17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR PROBİYOTİK YOĞURT, BİLDİĞİNİZ GİBİ DEĞİL! TİBET’İN ALTINDA YENİ BİR LEVHA yaç türüne göre hafifçe değiştirilmekte. Bu şekilde dalga motiflerine göre yeraltının yapısını gösteren bir tablo çıkıyor ortaya. Yöntem bugüne kadar kullanılan sismik yöntemlere göre daha kesin sonuçlar vermekte. Çünkü yüzlerce kilometre derinlikten bile yüksek çözünürlüklü görüntüler elde ediliyor. CBT 1286/ 4 11 Kasım 2011 Probiyotik yoğurdun bağırsak florasını tahmin edilenden tamamen farklı bir şekilde etkilediği ortaya çıktı. Yoğurt, ne bağırsakta sağlıklı bakterilerin yerleşmesine neden oluyor ne de bağırsaktaki bakteri topluluğunun içeriğini değiştirmekte. Ama, bağırsak mikroplarının davranışlarını değiştiriyor (Science Translational Medicine). Araştırma çerçevesinde beş farklı canlı bakteri kültürü içeren probiyotik yoğurdu inceleyen bilim insanları, yoğurdun yedi hafta boyu her gün yenilmesi halinde insan ve farenin bağırsak florası ve metabolizma etkinliği üzerindeki etkisinin ne olduğunu analiz etmişler. Hem insanın hem de farenin bağırsak florasında önemli değişiklikler saptanmış. Mikrop topluluğu bazı enzimlerden daha fazla diğerlerinden ise normalden daha az üretiyor. Bu enzimler başta karbonhidratların işlenmesini sağlayanlar olmak üzere çok sayıda metabolizma sürecinde etkilidir, diyor Washington Üniversitesi Tıp Okulu’ndan Nathan McNulty ve arkadaşları. Son bulgu bazı probiyotiklerin, iltihaplı bağırsak hastalıkları ve ishale niçin iyi geldiğini açıklamakta. Bununla birlikte gözlemlenen değişimlerden hangisinin hangi olumlu etkiden sorumlu olabileceği henüz bilinmiyor. Ayrıca probiyotik bakteri kültürlerinin bağırsakta bu etkiyi ne şekilde oluşturduklarının da araştırılması gerekiyor. Fakat son araştırma bu çalışmalar için iyi bir çıkış noktası oluşturuyor. Bilim insanları probiyotiklerin ilginç etkilerini açıklayabilmek için araştırmanın birinci bölümünü yedi tek yumurta ikiziyle gerçekleştirmişler. Kardeşlerden biri probiyotik yoğurt yerken diğeri yememiş. Söz konusu yoğurt tipik laktik asit bakterileri bifido bakterisi ve lakto basiller dışında üç diğer probiyotik bakteri türünü de içeriyordu. Bu tür ürünleri üreten firmalara göre söz konusu mikrop türleri her şeyden önce sağlıklı bir bağırsak florasını teşvik ederek, bağışıklık sistemini enfeksiyonlara ve alerjilere karşı güçlendirmekte. Fakat dışkı analizleri, Streptococcus thermophilus ve Lactobacillus delbrueckii bakterilerinin bağırsağa canlı ulaşamadıklarını göstermiş. Diğer bakteriler bağırsağa canlı olarak gelebilmişlerse de kalıcı olmamışlar. Araştırmanın ikinci bölümünde bakterilerden tamamen uzak yetiştirilen farelere insanda görülen on beş bağırsak bakterisi kökü aşılanmış. Bu bakteri köklerinin genleri ve metabolizma ürünleri daha önce sınıflandırılmıştı. Bilim insanları bu şekilde metabolizmada meydana gelen farklılıkları saptamış ve benzer motifleri katılımcılarda da bulmuşlar. Ve bu çalışma sonucunda ilk kez insanın bağırsak florasındaki enzim üretiminde meydana gelen toplam seksen altı değişim saptanabilmiş. Yeni bir yerkabuğu levhası bulundu. Yaklaşık 100km kalınlığındaki levha Tibet’in merkezinde yer alıyor ve yılda beş santimetre kadar kuzeydoğuya ilerliyor. Oysa şimdiye kadar bu bölgede Avrasya ve Hindistan levhasının doğrudan doğruya üst üste binerek, hareketleriyle Himalayalar’ı oluşturdukları sanılıyordu. Fakat artık aralarında küçük bir levha daha var. Nature’daki yazılarında Potsdam Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nden Rainer Kind’e göre Avrasya levhasıyla çarpıştığında, Himalayaları ve platoyu tıpkı bir buldozer gibi yukarı kaldırmakta. Tibet levhasının kuzey sınırı 500km’lik bir hat üzerinde belirlenmiş. Ayrıca varlığı 250m derinliğe kadar da kesin bir şekilde kanıtlanabiliyor ki bu da Hindistan ve Avrasya levha tektoniği çarpışması için yepyeni bir tablo oluşturmakta. Buna göre Hint kıta levhası kuzeye doğru kayarken, yeni keşfedilen Tibet levhasının altına bastırılmakta. Orta ve Kuzey Tibet’te yer alan diğer bir levha zonu Tibet levhasını kuzeydeki Avrasya levhasının üzerine itiyor. Sonuçlar uluslararası sismoloji projesi çerçevesinde elde edilmiş. Araştırma sırasında Kuzey Tibet’te bulunan çok sayıda ölçüm aletiyle birbirine uzak depremlerin dalgaları ölçülmüş. En küçük sarsıntılar dağılımları sırasında yeraltındaki ka BAĞIRSAK HASTALIĞINDAN ENZİM KITLIĞI SORUMLU Bilim insanları belli başlı enzim eksikliğinin kronik bağırsak hastalığı Morbus Crohn’un gelişiminde önemli bir rol oynadığını buldular. Enzim kıtlığı bağırsak cidarındaki hücreleri öldürerek, bakterilere karşı geçirgen hale getirmekte. Bunun sonucunda ise kronik iltihaplanma başlıyor. Hastalık öte yandan bağırsak kanseri riskini de yükseltir. Dünya genelindeki araştırmalara rağmen hastalığın sebebi hâlâ belirsiz. Erlangen Üniversitesi araştırmacıları belli başlı enzim eksikliğinde bağırsaktaki hücrelerin öldüğünü saptamış. Aşırı hücre ölümü sonucunda, bağırsak cidarını zararlı bakterilerden koruyan epitel tabakasında delikler meydana gelmekte. Deneysel modellerde ve hastalarda bu enzim incelenince, Caspase8 enziminin bedenimiz için son derece önemli olduğu anlaşılmış. Enzim bir tür intihar programı olan ve bağırsaktaki hücre sayısını ayarlayarak ve aynı zamanda da yaşlı hücrelerin etraftaki dokuya zarar vermeden ölmelerini sağlayan apoptazı çalıştırıyor. Epitel hücrelerinde yeterli Caspase8 bulunmadığında veya proteinin işlevi bozuk olduğunda, bağırsaktaki hücrelerin daha fazla yaşaması gerekirdi. Ne var ki bilim insanları sürpriz bir biçimde tam tersi bir sonuç elde etmişler. Yani Caspase8 enzimi taşımayan epitel hücreleri hücre ölümüne son derece yatkın oluyorlar. Özellikle de bakterileri uzakta tutan hatta öldürebilen maddeler üreten uzmanlaşmış epitel hücreleri olan panet(h) hücreleri en fazla etkili olanlar arasında. Bu hücrelerin eksikliğinde, bakteriler bağırsak cidarına sızarak kronik bağırsak hastalarında olduğu gibi iltihap reaksiyonlarına neden olabilirler. Nilgün Özbaşaran Dede İlginç araştırmanın odağı yüz yaşını aşmış yüz sağlıklı insan. Araştırmacılara bu insanların kalıtımlarını çözmek için bir ay süre veriliyor. Sonuca ilk ulaşan bilim insanına on milyon dolar ödül verilecek. Kısa bir süre önce Nature Genetics dergisinde açıklanan XPrize vakfının yarışması 3 Ocak 2013 yılında başlayacak. Archon Genomics XPrize yarışmasının amacı daha hızlı ve daha kesin sekanslama tekniklerinin geliştirilmesini sağlamak. Özellikle de yüz yaşını doldurmuş veya daha yaşlı olan insanların kalıtımları incelenecek. Çok yaşlı ama aynı zamanda sağlıklı olan insanların genlerinin analizi, hastalanmadan uzun süre yaşamanın gizlerini açıklayabilecek. Kaliforniya’da bulunan XPrize vakfı yatırımları ve yaratıcı düşünceyi teşvik etmek için alışılmışın dışında yarışmalar düzenliyor. Vakıf 1996 yılında özel olarak finanse edilen ilk uzay yolculuğu için on milyon dolar ödül koyarak kendinden söz ettirmişti. YÜZ YAŞINDAKİ SAĞLIKLI İNSANLARIN GENLERİNE 10 MİLYON DOLAR Araştırma BİLİMCİLER ARTIK RÜYALARIMIZI DA İZLEYEBİLİYOR İlk kez bir insanın beyin etkinliklerinden bilen kişilerle çalışmış. Bu durum beyin o anda rüyasında ne gördüğünü okuyabilen Alakımları ve tüm kasların gevşemesi açıman bilim insanları, rüya gören kişinin o ansından bakıldığında rüyalı uyku evresine da yumruk haline getirdiği elinin hangi el olbenzemekte. Fakat diğer birçok insanın akduğunu ayırt edebiliyorlar. Bu, beynin rüya sine, lüsid rüya görenler rüyalarını kontrol anında, kişinin uyanıkken elini yumruk haliedebiliyorlar. Katılımcılar ilk önce ayıkken ne getirdiği anda beyinde benzer sinyal motidönüşümlü olarak sol ve sağ ellerini yumfinin görülmesi sayesinde mümkün olmuş. ruk haline getirirken, bilim insanları da Gerçi bu henüz bir ön araştırma. Ama yi Soldaki resim uyanık durumdaki beyin motifleri fonksiyonel çekirdek spintomografisi yarne de REM evresindeki rüya içeriklerinin gö ni, sağdaki ise rüya sırasındaki beyin motiflerini dımıyla katılımcıların beyin etkinliklerirüntülenebileceğini kanıtlamış olduk diyor Mü gösteriyor. ni takip etmişler. Bu teknik kan dolaşınih MaxPlanck Psikiyatr Enstitüsü’nden mının hangi beyin bölgelerinde daha iyi Michael Czisch, Current Biology dergisinde. Rüyaları görüntüle ve dolayısıyla da etkin olduğunu göstermekte. Daha sonra katımek bugüne kadar neredeyse imkânsızdı. Rüya içeriklerinin doğ lımcılardan uyumaları ve ellerini yumruk haline getirmeleri istenmiş. rudan doğruya okunmaması, insanların rüyalarını kontrol ede Böylece ölçümler sayesinde beynin rüya sırasında da ayıkken gömemeleri dolayısıyla da önceden planlanmış davranışları yerine rülen etkinlik motifini yansıttığı görülmüş. İki durumda da ellegetirememeleriyle ilgilidir. Bu nedenle bir rüya deneyiminin, uya rin hareketlerinden sorumlu beyin kabuğu bölümleri etkinleşmiş. nık haldeyken yaşanan deneyimle aynı beyin etkinliğine sebep olup Araştırmacılar sinyallerin beynin sağ veya sol tarafında yoolmadığı saptanamıyor. ğunlaşmasına bakarak da rüya görenin o anda hangi ellini yumOysa etkinlik motifinden, insanın o anda rüyasında ne gör ruk haline getirdiğini görebilmişler. Araştırmacılara göre sonuçdüğünü anlayabilmek için bu karşılaştırma gereklidir. Bilim in lar, rüya içeriklerinin ölçülebilir olduğunu göstermekte. sanları bu engeli aşabilmek için lüsid rüya (kontrollü rüya) göre
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle