18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlık Çocuğunuz /R/’leri söyleyemiyorsa... “Çocukların kaç yaşında /R/’leri doğru söylemesi beklenir? Her ses, o sesi üretebilmek için gereken dil, dudak, damak ve çene koordinasyonu geliştikçe repertuara katılır. /R/ sesinin genel olarak 6 yaş civarında doğru üretilebilmesi beklenir. Terapiye başlamak için de 6 yaşı beklemek uygundur. Ancak, eğer çocuk bu durumun farkında ve söyleyemediği için rahatsız oluyorsa, o zaman biraz daha erken terapiye başlanabilir. Seda Atilla Şahin M.S. CCCSLP, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı Çocuklarda /R/’leri söyleyememe kendiliğinden geçer mi? 6 yaşını geçmiş bir çocuk hala /R/ sesini doğru üretemiyorsa konuşma terapisi ile müdahale etmek önemlidir. Yanlış dil alışkanlığı devam ettikçe bu alışkanlığı kırmak daha zor olur. Okuma yazma öğrenildiği zaman, /R/ yerine başka bir ses üreten bir çocuk okurken ve yazarken de bu iki sesi karıştırabilir. Dolayısı ile bu akademik performası da etkileyebilecek bir problem olabilir. Ayrıca, anne ve babaların kulağına /R/’leri söyleyemeyen bir çocuğun konuşması sevimli gelse de, akranları bu konuda çocukla alay edebilir ve zor zamanlar yaşatabilirler. 6 yaşını geçmiş çocuklarda kendiliğinden geçmesini beklemek yerine terapiye başlayıp kısa sürede sesi doğru çıkarmayı öğretmek uzun vadede birçok olası problemin yaşanmamasını sağlar. /R/’leri söyleyememe nasıl tedavi edilir? Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı bu konuda danışılması gereken uzmandır. /R/ sesini üretebilmek için doğru dil hareketini yapabilmek gerekir. Konuşma terapisi ile /R/ derken yapılması gereken doğru dil hareketi öğretilir. Eğer çocuk /R/ yerine başka bir ses çıkarıyorsa (ör: /Y/), bu seslerin farkını anlatmak da önemlidir. /R/ sesini doğru söylemeyi öğrendikten sonra bile çocuk konuşmasında eski hataları yapmaya devam edebilir. Doğru dil hareketini yapabilmek kadar, bu hareketi kelimeler ve cümleler içinde tekrarlayıp egzersiz yapmak da önemlidir. Terapide çocuk için egzersizler hazılanır, ve terapi esnasında yoğun olarak pratik yapılır. Çalışılan egzersizler eve ödev verilir ve bir sonraki terapi seansına kadar pekiştirilmesi istenir. Aileler /R/’leri söyleyemeyen çocuğa nasıl yardımcı olabilir? Ailelerin Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı ile işbirliği içinde olması çok önemlidir. Uzman, aileye de sesin nasıl üretildiğini ve evde bunu çocuklarına nasıl çalıştırabileceklerini öğretir. Terapide çalışılan egzersizler eve ödev verilir. Aileye bu egzersizleri nasıl yaptıracakları anlatılır. Evde terapide yapılanların pekiştirilmesi çocuğun doğru sesi daha çabuk genellemesini, ve terapinin daha kısa sürmesini sağlar. Çocuklar hangi nedenlerle /R/’leri söyleyemez? Dil bağının kısa olmasının /R/’leri söyleyememenin nedeni olduğu düşünülse de, aslında dil bağı nedeniyle bu sesin yanlış söylenmesine nadir rastlanır. En sık rastlanılan neden yanlış dil alışkanlığıdır. Sesleri doğru üretememeye artikülasyon ve fonolojik bozukluk denir. Bu durum konuşma terapisi ile düzeltilir. Çocukların en çok sıkıntı çektikleri harf neden /R/? Örneğin /B/ veya /M/ gibi sesler dudak sesleri olduklarından rahatlıkla görülür ve çocuğa görsel olarak anlatılabilir. Ancak /R/ sesi ağzımızın arkasında üretilen bir ses olduğu için gerekli dil pozisyonu rahatlıkla görülemez. Çocuğa doğru dil pozisyonunu anlatmak ve yapabilmesini sağlamak biraz zaman alabilir. Ayrıca, /R/ sesi önce ve sonrasındaki seslerden etkilenerek pozisyonu değiştiren bir sestir. Yani, etrafındaki seslere göre değişir. Bu nedenle de diğer seslere göre biraz daha zorlanılan bir sestir. Er gen l e r ve ya yetişkinler için de /R/’leri doğru söylemeyi öğrenmek mümkün müdür? Sesi doğru üretmeyi öğrenmek her yaş için mümkündür. Yaygın inanışın aksine, ergenler veya yetişkinler de konuşma terapisi ile /R/’leri doğru üretebilirler. Yanlış dil alışkanlığı yerleşmiş olduğu için daha fazla efor gerektirse de, sesi doğru üretmeyi öğrenmek mümkündür. Çocuklar başka hangi sesleri doğru söylemekte zorlanırlar? Çocuklar birçok sesi doğru üretmekte zorlanabilirler. En sık rastlanılan hatalar /K/ yerine /T/ (kapı yerine tapı gibi), /G/ yerine /D/ (gel yerine del gibi), /Ş/ yerine /S/ (kuş yerine kus gibi) ve konuşma peltekliğine sebep olan /S/ ve /Z/ seslerini yanlış üretmektir. Bunlar ve diğer ses üretim bozuklukları konuşma terapisi ile tedavi edilir. L’Oréal Türkiye, 6 genç bilim kadınını ödüllendirdi... L’Oréal Türkiye, araştırmalarıyla bilime büyük katkı sağlayan 6 genç bilim kadınını ödüllendirdi. Bilkent Üniversitesi, Hacettepe, Koç, Marmara, Sabancı ve Yeditepe üniversitesinde görev yapan 6 bilim kadını, Genç Bilim Kadınlarını Destekleme Bursları programı kapsamında, araştırmaları ile L’Oréal Türkiye’den 15 bin dolar değerinde burs kazandı. Reyhan Oksay L’OréalUNESCO ortaklığındaki, uluslararası “For Women In Science” programının bir uzantısı olarak Türkiye’de 2003 yıldan bu yana sürdürülen ve bu yıl 10. yılını kutlayan ‘Genç Bilim Kadınlarını Destekleme Bursları’, bilimsel alandaki çalışmaları teşvik etmeyi ve bu yolla bilimin yaygınlaşmasını amaçlıyor. Program, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından destekleniyor. Yaşam Bilimleri dalında Prof. Dr. Aslı Tolun, Malzeme Bilimleri dalında ise Prof. Dr. Türkan Haliloğlu’nun başkanlık ettiği iki ayrı komite tarafından seçilen araştırmalarda, bilimsel yeniliği ve bilime sağlanacak katkı ölçüt alındı. 2012 Seçim Komitesi’nde görev alan Prof. Dr. Ayhan Ulubelen’e, bu yılki projeleri değerlendirme aşamasında ne gibi sorunlarla karşılaştığını sorduk. Ulubelen, her bir komite üyesine incelemesi için altışar proje verildiğini, daha sonra diğer üyelerle yapılan ortak toplantıda bu projelerin tümünün ele alındığını, her üyenin incelediği projeler hakkında diğer üyelere ayrıntılı bilgi verdiğini açıkladı. Tüm projeleri tartıştıktan sonra değerlendirmeye geçtiklerini söyleyen Ulubelen, “Bu yıl proje seçiminde gerçekten çok zorlandık. Tüm projeler ödülü hak edecek kadar iyiydi. Ne var ki hepsi ödül alamayacağı için pek çok değerli projeyi elemek zorunda kaldık” diye konuştu. Bilkent Üniversitesi Nano Teknoloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Ayşe Begüm Tekinay araştırmasında, günümüzde yaygın olarak rastlanan kıkırdak hastalıkları, spor kazaları ve yaşlanmadan kaynaklanan doku bozukluklarına karşı, iskelet yapıtaşlarını sentezleyerek, kıkırdak dokunun tedavisini amaçlıyor.Bu araştırma hücre seviyesinde testleri kapsıyor. Klinik testlerin ve deneylerin tamamlanmasının ardından ancak uygulamaya geçilecek. Hacettepe Üniversitesi Farmakoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nezahat Tuğba Kandilci’nin araştırması ise, yaşlanmaya bağlı idrar tutamama rahatsızlığının altında yatan moleküler mekanizmaların aydınlatılması ve yeni tedavi stratejilerinin geliştirilmesini hedefliyor. Hücre yapılaşmasında rol oynayan protein ailesinin hücre bölünmesindeki rolünü inceleyen Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Nurhan Özlü de araştırmasında, hücrelerin kanser hücrelerine dönüşmesinin ve diğer dokulara metastaz yapmasını engelleyecek yeni yöntemler geliştirmeyi amaçlıyor. Araştırma öncelikle hücrenin işlevinin bilinmeyen yönlerine ışık tutacak. Cilt yaşlanmasında ısı şok proteinlerinin rolünü araştıran Marmara Üniversitesi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Betül Çatalgöl, yaşlanma sürecinde güneş ışığı ile ciltteki değişikliklerin biyokimyasal mekanizmasını aydınlatmayı hedefliyor. Araştırmanın yapılmasında laboratuvar imkânları KAZANAN PROJELER Soldan sağa Nezahat Tuğba Kandilci, Seyda Malta, Ayşe Begüm Tekinay, Nurhan Özlü, Betül Çatalgöl, Gözde İnce, önde oturan Giuseppe Gennero hazır olmakla birlikte, gerekli sarf malzemelerinin tamamlanmasının ardından projeye hemen başlanması planlanıyor. Biyoayrıştırıcı ve taşıyıcı olarak uyarıya duyarlı, eşeksenli polimer nanomalzemeler üzerinde çalışan Sabancı Üniversitesi Doğa Bilimleri Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Gözde İnce, polimer nanotüpler üreterek, ilaçların vücuttaki hastalıkları tanımlama amaçlı virüsleri ayrıştırmayı hedefliyor. Yeditepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Seyda Malta da, polimerlere, nanoparçacık katarak özelliklerini geliştirmeyi ve endüstride kullanılacak yeni bir malzeme üretmeyi amaçlıyor. Katılan nanoparçacıkların manyetik özellikte olmasından hareketle, dışardan uygulanacak manyetik bir alan ile bunların polimer içinde düzenlenmesi sağlanabilir. CBT 1311/17 4 Mayıs 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle