17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Oxford Üniversitesi Internet Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmada 20012011 yılları içinde her yıl internetle ilgili hangi kavramların araştırmalara konu olduğu derlenmiş. Leonardo, Haliç’e köprü yapmak istemişti! Leonardo da Vinci, Haliç’e köprü yapma isteğini bir mektupla II. Beyazıt’a iletmişti. Osman Bahadır [email protected] İnternette Popüler Araştırma Konuları Oxford Üniversitesi Internet Enstitüsü, yaz aylarında gerçekleştirdiği doktora programı kapsamında bu yıl ilginç bir çalışmayı da sundu. Bu programa katılanların 2001 – 2011 yılları arasında internet ile ilgili yapmış oldukları araştırma çalışmalarında en çok hangi konularla ilgilendiklerinin derlenmesi. Bu konular anahtar kelimeler bazında kategorize edilmiş ve yıllara göre öne çıkan, gelişme gösteren, popülaritesini yitiren kelimeler ve kavramlar belirlenmiş. Buna göre 2001 yılında araştırmaya konu olan kavramlar içinde öne çıkanlar : Internet, online (çevrim içi), web, community (topluluk, cemiyet), social (sosyal), cyberspace (siberuzay). 2002 yılına gelindiğinde gelişim şu şekilde yaşanmış: Research (araştırma), Information (enformasyon), Use (kullanım), Digital (dijital), Social (Sosyal). Bir önceki yılın öne çıkan kavramlarından internet ve siberuzay kavramları güncelliğini yitirmiş ancak “kullanım”a yönelik, “araştırma”ya yönelik çalışmalar artmış. 2003 yılında; Social, community, communication (iletişim) kavramları öne çıkarken 2004’te odak bu kez “kimlik” (identity) olgusu etrafında odaklanmış. Bunun yanısıra information, social, research, web gibi kavramlar yine popülerliğini korumuş. 2005’te online, community, social gibi kavramlar yine yıla damgasını vurmuş. 2006’da ise gündeme gelen yeni bir kavram var; convergence (dönüşüm). 2007’de internetin sosyal boyutu üzerinde çalışmalar aynı hızla devam ederken bu kez önceki yıllara göre bir anda resme dahil olan bildik bir kavram var: Oyunlar. 2007 yılında bilgisayar oyunları cazip araştırma konularının başında gelmektedir. 2008’den itibaren işin sosyal boyutu sosyal ağ halini almaktadır. Topluluklarla ilgili araştırmaların yanısıra Facebook, Youtube gibi sosyal ağlar da araştırma çalışmalarının radarına girmiş. Bu yıl öne çıkan diğer bazı kavramlar digital, network (ağ), virtual (sanal). 2009’da sosyal ağ etkisini hissetirmeye devam ederken, yeni bir kavram da araştırma çalışmalarına konu oluyor: Critical (kritik). Internet açısından kritik olan şeylerin araştırılması. Keza media (medya) kavramı da sosyal medya çerçevesinde gündeme gelmiş. 2010’da online kavramı özellikle mobil bağlanma açısından ele alınmakta. Öte yandan sosyal ağların doğal bir sonucu olarak participation (katılım) olgusu araştırma konularında öne çıkmış. 2011’e gelindiğinde yine internet, online, sosyal, medya, katılım, enformasyon, dijital, kültür, kimlik, paylaşma gibi kavramlar en çok araştırma konusu olmuş. Bu çalışma on yıllık perspektifte tüm interneti temsil etmese de temelde araştırma konuları çevresinde dijital dünyanın ne şekilde evrilmiş olduğunu göstermesi açısından oldukça faydalı. Internet, online gibi olgular son onyılda her zaman tablonun içinde yer almış. Demek ki temel bir olgu olarak internet hala araştırılıyor, çeşitli boyutlardan etkileri inceleniyor. Öte yandan zaman içinde öne çıkan ya da gerileyen olgular da var. Sosyalleşme önce dijital dünyanın sosyal boyuttaki etkileri olarak ele alınırken son dönemde sosyal ağ ve medya olarak dönüşmüş. Keza bilgisayar oyunları, dönüşüm, kritiklik gibi olgular da zaman zaman popülerlik kazanmış. R meyecektir. İnşallah Sultan Hazretleri, bu aciz kulunun önesans döneminin büyük mühendisi, tasarımcısözlerine inancını bağışlar da onu her zaman hizmetlerinde sı, anatomisti, ressamı, heykeltıraşı ve bilim insagörmeyi arzular ve cevap vermek lütuflarını esirgemezler.” nı Leonardo da Vinci’nin (Vincili Leonardo) Belgenin sonunda “Bu mektup temmuz ayının üçün(14521519) tasarım dünyası İtalya ile sınırlı değildi. Yede yazılmış ve yazılış tarihinden dört ay sonra ele geçmiştir” teneklerine ve tutkularına uygun düşen bir yaratıcı etkaydı bulunmaktadır. Paris’te Institut de France kütüpkinliğin nerede ve kim için olacağının onun açısından önehanesinde bulunan Leonardo Kodeksi’nde sanatkârın el mi yoktu. Onun etkinlik alanı yazısını içeren bir köprü taslağının Galatüm dünya, yararlı olmak istediği ise ta ile İstanbul arasına yapılacak köprüye ait tüm insanlıktı. olduğu tahmin edilmektedir. Bu taslağın taOsmanlı padişahı II. Beyazıt rihi, kodekste 15021503 olarak gösteril(14471512), Haliç üzerinde yolmiş olduğundan mektubun da Osmanlı Sacuların geçmesine ve eşya nakline rayı’na bu tarihlerde gönderilmiş olduğu dümahsus bir köprü yaptırmak istişünülmektedir. yordu. II. Beyazıt bu tasarısı için baBu taslağa göre köprünün genişliği 25 zı uzmanların fikirlerini almıştı. metreden fazladır. Su seviyesinden yükBu soruşturmanın ve köprü proje Leonardo’nun köprü taslağı sekliği 41 metreyi geçmekte, uzunluğu ise 350 si fikrinin Leonardo’ya kadar ulaşmış metreyi bulmaktadır. Köprünün altında gemilerin geçolduğu, uzun yıllar sonra bulunan bir belgeden anlaşılmesine mahsus büyük bir kemer çizilmiştir. maktadır. Bu belge, Leonardo’nun II. Beyazıt’a yazdığı bir II. Beyazıt’ın arzusuna ve bazı girişimlere rağmen İsmektubun Topkapı Sarayı arşivinde bulunan çevirisidir. tanbul ile Galata arasında bir köprü kurulamadı ve İsBu mektubunda Leonardo, çarkları rüzgârla dönen bir detanbullular 1836 yılına kadar şehrin bu iki yakası arasınğirmenden ve gemilerin suyunu boşaltmaya yarayan bir tuda kayıkla gidip geldiler. lumbadan söz ettikten sonra asıl konuya geçmekte ve GaMektuptan gördüğümüz gibi, Leonardo sadece Haliç’e lata ile İstanbul arasında kurulacak köprüden bahsetköprü planıyla yetinmemekte, Boğaz’a da açılıp kapanan mektedir. Leonardo bu konuda II. Beyazıt’a hitaben şunbir köprü kurmayı önermektedir. Bu plan, Boğaziçi için ları yazmaktadır: düşünülmüş tarihteki ilk köprü tasarımı olabilir. Leonar“Acizleri, efendimizin Galata’dan İstanbul’a bir köpdo’nun tekliflerine olumlu bir cevap verilmediği açıktır. rü kurdurmak için teşebbüse geçtiklerini işittim. Lakin bu (Herhangi bir cevap verilip verilmediği de bilinmiyor). Osişe ehil bir kimse bulamadıklarını öğrendim. Bu işten anmanlılarda Batılı mühendislerin ve bilim insanlarının Müslayan kulunuz, arzularınızı gerçekleştirebilir. Köprü, yüklüman olmadan istihdam edilebilmeleri ancak 18. yüzyılda sek bir kemer üzerine kurulacaktır. Fakat bu kadar yükmümkün olabilmiştir. (Mektubun Türkçeye çevirisinin başsek kemerli bir köprü üzerinden kimsenin geçmek cesalangıcında Leonardo’dan söz edilirken “kâfirin gönderdiretini gösteremeyeceğini düşündüğüm için kenarlarını tahği mektup” ibaresi kullanılmaktadır). 16. yüzyılın başı, özelta parmaklıklarla örteceğim. Kemeri, o kadar yüksek talikle de II. Beyazıt’ın kendisi, Leonardo’nun Haliç’te bir sarlamamın sebebi, altından yelkenlilerin rahatça geçeköprü yapması için uygun koşullar oluşturmuyordu. bilmeleri içindir. Yararlanılan Kaynaklar: Efendimiz Hazretleri irade buyururlarsa, Anadolu Haluk Şehsuvaroğlu; Asırlar Boyunca İstanbul, Esersahiline kadar uzayacak, gerektiğinde açılır kapanır bir köpleri Olayları Kültürü, Fasikül 13, Cumhuriyet Gazetesi Okur rü dahi inşa edebilirim. Burada su daima hareket halinArmağanı, İstanbul 2005. de olduğundan kenarların aşınmaması için bir çare düAbdülhak Adnan Adıvar; Hakikat Peşinde Emekleşündüm. Bununla su akıntısı dirsek ve kenarlara zarar vermeler, İstanbul 1954. ‘Hegel Hegel’e Karşı’ başlıklı Kongre sona erdi U luslararası Hegel Derneği (Berlin) ve Boğaziçi Üniversitesi’nin ortak çalışması, Beşiktaş Belediyesi’nin ev sahipliği ve katkılarıyla İstanbul’da ilk kez düzenlenen 19.Uluslararası Hegel Kongresi, 36 Ekim günleri arasında 234 Hegel uzmanı ve araştırmacının katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti. Dört ana oturum ve sekiz mekânda çalışan paralel oturumlardan oluşan kongrede,”Hegel Hegel’e Karşı” başlığı altında G.W.F. Hegel’in birbirine karşıt birçok yoruma yol açan büyük felsefi sistemi çeşitli yönleriyle ve bugünün problemlerine de göndermeler yaparak mercek altına alındı. Açılışta konuşan Belediye Başkanı İsmail Ünal, BÜ. Felsefe Bölüm Başkanı Berna Kılınç, Uluslararası Hegel Derneği Başkanı Andreas Arndt ve Yerel Organizasyon Komitesi Başkanı Önay Sözer bu kongrenin İstanbul’da olmasının önemini ve gereğinin altını çizdiler. Sözer; “Kongrenin başlığı ve Hegel’in çok yönlü ele alınması uluslararası düzeyde çok ilgi gördü.” diyerek bildirilerin kitap olarak yayınlanacağını söyledi. Çok az felsefe, sanat ve edebiyat birikimiyle üniversiteye gelen öğrenciler için de Sözer; “Bu atmosferde bulunmakla bile önemli bir deneyim kazanacaklardır.” diyerek bu açıdan da kongrenin katkısını vurguladı. Albert Long Hall’de başlayan Akatlar Kültür Merkezi’nde devam eden kongrenin ilk ana bildirileri arasında; “Hegel bugün yaşasaydı Doğu ve İslam uygarlığı ile Batı Uygarlığı arasındaki ilişkiyi yine diyalektik bir ilerleme uyarınca Doğu’yu Batı’ya tabi kılmak suretiyle mi değerlendirirdi?”, “Hegel söylendiği gibi totaliter ve otoriter bir düşünür mü? Onu Cumhuriyetçi ve hümanist bir devleti anlatan bir siyaset filozofu olarak okuyabilir miyiz?”, “Gadamer’in hermenotiği ile Hegel’in idealizmi arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?” gibi belirleyici sorular dikkat çekti. CBT 1334/ 12 12 Ekim 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle