17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Enerji kaynakları azlığı dünya nüfus artışını sınırlıyor Dünya nüfusu 50 yıl içinde 4 milyar arttı; son 12 yıl içinde bir milyar arttı ve 7 milyar oldu. İnsan popülasyonunun mutlak büyüme hızının 1970’lerdeki %2.1’den bugünkü %1.1’e düşmesinin nedenlerinin başında enerji kaynaklarının azalıyor olması, modern ekonomilerin ve eğitimin sağladığı katkılar geliyor. DÜNYA GÖSTERGELERİ 7 milyar kişi ne kadar yer kaplar? Birleşmiş Milletler’in (BM) yaratıcı nüfusbilimcileri 31 Ekim tarihi itibariyle dünya nüfusunun 7 milyarı bulduğunu açıkladı. Yanılmış olsalar dahi (BM 6 milyarıncı doğumu iki yıllık bir gecikme ile bildirmişti) çok önemli değil değil. Önemli olan nüfusun tam olarak 7 milyarı bulması değil, bu yoğunluğa yaklaşması. Pek çok ülkenin doğumhanesi 31 Ekim gecesi saat 12’yi geçtikten sonra doğan bebekler için kutlamalar düzenledi. Aslında dünya nüfus artışı yavaşlamakta. Nüfus artışı 1960’lı yılların sonuna doğru %2’leri bularak doruk noktasına ulaşmıştı. Şu anda nüfus artış hızı bunun yarısı kadar. En son bu kadar yavaşladığı dönem 1950’ler civarındaydı. O yıllarda ölüm hızı çok fazlaydı. Sonuçta bir sonraki milyarın tamamlanması için 14 yıl gerekiyor. Ondan sonraki bir milyar ise 18 yıl sonra tamamlanacak. Peki bu kadar insan nereye sığacak? Aşağıdaki tablo “bir metre kareye 6 kişinin düştüğü” varsayımına dayanarak gerçekleştirildi. Örnek alan olarak Manhattan bölgesinden yararlanıldı. cağımız tahmininde bulundu. Ancak farklı tercihler yaparsak, bu yüzyılın sonunda dünya nüfusu 16 milyara ulaşması da bir olasılıktır. Cohen, nüfus artışı ile ilgili şöyle konuşuyor: “Nüfus artışı, iki kişinin özel yaşamlarını ilgilendiren hem çok mahrem, hem de küresel yaşam koşullarını doğrudan etkiyen kamusal bir sorundur. Başka bir deyişle insanların özel hayatlarında yaptıkları, ne yazık ki özel yaşamların dışında kalanları da etkiliyor.” Reyhan Oksay Kaynak: Newsweek, 7 Kasım 2011 http://digg.com/news/story/humanpopulationreaches7billionhowdidthishappenandcanitgoonscientificamerican http://www.dhushara.com/book/diversit/bomb.htm http://www.overpopulation.org/faq.html B irleşmiş Milletler Nüfus Dairesi’ne göre 31 Ekim 2011 tarihinde 7 milyarıncı insan doğdu. Bu bebek gözünü Somali’de açlık çeken bir aile de, Hindistan’da da açmış olabilir. Dakika başı doğan bebek sayısı açısından en yüksek orana sahip Hindistan’da doğmuş olması daha büyük bir olasılık. Çok düşük bir olasılık da çokuluslu şirketlerden birinin mirasçısı olarak da doğmuş olması. 7 milyarıncı bebeğin nerede doğduğu sorusu beraberinde daha önemli başka soruları daha tartışmaya açıyor. “Çok fazla ne kadardır?”, “Dünya, 7 milyar veya 9 milyar veya 10 milyar insanı makul yaşam koşullarında uzun süre barındırabilecek durumda mı?” Columbia Üniversitesi Dünya Enstitüsü’nden Joel Cohen bu soruları sormasının nedenlerini şöyle açıklıyor: “50 yıl içinde dünya nüfusuna dört milyar insanın ilave edilmiş olması dünya tarihinde ilk kez oluyor. Bu sıra dışı bir olay ve umarım insanlık tarihinde bir daha olmaz.” Dünya nüfusu 19.yüzyılın sonlarında yalnızca bir milyar, 10.000 yıl önce de birkaç yüz bin bin civarındaydı. 70 bin yıl önce bu rakamın 15.000 olduğu tahmin ediliyor. 1950’li yıllardan bu yana kadın başına düşen çocuk sayısının yarılanmasına karşın, daha fazla sayıda insan ve uzayan ömürlerle insanlığın mutlak sayısı artmaya devam ediyor. Cohen’e göre insan popülasyonunun mutlak büyüme hızı 1965 ile 1970 arasında %2.1 ile en yüksek noktasına ulaştı. Şu anda dakikada 150 bebeğin doğmasına karşın Cohen bu artışın %1.1’e gerilediğine dikkat çekiyor. Dünyanın en zengin 500 milyonu, dünyanın karbon dioksit emisyonunun yarısını üretiyor. Karbon dioksit bugün iklim değişikliğinin ana sorumlusu. Oysa en fakir üç milyar, yalnızca %7 oranında CO² üretiyor. Ortalama bir Amerikalı –ABD’nin 312.5 milyonluk nüfusunu oluşturan tipik bir birey yiyecek, su, plastik, metal ve diğer ürünlerden her gün 88 kilo tüketiyor. Amerikalılar, dünya nüfusunun yalnızca %5’ini oluşturmakla birlikte enerjisinin %25’ini kullanıyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre sanayileşmiş ülkelerin toplamı 222 milyon ton yiyecek tüketiyor Columbia Üniversitesi’nden coğrafyacı Ruth DeFries nüfus artışı ve tüketim konusunda şu açıklamayı yapıyor: “Nüfus iki katına çıkarken, ekonomi 15 misli büyüdü; otomobiller 16 misli çoğaldı; gübre kullanımı da 6 misli arttı. Bu tüketimin şimdilik sonu görünmüyor. Özellikle dünyanın dört bir yanındaki insanlar tüketim çılgınlığına kendini kaptırmışken...” Bütün bu tüketim hırsını karşılamak için bol miktarda doğal kaynak gerekir. Bu kaynakların çıkış noktası, maden çıkartmak veya gıda maddesi sağlamak için işlenen topraklardır. 1950 ile 1980 yılları arasında, 1700 ile 1850 arasındaki yıllara göre çok daha fazla miktarda toprak ekim için tarla haline getirildi. Ekilebilir topraklar bugün, bilim insanlarının “gezegenin çekinceleri” olarak nitelendirdiği, insanoğlunun her koşulda korunması gereken sınırlardan birini temsil ediyor. Diğer sınırların başında iklim değişikliği, biyo çeşitlilik kaybı, besin döngüsü, denizlerin asitlenmesi ve tatlı su kullanımı geliyor. Cohen, “Genişlemesi yavaşlayan bir popülasyon bütün bu sorunları çözmez, ancak talebi düşürdüğü için sorunları rahatlatır” diyor. ARTAN NÜFUS= ARTAN TÜKETİCİ Nihai olarak ekonomist Julian Simon’un “temel kaynak” olarak nitelendirdiği enerji en önemli kısıtlayıcı faktör. Başka bir deyişle, “Gezegenin üzerindeki insan sayısı ne kadar artarsa artsın bu insanları insanca yaşatacak miktarda enerji var mı?” sorusunu Yeryüzü Enstitüsü’nün Lenfest Sürdürülebilir Enerji Merkezi başkanı Klaus Lackner yanıtlıyor. “Enerji sınırları şimdiden gereğinden fazla zorlanıyor. Bunun yansımalarını son 10 yıldır petrol fiyatlarından yiyeceklere kadar her şeyde görmek mümkün. New Jersey Eyaleti’nde kişi başına düşen enerji tüketimi bölgenin fotosentetik faaliyetini 2050 yılında Dünya nüfusu 9.1 milyarı bulacak. aşmış durumŞu anki büyüme hızı ile 2050 yılında Yeryüzü’nde da.” Bu da şu yaşayan insan sayısının 9.1 milyarı bulacağını tahanlama geliyor. min ediyor. Bu arada doğum hızındaki ufak bir oyFosil yakıtlar nama bir milyar artı veya eksi fark yaratabilir. Nüfus artışı, doğrudan doğum kontrolüne gerek kal olmadan, bumadan yavaşlatılabilir. Doğurganlık hızını azalt gün hayatta manın en etkili yolu kadınları eğitmektir. Kadınla olan New Jerrın eğitim düzeyleri yükseldikçe, kadın istihdamı seylilerin, kenve doğum kontrolünde artış arasındaki korelas di eyaletlerinin yon da artıyor. kaynaklarıyla yaşamaları imkânsız. Bu durum, insan popülasyonunun artmasıyla 21.yüzyılda dünyada tüm ülkeler için geçerli olabilir. Modern ekonomilerin anahtarı enerjidir; ancak doğru olan, insan popülasyonunun sınırlandırılması için modern ekonomilerin sağladığı katkıdır. DeFries bu konuda şöyle konuşuyor: “Kadınlara ve kızlara gelir ve iş yaratmaları için imkâ n tanınsaydı, üreme hızında büyük azalma olurdu.” Halihazırda pek çok ülkede kadınlara çalışma fırsatı tanındıkça üreme azalıyor. ENERJİ, NÜFUS ARTIŞINI SINIRLAYAN EN ÖNEMLİ ETMEN Yalnızca ekonomik fırsatlar değil, gelecekte doğum hızını azaltan etmenlerden bir diğeri de eğitim. 29 Temmuz tarihinde Science dergisinde yayımlanan bir makalede demograflar yaptıkları saptamayı şöyle açıklıyorlar: “Dünyanın her yerinde eğitim düzeyi yüksek olan kadınlar daha az çocuk doğuruyor.” Cohen’e göre bugün Dünya üzerindeki genç insanların tümüne evrensel bir eğitim vermek 70 milyar dolara mal olur. Doğurganlık hızı her yerde aynı şekilde azalmıyor. Endonezya’daki doğum hızında düşüş durdu ve artış başladı. Aralarında kadın başına 7 çocukla dünyanın en hızlı büyüyen nüfusuna sahip Nijer’in de bulunduğu Sahra Altı Afrikasındaki bazı ülkelerde, kadın başına hâlâ 4 çocuk düşüyor. Hatta ABD’de bile son yıllarda nüfusun artış hızı kadın başına iki çocuk oranının üzerine çıkmış durumda. Bir ABD vatandaşının küresel kirliliği azaltma yönündeki en önemli katkısı daha az çocuk doğurmaları olabilir. Şu anda ABD’de doğan her bebek bugünkü koşullarda yaşamı boyunca atmosfere 10.000 ton CO² ilave edecektir. Karşılaştırma için bu rakam Çinli bebeklerden beş misli fazla, Bangladeş’te doğan bir bebeğinkinden 160 misli fazladır. Bundan sonraki birkaç on yıl içinde dünyadaki çalışan insan nüfusu, genel olarak, çocuk ve yaşlılardan daha fazla olacak. Demografik kâr olarak nitelendirilen bu durum geçmişte hızlı ekonomik büyüme sağlamıştı. Cohen’in de belirttiği gibi 21.yüzyılın en önemli sorusu şu olabilir: “Ekonomik kalkınma en iyi doğum kontrol aracı mıdır? Yoksa gönüllü doğum kontrolü en iyi ekonomik kalkınma mıdır?” Gezegenin kaç kişiyi kaldırabileceği konusunda ilk tahmin mikrobiyolog Anton van Leewenhoek (16321723) tarafından yapıldı. Leewenhoek 1679 yılında bu rakamı 13.4 milyar insan olarak hesaplamıştı. Daha modern tahminler daha bilimsel olmasa da bir milyar ile bir trilyon arasında değişiyor. Cohen, “Yeryüzü Kaç Kişiyi Kaldırabilir?” isimli kitabında şöyle diyor: “Bu tahminler siyasi rakamlardır: Amacı, insanları şu ya da bu şekilde manipüle etmektir.” Görüldüğü üzere dünya şu anda herkese yetecek kadar yiyecek üretebiliyor. Küresel olarak ekili alanlar 11 milyar civarındaki insanı günde 2.000 kalori alacak şekilde besleyebilir. Bunun nedeni, insan zekâsının doğal sınırları aşan çözümler üretebilmesidir. Örneğin Yeşil Devrim olarak nitelendirilen modern yetiştirme yöntemleriyle buğday gibi temel gıda maddeleri konvansiyonel yöntemlerin öngördüğünden daha bol miktarda yetiştiriliyor. Bütün bunlara karşın bugün dünya üzerinde bir DEMOGRAFİK KÂR PAYI milyardan fazla insan aç. Cohen, “Dünyada günde 2 dolarla yaşamaya çalışan insanlar 20. yüzyılda iki katına çıktı.” 12 Ekim 1999 tarihinde Saraybosna’da, varsayımsal olarak altı milyarıncı kişi ve o yıl doğan 80 milyonuncu çocuk olan Adnan Maviç doğdu. 12 yıl sonra bu yıl doğan 78 milyon çocuktan biri yedi milyarıncı çocuk olarak dünyaya geldi. Bundan 14 yıl sonra sekiz milyarıncı kişi doğacak. Dokuz milyarıncı çocuğun doğması için daha uzun bir süre geçmesi gerekecek. Görüldüğü gibi gezegenin üzerindeki insanlar önce popülasyon “zirve”sine ulaşıyor, daha sonra kademeli olarak inişe geçiyor. BM önceleri dokuz milyarda duracağımızı varsayarken, son olarak 2100 tarihinde 10.1 milyara ulaşa 7 MİLYAR VE SONRASI Düzeltme: Son aylarda Ay Evreleri yazı ve şekiller yanlışlıkla yer değişmiş olarak yayınlanmıştır. En sonuncusu 4 Kasım 2011 tarih 1285 sayı ve sayfa 7’de yayımlanmış olup doğru şekli aşağıda verildi. Dikkatli okuyucumuza çok teşekkür eder yanlışlıktan dolayı okuyucularımızdan özür dilerim. Hasan Esenoğlu İlk Dördün Gün Saat 2 18:38 Dolunay Gün Saat 10 22:16 AY EVRELERİ Son Dördün Gün Saat 18 17:09 Yeni Ay Gün Saat 25 08:10 CBT 1286/ 11 11 Kasım 2011 CBT 1286/ 10 11 Kasım 2011 DİĞER ETMENLER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle