26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNCEL TIP Mustafa Çetiner [email protected] www.mustafacetiner.com Sağlık Yaşadığımızın kanıtı geçmişimiz. Ancak geçmişimizle yaşlanırsak genç kalabiliriz. Geçmiş olmadan gelecek olmuyor. Bu insanlar için de böyle, toplumlar için de… Ne renk gülüşünüz olsun? Gülümsemenin rengini ve şeklini değiştirmek için uygulanan en ideal estetik tedavi tekniklerinin başında porselen laminate veneerler gelmektedir. Dişten çok az madde kaldırılarak, dişe yapıştırılan ince porselen yapraklardır. Porselenlerin avantajı, dayanıklı olmaları, doğal görünmeleri ve uzun soluklu bir güzellik sağlamalarıdır. Diş Hekimi Pınar Cebe, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi, Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü’nde Bölüm Başkanı Pınar Cebe olarak görmüş olur ve bir surprizle karşılaşmaz. Hazırlanan bu tasarıma uygun porselenler ile de tedavi tamamlanmış olur. Şeklin belirlenmesinde, oval, kare, yuvarlak, yüz sekli önemli rol oynar. Renk ise hastanın tercihine göre değişiklik gösterebilir. En uygun doğal rengin belirlenmesinde ten rengi son derece önemlidir. Bu yüzden seans öncesi solaryuma girilmemesini ve doğal ve hafif bir makyajla gelinmesini tavsiye ediyoruz. Diş ve dişetleri uyumu son derece önemlidir. Dişetlerindeki düzensizlikler lazer ile düzeltilir. Lazerle yapılan tedavilerde iyileşme daha hızlı olur ve sonucları daha öngörülebilir. Porselen laminate veneerlerin yapımı genellikle iki randevuda tamamlanır. İlk randevuda, veneer kaplamaya yer açmak için dişin bir miktar minesi azaltılır. Bazı durumlarda hiç diş kesimi de yapılmayabilir. Kesilmiş ve şekillendirilmiş dişlerin ölçüsü alınır. İkinci randevuda, hazırlanan porselen laminate veneerler diş yüzeyine özel malzemelerle yapıştırılırlar. Çok az kaldırılan diş dokusunun büyük bir kısmı geriye kalır. Porselen veneerler kontak lens gibidir. Dişin doğal rengini yansıtırlar. Bir kaç istisna dısında porselen veneerlerin bakımı doğal dişler gibidir. Dişler gibi firçalanmalı ve diş ipi kullanılmalıdır. Tırnak yeme, plastik poşet açmak gibi koparma ve yırtma hareketlerinden her zaman kaçınmak gerekir. Fındık, buz gibi sert şeyleri ısırmak porselen veneerlere zarar verebilir. Unutulmamalıdır ki veneerler dişlerinizin ön yüzüne yapışmıştır ve bu yüzden çekme ve bükme hareketlerinden kaçınılmalıdır. Geçmiş Olmadan Gelecek Olmuyor... Cahit Sıtkı Tarancı; “yaş otuz beş, yolun yarısı eder, Dante gibi ortasındayız ömrün” diyor. Bizlerin o yaşı geçeli on yıldan çok olmuştu. Çoğumuz birbirini otuz yıldır hiç görmemişti. Bu otuz yıl boyunca farklı hayatlar yaşamış, farklı eğitimler almış, bir diğerinin hiç anlayamayacağı kadar farklı işler yapmıştık. Bu birbirine benzemez, birbirinden anlamaz elli kişi, otuz yıl sonra yeniden bir araya geldi. Sanılan kadar zor olmadı birbirimizi tanımamız. Çehrelerimiz değişmiş bile olsa, bakışlarımız aynıydı. Otuz yıl uzun süreydi, özlemiştik. Özlemiştik, elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı, ne söyleyeceğimizi, söylediklerimizin bize nelere mal olacağını hesaplamadan konuşabilmeyi. “Acaba ne demek istedi şimdi” bilmecelerini çözmeden dinleyebilmeyi, gözlerimizden yaşlar gelene kadar gülebilmeyi, bağırarak konuşabilmeyi. Lise sıralarından ayrılalı sanki 30 yıl olmamıştı. Sanki daha dün çantalarımızı sırtlayıp yatakhaneye, evlere dağılmış da ertesi gün yeniden okula gelmiş gibiydik. Görür görmez bıraktığımız yerden devam etti dostluğumuz, hiç yadırgamadık, hiç yabancılık çekmedik. Türkiye’nin dört bir tarafından, ta Amerika’lardan kalkıp geldik, bambaşka yaşamlarımızı, dertlerimizi, işlerimizi bir tarafa bıraktık ve bir gün boyunca yeniden Ankara Atatürk Anadolu Liseli olduk. Aslında sanırım Hep Ankara Atatürk Anadolu Liseli kalmıştık. Bu çok özel hafta sonundan birkaç gün önce ilkokul arkadaşlarımdan ikisiyle buluştum. Onlar daha da eski dostlarımdı, neredeyse 40 yıla yakın görmemiştim. Kadıköy vapur iskelesinde sözleştik, o kalabalık içinde tanıyabilecek miyim diye merakla gittim iskeleye. Tereddütsüz tanıdım ikisini de. Bakışlar değişmiyor. Eğer bir insanı hafızanıza kazımak istiyorsanız, gözlerine bakın, gözler unutulmuyor. Bu geçmişe yolculuğumun son durağı memleketimdi. Bu çok hoş iki karşılaşmadan hemen sonra doğduğum topraklara, sevgili annemi ve babamı görmeye gittim. Sevgili annem, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sınıf arkadaşı, “Binbaşı Ali Rıza” amcasını anlattı, ben dinledim, eskiden yaşadıkları yerleri merak ettim. Dedemin, büyük amcamın eski evinin yerinde yeller esiyor şimdi, TOKİ konutları yükseliyor o arazide. İlkokulumu aradım, bulamadım. O eski tek katlı “yonu bina” yıkılmış yerine devasa bir bina yapılmış. Bu şehirde benim geçmişimden çok az iz kalmış ne yazık ki. Geçtiğimiz hafta yaşadıklarımdan sonra net biçimde bir kez daha anladım. Kök salmalısınız… Ortak paydalarınız olmalı insanlarla, mekânlarla. Eğer kök salamazsanız ortak paydalar yaratamıyorsunuz. Eğer kök salamazsanız bilmediğiniz veya unuttuğunuz bir geçmiş ile korktuğunuz yarınların arasına sıkışıp yaşıyorsunuz bugünü, kendinizi olduğunuzdan daha yalnız, daha değersiz hissediyorsunuz. Eğer kök salamaz ve ortak paydalar yaratamazsanız kolay ele geçiriliyorsunuz. W.E. Gladstone’un dediği gibi; insanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, hâlbuki yaşamadıkça yaşlanırlar. Yaşadığımızın kanıtı geçmişimiz. Ancak geçmişimizle yaşlanırsak genç kalabiliriz. Toplumlar da insanlar gibi... Mezopotamya’nın, Anadolu’nun bin yıllık kardeşliğini unutursanız, eğer Şam’ın bir ucunun Diyarbakır, Konya, Muğla olduğunu bilmezseniz o zaman kolay ele geçirilir, kolay güdülür, kolay yönlendirilirsiniz. Geçmiş olmadan gelecek olmuyor. Bu insanlar için de böyle, toplumlar için de… B irisiyle tanıştığımızda, ilk izlenim çok önemlidir. Gözdeki bir bakış, el sıkışmadaki samimiyet, bir saç şekli. Ama dikkatimizi çeken en kritik faktör, kişinin gülümsemesidir. Kişiye özel ideal bir gülümseme elde etmek, son yıllarda diş hekimliğinin en önemli çalışma alanlarından biri olmuştur. Peki bu ‘ ideal’ nedir? Tamamen bireysellestirilmis, hassas ve detaylı bir planlama ile kişinin yüz şekline, ten rengine ve isteklerine uygun bir gülüş yaratmaktır. Toplumumuzda, insanlar daha beyaz ve daha parlak bir gülüş istediklerini söylüyorlar. Bu ne anlama geliyor? Hollywood beyazı dişler mi, inci beyazı dişler mi yoksa doğal beyaz dişler mı? İşte bu noktada kişinin tercihi, dişlerin pozisyonu, yüz özellikleri, yaş ve cinsiyet önem kazanmaktadır. YÜZ ŞEKLİ ÖNEMLİ Yaşın ilerlemesiyle dişlerin boyları kısalır ve rengi koyulaşır. Dudak tonusu azalır, dudak köşeleri aşağıya sarkar. Üst dişler görünmez, alt dişler daha çok görünmeye başlar. Yüz yaşlı bir ifade kazanır. İşte bu noktada yapılan estetik uygulamalarla, porselen laminate veneerlerle, kaybedilen dış dokuları yerine konarak genç bir görünüm elde edilir. Gülümsemenin rengini ve şeklini değiştirmek için uygulanan en ideal estetik tedavi tekniklerinin başında porselen laminate veneerler gelmektedir. Porselen laminate veneerler en gelişmiş ve dayanıklı uygulamalardır. Dişten çok az madde kaldırılarak, dişe yapıştırılan ince porselen yapraklardır. Porselenlerin avantajı, dayanıklı olmaları, doğal görünmeleri ve uzun soluklu bir güzellik sağlamalarıdır. Işığın geçmesine imkan verdiklerinden, doğala en yakın görünen bir yapıya sahiptirler. Kahve, sigara, çay gibi gıdalarla boyanmamaları ise en büyük avantajlarıdır. GENÇ GÖRÜNÜM CBT1334/17 12 Ekim 2012 Hasta kliniğe başvurduğunda ilk olarak detaylı bir ağız içi muayenesi yapılır ve estetik planlamaya geçilir. Estetik planlamada bilgisayarlı 3 boyutlu inceleme yapılır. Hastanın gülüş analizi yapılarak, yüz, profil ve gülüş ve ağız içi fotoğrafları alınır. Dudak, burun, dişler, ağız ve yüzün birbiriyle olan ilişkisi incelenir, hastanın dudaklarına, yüzüne uygun olan diş şekil ve uzunluklarına hastayla beraber karar verilir. Ve ölçü alınır. Buna göre hazırlanan model üzerinden özel bir malzemeyle prova çalışması yapılır. Diş renginde, kompozit resin materyali ile hazırlanan trial smile ya da snap on smile da denilen geçici dişler hazırlanır. Hasta bu dişlerle bir iki hafta normal yaşantısına devam eder. Böylece hasta daha dişleri kesilmeden bitmiş halinin nasıl olacağını üç boyutlu PORSELEN LAMİNATE VENEERLER NASIL YAPILIR? Bir diğer önemli ve sık kullanılan yöntem de Diş Beyazlatma Yöntemi’dir. Son yıllarda beyazlatma materyallerinin gelişmesi ile dünya genelinde milyonlarca kişi kozmetik diş beyazlatma işlemi yaptırmaktadır. Son derece güvenli ve tatminkar sonuçlar elde edilmektedir. Ev tipi ve ofis tipi olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Ofis tipi beyazlatmada konsantrasyonu daha yüksek jeller kullanılmaktadır. Önce dişetleri özel bir bariyer maddesi ile zarar görmemesi için kapatılır. Sonra dişlerin üzerine sürülen beyazlatıcı jele ışık kaynağı tutularak ( lazer ya da LED ışık ) yaklaşık 1 saat beklenir. Dişin mine tabakasını kalınlığına ve renklenmenin derecesine bağlı olarak tedavi süresi değişebilir. Ofis tipi diş beyazlatması ev tipi uygulaması ile pekiştirilmektedir. Ev tipi diş beyazlatmada kullanılan ajanın konsantrasyonu daha düşüktür. Özel hazırlanan şeffaf kılıfların içine beyazlatıcı ajan konur ve 1 hafta ile 10 hafta arası, günde 1 ile 3 saat bu kılıflar dişlere uygulanır. Gece yatmadan dişlerinize kılıfları takın sabah bembeyaz dişlerle uyanın. BAŞKA HANGİ YÖNTEMLER?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle