17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) 12. İstanbul Bienali’ni İKSV’nin ipad uygulaması yardımıyle gezebilir ve böylece hangi salonda ya da bölmede iseniz görsel bir mekân planından o bölümü seçip, sergilenen eserlerle ve sanatçılarla ilgili açıklayıcı metinlere, eserlerden bazılarının fotoğraflarına erişebilirsiniz. 12. İstanbul Bienali sürüyor. İstanbul Modern’in bitişiğindeki Antrepo 3 ve Antrepo 5’te 17 Eylül’de açılan Bienal 13 Kasım Pazar günü bitiyor. Görmediyseniz hâlâ vaktiniz var. “İsimsiz” temalı bienalin benim ilgimi çeken kısmı İKSV’nin getirmiş olduğu basit ama etkili teknolojik destek. Eğer iPad’iniz varsa bienal kapsamındaki sergileri gezmek ve sunumları izlemek çok daha verimli bir hale geliyor. Malum bienallerdeki eserler sanatseverlerin, herhangi bir müzedeki herhangi bir sergiyi izlemeye göre biraz daha fazla çaba sarfetmelerini gerektiriyor. Bu çaba çoğunlukla bienal kataloğuna başvurmak demek. Ya kataloğu önden temin edip “çalışmak” ya da bienali gezerken elde katalogla dolaşmak gerek. Oysa 12. İstanbul Bienali için İKSV basit bir iPad uygulaması hazırlamış. Bu uygulamaya göre, hangi salonda ya da bölmede iseniz görsel bir mekân planından o bölümü seçip, sergilenen eserlerle ve sanatçılarla ilgili açıklayıcı metinlere, eserlerden bazılarının fotoğraflarına erişmeniz mümkün. Bu uygulama sayesinde bu kez bienale ayırdığım zaman her zamankinden çok daha uzun sürdü. Neredeyse bütün bir gün bir bölümden diğerine keyifle ve sindire sindire dolaşma imkânı buldum. Ancak gelecek yıllar için İKSV’ye (ya da bu uygulamayı hazırlayanlara) bazı önerilerim olacak. Birincisi öncelikle bu kılavuzun işitsel versiyonunun hazırlanması gerekir. Malum müzelerde telefon türünde aparatları kiralayarak, sergilenmekte olan her bir eserin önüne gidildiğinde onunla ilgili açıklamaları o cihaz sayesinde dinlemek mümkün. iPad’e de kulaklık takıldığında cihaz benzer bir rehber aparat statüsünü almış olur. Yapılan eylem zaten görsel olduğundan, açıklayıcı nitelikteki eylemin de görsel olmayıp işitsel olması mükemmel bir uyum oluşturuyor. Dolayısıyla bienalle ilgili ipad uygulamasının da gelecek bienallerde işitsel bir versiyona sahip olması çok faydalı olacaktır. Mevcut uygulamadan istifade edebilmek için her bölüme girdiğimde önce ipadden onunla ilgili açıklamaları okudum, ondan sonra da bölümdeki eserleri inceleyebildim. Dolayısıyla izleme ve bilgilenme aynı anda ve paralel olamadı. İkinci önerim de her bölümde sergilenen her bir eserle ilgili işitsel açıklamanın, ayrık olarak, işitsel ortamda yer alması. Mevcut uygulamada her salondaki her eserle ilgili spesifik açıklamalar yer almayabiliyor. Özellikle “İsimsiz” başlıklı salonlarda eserlerin sergileniş konumlarıyla mevcut uygulamadaki açıklama metni belli bir paralellik arz etmiyor. Serbest metin şeklindeki açıklamada yer alan eserleri salonun içinde aramak zorunda kalabiliyorsunuz. Üçüncü bir önerim de lokasyon bilgisinden istifade etmekle ilgili olacaktır. Bilindiği üzere müzelerde hangi eserin önüne gelinirse rehber aparatında onun numarasının çevrilmesi gerekir ki ilgili açıklama dinlenebilsin. Ancak iphone ve ipad cihazlarında yer alan konum bilgisi bienal uygulamasına entegre edilirse, her eserin önüne gelindiğinde uygulama o lokasyonu ve eseri doğrudan algılayabilir. Böylece hem eser numarasını girme derdinden kurtulunmuş olur hem de hangi bölmede olduğunu anlamaya çalışma derdinden. Yine de mevcut haliyle bile İKSV’nin bu uygulaması oldukça faydalı. 12. İstanbul Bienali’nin bir de bu imkân eşliğinde gezilmesini tavsiye ederim. Zoolog Ali Vehbi Bey’in 1927’deki bir dileği Zoolog Ali Vehbi Bey, 1927’de Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’daki hayvanat bahçelerini, istasyonlarını ve müzelerini gördükten sonra hükümetten bir ricada bulunuyor. Osman Bahadır [email protected] Bienali İpad İle Gezmek D CBT 1286/ 12 11 Kasım 2011 ve iltifattır” dedikten sonra şunları yazmak ihtiyacını duymuştur: “İşte biz de İstanbul’da böyle bir müessese vücuda getirmek için bundan üç sene evvel teşebbüsatta bulunduk. Fen Fakültesi meclisi müderrisinin kararıyla bu arzumuza lüzum gösterildi. Ve müesseseyi tesis, tanzim ve idare etmek için Avrupa’dan bir mütehassısın celbi (getirtilmesi) karargir oldu. Mütehassıs filvaki geldi (Raymond Hovasse’ı kastediyor), fakat müesseseyi kuracak para hâlâ çıkmadı. Talep olunan meblağ pek çok değildi. 50 bin lira tahmin etmiştik. Eğer programımız takip edilmiş olsaydı, şimdi biz de böyle ilmi bir müesseseye malik olacaktık. Kongre azalarının birçokları İstanbul’da böyle bir müessesemizin olup olmadığını bana sordular. Ben de ‘yakında olacak’ cevabını ancak verebildim.” Budapeşte’den Tuna Nehri yoluyla dönen Ali Vehbi Bey, bu defa Bulgaristan’a gelmiş ve Sofya’da bilimsel incelemeler yapmıştır. Ali Vehbi Bey Sofya gözlemleriyle ilgili olarak da şunları söylemiştir: “Sofya’da mükemmel bir hayvanat bahçesinin, müzesinin ve haşarat istasyonunun bulunduğu bana söylenmişti. Bunları ve darülfünunları gezmek için burada birkaç gün kaldım ve bu müddete hiç acımıyorum. Zira bize en yakın olan komşumuzun ve az bir müddete kadar hükümetimiz altında bulunan bir memleketin bizim halihazırdaki ilmi teşkilatımızla bir mukayesesini yapmak benim hedefimdi. Mukayeseyi ettim, neticesi bizim lehimizde değildir. Mükemmel bir hayvanat bahçelerinin mevcut olduğunu gördüm.... Bundan sonra hayvanat müzesini gezdim... Hele kuşlara ait olan kısımlar pek zengin ve mükemmeldir. Yırtıcı kuşlar koleksiyonu hususiyle pek zengindir. Ve o kadar güzel tahnit olunmuşlar ki, canlı kuşlardan bile daha düzgün bir vaziyette bulunuyorlardı. Balıklar, kurbağalar, balinalar koleksiTarihsiz bir tarihi fotoğraf yonları da iyidir. Omurgasızlar nispeFen Fakültesi Tabiiyyat Şubesi’nden mezun olacak talebeler, Ali Vehbi ten azdır, müzede de hayvanat bahçe(Türküstün) Bey ve asistanı (Fahire Battalgazi) Hanım. sinde olduğu gibi bir monotonluk vardır. Hayvanlar yaşadıkları hayat tarzınAli Vehbi bey, Budapeşte’deki Uluslararası Zooloda, tabii muhitlerinde bulundurulmamışlardır...” ji Kongresi’ne iki bildiri sunmuştur. Bunlardan biri, aşıAli Vehbi bey, raporunun sonunda bilim dallarıların tekrarı halindeki durum üzerine, diğeri ise Toros nın alt disiplinler halinde uzmanlaşmasının gerekliliği Dağları’ndaki Alaiye mıntıkasının faunası üzerinedir. ve bizde de böyle mütehassısların yetişmesinin elzem Ali Vehbi Bey, 252 bildirinin sunulduğu kongreyi de olduğunu söyledikten sonra, sözlerine şu şekilde son bilimsel ve eleştirel bir tutumla yorumladıktan sonra, vermektedir; katılımcıların en çok ilgi gösterdikleri konunun, Voro“Memleketimizin ilmi müesseseleriyle, komşumuz nof’un gençleştirme amacıyla yapmakta olduğu aşılar bulunan Romanya, Bulgaristan ve Macaristan müessehakkındaki konferansının olduğunu söylemektedir. Koselerinin mukayeseleri; buna cevap gayet basittir. Onnuşmanın yapılacağı salon yetersiz kalınca profesöre bu lar uyanık ve çok çalışmışlardır. Biz şimdiye kadar uyukonferansın tekrarı rica edilmiş ve konferans ikinci demuşuz. Yalnız bu son zamanda gözümüzü biraz açmaya fa verdirtilmiş. başlamışız. Fakat tamamıyla uyanıp süratle ilerlememiKongrenin bitiminden sonra katılımcılar Tizi cumhuriyet hükümetimizden temenni ve rica ederiz. hany’de yeni yaptırılan hayatiyat istasyonuna götüÇünkü biz ilerlemeye hazırız. rülmüştür. Bu istasyonu, onun laboratuvarlarını, akAncak ilerlemenin ruhu olan parayı bizden hüküvaryumlarını, kütüphanelerini inceliyorlar ve her şeyin metimizin esirgememesini çok rica ederiz... Eğer kenmükemmel olarak yapılmış olduğunu görüyorlar. Ali dimizi ilim sahasında da medeni bir millet arasına daVehbi Bey, gördüğü bu manzara karşısında ülkesinin hil etmek istersek bizde de mükemmel bir hayvanat durumunu düşünmeden edememiş ve “Bir memleket bahçesi, bir hayvanat müzesi ve bir hayvanat istasyonu için bu ne saadet ve ne iftihardır. İlim için ne terakki tesis etmek elzemdir.” arülfünun’da hayvanat müderrisi (zooloji profesörü) olan Ali Vehbi (Türküstün) Bey (18771937), 1927 yılında Budapeşte’de düzenlenen 10. Uluslararası Zooloji Kongresi’ne katılmış ve gerek kongre izlenimlerini gerekse seyahati boyunca çeşitli ülkelerdeki bilimsel gözlemlerini, Darülfünun Fen Fakültesi Mecmuası’nın TeşrinievvelTeşrinisani (EkimKasım) 1927 tarihli 5. Sene 1. sayısında “Peşte’de İçtima eden Onuncu Beynelmilel Hayvanat Kongresi’ne Ait Rapor” başlıklı 12 sayfalık yazıda anlatmıştır. Yazısına, “Peşte’ye gitmek için Bükreş’ten geçmeyi tercih ettim. Zira böyle bir ilmi vesilenin zuhurundan istifade ederek komşu olan milletlerin ilmi hayvanat(zooloji) noktai nazarından ne derecede terakki ettiklerini tayin etmek bir taşla iki kuş vurmak kabilinden olduğundan programıma bu şehrin ziyaretini de dahil ettim” diyerek başlayan Ali Vehbi Bey, Romanya’da henüz hayvanat bahçesi olmadığını, fakat Bükreş’te mükemmel bir hayvanat müzesi olduğunu belirtmektedir. Bükreş’te ayrıca yüzlerce dönüm arazi üzerine kurulu gayet zengin bir nebatat bahçesinin olduğunu da söylemektedir. Her iki kurumu da eleştirel bir şekilde değerlendirmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle