17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Afgan topraklarının altı maden, üstü işgalci kaynıyor! Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nden bilim insanları, Afganistan topraklarında yedi yıldır sürdürdükleri yoğun maden arama faaliyetlerinin sonunda çok zengin maden rezervleri bulduklarını açıkladı.Merkezin yayınladığı rapora göre ülkenin kuzey ve güney bölgelerinde çıkarılmaya hazır yüksek değerli mineraller ve dünya standartlarına uygun değerlerde bakır, altın, demir ve nadir toprak elementlerini bulunuyor. 2001 yılından bu yana ABD ve Koalisyon Kuvvetleri’nin işgali altındaki ülke, şimdi çokuluslu madencilik şirketlerinin saldırısına uğrayabilir. Tahmini değeri trilyon dolarlarla ölçülebilen madenlerden elde edilecek gelir, Afgan halkının refahı için mi harcanacak, yoksa çokuluslu şirketleri mi zengin edecek? Bu sorunun yanıtı bölgede istikrarlı bir yönetimin kurulup kurulmayacağına bağlı. Reyhan Oksay GÜVENLİK AÇISINDAN TEHLİKELİ BÖLGELER Aşırı tehlikeli Çok tehlikeli Orta tehlikeli Az tehlikeli Kabil ğına işaret ediyor. Kuzeyde başta bakır olmak üzere diğer maden çıkartma faaliyetlerinin de hız kazanması durumunda, buradan elde edilecek gelir ile güneydeki nadir elementlerin çıkartılması için gerekli altyapı oluşturulabilir. Kuzey, bakırdan başka altın ve demir cevheri bakımından da zengin. Bütün bu yatakların yüzlerce milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor. Yabancı yatırımcılar bu madenlerin çıkartılması için Afgan hükümetine başvuruda bulunmaya hazırlanıyor. Başta “Metallurgical Group” olmak üzere Çinli iki şirketin Kabil’in güneyindeki Aynak bölgesindeki bakır madenini işletmek için 4 milyar dolarlık yatırım yapmayı planladığı kaydediliyor. Hindistan ve Rusya gibi bölgesel güçlerin rekabet savaşlarını artırabileceği ifade ediliyor. Afganistan Maden Bakanlığı, Pentagon ve Dünya Bankası’nın desteği ile bu yılın sonuna kadar 6 bölgenin daha maden haritasını çıkartarak, yatırımcıları bölgeye çekmeye çalışıyor. 11 Eylül 2001 saldırılarından çok kısa bir süre sonra, Ekim ayında ABD ve İngiltere, Afganistan’da bulunduğunu iddia ettikleri Usame Bin Ladin ve El Kaide örgütü üyelerine yönelik olarak bir operasyon başlattılar. “Kalıcı Özgürlük Harekatı (Operation Enduring Freedom) adı verilen bu askeri operasyonun amacı, Başkan Bush’un ifadesiyle “Afganistan’ı teröristlerin yuvalandığı bir ülke konumundan çıkartmak ve Afgan halkını Taliban’ın zulmünden kurtarmaktı.” 10 yıldır süren bu işgalin ABD’ye 444 milyar dolara mal olduğu söyleniyor ve şu anda ülkede bulunan Amerikan askerlerinin sayısı 100 bini aşıyor. NA TO’nun işgalin kaldırılması ile ilgili son kararına göre, Koalisyon Kuvvetleri güvenlik kontrolünü 2014’ün sonuna kadar Afgan güvenlik güçlerine terk edecek. Ne var ki bu 10 yılın sonunda iç güvenliğin sağlandığını söylemek çok zor. Zira NATO istatistiklerine ülkede terör giderek tırmanıyor; bu on yılın en kanlı terör olayları 2011’de yaşanmış ve yaşanıyor. EYALETLERE GÖRE AFYON EKİMİ (Hektar) 30.000’den fazla 10.00030.000 1.00010.000 1.000’den az Afyonsuz bölgeler Kabil Peki ABD ve Koalisyon Kuvvetleri’nin Afganistan’ı işgal nedeni, ülkeyi terör üssü haline getiren El Kaide’den temizlemek ve Afgan halkını demir yumruk altında yöneten Taliban’dan kurtarmak mıydı? Scientific American dergisinin son sayısındaki “Afganistan’ın Yeraltı Zenginlikleri” başlıklı makale, işgalin altında başka çıkar hesaplarının olabileceğini işaret ediyor. Söz konusu yazıda, ABD’nin Jeolojik Araştırmalar Merkezi U.S. Geological Survey’den (USGS) 50 kadar uzmanın yedi yıl boyunca ülkenin yeraltı madenlerinin haritasını çıkartmaya çalıştığı belirtiliyor. Uzmanların, bu kadar şiddetli bir terörün yaşandığı ülkede araştırmalarını resmen “kelle koltukta” yürüttükleri anlaşılıyor. USGB’den jeolog Said Mirzat Amerikan askerlerinin en seçilmişlerinden oluşan (solda) Afganistan ekibinin lideri Marine Corps’un koruması altındaki jeologlar, heliStephen G. Peters arazide Amerikopterlerle örnek toplayacakları bölgeye iniyor ve bir kan askerlerinin koruması altında saati geçmeyen süreler içinde alabildikleri kadar örörnek topluyor neği toplayıp, diğer bölgelere geçiyorlar. Normal ola İŞGAL VE ÇIKAR HESAPLARI rak günlerce sürmesi gereken örnek toplama operasyonlarını bu kadar kısa tutmalarının nedeni, teröristlerin yerlerini tespit etmelerine olanak vermemek. TEHLİKEYE DEĞER! Toplanan örneklerin ön incelemeleri, bu misyonun her türlü tehlikeye değer olduğunu gösteriyor. Terör olaylarının kuzeyden daha yoğun yaşandığı güney özellikle nadir toprak elementleri bakımından zengin. Yüksek teknoloji gerektiren ürünlerin imalatında kullanılan bu elementler, ABD’nin en fazla gereksinim duyduğunu madenler. Şu anda nadir toprak elementlerin en fazla NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ ve KRİTİK MİNERALLER İleri teknoloji ürünlerinde kullanılan pek çok mineral bugün çok az sayıda ülkenin kontrolünde. Örneğin europiyum televizyon ekranlarında, neodimiyum bilgisayar disk sürücülerinde kullanılıyor. Çin gibi bazı ülkeler çıkarttıkları bu az miktardaki mineralleri yalnızca kendi üretimlerinde kullanıyorlar. Sonuç olarak sanayi için çok gerekli olan ancak miktarları kısıtlı olan kritik elementler sanayileşmiş ülkeler için büyük sıkıntı yaratıyor. Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi’ne göre bugün ABD için en kritik olan elementler platinyum grubunu oluşturan 6 element, nadir toprak elementlerinin 17 tanesi, indiyum, manganez ve niobiyumdur. Nerelerde kullanılır: CBT 1284/ 10 28 Ekim 2011 İndiyum: Sıvıkristal ekranlar, yarı iletkenler, solar ince filmler Manganez: Demir ve çelik imalatı, alüminyum alaşımlar Niobyum: Çelik imalatı, havacılık alaşımları DİĞER KRİTİK MİNERALLER Son yedi yıldır jeolog Jack H. Medlin’in liderliğinde ülkenin güneydeki yeraltı zenginliklerini araştıran USGS, ülkenin nispeten daha sakin olan kuzey bölgesinin yer altı zenginlikleri açısından güneyden aşağı kalmadı KUZEYDE DE BAKIR, ALTIN VE DEMİR VAR CBT 1284/ 11 28 Ekim 2011 Platinyum: Katalitik konverterler, elektronik cihazlar, kimyasal işlemler Paladyum: Katalitik konverterler, kapasitörler, karbon monoksit sensörler Rodyum: Katalitik konverterler, kimyasal işlemler Rutenyum: Elektronik röleler ve rezistörler, süper alaşımlar İridyum: Bujiler, alaşımlar, kimyasal işlemler Osmiyum: Elektronik röleler, elektron mikroskopları, cerrahi implantlar PLANTİNYUM GRUBU METALLER Skanyum: Havacılıkta kullanılan parçalar, alüminyum alaşımlar Yttriyum: Lazerler, TV ve bilgisayar ekranları, mikrodalga filtreleri Lantanyum: Petrol rafinerileri, hibritotomobil pilleri, kamera mercekleri Praseodmiyum: Uçak motorları, karbon arkı ışıkları Neodmiyum: Bilgisayar sabit diskleri, cep telefonları, yüksek güçlü mıknatıslar Prometyum: Taşınabilir röntgen cihazları, nükleer piller Samaryum: Yüksek güçlü mıknatıslar, etanol, baskılı devre kartı temizleyicileri Europiyum: TV ve bilgisayar ekranları, lazerler, optik elektronikler Terbiyum: Katıhal elektroniği, sonar sistemleri Disprosiyum:Lazerler, nükleer reaktör kontrol çubukları , yüksek güçlü mıknatıslar Holmiyum. Yüksek güçlü mıknatıslar, lazerler Erbiyum: Fiber optikler, nükleer reaktör kontrol çubukları Tulyum: Röntgen makineleri, süper iletkenler Ytterbiyum: Taşınabilir röntgen makineleri, lazerler Lutetyum: Kimyasal işlemler, LED ampülleri NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ bulunduğu ülke, dünya rezervlerinin % 97’sine sahip olan Çin. Tahminen Afganistan’daki rezervler Çin ile yarışacak zenginlikte. USGS, özellikle Kabil‘e 90 km. uzaktaki Hacıgak bölgesinde tespit edilen altın, bakır, çinko, demir ve lityum yataklarının değerinin ise 700 milyar dolara yakın olduğunu tahmin ediyor. Cep telefonu ve dizüstü bilgisayar pillerinin temel maddesi olan lityum özellikle önemli. Petrol Suudi Arabistan için ne ise Lityum’un da Afganistan için ayna değerde olacağı söyleniyor. Şimdiden bu madenleri çıkarmak için 20 şirket teklif vermiş durumda. Uzun süredir Afganistan’ın kritik mineraller açısından çok zengin yataklara sahip olduğu yönünde güçlü bulgulara sahip olan jeologlar (daha önce Sovyet işgali sırasında Rus jeologların verilerinden de yararlanarak), bunların değerinin milyarlarla hatta trilyonlarla ölçülebilecek düzeyde olduğunu tahmin ediyor. Bu minerallerin büyük miktarlarda çıkartılması durumunda elde edilecek servet, potansiyel olarak Afganistan ekonomisini afyon yetiştiriciliği kıskacından kurtarabilir ve siyasi istikrarın sağlanmasında etkili olabilir. Ne var ki bu zenginliğin yalnızca Afgan halkının refahı için harcanmayacağı şimdiden görülüyor. Önce Sovyet Rusya, daha sonra ABD işgali, Afgan halkının özkaynaklarına sahip çıkma refleksini önemli ölçüde zedelemiş. Kaldı ki çokuluslu madencilik şirketleri de maden yataklarını işletmek için şimdiden sıraya girmiş durumda.. Afganlıların bir kısmı, maden yataklarının kendilerine yarar sağlayıp sağlamayacağı konusunda kaygılı. Önlerinde bir Nijerya örneği var. 50 yıl önce Nijerya’da petrol bulunduğunda, petrol şirketleri ve hükümetler milyarlarca dolar kazanırken, bugün Nijeryalıların çoğu günde bir doların altındaki bir gelir ile hayatta kalmaya çalışıyor. Ülkelerinde de benzer bir tablonun gelişebileceğini düşünen Afganlılar, madencilikten gelen paralarla Taliban’ın yeniden güçleneceğinden ve ulusal hükümette başta rüşvet olmak üzere tüm yolsuzlukların artabileceğinden kaygı duyuyor. Afgan aydınlarının bir diğer kaygısı da çevre kirliliği. Dünyanın pek çok bölgesi açık çukurlu maden işletmeciliğinin yol açtığı çevre kirliliği ile baş etmeye çalışıyor. Kaldı ki nadir toprak elementleri madenciliğinde standart uygulama, çevreye radyoaktif malzemenin yayılmasına yol açabiliyor. Bu da çevre bölgelerde yaşayan insan ve hayvan popülasyonunda ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Afganistan’ın dünyanın en önemli madencilik merkezlerinden biri haline gelmesi durumunda, yerli halkın cebine para girmesinin tek yolu siyasi istikrarın sağlanması. Ülke yönetimini çalışamaz hale getiren yolsuzluklara ve yabancı şirketlerin sömürüsüne engel olmak için ciddi kontrol mekanizmalarının işlerlik kazanması gerekiyor. TANRININ BİR LÜTFU MU, YOKSA LANETİ Mİ? USGS jeologları, silahlı korumaya ihtiyaç duymadan maden aramanın yollarını arıyor. Medlin’e göre en sağlıklı çözüm, yerli jeologların işi üstlenmesi. Bunun için ihtiyaç duyulan kaynak USAID adlı finans kurumundan sağlanacak. Kurum, yerli jeologlarının eğitimi ve altyapının iyileştirilmesi çalışmalarına başlamış durumda. KAYNAK: Scientific American, Ekim 2011, TİME, 24 Ekim 2011 http://www.forbes.com/2010/06/16/talibanmineralsafghanistanasiaopinionscolumnistsgordongchang.html http://www.popsci.com/science/article/201006/usgeologistsuncoverstaggering1trillioncacheunminedmineralresourcesafghanistan http://www.usgs.gov/newsroom/article.asp?ID=2936&fro m=rsshome ÇALIŞMALARIN YERLİ BİLİM İNSANLARINA DEVRİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle