17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Demir Ağlar ve Behiç Bey Atatürk 10. Yıl Marşı hazırlanıp ilk defa kendisine sunulduğu zaman, bu marşı çok beğenmekle beraber, bir mısrasını değiştirme zorunluluğu hissetti ve değiştirdi. “Yurdun her bir tepesinde dumanlar tütüyor” mısrasını, 10. Yıl Marşı’ndan çıkarmış, yerine kendisinin şahsen yazdığı şu mısrayı eklemiştir: “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.”Emir Kıvırcık ([email protected]) H erkesin bildiği ve yeri geldiğinde dile getirdiği bir gerçek vardır: “Türkiye Cumhuriyeti’ni Mustafa Kemal ve silah arkadaşları kurdu.” Ulu Önder Atatürk’ün önderliğinde bu ülkenin gerek düşman işgalinden kurtulması, gerek istiklalimizin temini, gerekse de Cumhuriyet’imizin sağlam temeller üzerinde kurulup yükselmesini sağlayan, bütün hayatlarını kurdukları devlete adayan silah arkadaşları. Bu silah arkadaşlarından her biri hem savaş zamanında, hem de genç Türkiye Cumhuriyeti’nde çok kritik mesuliyetler yüklenmişlerdir. Bu kıymetli insanlardan bazıları ön plana çıkmayı, bazıları ise arka planda kalmayı tercih etmişlerdir. İşte bu yazıda gerek Çanakkale Harbimizde, gerek Kurtuluş Savaşımızda, gerekse de genç Türkiye Cumhuriyeti’nde çok kritik görevler üstlenen, Mustafa Kemal’in en iyi arkadaşlarından biri olan, tarihteki anılma şekli ile Behiç Bey’i, yani Behiç Erkin’i anlatacağım. Onu büyük oranda kendisi ile ilgili basında çıkan yazılar ve aldığı madalyalar ile anlatmaya çalışacağım. Atatürk, 10. Yıl Marşı hazırlanıp ilk defa kendisine sunulduğu zaman, bu marşı çok beğenmekle beraber, bir mısrasını değiştirme zorunluluğu hissetmiş ve değiştirmiştir. “Yurdun her bir tepesinde dumanlar tütüyor” mısrasını, 10. Yıl Marşı’ndan çıkarmış, yerine kendisinin şahsen yazdığı şu mısrayı eklemiştir: “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” Bu mısrayı yazdıktan sonra da yakın arkadaşı Behiç Bey’e: “Sizin emeğinizin karşılığı değildi, değiştirdim” diyerek, kendi yazdığı mısrayı ona okumuştur. Behiç Bey’de “Bu yüksek lütfunuzdan dolayı çok teşekkür ederim” diye cevap vermiştir. İşte Behiç Bey’in hikâyesi budur: DEMİR AĞLAR. bir kaynak sömürüsü gerçekleştiriyorlardı. O kadar ileri gitmişlerdi ki, Osmanlı halkını “Türkler demiryolu işletemez” diye inandırmışlardı. Türkler sadece ray işçisi, makas işçisi olabilirdi, ne idarede yer alabilir, ne de işletmenin sahibi olabilirdi. Oysa bir Osmanlı Erkanı Harp Subayı (Kurmay Subay) Türklerle ilgili tüm bu yabancı söylemlerini ve eylemlerini kısa bir zaman zarfında tarihe gömecekti. O subay 1903 yılında ilk defa ordu tarafından kurulan İltisak (Birleştirme) Hattı Muhafız Kuvvetleri Müfettişi görevine atanan Kurmay Kolağası (Kıdemli Kurmay Yüzbaşı) KURMAY KOLAĞASI yabancı kaynaklı kitaplardan araştırmış, senelerini verdiği bu araştırmaları da, Osmanlı İmparatorluğu’nda bir Türkün yazdığı ilk ve tek esere imza atarak kitap haline getirmiştir: “Demiryolunun Askerlik Açısından Tarihi, Kullanımı ve Teşkilatı”. Kader Türk milleti ve Behiç Bey için ağlarını demirden örmeye başlamıştı. Çünkü gerek dillere destan disiplini ve çalışkanlığı, gerek 1903 senesinden beri atandığı görev olan demiryollarına kendini adaması, gerekse de senelerce büyük emek verdiği kitabı, yani demiryolu bilgisi ve tecrübesi Behiç Bey’i Türk milletinin ölüm kalım savaşları olan Çanakkale ve İstiklal harplerinde kader ve Mustafa Kemal ona tüm cephe sevkiyatlarını yapma sorumluluğunu yükleyecekti. Bu öyle bir sorumluluktu ki, yapılacak en ufak bir hata cephelerdeki başarısızlık olarak neticelenecekti hemen. Nitekim Balkan Harbi esnasında tecrübe edildi ki, birçok defa asker A noktasına, kurmay heyet B noktasına, cephane ve erzak ise C noktasına gönderilerek daha savaşamadan bile mağlup olduğumuz birçok cephe oldu. Behiç Bey III. Ordu’da her manevrada aynı çadırda kaldığı yakın arkadaşı Mustafa Kemal’e bir defasında demiryolları ile ilgili bir Fransız kitabında yazan, bir Rus generalinin tespitini anlattı: “Harpte iki cephe vardır, ilki sevkıyat, ikincisi düşmanla çarpışma. Sevkıyattaki muvaffakiyet cephedeki muvaffakiyetin zeminidir, zemin sağlamsa cephe sağlamdır, zemin kaygansa cephe her sonuca açıktır“ Bu konuşmayı yaptıktan kısa bir süre sonra Mustafa Kemal Trablus’a tayin oldu Derne Komutanı olarak, Behiç Bey İstanbul’daki Ordu Dairesi’ne İkmal Şubesi Müdür Yardımcısı olarak. Mustafa Kemal Derne’den düzenli olarak mektup gönderdi Behiç Bey’e. Gerek savaş alanlarında yaşadıklarını yazdı, gerekse de memleketin gidişatından olan endişesini paylaştı mektuplarında. CBT 1356/ 13 15 Mart 2013 Bugünün insanının anlaması biraz zor. Uçak var, araba var, ulaşım çok ama çok çeşitli ve kolay. Oysa sadece 1800’lerin ikici dönemi ile 1900’lerin ilk 30 yılında, bu topraklardaki tek ulaşım aracı demiryolları idi, demir ağlar idi, eski deyimi ile şimendiferlerdi, şimendifer kumpanyaları idi. Bu vatan topraklarındaki demiryollarını ise biz Türkler hiç işletmemiştik. Hep yabancı şirketler işletmişti demiryollarımızı, idarede de hep gayrımüslimler vardı. Biz Türkler ise hep işçilik kısmında çalıştırılmıştık. Demiryolları sanıldığı gibi sadece dönemin tek ulaşım aracı değildi o tarihlerde, belki halk için öyleydi ama emperyalist ülkeler için Osmanlı’yı çökertmede kullandıkları en önemli finansal silahlardan biriydi. Hem bu demiryolu inşası için kredi verip Osmanlı’yı daha da borç batağına batırıyorlar, hem işletmesini kendileri yapıp işletmenin zarar etmeme garantisini yaptıkları anlaşmalarla sağlıyorlar, hem de imtiyazlar adı altında korkunç HEP YABANCILARIN ELİNDEYDİ Kader bu ikiliyi ikinci defa Çanakkale Harbi’nde bir araya getirdi. Biri Gelibolu’da cephedeydi, Anafartalar komutanıydı, öbürü İstanbul’da Ordu Dairesi Başkan Yardımcısı, biri cephede taarruzu değil ölmeyi emrediyordu, öbürü de onlar ölünceye kadar geçecek olan zaman zarBehiç Bey Haydarpaşa garı çalışanlarıyla üen üstte üste ise ailesiyle fında takviye kuvvetleri yetiştirmeye çalışıyordu cepheBehiç Bey’di. Behiç Bey’in iki özelliği Ordu Kumandanı Mü lere. şir (Mareşal) Hayri Paşa’nın bile kulağına gitmişti: ÇalışGelibolu Ordu Kumandanı Mareşal Liman von Sankanlığı ve disiplini. 1906 senesinde bu genç Osmanlı Su ders’in Kurmay Başkanı Kazım Bey (Kazım İnanç Paşa) Bebayı sıra dışı bir rapora imza atarak, tarihe ilk demiryollarında hiç Bey’e Çanakkale Harbi ile ilgili aldığı madalyalarla ilulusallık kaydını düştü: gili şu açıklamayı yapar: Mareşal Liman von Sanders “Ordu “Demiryolu işletmesinde gayrimüslimler değil Türk me Dairesince Gelibolu Yarımadası’ndaki ordumuzun asker murlar kullanılmalıdır ve işletme lisanı Fransız dili yerine Türk ihtiyacını bu kadar muntazam idare ederek zafere büyük katdili olmalıdır.” kı sağlayan kimdir” diye sordu. Bizde “Behiç Bey” dedik. Behiç Bey 8 yıllık demiryolu tecrübesi esnasında, birKader Mustafa Kemal ile Behiç Bey’i kısa zaman sonra çok yanlışlığa şahit olmuş, bunları kendine dert edinmiş, bunların doğrularını maaşından biriktirdiği paralarla getirttiği Yazının devamı 18. sayfada YOLLARI ÇANAKKALE’DE BİRLEŞİYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle