17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YENİ ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör Ürünler Tak, yapıştır, çek! iPhone veya başka bir akıllı telefonla video çekenler, elbette ki titrek görüntü istemezler. Bu yüzden telefonu sabit tutacak bir kamera sehpası iyi olurdu. Fakat şimdiye dek telefonlara uygun ayak bulunmuyordu. Unique Design şimdi Capta ile bir çözüm üretti. Akıllı telefonlar için üretilen Capta, L biçiminde bir kamera tutacağı. Alüminyumdan üretilen gövdenin altındaki bir delikle üçayağa vidalanıyor. Akıllı telefon ise Capta’nın ön yüzüne yapıştırılıyor. Bunun için çok iyi yapışmasına rağmen geride iz bırakmayan bir folyo geliştirilmiş. Telefon bu sayede yatay veya dikey olarak konumlandırılabiliyor. http://www.kickstarter.com/projects/1689824368/captastickitleanitwrapitattachit “Vur Tayyip’e” Bilimsel Tartışma Kültürünün Bir Parçası Değildir ve Akılcı İnsan Davranışına Yakışmaz Nikon’a özel hoparlör Nikon objektifi görünümdeki hoparlör kuşkusuz tüm Nikon hayranlarının ilgisini çekebilir. Söz konusu hoparlör ilk bakışta Nikkor AFS 55200mm objektif gibi algılanıyor. Üzerindeki tuşlar, hoparlör içinde gizlenmiş bir çalıcıyı çalıştırıyor. Çalıcı microSD kart üzerindeki içerikleri çalıyor. Hoparlör için gerekli enerjiyi sağlayan USB girişi, akülerin şarj edilmesinde de kullanılıyor. Fiyatı: 2040 Dolar arası. Bilgi için: http://nikonrumors.com/2011/10/25/whowantsanikonlensspeaker.aspx/ Tayyip Bey’in Deprem Doğruları Van depremi felaketinde depremin hemen akabinde bazı kabine arkadaşlarıyla Van’a giden Tayyip Bey, oradaki inşaat faciasını görerek, kaçak, kötü yapılaşmaya artık izin vermeyeceğini, kötü binaları, kendi iktidarına mal olsa bile, yıkacağını söyledi. Sen misin bunu söyleyen: Muhalefetin kimisi “Önce şunu şunu yık, sonra halkın evine dokun” diğeri “Ama Tayyip kendisi de kaçak evde oturdu” şeklinde saçma sapan, mantıksız ve ülkemizde herkesin yıllardır yakındığı bir problemin çözümüne katkıda bulunmayı bir tarafa bırakın, problemi çözmeye kalkana saldıran aptalca, popülist bir hücuma geçti. Bu bana bir daha hatırlattı ki, Türkiye’de politika bilimsel, akılcı, düzgün yapılan bir iş değildir ve düzeyi sokak kavgasınınki kadardır. Bu düzeyde politika yapanlar utanmalıdır ve mümkünse ülkemizin politika sahnesinden def edilmelidir. Şu anda ben Tayyip Bey’in hükümetinin bilim dünyasının başına sardığı belalarla mücadele etmekle meşgulüm: Türkiye Bilimler Akademisini nasıl kurtaracağız? Üniversitede YÖK’ün yaptığı ve artık gündelik hale gelen fenalıklarla nasıl baş ederek bunları etkisiz hale getirebileceğiz? Milli Eğitim Bakanı’nın eğitimimizi (ve dolayısıyla geleceğimizi) adım adım tahrip etmesine nasıl engel olabileceğiz? Bu ve benzeri sorular her gün uykularımı kaçırıyor, bunlarla mücadele bir ton vakte mal oluyor. Ama burada söylediklerimi dikkatli okuyunuz: Türkiye Bilimler Akademisi sorununda mücadele ettiğim ne Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Bey, ne de onun Başbakanı olan Tayyip Bey’dir. Mücadelede hasmım onların fikirleri ve o fikirleri doğrultusunda yaptıkları icraattır, şahısları değil. YÖK ile olan mücadelede, YÖK başkanı hasmım değil, kurumunun icraatı engel olmaya veya etkisini naksetmeye çalıştığım şeydir. Millî Eğitim Bakanı ile kişisel hiçbir husumetim bahis konusu olamaz. Mücadeleyi ancak icraata geçirdiği fikirleriyle yapabilirim. Bir fikirle mücadele etmek, o fikrin yanlışlığını sağlam gözlem ve tartışmalarla göstermeye ve karşıdakini ikna etmeye çalışmak demektir, fikrin sahibinin şahsına veya onun yaptığı her şeye saldırmak değil. Mesela Sayın Millî Eğitim Bakanı’nın okullara Arapça dersi koymasını ben şu haldeki şekliyle yanlış buluyorum, çünkü her düzeydeki yabancı dil ders politikamızın müflis olduğunu artık sağır sultan bile duydu. Millî Eğitim Bakanlığı konuya bu çerçevede yaklaşarak ulusal yabancı dil eğitimi politikamızı bilimsel temellere bağlayarak yalnız İngilizce değil, Almanca, Fransızca, Rusça, Çince, Arapça, Farsça, Yunanca ve Latince gibi modern bilimin gerektirdiği dillerin gerçekten öğretildiği bir yapıya kavuşturmalıdır. Benim mücadelem “Arapça olmasın” değil, bilakis “olsun ve etkili bir program dahilinde olsun” yönündedir. Ama bir yabancı dil programı eleştirisi yaparken, bakana dönüp “Bu adam zaten laiklik düşmanıdır, üniversiteden de atılmıştır” gibi laflar etmek aklımın ucundan bile geçmez. Ha, üniversiteden intihal nedeniyle atılıdığını, kendisi bakan olarak atandığı zaman, onu atayanın icraatına tevcihen bir eleştiri olarak dile getirmiş, böyle bir zatın Milli Eğitim Bakanı olarak atanmasının doğru olmadığını yazmıştım. Ama o eleştirinin, bakanın icraatı arasında olan yabancı dil eğitimi politikasındaki değişikliklerin eleştirilmesiyle ne ilgisi olabilir? Yabancı dil eğitimi politikasını eleştirirken, o politikayla ilgisiz konuları dile getirmek ortalığı bulandırarak tartışmayı akılcı ve bilimsel bir temelin dışına çekmek olur. Politikada, insanları eleştirmekten vazgeçelim: Yapılması gereken fikir ve icraatı eleştirmektir. Bir fikrin doğru olduğunu bile bile ona doğru demekten kaçınırsak, doğru olmayan fikirleri işaret ettiğimiz zaman artık kimseyi inandıramayız. Politika mutlaka bir yalan söyleme mesleği olmamalıdır. Mutlaka bir itişkakış mesleği olmamalıdır. Mutlaka bir insan karalama makinesi olmamalıdır. Bunlar olursa, düzgün, aklı başında insanları politikadan soğutur, ortalığı akılsız ve ahlaksızlara boş bırakırsınız. Tayyip Bey’in “Kaçak binaları yıkacağım. Buna da en tehlikelilerinden başlayacağım” demesi doğru bir karardır ve alkışlanmalı, desteklenmelidir. Aklınıza bu işi yaparken yandaşlarına para kazandırmaya kalkacağı geliyorsa, düşünüp, o yönde haksızlık yapılmasına engel olacak gene akılcı politikalar, tartışmalar geliştirmeye bakın, sırf çamur atmaya değil. Bilimsel düşünebilen bir toplumda muhalefet her yapılana engel olma mevkii değil, yapılanların doğru yolda gitmesine katkı yapma mevkiidir. Bunu anlamadan demokrasi diye bağırmak ancak salaklara mahsus bir davranış tarzı olabilir. Dell’in en ince dizüstü bilgisayarı Dell firması yeni dizüstü bilgisayarı XPS 15z ile Apple’ın MacBook’una rakip olmak istiyor. 2,4cm kalınlığındaki bilgisayar, Dell firmasının bugüne kadar üretmiş olduğu en ince dizüstüsü. Bilgisayarın 36cm ekranı, 1366x768 piksel çözünürlükte görüntü veriyor. XPS’nin Core i5 veya Corei7 seçenekleri var. Diğer özellikler arasında 8GByte RAM, GeForce Gt grafik kartı, 500 veya 750GB sabit disk. Optik sürücülü dizüstü bilgisayarın aküsü yedi saat kadar dayanıyor. 23x335x234mm boyutlarındaki bilgisayarın ağırlığı sadece 1.8 kg. Fiyatı: http://www.dell.com/content/topics/segtopic.aspx/x pslaptops?c=us&l=en&cs=19 iGo Green: Ekolojik pil Günümüzde kullanılan şarj edilebilir piller genelde lityum iyon teknolojisine dayanırken Amerikan iGo firması kısa bir süre önce şarj edilebilir alkalin aküsünü tanıttı. Firmaya göre yeni piller, bildik nikelkadmiyum veya lityumiyon pillere kıyasla çok az zehirli. Ayrıca diğer birçok akü kendi kendine boşalarak ender olarak birkaç ay dayanırken, alkali pillerin şarjı yedi yıl kadar dayanıyormuş. Bu özelliği aküyü özellikle de çok az enerjiyle çalışan veya çok ender olarak kullanılan aletler için çekici kılmakta. Fakat bildik aküler 1500 kez şarj edilebilirken, eko piller aşağı yukarı kırk kez şarj edilebiliyor. AA ve AAA olmak üzere iki tipte satılan iGo Green akülerinin dörtlü paketi 7.99 Avrodan satılıyor. Gerekli şarj aletinin fiyatı ise yaklaşık olarak 17 Avro http://www.igo.co.uk/ Hızlı kablosuz ağ isteyenlere TPLINK, 33Mbps’lık hızıyla QSS (Quick Secure Setup/ Hızlı güvenli kurulum) özelliğine sahip, MIMO destekli çift antenli TLWN822N yüksek kazançlı adaptör ile yüksek hızda kesintisiz kablosuz ağ bağlantısı isteyenlere uygun fiyatla mükemmel bir seçenek sunuyor. Adaptör kullanım ve konumlandırma esnekliği sağlayan 1,5m uzunluğundaki uzatma kablosuyla birlikte sunuluyor. IEEE 802.11n desteği ve MIMO teknolojisi sayesinde 300Mbps hızında kolayca kablosuz ağ kurabiliyor ve alet geleneksel IEEE 802.11g ürünlerinden 15 kat daha hızlı ve 15 kat daha uzun menzilli çalışıyor. [email protected] Yolculuk için mükemmel ses kalitesi Geneva Lab firması tarafından geliştirilen yeni çalar saat mükemmel ses teknolojisiyle dikkat çekiyor. Geneva ailesinin en küçük üyesi siyah, beyaz veya kırmızı yapay deri kılıf içinde gizleniyor. Çalar saatin Bluetooth bağlantısı ve saati diğer aletlerle bağlanmasına izin veren bir AUX girişi var. Saat ışıklı sensor tuşlarıyla çalıştırılıyor. Radyo yayınları UKW dijital tuner ve teleskop antenle alınıyor. 3,2cm çapındaki iki yüksek frekanslı ve bir alçak frekanslı hoparlör ses kalitesinden sorumlu. Kullanıcılar isteğe göre sinyal tonu, radyo veya diğer kaynaktan alınan bir müzikle uyanabiliyorlar. Aletin boyutları: 15.7x4.6x9.4cm. Fiyatı: 299 Dolar. Bilgi için: http://www.hardwarezone.com.sg/technewsgenevalabpresentsmodelxs Aynı anda 16 ekran birden çalıştırıyor! Shuttle firmasının yeni XPC H7 5820S mini PC’si Matrox M9 138 LP 1024MB grafik kartıyla donatılı. Yeni grafik kartı tek görüntüyü sekiz LCD ekranında gösterebiliyor. İki grafik kartıyla 16 ekranda görüntü elde etmek mümkün. Ekranların sekiz tanesi DisplayPort veya DVI ile 2560 x 1600 çözünürlükte görüntü veriyor. PC’nin diğer bazı özellikleri ise şöyle: Intel Core i7950 işlemci, 8GB çalışma belleği, ve 1TB kapasiteli sabit disk. Fiyatı yaklaşık olarak 2000 Dolar. http://www.maximumpc.com/article/news/shuttlexpch75820sminipccandrive16displays Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1286/ 5 11 Kasım 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle