24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yargıtay Sorunu ve Bir Öneri (1) Yeni oluşturulan seksen kadro için HSYK‘da seçim yapılacaktır. Kurulun, Adalet Bakanlık ağırlıklı yapısı ve nesnel ölçülerin, sicillerin bulunmaması; seçimde politik yeğlemelerin, çeşitli beklentilerin tetiklediği kayırmaların egemen olması beklenen bir durumdur. Çetin Aşçıoğlu, Yargıtay Onursal Üyesi, cetinascioglu@gmail.com BM, Yargıtay’ı iş yükü açısından rahatlatmayacağı gibi, çağdaş denetim mahkemesi gibi çalışma ortamı da yaratmayacaktır. Bu nedenle; istinafın yozlaştırılmış biçimi olan BM’lerin, bugünkü koşullarda, sorun çözücü olması beklenmemelidir. İkinci seçenek, Yargıtay’da daire ve üye sayısını arttırma: Politik güç (AKP), anayasa değişikliğinden aldığı güçle; sorunu, Yargıtay’da daire ve üye sayısını artırarak çözmeyi yeğlemiş ve tasarıyı TBMM’ne göndermiştir. Otuz cıvarında açıkla birlikte yeni oluşturulan seksen kadro için HSYK‘da seçim yapılacaktır. Kurulun, Adalet Bakanlık ağırlıklı yapısı ve nesnel ölçülerin, sicillerin bulunmaması; seçimde politik yeğlemelerin, çeşitli beklentilerin tetiklediği kayırmaların egemen olması beklenen bir durumdur. Bu nedenle amacın sorun çözme değil kadrolaşma istenci olduğu yanlış bir yargı olmaz. Tasarıda, yeni seçilecek üyelerin yönetimdeki etkinliğini artıracak düzenlemeler de bu yargıyı güçlendirmektedir. Kaldı ki; Türk yargısı, bir çırpıda, yüzün üzerinde yüksek yaırgıç verebilecek kapasiteye de sahip değildir. Her dönemde sorun olmuş nitelikli yüksek yargıç açığı; bundan böyle büyük boyutlara ulaşacaktır. Yargıtay, 11 ceza ve hukuk 21 dairesi ile çalışmaktadır; tasarıda altı daire daha kurulması öngörülmüştür. Aşırı iş bölümü, Yargıtay çalışmasını olumsuz etkilemektedir: Üye, çalıştığı dairenin işiyle sınırlı bilgisi dışında diğer dairelerin işleriyle ilgili hukuk sorunlarında hatta temel kavramlardaki bilgisi, çoğun, son derece düşük kalmaktadır. Bu durum, daireler arasında çelişik kararlara, genel hukuk kavramlarında bağışlanmaz yorum farklılıklarına, uygulamada duraksama ve kuşkulara neden olmaktadır. Bu nedenle sayısal büyüme ağır iş yükü sorununu çözmeyeceği gibi, adalet duygusu “fabrikasyon benzeri üretimle“ büyük yara alacaktır. Üçüncü seçenek, önerimiz: Daire sayısı 3 ceza ve 6 hukuk olmak üzere azaltılmalıdır. Her dairede bir Yargıtay üyesi başkanlığında ikisi birinci sınıf yargıçtan kurulu, otuz alt kurul oluşturulmalıdır. Alt kurul, yerel yargı yerlerinden gelen işleri öncelikle gerekçe açısından denetlemeli. Gerekçesiz kararlar, esas incelemesine girişilmeden bozulmalıdır. Esasa girildiğinde bozma ya da onama kararı vermelidir. Alt kurula gelen işlerden “oy çokluğu sağlanamayan”, “içtihat aykırılığı söz konusu olan”, “yerel yargı yerlerinden verilen direnme kararları”; “on yıl ve üzerindeki hapis cezaları”,”taşınmaz malla Hukuk ve toplumilgili mülkiyet uyuşmazlıkları” sal düzeni olumgibi önemli işler daireye gerekçeli kararla gönderilmelidir. suz etkileyen bir Daire, gelen işlerde yalnız sorun olduğuna hukuk denetimi yapmalı olgu göre, bir çözümü sorunlarına girmemeli ve verdiği karar kesin olmalıdır. de olmalıdır. Bu öneri benimsendiği takYeter ki, çeşitli dirde; iş yoğunluğu hukuk daiseçenekler relerinde bir buçuk ceza dairelerinde iki senede olağan düzetartışılsın: ye ineceğini düşünüyorum. Önerimizin başarılı olması yasal düzenleme yapılırken alt kurulların ve dairelerin sağlıklı çalışması için tüm ayrıntılar tartışılmalıdır. Hukuk ve ceza usullerinde öngörülen BM’lerin çalışması on yıl ertelenmeli ve bu süre içinde nitelikle yargıç yetiştirmeye öncelik verilmeli. Uygulamadan elde edilecek sonuçlar tartışılarak değerlendirme yapılmalıdır İki seçeneğin sorun çözmeyeceğine ve yeni sorunlar yaratacağına göre: Önerimiz yargı, bilim ve politik alanlarda tartışılmalı ya da yeni seçenekler gündeme getirilmelidir. AKP, ileri de rejim sorunlarına da konu olacak tasarıyı seçim sonuna bırakmalıdır. Bırakır mı dersiniz? U s ve bilimin egemen olduğu disiplinli, sistematik ve tutarlı düşünme ve çalışma alışkanlığı ve yeteneği gelişmemiş toplumlarda; hukuk ve toplum düzeni gizil bir tehlike altındadır. Bilimsel yöntemden uzaklaşma, sorun çözücülerini, olayı oluşturan tüm nedenleri nesnel olarak ele alma yerine, yüzeyde görünen sonuca göre çalışmaya yönlendirir. Sonuçta doğaçlamayla ve öznel değer yargılarıyla ortaya çıkan çözüm, bozuk düzeni daha da yaygınlaştırır. Ülkemiz, çoğun her alanda, böyle bir dönemi yaşamaktadır. Bu bağlamda Yargıtay’ın ağır iş yükü ile ilgili tartışmalarla görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Yargıtay’da görünürdeki sorun, ağır iş yoğunluğudur. 2010 yılında bir önceki yıldan devredilenlerle birlikte dosya sayısı bir buçuk milyona yaklaşmıştır. Bir milyona yakın devredilen dosya da düşünüldüğünde; 2011 yılı, Yargıtay ve hak arayanlar için daha da riskli bir dönem olacaktır. Adalet değeri açısından özdeki sorunlar da göz ardı edilmemeli Hukuk ve toplumsal düzeni olumsuz etkileyen bir sorun olduğuna göre, bir çözümü de olmalıdır. Yeter ki, çeşitli seçenekler tartışılsın: Birinci seçenek, Bölge mahkemeleri (BM): Yasal düzenlemelerde öngörülmesine karşın yargıç eksikliği nedeniyle uygulamaya geçilememiştir. Sayısal eksiklik bir olgu ise de, sorun, bilge ve etik değerlerle sahip yargıç kimliğini özümsemiş yargıç açığıdır. Bu açığın giderilmesi ise, on yıldan önce gerçekleşmesi beklenmemelidir. Yüksek düzeyde uzmanlık kazanmamış niteliksiz yargıçlarla kurulacak BM, kendisinden beklenileni vermeyeceği gibi yargılama süreçleri daha da uzayacaktır. talep ettiler. Tarihindeki Amasya Genelgesi’ni andıran kararlılıkla uğraştılar ve nihayet 27 Kasım 2010 tarihinde bu dev eserin açılışı ile projeyi mutlu sonlandırdılar. Bir devlet–millet– öğrenci elele organizasyonu ve birlikteliği doğayı–uzayı doğrudan gösterebilecek bir gözlem/bilim yuvasına kavuşturmaya yetti!... devamını diğer illerimizden de bekleyelim… Amasya’da öğretmenlik yapan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri mezunu gökbilimcimiz sevgili Gülenay Raban Tekin’e (glnyrbn@gmail.com) projedeki uğraşıları için teşekkür ederiz… Bir resim bu sayfada verildi, ayrıntılı bilgi için adres: http://65bindevogrenci.org. Kaynakça: “The Astronomical Almanac 2011” (http://asa.usno.navy.mil).Hasan H. Esenoğlu İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü esenoglu@istanbul.edu.tr Gök Cisimlerin Doğuş–Yükseliş–Batış Saatleri (saat:dakika) İsim Ay Merkür Venüs Güneş Mars Jüpiter Satürn Uranüs Neptün 1 Şubat Doğuş En yüksekte Batış 06:02 10:55 15:54 06:32 11:13 15:53 04:19 09:05 13:52 07:15 12:18 17:20 07:24 12:22 17:20 09:26 15:27 21:28 22:41 04:28 10:14 09:15 15:12 21:09 08:02 13:19 18:36 15 Şubat Doğuş En yüksekte Batış 14:22 21:56 05:21 06:50 11:51 16:53 04:33 09:19 14:04 06:59 12:18 17:38 07:00 12:10 17:21 08:38 14:43 20:48 21:44 03:31 09:19 08:22 14:20 20:18 07:09 12:26 17:44 28 Şubat Doğuş En yüksekte Batış 04:02 08:52 13:48 06:56 12:29 18:04 04:41 09:32 14:23 06:41 12:17 17:53 06:35 11:59 17:23 07:53 14:02 20:11 20:50 02:38 08:27 07:32 13:31 19:30 06:19 11:37 16:55 CBT 1246/ 13 4 Şubat 2011 GÖK ATLASI 15 Şubat 2011 akşam saat 20:00 için verildi. Baskıya en uygun sadelikte ve kolay görülebileceği +1.5 kadire kadar parlak yıldızı olan ve gezegenlerin yakınında bulunduğu takım yıldızlar özetlenerek belirtildi. Gözlemlerde kullanılan bazı parlak yıldızlar da verildi. Gök atlasına gökyüzüne bakar şekilde doğru yönlerde yukarıya kaldırarak eşleştirmek yeterli. Ay boyunca takım yıldızlar–burçlar buradan izlenebilir… Maalesef büyük şehirlerimizdeki ışık kirliliği altında görülen gökyüzünün sanal üretilenden epey farklı olduğunu belirtelim: Karanlık gökyüzümüzü korumak gençlerimiz gibi geleceğimizin teminatı olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle