Room” mu? Merkezi Lab mı? Merkezi labo“S ratuvarlar çoğu zaman üniversitelerin bir “show room”u olarak ziyaretçilere gösterilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, özellikle yabancılar, cihaz görmek istemiyor, cihazlarla neler yapıldığını görmek istiyor. Kilitli kapılar arkasında gösterilen bu cihazlar, o birimin reklamını yapmadığı gibi tam tersine antipropaganda aracı oluyor. Cihaz alımına kim nasıl karar veriyor? Merkezi laboratuvarlara alınacak cihazların belirlenmesi ise çoğu zaman sorumsuzluğun, başıboşluğun ve bilgisizliğin göstergesidir. Bir üniversitenin hangi cihazları alacağını çok iyi hesaplaması gerekir. Özellikle yeni kurulan üniversitelerde bunu yapacak yeterli eleman olmayabilir. Bu konuda Bilim ve Teknoloji Bakanlığına veya TÜBİTAK’a önemli bir görev verilebilir. Bu kurumlar kendi bünyelerinde cihaz konusunda uzman kişilerden oluşan komisyonları oluşturabilir. Bu komisyonlarda görev ala NEDEN MERKEZİ LABORATUVARLARDA ÖLÇÜMLER PARALI?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle