16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK POLİTİKASI Hayrettin Ökçesiz Her yıl ODTÜ Matematik Bölümü’nde 0708 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Arf Konferansı’nın 2012 yılı konuşmacısı Prof. Dr. David Nadler olacak. Bu çerçevede Profesör Nadler 08 Kasım’da, saat: 15:40’da, ODTÜ Matematik Bölümü, Cahit Arf Amfisi’nde “Traces and Loops” konulu bir konuşma yapacaktır. Professor Nadler’in vereceği Arf Konferansı’nın ayrıntıları HTTP://WWW.MATEMATİKVAKFİ.ORG.TR/TR/ARFLECTURES adresindedir. 2012 yılından itibaren Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Nadler, “Institute for Advanced studies” üyeliği yapmıştır. Çalıştığı konulardan biri “Langlands Programı” dır. Bu program Prof. Robert Langlands tarafından ortaya atılan bir kuram olup matematiğin çok farklı görülen konularını çok etkileyici bir şekilde bir araya getiren bir hipotezler manzumesidir. Bu alandaki her gelişme çok heyecan vermekte ve bu alanda çalışanlar matematiğin Nobel ödülü sayılan “Fields Medal”ın doğal adayı sayılmaktadır. Prof. Nadler, bu temel alanda çok ümit vadeden yeni bir yaklaşım olan “Geometrik Langlands Programı”nının önde gelen isimlerindendir. Prof. Nadler üstün çalışmalarından dolayı Sloan Brsu ve American Mathematical Society Fellow Prize ile ödüllendirilmiştir. ODTÜ Matematik Bölü Meraklısına duyuru Türkiye’de bilgisayar/bilişim sektörünün 1980’li mü’nde Arf Konferansı yılların ortasındaki gelişme sürecini yansıtan aşa [email protected] http://okcesizhayrettin.blogspot.com http://facebook.com/okcesizhayrettin ğıdaki süreli yayınları elimden çıkarmak istemekteyim. Amiga (sayı: 5, Ekim 1990; Aralık 1990) (2 adet) Bakış (sayı:1, OcakMart 1986, sayı: 5 OcakMart 1987) (2 adet) Bilgi İşlem (sayı:2, Haziran 1993) (1 adet) Bilgisayar Magazin (Nisan 1991Mayıs 1993) (23 adet) Bilgisayar Pazarı (Ocak 1989Kasım 1993;Nisan 1992 ile Aralık 1992 eksik) (57 adet) Bilişim (1976, sayı: 10 – 1987, sayı: 24) (10 adet) Bit (sayı: 6, Haziran 1987) (1 adet)Büro Donanımı (Şubat – Haziran 1984, EkimKasım 1984, MartHaziran 1985, Eylül 1987, Mart 1988) (13 adet) Büro Dünyası (Şubat 1984Ağustos 1989) (17 adet) Commodore (Mart, Nisan, Mayıs 1986) (3 adet) Cumhuriyet Bilgisayar (9 Mayıs 1983 – 12 Ağustos 1983) (10 Adet) Çağdaş Büro (Temmuz 1983Mart 1988) (19 Adet) Disket (sayı:3, Ağustos 1991) (1 adet) Eğitimde Bilgisayar (Ekim 1984Ekim 1986) (12 adet) Fare (Haziran, Temmuz, AğustosEylül, Kasım 1990) (4 adet) IBM Dergisi (Ocak/Mart 1984 Ekim/Aralık 1984) (4 adet) Macintosh Dünyası (Aralık 1988Ağustos 1992) (6 Adet) Macworld (Ocak 1992Mayıs 1993 Ocak 1993 yok) (16 adet) Microprogram (sayı 1, Ekim 1984, sayı 4) (2 adet) PC Günlüğü (Mayıs 1993) (1 adet) PC Help (Mayıs, Haziran 1992) (2 adet) PC Magazine (Aralık 1993Nisan 1994 ve Nisan 1995Ağustos 1995) (8 adet) PC World (sayı:1, Mart 1991) (1 adet) Sistem (Aralık 1987) (1 adet) Yazılım/Donanım (Nisan 1992Aralık 1994; Mayıs 1992 ve Şubat 1993 eksik) (31 adet) Konuya ilgi/merak duyanların [email protected] üzerinden benimle bağlantı kurTunç Tayanç malarını rica ederim.T “Birgün 29 Ekim’i kutlamanın, ardından Ata’ya gitmenin başkent valisince yasaklanacağı; yurttaşların polis gücüyle hırpalanacağı, aşağılanacağı; Cumhuriyet Hükümetinin bu tacizin ve yasağın buyrukçusu olacağı, bundan keyif alacağı, bu yüzkarasını kendi hanesine bir başarı olarak yazacağı kimin aklına gelirdi? 29 Ekim’le 10 Kasım Arasında Biliyor musunuz, ileride daha başka neler neler aklımıza gelmemiş olacak, aklımız başımıza gelmedikçe? Ne mi yapmalı? Kimse kimseye akıl vermesin, yapması gerekeni söyleyip durmasın. Herkes kendi hesabına çok iyi biliyor. Herkes şunu da çok iyi biliyor: Birşeyler yapmayacaksa, aynada kendi yüzüne bakamayacağı günler pek uzakta değil. Yakında çok acı olacak, öyle bir yüzü taşıyor olmak!” 29 Ekim’de facebook’a bunları yazmıştım. Yarın 10 Kasım… Yine yüzbinler yollara düşecek son sonbahar ayının bu hüzünlü gününde, on milyonlarca yürek yurdun dört bir yanında birlikte çarpacak… Aslında yılın her bir günü Cumhuriyet Devrimin önemli bir günü. Yılın her bir gününde, yurdun her bir yerinde bu uğurda en az bir inanan yürek, bir ana, bir baba, bir oğul, bir yavuklu, bir güneş gömülü, anılması, kutsanması gereken... Bu yüzden on milyonlar yılın her bir günü bir düşü, bu düşü, Atatürk’ü zihninde bir kor gibi tutar. Çok oyunlar oynadılar. Oyunları tutar gibi oldu. Çok pahalıya mal oldular ülkeye. Efendilerine de çok pahalıya mal olmaya başladılar aslında. Ama maliyet hesabında hâlâ kâr getiren durumundalar. Bu yüzden yemlenmeleri sürüyor. Ama gerçekten, “geldikleri gibi gidecekler!” Bunlar ülkenin çocukluk hastalığıydı. Olunması gerekiyordu. Olduk. İyileşeceğiz. Zaman’dan bir haberi aktarıyorum: “İşte en kalabalık cemaat… Türkiye’de en çok merak edilen ve konuşulan konulardan birisi cemaatlerin gücü... Türkiye’de kaç kişi bir cemaat mensubu? Hangi cemaat kaç kişi? Oy anlamında güç ve kapasite kimde? İşte cemaatlerle ilgili son çalışmayı yapan Konsensus’un verilerine göre cemaatlerin genel nüfusa ve birbirine oranları: CEMAAT MENSUPLARI SADECE YÜZDE 6.2 Herhangi bir cemaate üye misiniz anketine katılanların yüzde 93.8’i “Hayır, değilim’’ derken, “Evet, üyeyim’’ diyenlerin oranı yüzde 6.2’de kaldı. HANGİ CEMAAT DAHA BÜYÜK? Fethullah Gülen Cemaati %61.8, Süleymancılar %16.3, Menzil Cemaati %16.3, Nakşıbendi Cemaati %15.2, İsmailağa Cemaati %7.3, Aziz Mahmut Hüdai Cemaati %6.7, Yahyalı Cemaati %3.4, Alvarlı Efe Cemaati %3.4, İskender Paşa Cemaati %3.4, Kırkıncı Hoca Cemaati %2.8, Işıkçılar Cemaati %2.2, Cerrahi Cemaati %1.7,Tebliğ Cemaati %1.7, Haydar Baş Cemaati %1.1, Kıbrısi Cemaati %0.6, Yavuz Selim Cemaati %0.6, Yeni Asyacılar %0.6, Hakikatçiler Cemaati %0.6, Hayrat Cemaati %0.6, Erenköy Cemaati%0.6, Diğer %3.9, Kaynak: Hür Haber, Zaman” Peki bunlar %94’ü nasıl terörize edebiliyor, önlerine katıp, nasıl güdebiliyorlar? Bunun yanıtı çok kolaydır: Örgütlü ve hiyerarşik gruplar, çok küçük dahi olsalar büyük bir kitleyi tutsak alabiliyor. Bugün başımıza gelen budur. Bu sömürüyü ve baskıyı durdurabilmenin yolu, halkın, demokratik hukuk devletinin temel değerleriyle direnmesi ve nereden gelirlerse gelsinler, üçbuçuk çapulcuya pabuç bırakmamasıdır. Bu temel değerleriyle halkın en büyük cemaati, bir “demokratik hukuk devleti cemaati”ni oluşturduğunu belki herkes yeterince bilmiyor, ama düşmanları çok iyi biliyor. Bugünlerde, 29 Ekim’le 10 Kasım arasında, halk bu gücünü ve özünü iyice duyumsamaya başladı. Yarasalar ve sülükler için içeride ve dışarıda artık kötü günler başlıyor! Yarın 10 Kasım, hepimiz Atatürk’üz, Kocatepe’de… DÜNYA GÖSTERGELERİ Dünyadaki belli başlı şirketlerin ARGE harcamaları “Küresel İnovasyon 1.000” adı verilen rapora (http://www.booz.com/global/home/whatwethink/globalinnovation1000 göre 2011 yılında ARGE’ye an fazla yatırım yapan şirket TOYOTA) oldu. Booz & Company isimli bir danışmanlık şirketinin derlediği bu rapor için en fazla ARGE bütçesi olan 1.000 şirket masaya yatırıldı. Toyota 2010’na göre harcamalarını %16.5 oranında arttırırken, otomotiv sanayi toplamda harcamalarını 13.2 milyar dolar arttırdı. Bu yatırımın büyük bir kısmı yakıt ekonomisi standartlarını karşılamaya, bir kısmı da elektronik yeniliklere ayrıldı. Roche ve Pfizer gibi sağlık sektöründe faaliyet gösteren iki dev şirket, 2010 yılında en tepede iken, 2011 yılında 3. ve 4. sıraya indi. Buna karşılık sağlık endüstrisi halihazırda belli başlı beş büyük bütçenin üçüne sahip. Başka bir deyişle, 1.000 şirketin içinde 603 milyar dolarla tüm ARGE harcamalarının % 21’ini oluşturuyorlar. Yine de sağlık, ARGE konusunda en cömert sektör değil; bu ünvanı bilgisayar ve elektronik sektörüne kaptırmış durumda. Bilgisayar ve elektronik sektörü toplam ARGE harcamalarının % 28’ine sahip olmasının yanı sıra, bu yönde en fazla yatırım yapan sektör olma başarısını da gösteriyor. Toplamda 2011 yılındaki ARGE harcamaları 2012’de de büyümeye devam ediyor. CBT 1338/ 15 9 Kasım 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle