17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİPOLİTİK Hematolojinin duayeni Prof. Dr. Orhan N. Ulutin yaşamını yitirdi Baha Kuban [email protected] Yaşam tarzlarını ‘insan’ üzerinden, ‘yaşam kalitesi’ üzerinden ekolojik olarak, bugünküne göre tamamıyla altüst eden kent planlama yenilikleri, radikal yeniliklerdir.. T ÜBA Şeref Üyesi, Türk Hematoloji Derneği’nin kurucu üyesi Prof. Dr. Orhan N. Ulutin 2 Kasım 2011’de vefat etti. Ulutin için 4 Kasım’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Oditoryumu’nda bir tören düzenlendi. 1924, İstanbul doğumlu Orhan Nuri Ulutin, ilk, orta ve lise eğitimini Bursa’da tamamladı. 1947 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Orhan Ulutin 1952’de iç hastalıkları uzmanı oldu. Hematoloji ve hemostaz, özellikle trombositler Orhan Nuri Ulutin alanında araştırmalar yapan Orhan Ulutin, 19591961 yılları arasında Detroit Henry Ford Hastanesi’nde (ABD) Shirley A. Johnson ve John Rebuck’la birlikte çalıştı. Bir yıl Wayne State Üniversitesi’nde Walter H. Seegers ile koagulasyon faktörlerinin pürifikasyonu ve kimyasal nitelikleri alanında araştırmalar yaptı. Aynı dönemde Mamnien ve Seegers’la birlikte Autoprothrombin IIAnticoagulan (protein C) bulunmasına orijinal katkılarda bulundu. 1961 yılında, Türkiye’de iç hastalıkları doçenti oldu ve 1962 yılında doçent olarak Cerrahpaşa’ya geçti. 1963 yılında Hematoloji Yüksek İhtisas Sınavı’nı geçerek hematolog oldu ve bir araştırma eki bi kurdu. 1963 yılında kurduğu hematoloji bilim dalını, rutin ve araştırma laboratuvarını 28 yıl boyunca yönetti. 1991 yılında emekli olduktan sonra 3 yıl Marmara Üniversitesi’nde dersler verdi, araştırmalar yaptı. 1995 yılında TÜBA’ya Asli Üye seçilen Prof. Dr. Orhan N. Ulutin, 1997 yılında Şeref Üyesi oldu. Kuruculuğunu ve başkanlığını yaptığı dernekler: Türk Hematoloji Derneği kurucu üyesi, Mediterrenean League Against Thrombo Embolic Disease kurucu üyesi, Asian and Pacific Society of Hematology başkanlığı, International Society of Hematology, EuropeanAfrican Division başkanlığı, Danubein League Against Thrombosis and Bleeding Disorders Kurucu üyesi, Mediterrenean League of Angiology and Vascular Surgery kurucu üyesi, Tromboz, Hemostaz ve Anjioloji Derneği kurucu üyesi, International Society of Hematology başkan yardımcısı, Mediterenean Blood Club kurucu üye. si ve genel sekreterliği. Aldığı ödüllerden bazıları 1964 Eczacıbaşı Bilim Ödülü, 1970 TÜBİTAK Bilim Ödülü, 1991 İstanbul Tabip Odası Bilim Ödülü, 2001 İstanbul Üniversitesi Şeref Madalyası, 2002 International Union of Angiology “Life Time Achivement Award”, 2003 ISH Honorary Founding Membership, 2005 ISH “Life Long Honorary Member” unvanı... Kaynak: Türk Hematoloji Derneği web sitesi. Dr. İnce meme kanserinde etkili önemli bir protein keşfetti Kanser üzerine çalışmalarını ABD’nin önde gelen tıp araştırma kurumlarında sürdüren patoloji uzmanı Tan İnce, en yaygın meme kanseri tipi olan östrojen reseptör pozitif’te önemli rol oynayan bir protein keşfetti. Bu protein meme kanseri vakalarında yeni bir tedavinin yolunu açabilir. da ölüm riskini iki katına çıkartıyor. Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinin 31 Ekim tarihli sayısında yayımlanan çalışma, meme kanserli hastalarda ısışokfaktörü ı (heTan İnce atshockfactor 1, HSFı) düzeyinin yüksek çıkması durumunda, hastaların hayatta kalma şanslarının önemli miktarda azaldığını öne sürüyor. Dolayısıyla bu protein, gelecekte ERpozitif meme kanserlerinin tedavisinde doktorlara yol gösterebilecek. Çalışmayı yürüten bilim insanları HSFı’in ERpozitif meme kanserlerinin %30’unda bulunduğunu tespit etti. Bugün ERpozitif hastalar genellikle kemoterapi ve antiöstrojen ilaçlarla tedavi ediliyor. İşte bu çalışma yeni bir ilaç sınıfının geliştirilmesinin de yolunu açacak. İnce çalışması ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Özet olarak HSFı’in, meme kanseri vakalarında ölüm oranını arttırdığını gösterdik. Bu, özellikle ERpozitif hastalarda daha da belirgin. ERpozitif hastaların rutin muayenelerinde HSFı’in prognostik bir faktör olarak ele alınmasını sağlayacağız.” Ö strojen reseptör pozitif veya kısaca ERpozitif olarak bilinen meme kanseri tipi, yaygın olduğu kadar da tedaviye en fazla yanıt veren meme kanseridir. Bu kanser türünün tedavisi genellikle östrojenin tümör gelişimini tetikleyen etkisini durduran antiöstrojen hormon terapileri yardımı ile yapılıyor. Ancak Doç. Dr. Tan İnce tarafından tasarlanan ve yürütülen önemli bir çalışmada, bu kanserin seyrinde çok önemli bir rol oynayan bir protein tespit edildi. İnce, Sylvester’deki Braman Ailesi Meme Kanseri Enstitüsü üyesi ve Miller Tıp Okulu Disiplinlerarası Kök Hücre Enstitüsü’ndeki Tümör Kök Hücre Bölümü başkanı. İnce’nin tespit ettiği protein, ERpozitif kanserlerde yüksek miktarlarda bulunursa ERpozitif hastalar CBT 1286/15 11 Kasım 2011 Sürekli teknik yenilik, bitmek tükenmez sermaye birikimi peşindeki modern kapitalist sistemin değişmez özelliklerinden biridir. Geçtiğimiz on yıllarda, zaman ve mekânın bu şaşmaz mantığına uygun olarak bilişim, enformasyon ve ulaşım teknolojilerindeki hızlanan yenilikler tarafından nasıl yeniden altüst edildiğini ve yapılandığını bizzat yaşıyoruz. Buna karşılık, özellikle büyük teknolojik sistemlerin aşağıda sıralanan nedenlerle ‘kilitlenmeye’ yol açtıkları biliniyor: Ölçek getirileri; Sabit giderlerin artan kapasiteye yayılması Öğrenme getirileri; Uzmanlaşmış beceriler ve bilgi birikiminin artışı ile gerek üretim gerekse kullanımda maliyet düşüşleri Uyarlama beklentileri; Belirsizliklerin azalması, kalite, güvenlik ve performans beklentilerinin karşılanması Ağ getirileri; Kullanıcı sayısının artmasıyla sağlanan üstünlüklere, örneğin ulaşım ve iletişimde benzer teknolojilerin yaygınlaşması ile kolaylaşan haberleşme ve seyahat. Yukarıdaki iktisaditoplumsal kolaylaştırıcıların yolunu açtığı tarihsel rotalara kilitlenen teknik değişim, düzenlemeci devletin can alıcı müdahalelerini de yedeğine alarak, gelişme yönünü aşağıda açımlanan kategorilerde; Teknolojik olarak: Hâkim teknolojik tasarımın alternatifleri ezmesi, standart mimariler ve bileşenlerinin zaman içinde yerleşmeleri ve uyum kaygılarıyla Kurumsal olarak: İş görme alışkanlıklarının yerleşmesi, eğitimin standartlaşması, uzmanlaşma ve tedarikçi ilişkileriyle Sınai olarak: Benimsenen endüstri standartları, teknolojik bağımlılıklar, artan sabit yatırımlarla Toplumsal olarak: Yeni teknoloji tüketim kültürlerinin oluşumu, önceliklerin ve beklentilerin buna göre değişmesi ve uyarlanmasıyla Düzenleme çerçeveleri bakımından: Piyasaya devletin ya da başka belirleyici oyuncuların düzenlemeci müdahaleleri, devletin hukuksal altyapıları oluşturması ve işletmesi, uzmanlaşmış birimlerin yaşamın her alanında, akademide, profesyonel mesleki kuruluşlarda ve ‘yaşam tarzı imalatı’ sektörlerindeki çabalarıyla sağlamlaştırır. Teknolojik sistemler, altyapının ve yardımcı teknolojilerin, düzenlemeci (devlet) ve diğer kurumların, toplumun yaşama biçiminin ve bilgi üretiminin evrimsel bir biçimde ortaklaşa/ birlikte geliştikleri uzun dönemler sonunda bir TEKNOKURUMSAL KOMPLEKS oluştururlar. Tarihsel olarak Tekno Kurumsal Komplekslerin oluşumu; teknolojik sistemlerin, ekonomik, toplumsal ve psikolojik maliyetlerini düşürerek hâkim sınai tasarımların alternatifler karşısında güçlenmesini sağlar. Teknoloji tarihinden örneklere baktığımızda gelişmenin bu niteliği çarpıcıdır; • Havagazına karşılık elektrik • AC ve DC elektrik akım teknolojileri • Otomobilde içten patlamalı motor teknolojisinin hükümranlığı (buhar ve elektrikli seçenekler karşısında) • Bilgisayar işletim sistemleri savaşları • Video ve diğer elektronik kayıt sistemleri seçenekleri Bu örneklerden belki de en geniş kapsamlı ve uzun vadeli olanı, enerji üretimi ve ulaşım sistemlerinde oluşan teknokurumsal komplekstir. Bu yapı, uzun tarihsel bir dönem boyunca karşılıklı birbirini güçlendiren ve yeniden üreten teknolojik ve kurumsal bağlantılarla, iklim değişikliğinden de büyük ölçüde sorumlu olan mevcut karbon kilitlenmesini yaratmıştır. Artık bu kilitlenmiş rotanın dışındaki sayısız teknolojik yenilik için aşılmaza yakın engeller ve zorluklar mevcuttur. İşte bu şekillenmede, ’dışarıdakileri’ radikal, ‘içeridekileri’ de muhafazakâr teknik yenilik olarak ifade etmek mümkün olur. Muhafazakâr teknik yenilik, temelde mevcut teknik sistemi iyileştiren ve yaygınlaşarak sağlamlaşmasını sağlayan yenilikler olarak tanımlanabilir. Örneğin binek otomobilinin teknik perfomansını v.s. iyileştiren her yenilik muhafazakar yenilik sınıfına girer. Keza, otoyol sistemlerinde bilişim teknolojilerinin kullanılması ile otomobilli ulaşımın ‘optimize’ edilmesini sağlamaya çalışan yenilikler ve kentiçi trafik düzenlemelerinde ‘sıkışıklık’ azaltıcı yenilikler de bu kategoriye girer. Buna karşılık, kentlerde yürüme ve bisiklet ağırlıklı ‘motorsuz’ ulaşımı yaygınlaştırmaya yönelik teknik ya da idari yenilikler, toplu taşımayı yaygınlaştıran, kolaylaştıran yenilikler ve tabii dramatik bir şekilde kentsel tasarımı yeniden ele alarak yaşam tarzlarını ‘insan’ üzerinden, ‘yaşam kalitesi’ üzerinden ekolojik olarak, bugünküne göre tamamıyla altüst eden kent planlama yenilikleri, radikal yenilik sınıfına girerler. Yine güneşe varamadan yerimiz bitti... Radikal ve Muhafazakâr Teknolojik Yenilikler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle