16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Güncel bir bilim dalı olarak Evrimsel Tıp Emrah Yücesan, [email protected] B aşlamadan önce okuyucu için belirtmemiz gereken, bu makalenin açıklayıcı olmak kaygısı taşımakla birlikte, öznel içerikli olduğu ve paralelinde güncel bilimcilerin yorumlarının bir araya getirildiği bir derleme olduğudur. Amacımız bilimsel olarak zor günlerin yaşandığı, TÜBA’nın baskılandığı, üniversitelerin bilimsel konularda sessiz kaldığı bir ortamda, okuyucunun evrimsel tıp kavramı özelinde, dünyanın neleri tartıştığını ve bizim nerede olduğumuzu görmesidir. İnsan merkezli bakışın, hastalıkların gelişiminin, ortaya çıkışının, tedavi olasılıklarının araştırılmasındaki yetersizliği, evrimsel tıp kavramının ortaya çıkışındaki en büyük etkenlerden biridir. Evrimsel tıp, üzerinde yoğun çalışmaların yapıldığı evrimin diğer dallarına göre geçmişi daha yakın tarihlere dayanan, *hastalıkların kökenlerinin incelenmesi, *insan metabolizmasında oluşan tepkimelerin diğer organizmalardan nasıl miras olarak kalıtıldığının anlaşılması, *bipedalizme geçmemizle primat atalarımızda görülmeyen ne gibi anatomik “sorunların” ortaya çıktığının anlaşılması (skolyoz), *bakterilerle olan simbiyotik ilişkilerimizin gösterilmesi (Bağırsaklarımızda K2 vitamini sentezleyen bakterilerin bulunması) ve *insanda görülen hastalıkların nedeni olan patojenlerin doğalarını anlamamız ve tedavi seçeneklerinin geliştirilmesinin yolunu açan bütünsel bir bilim dalıdır. Tıbbi olarak görülen sorunlar/durumlar, evrimsel tıp kavramının dışında değerlendirildiğinde birbirinden bağımsızmış gibi görünen (aslında tamamı birbirine bağlı olan) pek çok patolojinin kökeni kavranamaz. ABD’de evrim kuramı, 1925 yılındaki öğretmen John Scopes’in öğrencilere evrim kuramını anlatıp hüküm giymesi üzerine tam 32 yıl boyunca okullarda okutulmadı. 1957’de SSCB uzaya Sputnik uydusunu gönderdiğinde ABD bilimsel olarak geri kaldığının farkına vardı ve okullarda evrim kuramı tekrar okutulmaya başlandı. Bu tek örnek bile evrim kuramından habersiz nesiller yetiştirmenin nelere mal olabileceğini açıklıyor. Aşağıda evrimsel tıp üzerine literatürdeki birkaç yayın örnek olarak verilecek. 2011 yılında yayınlanan bir makale (1), EVRİMSEL TIP ÜZERİNE YAYINLAR lisans düzeyinde evrimsel tıp ile ilgili verilen bir kursa değindi, makalede evrim kuramının tıptaki pek çok konuyla ilgili açıklamalarda bulunabileceği belirtildi ve konu geniş şekilde tartışıldı. 2007 ve 2010’da yayımlanan iki farklı yayında (2,3) evrimsel tıp öğreniminin yararlarından bahsedildi. Yayında; insanların neden hastalıklara karşı savunmasız oldukları evrimsel biyoloji perspektifinden bakılarak değerlendirildi. Aynı yayında biyologların tıp öğreniminden, tıp öğrencilerinin ise evrim kuramından habersiz olmaları eleştirilmekte, bu eleştiri öğrencilerle de sınırlı kalmamakta, bilimsel makalelerde biyoloji ve tıp topluluklarının birbirlerinin yayınlarına yaptıkları atıflar da eleştirilmektedir. 2006 yılındaki bir yayında (4), evrimsel biyoloji kavramından hareketle doğal seçilim ve/veya genetik sürüklenme kavramları ışığında antibiyotik direnci, aşı üretimi, üreme biyolojisi konuları tartışıldı ve örnekler verildi. Örneğin insan olmayan primatlar (şempanze ve rhesus maymunları) ile primat olmayan memelilerdeki (fare ve sıçan) gelişimsel genlerimizin bir kurtçuk (C. Elegans) ve sirke sineği (D. Melanogaster) incelenerek belirlendiği örneği verildi ve bu durumu evrimin ışığı olmadan anlamamızın imkânsızlığı üzerinde duruldu. Diğer bir örnek olarak da beyin gelişimi ile ilgili olarak sinek, fare ve insandaki genlerin ortaklığı ile dudak gelişimi ile ilgili olarak da fare ve insandaki genlerin ortaklığına değinildi. İnsandaki yaşlanmanın anlaşılması için yapılan çalışmalar yukarıda bahsedilen sinek ve kurtçuk ile yapılmaktadır. Bu verilerden biyoloji öğrenimi görmüş birisinin yapabileceği tek çıkarım, yaşayan tüm canlıların ortak bir kökenden geldikleri ve ne kadar farklılaşırlarsa farklılaşsınlar yaşamsal önemi olan ana mekanizmaları koruduklarıdır. Darwin’in Evrim Kuramı ile doğal seleksiyon ve genlerde meydana gelen rasgele değişimler (genetik sürüklenme) gibi evrim kuramının mekanizmaları kavranmadan bu benzerliklerle ilgili yapılacak yorumlar eksik ve hatalı olacaktır. 2006 yılında SCIENCE dergisinde çıkan bir yayında ise (4), ancak evrimsel tıp kavramıyla değerlendirildiğinde yirmilik yaş dişlerinin ve doğum kanalı darlığının açıklanabileceği anlatılmakta ve bunların kusursuz olarak tasarlanmadıklarının görüldüğü vurgulanmakta. Amerikan Bilimler Akademisi’nin yayını olan PNAS’da 2010’da yayımlanan çalışmada, tıp fakültelerinde evrim öğretmenin önemi üzerinde duruldu ve American Association of Medical Colleges ve Howard Hughes Medical Institute tarafından, aralarında alanında öncü bilimcilerin olduğu bir he yet tarafından 20072009 seneleri arasında toplantılar düzenlendiği ve rapor hazırlandığı belirtildi. Bu rapora göre dünyadaki yaşamın dağılım ve çeşitliliği ile ilgili olarak evrimsel prensiplerin öğretilmesi önerildi. Yine bu raporda, evrimsel tıp uygulaması ile ilgili olarak 5 ana başlık altında ortak imzalı bir öneri yazısı yayımlanmıştır (5). Aynı yayında, nasıl ki embriyoloji derslerinde bir zigottan canlının oluşumu kademeli bir şekilde anlatılıyorsa, aynı şekilde canlının evrim kuramı ile uyumlu olarak ortaya çıkışının ve dağılımının anlatılmasının da zorunlu olduğuna değinildi ve karşılaştırılmalı embriyolojinin tıp fakültelerinde okutulmaması eleştirildi. Bu kısa yazıda 21. yüzyılda bilim çevrelerinde evrimsel tıp konsepti odaklı nelerin tartışıldığını popüler bir şekilde anlatabilmeyi amaçladık. Evrimsel tıp ile ilgili ileri okuma yapmak isteyen okuyucu kaynaklar bölümünden yararlanabilir. Burada değinmek istediğimiz ana nokta; evrim kuramı ile ilgili ortaya atılan, “kuram bilim çevrelerinde şüphe ile karşılanıyor ve hatta reddedildi” şeklinde bir kara propagandanın gerçekdışılığını, bilimsel gelişmeleri izleyen/izlemeye çalışan kişilere göstermektir. Arkasına yazılı ve görsel basını almış, çeşitli imkânlarla sergiler düzenleyerek evrim kuramı ile ilgili hiçbir bilimsel yanı ve doğruluğu olmayan bilgileri halkımıza aktaranlara karşı herhangi bir polemiğe girmeden bilimsel verileri halkımıza aktarmak istedik. Evrim kuramı 150 yıldır her gün bilim çevrelerince sınanmasına rağmen yanlışlanamadı. Biz hâlâ doğru mu, değil mi şeklinde tartışarak vakit kaybederken, medeni dünya nelerle uğraşıyor, umarız okuyucunun bilmesini istedik. OKULDA DERS KAYNAKLAR Stephen C. Stearns, 2011; On Designing Courses in Evolutionary Medicine. Evo Edu Outreach;4:589–594 Randolph M. Nesse, Stephen C. Stearns.2007;The great opportunity: Evolutionary applications to medicine and public health; Evolutionary Journal compilation; 2008 Blackwell Publishing Ltd 1;2008;2848 Randolph M. Nesse.2011; Ten questions for evolutionary studies of disease vulnerability; Evolutionary Applications ISSN 17524571. Stephen C Stearns.2006; Evolutionary Thinking in the Medical Sciences. Evolution Thinking in the Medical Sciences. AAMCHHMI Scientific Foundation for Future Physicians Committee (2009) Scientific Foundations for Future Physicians (American Association of Medical Colleges and Howard Hughes Medical Institute, Washington, DC). Eski Türkiye Bilimler Akademisi Üyelerine 2008 Haziran Genel Kurulu’nda çok sayıda soru sorup değerlendirme yaparak Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı olma onurunu bana verdiniz. Yeni Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gereği seçilen üç başkan adayı yeni TÜBA genel kurulu tarafından oylanıp Sayın Başbakan’a bildirilmiştir. Seçimde en yüksek oyu alan Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar Başbakan tarafından yeni TÜBA’nın başkanı olarak atanmıştır. Bugün itibarı ile yeni başkana TÜBA takdim ve devredilmiştir. Sürem bittiği halde yeni KHK’nin gereği olarak başkanlık görevimi KHK’nin gerekli gördüğü yasal sürenin sonuna kadar sürdürdüm. Üyelerin gösterdiği anlayış ve duruşun sade bir gözlemcisi olarak tüm üyelere minnettarım. Akademik dünyanın tüm saygın ülkelerinde bilim akademisi üyeliği ve başkanlığı bilimsel liyakat temellidir. Bu kuruma üyeleri ve başkanı, sadece ve sadece Bilimler Akademisi’nin üyeleri seçerler. Türkiye’deki uygulamayı doğru bulmuyorum. Bunun ne üretime, ne bilime, ne de ülkemize ve seçilenlere bir yararı olacağı kanısında değilim. Bu yanlışın mimarları bu uygulamayla ülkenin imajını tahrip ettiklerini görmelidirler. Bu nedenle, böyle bir Bilimler Akademisi üyeliği olmadan da değerli kalınabileceğine inananlardanım. Her üye tarafından çok yardım gördüm, çok şey öğrendim. Artık yönetimi yeni başkana devrettiğime göre yasal sorumluluğum bitiyor. Bütün eski dostlara ve üyelere teşekkür ediyorum. Liyakat temelli olmasının zorunluluk olduğuna inandığım Türkiye Bilimler Akademisi üyeliğinden istifa ediyorum. Teşekkür, saygı, sevgi ve dostlukla. Yücel Kanpolat Bilim, Eğitim ve İnsanı Önemsemek G CBT 1325/18 10 Ağustos 2012 Ahmet Kocaman ünümüz gelişmiş toplumlarının en temel belirleyicisi bilimdir. TÜBA Sosyal Bilimler Terimleri Sözlüğü’nde bilim “Genel olarak doğruyu bulmak, özel olarak evrenin yapısı ile işlemesini sağlayan düzeni ve doğal yasaları ortaya çıkarmak amacıyla deney, gözlem, usa vurma, çözümleme, bireştirme teknikleri kullanarak ve yansızlık, ölçülebilirlik, yinelenebilirlik, sorgulamaya açıklık ölçütlerine uyularak fiziksel ve doğal dünyanın sistemli biçimde incelenmesi ve bu inceleme sonucu oluşan bilgi birikiminin tümü” olarak tanımlanmaktadır. Doğal kaynakların varsıllığı günümüzde kimi ülkelerin görünümünü bir ölçüde olumlu gibi gösterse de, bu kaynakların
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle