Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
POLİTİK BİLİM Müfit Akyos http:/www.ınovasyonheryerde.com/; mufita@ttmail.com ‘Üretimin vazgeçilmezliğinden’ hareketle kendi ‘özgün’ stratejimizi geliştirebilir miyiz? Derin dünya konusunda bilmedikleriniz... ile ünlü) Dünya’nın içinin oyuk olduğu yönünde bir öneride bulundu. Halley’e göre, üzerinde yaşadığımız dış kabuğun altında eşmerkezli iki kabuk ile yaklaşık Merkür gezegeni büyüklüğünde bir çekirdek vardı ve bunların tümü ışık saçan bir gazın içinde yüzmekteydi. Halley yeryüzünün altındaki bu iki kabuğun üzerinde canlıların yaşıyor olabileceğini bile düşünmüştü. Halley’in bu düşüncesinden yola çıkan Jules Verne, Dünyanın Merkezine Yolculuk adlı romanında bu konuyu irdeledi. Halley, en azından, gezegen büyüklüğündeki çekirdek konusunda haklıydı. Dünya’nın merkezinde genişliği 6000 kilometreyi aşkıngerçekte Merkür’den büyük ve demir içeriği açısından son derece zengin bir küre yer alıyor. Çekirdeğin dış kesimi erimiş durumdadır. İç çekirdek ise, gezegenin geri kalan bölümünden bağımsız olarak sürekli dönen katı bir metal kütleden oluşmaktadır. CBT 1356/ 8 15 Mart 2013 Öncelikle belirtmeliyim ki bu yazıda verilen örnekle bir model önerilmemekte, böyle yapılmalı denmemektedir. Fakat, 1970 sonlarından başlayarak bütün dünyayı soyup soğana çeviren finans başat siyasaların, soyup soğana çevirenlere de bir hayrı olmadığını; çareyi yine ‘üretmekte’ aradıklarını gösteren bir örnek olduğu için paylaşmak istenmektedir. ABD Rekabet Konseyi (Council on Competitiveness) yapısı altında oluşturulan ABD Üretimde Rekabet Girişimi (U.S Manufacturing Competitiveness Initiative), Aralık 2011’de “Make Amerikan Üretim Hareketi (Make An American Manufacturing Movement)” başlıklı bir deklarasyon yayımladı. Altında uluslararası firmalardan üniversitelere, araştırma laboratuvarlarından çok üst düzey ekonomistlere; kamu üst düzey yöneticilerinden teknoloji firmalarına kadar geniş bir kesimin imzası olan bu deklarasyonda özetle; “varlığımızı sürdürmek ancak üretimle olanaklıdır,” o nedenle “üretmeyi yeniden keşfetmeliyiz” denilmektedir. Deklarasyonun ülkemizle de ilişkisi bu noktada kurulmaktadır. Söz konusu deklarasyonda, ABD’nin ivedilikle çözmesi gereken makro ekonomik sorunları “işsizlik, kamu ödeme gücünün zayıflaması ve rekabet gücünün azalması” olarak tespit edilmekte; beş alanda hedefler ve öncelikler belirlenerek çözüm için izlenecek strateji önerilmektedir. Ortaya konan hedefler şunlar olmuştur: İnovasyon ve imalat ekonomisinde yeni kurulan ‘startup’ların / türev firmaların (M.A) büyümelerini sağlamak üzere desteklenmeleri; ABD dış satımının genişletilmesi, ticaret açığının azaltılması, yeni pazarların yaratılması ve diğer ülkelerin yerli üreticilerini koruma engellerine karşı konulması. Amerika’nın yetkinliğinin ve potansiyelinin ‘Geleceğin Beceri Yarışı’ ile birleştirilmesi. Akıllı inovasyon ve üretim yoluyla yeni kuşak verimliliğe ulaşılması. Yeni kuşak ağyapılar ve gelişmiş lojistik yoluyla rekabet üstünlüğünün yaratılması... Bu noktada kendimize şu soruyu sormamız gerekir: ‘Üretimin vazözgün’ stratejimizi geliştirebilir migeçilmezliğinden’ hareketle kendi ‘ö yiz? ‘Özgün’ sözcüğüne yapılan vurgunun nedeni, ‘büyüme’ iradesini çokça dünya güçlerinin ellerine bırakan ülkemizde, ‘konum ve koşullar’ doğru belirlenmeksizin henüz doğrulanmamış bir dizi aracın bir araya getirilmesinden oluşan eylem planları sığlığındaki çalışmaların strateji olarak sunulmasıdır. Oysa olması gereken geniş katılımlı, aklın egemen olduğu, dikkatle kurgulanmış yöntemlerle ve geçmiş birikim ve deneyimlerimizi de kullanarak uzun erimli stratejilerimizin oluşturulmasıdır. Üretimin değişen niteliği ve hiper rekabetçi üretim ortamı bunu gerekli kılmaktadır. 1980 sonrasında uygulanan ekonomi politikalarında üretimin ve teknolojide yetkinlik sorununun hep geri plana itilmesi, teknolojik gelişmemizde çok önemli kayıplara yol açmıştır. İyi bir üretici olsak da teknolojide oluşan kayıplarımız nedeniyle katma değeri yüksek, teknoloji içeriği yoğun ürünlerin üretimi için zamanımız ve şansımız azalmaktadır. Yine de, Yeni teknolojilere, tasarımlara, üretim süreçlerine ve malzemelere dayalı yüksek performanslı üretim; Siyasa oluşturucular, yerel destek kurumları, yöneticiler, çalışanlar, tedarikçiler, araştırmacılar ve eğitim kurumları arasında, daha etkin işbirlikleri; Bilişim, biyoteknoloji ve nanoteknolojideki ‘devrimsel’ gelişmelerin üretimde ve yenilikte sunduğu sonsuz fırsatları gerçeğe çevirebilecek yetkinliklerin kazanılması için. İmalat Sektörünü ‘ateşleyecek’ ve yeni iş olanakları yaratarak ulusal refahı arttıracak bir stratejinin bize bu yolu açabileceği söylenebilir. Üretmek Esastır! • 692 yılında, Edmond Halley (kuyrukluyıldızı • • • Massachusetts Üniversitesi mikrobiyoloji uzmanlarından J am es Holden gezegenimizin derinliklerindeki dirim kütlenin yeryüzünde yaşayan tüm canlılarinkine denk bir ağırlıkta olabileceğine inanıyor. NASA araştırmacılarına göre Mars gezegeninin derinliklerdeki benzer bir sıcak biyokürede, gözlerden uzak bir yerlerde yaşam belirtileri ortaya çıkabilir. • neş değil, ışınım oluşturuyor. • •Çekirdekte bile, değişim kaçınılmaz. İlkel mık güney doğrultusunda, doğubatı yönüne kıyasla, daha hızlı yol alırlar. Bir kuram: İç çekirdek Dünya’nın kutuplarıyla aynı hizada yer alan metalik kristallerden oluşur ve dalgalar bu akışa ayak uydurduklarında daha hızlı yol alırlar. •İç çekirdekten geçen deprem dalgaları kuzey •Dünya çekim alanı ekseninin eğik olması, •Johns Hopkins’li araştırmacılar eksenin büyüdaha birkaç yerbilimsel dönem önce batıya kayarken bugünlerde doğuya kayıyor olması da bu yüzden olabilir. natıslanma verilerini inceleyen John Hopkins Üniversitesi yerbilim uzmanları Dünya çekirdeğinin doğu ve batı yarısının nöbetleşe büyüyüp eridiğine dikkat çekiyorlar. •İç çekirdek Dünya’nın katı ve sıvı çekirdekleri hep birlikte güneşten yayılan ve saniyede yaklaşık 400 kilometre hızla hiç durmaksızın yol alan elektrik yüklü parçacıklardan oluşan güneş rüzgârını atmosferimizde tutan manyetik alanı oluştururlar. • neredeyse güneşin yüzeyi denli sıcaktır ve oralarda basınç yüzeydekinin 3 milyon katı kadardır. yen yarıya demir attığını düşünüyorlar. Bu da gezegenimizin manyetik alanında tersine dönüşlerin yaşandığı, kuzey ve güney kutuplarının yer değiştirdiği, garip geçmişine ışık tutabilir. •Manyetik alanla ilgili bu tür gariplikler erimiş çekirdekle onun üzerini örten manto arasındaki sınırda yaşanan karmaşayla da açıklanabilir. sanı 500.000 derece plazmayı son derece sağlam duvarları olan 3 metre genişliğindeki aluminyum bir kürenin içine doldurmak suretiyle Dünya’nın manyetik alanının minik bir örneğini oluşturmaya çalışıyor. Bu kürenin içindeki akımların dış çekirdekteki akımların bir benzeri olması bekleniyor. İnsan teknolojisiyle bugüne dek ulaşılan en derin nokta, soğuk savaş döneminde yaşanan uzayın derinliklerine inme yarışının bir sonucu olan, Rusya’da Murmansk yakınlarındaki Kola Süper Derin Sondaj Kuyusu’dur. ki boşluklarda ve altın madeni çatlaklarında bakterilere tanık olundu. Bu bakteriler hidrojen ve sülfatlarla besleniyorlar; temel enerji kaynaklarını gü •Wisconsin Üniversitesi’nden bir grup bilim in •Azalt, yeniden kullan, geri dönüştür. Levha tektoniğindeki ağır dalgalanmalar kabuğun içe doğru çekilmesine neden olur. Burada herhangi bir bitki ve hayvan yaşamı tuzağa düşürülüp, pişirilir. Organik malzemeler zamanla lavlar ve aralarında atmosferi ısıtan karbondioksidin de olduğu volkanik gazlarla yeniden yüzeye dönerler. Muller iç çekirdekten dışarıya püskürtülen oksijen, silikon ve kükürdün çekirdekmanto sınırına yükseldiğini, bunların hep birlikte sıcak ve çamurlu tepeciklere dönüştüğünü belirtiyor. Bu tepeciklerden biri, arada sırada, mantonun üzerine şiddetle yuvarlanarak ısıyayım sürecinin hızlanmasına ve manyetik alandaki dengenin bozulmasına neden olabiliyor. •Berkeley Üniversitesi fizikçilerinden Richard • Bu tür bir çevrimin yanı sıra, çekirdeğin oluşturduğu koruyucu manyetik alan gezegenimizin yaşamın sürmesine olanak veren en uygun sıcaklıkta tutulmasını sağlar. Sıcaklığın gece gündüz 480 derece dolaylarında olduğu Venüs gezegenine bir bakın. Gezegenimizin huzursuz iç kesimleri olmasa, bizler de öyle olabilirdik. Rita Urgan, Kaynak Discover • • •Dünya yüzeyinin yaklaşık 4 kilometre altında