Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YENİ ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör Ürünler Yolculuk için ideal Iriver Story markasıyla sunulan ekitap, okumayı seven ama yolculuk sırasında fazla yük taşımaktan hoşlanmayanların sevebileceği bir ürün. Yeni ekitapla maksimum 30 kitap okunabiliyor (bir haftada günde 34 saat). Özel e mürekkepli ekran sadece sayfaların çevrilmesi sırasında enerji harcıyor. Iriver Story ile ayrıca 24 saat müzik dinlemek ve beş saatlik ses kaydı yapmak mümkün. Üretici firmanın açıklamasına göre ekran, basılı kitap kalitesinde görüntü vermekte. Aletin 2GB belleği, 32GB SD kart desteği ve USB 2.0 girişi var. Bilgi için: http://www.iriver.com/product/view.asp?pCode=0 02&pNo=72 renin fiyatı: 50 dolar. Bilgi için: binnurm@strateji.com, hacerk@strateji.com ve ferda@strateji.com Geçen gün Orhan Bursalı’yı arayarak Berlin yakınlarındaki Potsdam’da bulunan Geoforschungszentrum (GFZ: Yer Araştırma Merkezi) ziyaretimdeki izlenimlerimi anlattım: Bugün Helmholtz Merkezi olarak adlandırılan yerleşke içerisinde meşhur Einstein Kulesi var. Aynaya bak beden sıcaklığını öğren Japon elektronik firması NEC/Avio tarafından üretilen ayna 30 cm. uzaklıktan beden sıcaklığını ölçebiliyor. İnsanın ateşini temas gerektirmeden ölçen ayna yüksek ateş durumunda alarm sesi veriyor. Ayna ayrıca hava sıcaklığını, nemi saati ve tarihi de gösteriyor. Fiyatlar 1.180 ve 1.440 dolar arasında değişmekte. Bilgi için: http://www.physorg.com/news/201101japanesefirmmirrorflu.html Yeniden Başlarken Bu kule, içerisindeki hassas âletler nedeniyle ziyaretçilere kapalı. Benim için sağolsunlar kuleyi açmakla kalmadılar, oradaki takımın liderlerinden biri de bana ve benimle gelen üç Türk öğrencisine kuleyi gezdirerek izahat verdi. Kulede ve daha sonra Helmholtz Merkezi’nde gördüklerimi Orhan’a anlatırken bir Türk olarak orada kendimi ne kadar fena hissettiğimi söyledim. Merkezdeki her bir sokakçık, her bir patika bir dev bilim insanının adını taşıyor. Einstein Kulesinden, beni Potsdam’a davet eden meslekdaşım Prof. Dr. Georg Dresen‘in ofisine giderken, bir diğer meslekdaşım Onno Oncken, üzerinden geçtiğim pembe bir karenin ne olduğunu bilip bilmediğimi sordu. Bilmiyordum. Meğer o nokta, yerçekimi ivmesinin ilk kez virgülden sonra beşinci haneye kadar hassas olarak ölçüldüğü yermiş. Berlin’e gitmeden Türkiye’de yayımlanmış ilk Türkçe jeoloji kitabı hakkında bir makale yazmıştım, dostum, ülkemizin en iyi bilim tarihçisi, Prof. Dr. Feza Günergun‘un büyük yardımlarıyla. O makaleyi yazarken yalnız Osmanlı’nın bilimdeki yokluğu değil, bugün sözüm ona «Osmanlı bilimi» hakkında yazı yazanların yazdıklarının nasıl fâhiş yanlışlar, hem de yayından yayına tekrarlanan fâhiş yanlışlarla dolu olduğunu, bilim tarihi yaparken yazarların bazılarının alenen ve kasıtlı olarak (hem de guya eleştirdikleri yazarlardan) intihal yaptıklarını ve bunu olmayan Osmanlı bilimini var gibi göstermek için kullandıklarını görerek midem bulanmıştı. Berlin’de bunlar akılma geldi: Bir tarafta muhteşem bir geçmiş, sadece kendi meraklarını kovalarken insanlığı da yücelten gerçek bilim devleri; öteki tarafta, uyduruk bir söyleme dayalı sahte pırıltılı karanlık bir geçmiş ve tek bir bilim adamını bile yetiştirememiş zavallı bir toplum... Bugün bunları söylediğim için bana yazılan küfürnameleri görseniz hayretler içinde kalırsınız. O küfürnameleri yazanlara asla kızmıyorum, sadece acıyorum. İçinde bulundukları cehalet o kadar kesif ki dışarısını görmeleri, hattâ hissetmeleri mümkün değil. Orhan «Bunları anlat, yaz» dedi. «Bugüne kadar yazdım da ne oldu?» diye cevap verdim. «İyi niyetli okuyucularım beni okuduklarını ve yazdıklarımdan yararlandıklarını sağolsunlar her vesileyle belirttiler. Peki, sonra? Yüzde 58’le AKP geldi anayasayı değiştirme hakkını elde etti. Kime yaradı yazdıklarım? Benden önce sayısız bilim insanı ve entellektüelinin, hocalarımın yazıp söyledikleri? Zaten benim gibi düşünenlere keder vermekten başka bir rolleri var mıydı? Orhan geçen gün konuşmamız esnasında «Gene de yaz» dedi, «çünkü bu elimizdeki tek silâhımızdır: cehalete, gericiliğe, adamsendeciliğe karşı.» Daha sonra aklıma Edmond Rostand‘ın ölümsüz Cyrano’su geldi. Azrail’e karşı «Haydi, başla» diye meydan okumamış mıydı, elinde kılıcı? «İnsan her zaman kazanmak için çarpışmaz ya. Hattâ bazan böylesi daha da güzel.» Ölümsüz antropolog Sir James Frazer 13 ciltlik şaheserinde cevaplayamadığı soruların çokluğu karşısında, mitolojiyle uğraşanların işini her gün dev bir kayayı bir tepenin üstüne taşıyan ancak onun tanrılar tarafından gene aşağıya yuvarlandığını gören Efira kralı Sisifus’un işine benzetmiyor muydu? Buna rağmen, teslim olmaktansa, acı bir çaresizlik içinde olsa bile, bir ümidin peşinden koşarken düşmenin daha onurlu olduğunu söylemişti büyük insan bilimci. Ama bugün artık Cyrano ölümsüzdür, yani Azrail’i yenmiştir. Sir James’in bilimi onun karşısında çaresiz kaldığı pek çok sorunu halletmiştir. Onun için Orhan’ın haklı olduğuna karar verdim. Ama okuyucularımdan ricam, edilgin değil etkin bireyler olmalarıdır. Beni okumak yetmez. Zaman cehalete karşı topyekun savaşma zamanıdır: Bu cehalet en yakınınızda olsa bile. Full HD üçboyutlu kayıt yapan video kamerası JVC firması Mart ayında satışa sunulacak olan dünyanın ilk Full HD üç boyutlu kayıt yapan video kamerasını tanıttı. GZTD1 ile kaydedilen üçboyutlu görüntüleri USB bağlantısıyla bilgisayara aktarılabildiği gibi HDMI girişiyle de istenilen ekranda izlemek mümkün. Kameranın diğer bazı teknik özellikleri şöyle: yeni yüksek hızlı görnütü motoru “FALCONBRID”, F1. Süper parlak mercek, üçboyutlu Ses (JVC’nin BİPHONİC teknolojisi) ve 9 cm’lik, gözlük gerektirmeyen üçboyutlu dokunmatik panel LCD ekran. Fiyatı: Yaklaşık 2000 dolar. Bilgi için: http://news.ecoustics.com/bbs/messages/10381/67 0159.html Telefon ve oyun konsolu bir arada S o n y Ericsson’un Xperia PlayStation cep telefonu, bir telefonda bulunması gereken tüm özellikleri sunmakla kalmayıp, PSP konsoluyla da oyun keyfini yaşatıyor. Gücünü 1GHz işlemciden alan telefonun 9.3 cm. dokunmatik ekranı var. Android işletim sistemiyle çalışan aletin diğer bazı özellikleri şöyle: 512 MB RAM, 1GB ROM, 32 GB’a kadar microSD hafıza kartı desteği, Bluetooth 2.1, AGPS desteği, Google uygulamaları, sosyal ağ entegrasyonu ve microUSB 2.0. Bilgi için: http://www.geekygadgets.com/xperiaplayplaystationphone07012011/ Philips’ten yeni android Philips firmasının yeni androidi T910, zengin özellikleri ve sosyal ağ siteleriyle çalışabilen telefonuyla dikkat çekiyor. Aletin 9 cm. TFT ekranının çözünürlüğü 360x640 piksel. OPhone OS 2.0 işletme sistemiyle çalışan T910, CMMB TV alıcısı ve teleskopik anteni var. Konuşma süresi sekiz saat kadar. Ayrıca A2DP v2.1, Bluetooth, GPRS ve 5.0 megapiksel kamera gibi özelliklerde mevcut. Bilgi için: http://hyfeno.com/philipst910specificationspricereleasedate/ Çoklu şarj aletine alternatif model Çoklu şarj aletlerinin görünüşleri genelde göze pek hoş gelmez. JoyFactory firmasının yeni çoklu şarj birimi “Zip, Tocuhngo” alternatif tasarımıyla dikkat çekiyor. Kısa kabloların kolay ve basit bir şekilde bağlanabilmesi için mıknatıslar devreye giriyor. Bu şekilde aynı anda 16 farklı cihazı şarj edebiliyor. Her cihaz için farklı şarj aleti kullanmak zorunda kalmadığınız için de yazı masası üzerinde dağınıklık oluşmuyor. Fiyatı: 70 dolar. Bilgi için: http://www.thejoyfactory.com/products/power/ziptouchngotmmultideviceschargingsystem.html Bu fare yumuşak zeminlerde çalışıyor Logitech firmasının M515 kablosuz faresi koltuk, yatak ya da yastık gibi yumuşak yüzeylerde bile rahatlıkla kullanılabiliyor. Özellikle bilgisayarını televizyona bağlayarak kullananlara oturma odalarında tek bir fareyle kontrol imkânı sağlıyor. M515 yalnızca elinize aldığınız zaman etkinleşiyor, kullanılmadığı zamansa uyku moduna geçiyor. Yeni farenin pil ömrü iki yıl kadar. Ülkemizde Nisan ayında satışa sunulması beklenen fa Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1246/ 5 4 Şubat 2011