Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Newsweek Dergisi, dijital dünyaya yön veren yüz kişiyi on kategoride belirlemiş ve global Dijital Güç Endeksi’ni oluşturmuş. Listede bir de Türk var: Kişilikler kategorisinde yer alan Dr. Mehmet Öz! Moğol İmparatorluğu, Avrupa’da Rönesansı tetikledi! Moğol İmparatorluğu döneminde Doğu’dan Batı’ya gelen barut, basım tekniği ve pusula çağdaş dünyayı kurmuş, görünümünü ve duruşunu değiştirmiştir. Francis Bacon Moğol İmparatorluğu’nun fikir ve uygulamaları Avrupalının usunda yeni düşünceler uyandırmıştır. Jack Weatherford İsmet Taşkale Ismet Taskale, ismettaskale@gmail.com Dijital Dünyaya Yön Verenler Newsweek Dergisi, geçtiğimiz günlerde Dijital Güç Endeksi’ni yayımladı. Farklı kategorilerden oluşan endekste günümüzde dijital dünyaya yön veren kişiler yer almakta. Bu endekste yer alan kişilerin pek çoğunun ortak bir özelliği var; Y Kuşağı mensubu olmaları! On kategoride onar kişiden toplam yüz kişi bugün dijital dünyaya yön veriyor. Bu on kategori şu şekilde belirlenmiş: Vizyonerler, Yaratıcılar, Evangelistler (Kanaat Önderleri), Melekler (Yatırımcılar), Kişilikler, Devrimciler, İnşa Ediciler, Fikir Beyan Edenler, Gezginler, Virologlar. Endeksteki bazı kategorilerde yer alan kişiler ise şöyle: Vizyonerler: Jeff Bezos (Amazom.com), Larry Page (Google), Marc Zuckerberg (Facebook), Reed Hastings (Netflix), Ben Silbermann (Pinterest), Elon Musk (Spacex), John Donahoe (eBay), Mark Pincus (Zynga), Dave Morin (Path), Brian Chesky (Airbnb) Yaratıcılar: Sergey Brin (Google), Jack Dorsey (Twitter), David Karp (Tumblr), Kevin Systrom (Instagram), Tim Cook (Apple), Salman Khan (Khan Academy), Drew Houston (Dropbox), Niklas Zennström (Skype), Daniel Ek (Spotify), Jason Kilar (Hulu) Devrimciler: Julian Assange (Wikileaks), Wael Ghonim (Mısırlı aktivist), Jake Davis (Topiary, hacktivist), A.Abdel Fattah (Mısırlı aktivist), Chaos Computer Club, Nawaat (Tunus blog sitesi), Manal alSherif (S.Arabistan aktivist), Anonymous (hacker grubu), Bradley Manning (Wikileaks’e ABD belgelerini sızdıran asker), Ramy Raoof (Mısırlı aktivist, blogcu). Kişilikler: Evan Williams (Twitter), Kevin Rose (Digg), Alexis Ohanian (Reddit), Tony Hsieh (Zappos), Chad Hurley (Youtube), Justine Ezarik (IJustine), Tim Ferriss (yazar), Danial Tosh (TV), Mehmet Öz (TV), Lady Gaga (şarkıcı) İnşa Ediciler: Linus Torvalds (Linux), Brendan Eich (Mozilla), Bram Cohen (Bittorent), John Resig (Khan Academy), Tom PrestonWerner (Github), Matt Wullenbeg (Wordpress), David H.Hansson (37Signals), Yukihiro Matsumoto(Heroku), Edward Tufte (Yale Üniversitesi), Jeff Atwood (Stack Overflow) Ayrıca her kategori için birer tane yaşamboyu başarı ödülü belirlenmiş. Bu ödüle layık görülenlerden bazıları ise şöyle: Gordon Moore (Intel), Bill Gates (Microsoft), Tim BernersLee (Webin yaratıcısı), Steve Jobs (Apple). M oğol İmparatorluğu’nun kurucusu Cengiz Han, hem birey ve toplumların ve hem de İmparatorluğun kalkınmasında, üstelik kültürlerin buluşup kaynaşmasında ticaretin çok önemli olduğunun bilincindedir. O nedenle Doğu’dan Batı’ya uzanan güvenli ticaret yolları açar. Bunlar üzerinde her 3540 kilometrede bir konaklama evleri kurar. Marko Polo buraların krallara yaraşır ipek halılarla döşeli alımlı yerler olduğunu yazar. Moğollar ticareti artırmak üzere tüccarlara imparatorluk içinde korunmalarını, istedikleri kadar kalmalarını, özgürce dolaşmalarını ve yerel vergilerden bağışlanmalarını sağlayan boyunlarında taşımaları istenen birer el büyüklüğünde altın, gümüş ya da bir çeşit ağaçtan yapılmış pasaport ve kredi kartı verirler. Bunlar onların kimliklerini ve aynı zamanda alacakları hizmetlerin niteliğini belirlerler. Çin’den Avrupa’ya kadar şehir devletçikleri ya da küçük krallıkları ancak kendi gereksinimleri kadar üretim yapar, olabildiğince çok üretip komşularına satmazlar ve onlardan mal almazlardı. Çünkü feodal düzenin seçkinleri ticari girişimciliği onursuz, kirli ve etik dışı olarak küçük görürlerdi. Cengiz Han Doğu ve Batı’da yaygın olan bu algıyı yıkar. Ticarete saygınlık kazandırır ve Çinli seçkinlerin saygınlığını da dilenciler düzeyine indirger. Moğollar bilim adamlarına bir yandan Çin, Arap ve Yunan kaynaklarını incelettirip Avrupa, Afrika ve adalarıyla birlikte Asya kıtalarını içine alan detaylı bir dünya haritası yaptırırlarken öbür yandan bir düzine baraj yaparlar ve su kanalları açarlar. Bunlardan yakın zamanlara kadar yararlanılmıştır. Japon yenilgisinden sonra denizciliğe önem vermeye başlarlar. Yüzlerce büyük ölçekli gemi yaparlar. Doğu’yu Batı’ya bağlayan kara yollarının dışında Japon denizinden Basra körfezine, Kızıl denize ve İtalya’ya kadar uzanan güney deniz yollarının denetim ve güvenliklerini de ele alırlar. O yüzden İtalyan tüccar Bulducci Pgolotti, “İtalya’dan Japon denizine kadar yolların güvenliği gece olsun gündüz olsun çok üst düzeydedir.” der. Sonuçta Doğu Batı arasında gezi, ticaret, çalışma amaçlı geliş gidişler ve mal taşımacılığı artar. İlk ve Ortaçağ’larda imparatorlukların hemen hepsi fethettikleri ülkelere kendi uygarlıklarını zorla kabul ettirirlerdi. Örneğin Romalılar ele geçirdikleri yerlerde halkın Latince konuşmalarını, tanrılarına tapınmalarını, şarap, zeytinyağı, buğday gibi yiyecekleri yemelerini zorunlu hale getirirlerdi. Oysa Moğollar yönettikleri halkların dillerine, dinlerine, yiyeceklerine ve ortak yaşam biçimlerine kesinlikle karışmazlar. Bu fetih imparatorlukları refahı tek bir şehirde toplamışlardı. O nedenle bazı şehirler o kadar çok varsıl olmuştur ki, buraların adları Roma ve Babylon şehirlerinde olduğu gibi imparatorlukların adı haline gelmişti. Moğol İmparatorluğu’nda böyle bir gelişme olmamış çünkü mal ve insanlar sürekli devinim halindedirler. Moğollar köylülerin gönencini, toprağın verimini ve tohum çeşidini artırmak için belli yerlerde tarım evleri açarlar. Onların iklime, toprak yapısına uygun ekim yapmalarına yardım ederler. Toprağın yapısını değiştirme çalışmaları yaparlar. Ürünlerinin de İran ve Ortadoğu ülkelerinde pazarlanmasını sağlarlar. Güney Asya ve Ortadoğu ülkelerinden getirdikleri limon fidanlarını Tebriz bölgesine dikerler. Urgan, boya, yağ ve mürekkep elde edilen bitkilerle birlikte, tekstil üretimi için pamuk ekimine, veriminin artırılmasına özen gösterirler. Üstelik Moğollar tarımla uğraşanlara toprağı işlemenin, sulu tarım yapmanın, fidan dikmenin, ağaç budamanın; ürün kaldırma, kesme, öğütme, taşıma, saklama, damıtma ve pişirmenin yeni yöntem ve araçlarını da öğretirler. Moğollar mal ve insanlar gibi kültürün de dolaşımının gerekli olduğu kanısındadırlar. Alıp satılan malların yanında o mala ilişkin bilgileri içeren birer kitapçığın bulunmasını isterler. Örneğin nasıl kullanılacağını açıklayan yeterli bilgi olmadıkça ilaçların fayda etmeyeceğini söylerler. O yüzden İranlı ve Arap doktorları Çin’e, Çinli doktorları da Ortadoğu’ya gönderirler. Bunların çalışmaları için hastaneler ve araştırma merkezleri açarlar. Öte yandan Moğollar takvim konusundaki sorunları gidermek, fezayı incelemek üzere bir gökbilim merkezi, bilimsel çalışmalar ve savaş becerileri için akademiler, büyük olasılıkla ilk kez XII. yüzyılda Çin’de kullanılan basım tekniğini değişmez harflerle hızlandırmayı amaçlayan bir basım ofisi kurarlar. Bu arada tarihi bir reklam aracı olarak kullanmaktan çıkarıp ulusların geçmişini ve kültürünü öğrenme bilimi olarak ele alan bir Tarih Kurumu açarlar. Sayısal değerlere ulaşmak ve adil vergilendirme yapmak amacıyla belli aralıklarla nüfus, konut ve hayvan sayımı da yaparlar. Tarih Çağdaş Dünya Düzeni’nin kuruluşuna Moğollar kadar çok katkı sağlayan başka bir ulusa değinmemektedir. Çünkü onlar yaygın bir eğitim ve kültür yaşamı, özgür ticaret, özgür iletişim, korkusuz ulaşım, laik politika, bilginin paylaşımı, dinlerin birlikte var olmaları, din ve vicdan özgürlüğü, devletin dinler karşısındaki tarafsızlığı ve üstünlüğü, uluslararası hukuk, örnek bir kamu örgütlenme biçimi, diplomatik dokunulmazlıkla özdeşleşmiş bir uygarlık yaratmışlardır. 800 yüzyıl önce ayrı dünyalarda varlığını sürdüren ve büyük olasılıkla birbirlerini tanımayan uygarlıklar, zaman içinde Moğolların yarattığı bu evrensel uygarlığın birer parçaları haline gelmişlerdir. Avrupa işte bu uygarlıktan çok etkilendi ve yararlandı. Roma İmparatorluğu’nun yıkılışıyla uygarlaşmaktan uzaklaşan Avrupalılar, Moğollar eliyle önlerine gelen bu yeni uygarlığı sevinçle karşıladılar. Çok olumlu buldular. Duygu ve düşüncelerinde büyük dönüşümler yaşadılar. Usun önemini görmeye başladılar. Yeni teknolojileri, yeni araçları, yeni giysileri, yeni müzikleri, yeni yiyecekleri yadırgamadılar ve kısaca yaşamın daha güzel olması karşısında mutlu oldurlar. Ve sonuçta Avrupa Rönesans’ı yaşamaya başladı. Daha doğrusu yeniden doğdu. O nedenle bu yeni doğumun nedeni eski Yunan uygarlığı değil, Moğol İmparatorluğu’dur. O nedenle, pekte gerçeği yansıtmayan söylemlerle küçümsenen Moğolların, tarihteki gerçek ve görkemli yerlerine oturtulması gerekmektedir… KÜLTÜRÜN DOLAŞIMI DİNE DİLE KARIŞMADILAR CBT 1325/ 12 10 Ağustos 2012