Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YENİ ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör Ürünler Televizyonlu buzdolabı R&R Associates firması buzdolabı ve eğlence sistemini birleştirdi. Refrigerator 2’nin üzerinde 36cm LCD televizyonu bulunuyor. Çözünürlüğü 1280x760 piksel olan televizyon isteğe göre kablo veya uydu yayınına bağlanabiliyor. Buzdolabına ayrıca DVD çalıcısı gibi diğer aletler de bağlanabiliyor. Yeni buzdolabının buz parçalayıcısı, su filtresi, filtre göstergesi, şok ve hızlı dondurma özelliği ve elektronik ısı ayarlayıcısı da var. Bilgi için: http://www.bornrich.org/entry/rrassociatesrefrigerator2withbuiltinlcdtv/#ixzz0x9NFcWAW Android işletme sistemine sahip. Novel 7’nin bellek kapasitesi 2GB ve 32 GB bellek kartları için SD kart girişi de var. Fiyatı: 200 dolar civarında. Bilgi için: http://www.pandigital.net/pandigitalnovel Bilim ile uğraşmanın en hoş yanlarından biri insanın tüm yaptıklarına akılcı ve gözlemlerle denetlenebilecek bir temel arama alışkanlığını edinmesidir. Bu arayış her zaman kolay olmayabilir, ama her seferinde insana keyif, ondan da önemli olarak, tatmin hissi verir. Bile Bile Dangalak Yerine Konmak İstemediğim İçin “Hayır” Bugünlerde evden çıktığım zaman en çok konuşulan konu 12 Eylül referandumumda nasıl oy kullanılacağı. Beni tanıyan herkes «hayır» oyu kullanacağımdan emin. Bunu AKP karşıtı olmama bağlıyorlar. Ben herhangi bir «şeyin» (buna kişiler dahil) karşıtı olmanın akılsızca bir davranış şekli olacağını söylemekten bıktığım halde, temasa geldiklerimin ekserisi beni (herhalde ilkel kültürümüzün gereği) böyle algılıyor. Onun için burada okuyucularıma niçin «hayır» oyu vereceğimi yazayım: Dangalak muamelesi görmekten bıktığım için. Türkiye’yi şu an elinde bulunduran güç vatandaşlara dangalak muamelesi yapıyor. Onları fakirleştirirken «bak nasıl zenginleşiyorsunuz» diyor; onları yalnızlaştırırken tüm komşularımızla sıfır sorun yaşadığımızı anlatmaktan sıkılmıyor; eğitimimizi çökertirken, eğitimde olumlu bir devrim yaptığını her yerde söylemekten çekinmiyor; milleti bölerken kardeşlik nutukları atıyor; adaleti mafya düzeyine indirdikten sonra hukukun üstünlüğüne olan saygısını anlatmakla kalmıyor, bir de bunu bizim oyumuza sunuyor. Ama sıkıysa evet demeyin: O zaman sizi bertaraf etmekten bahsederken bir de sırıtarak bunun demokrasinin gereği olduğunu meydanlarda haykırıyor. Biz boynumuza geçireceğimiz kemendi onun eline verirken bir de sıkıp sıkmaması gerektiği konusunda fikir beyan edeceğiz: Ama sıkma dersek o zaman kemendi bırakıp kellemizi uçuracak. Bir halk bu tür bir muamele karşısında «Aman ne güzel yapıyorsun, lütfen devam et. Hattâ gel sen beni kazıklarken, ben de sana bunun hesabının sorulamayacağı bir cennet hediye edeyim» der mi? Biz bu kadar gabî miyiz? Yoksa şaşkınlıktan öyle mi olduk? Sayın Hanefi Avcı bir kitap yazdı ve derhal kendisi hakkında inceleme başlatıldı. Elin adı sanı belli olmayan bir manyağı veya paralı ajanı ordumuz, aydınlarımız hakkında ileri geri, ipe sapa gelmez iddialar ortaya atıyor, bunu yapanları arayıp bulmak yerine biz aydınlarımızı, ömürlerini bizim emniyetimizi sağlamakla geçirmiş komutanlarımızı hapse tıkmayı tercih eden bir sisteme adalet diye bakmaya devam ediyoruz. Evet komplo, çete, darbe teşebbüsü olabilir ve bunları yapanların yakasına yapışacak bir adalet sisteminin olması da bir toplumu yöneten güçten beklenir. Ama ne hikmetse, darbe yapacak tek mercî olarak ordumuz belleniyor ve onun hakkındaki her dedikodu, ânında bir savcının ilgisini çekerek bir soruşturma, hatta tutuklamalar zinciri oluşturuveriyor. Hukuk kişiden bağımsız güya, ama aydın, komutan tutuklayan savcı ve hâkimlerin sıradan tâyinleri bile adalet bakanını toplantıları terkedecek kadar çileden çıkarıyor. Amma devletin onurlu bir emniyet müdürü «yahu şuraya bakın neler oluyor» dediği zaman, bu sefer o savcılar onun ihbar ettiklerinin peşine düşmüyor, bil’akis devlet onun yakasına yapışıyor. Bir bakan çıkıyor diyor ki «efendim, varsayımlara göre bir kitap yazmış». Eh, aynı bakanın hükumeti deprem tehlikesini de herhalde benzer bir «varsayım» addettiği ve bilimde varsayımların rolünü anlayamadığı için tepki göstermemeyi tercih ediyor. Ama okyanus ötesinden bir delinin videolarında adı geçenleri içeri tıkmakta gösterdikleri telaş, tepki gösterme konusunda hiç de özürlü olmadıklarının ispatı. Tüm bunlarda bir kasıt, belli bir hedefe yönelik icraat görmemek için insanın aptal olması lâzım. Türkiye gerçekten böyle bir aptallar cenneti midir? Bir grup medya organı tek bir şefin emirlerini yerine getiren bir koro gibi aynı şeyleri söylerken «hür» olduğu var sayılabiliyor da bu grubun dışında kalanların o veya bu yolla devletçe tehdit edilmeleri nasıl yönetimin normal işlevi sayılabiliyor, anlamakta güçlük çekmez mi insan? Memleket bir grup insanın güdümünde bir felâkete gidiyor. O memleketin insanları da gazetelerde, televizyonlarda, kahvelerde, evlerinde oturmuş, sanki her şey normal demokratik bir ülkede o veya bu uygar görüşün veya uygulamanın tercihi hakkındaymış gibi lâf salatası yapıyor. Hani bu bir yangında onu söndürmeğe çalışmaktansa ortasında oturup sıcağın sağlığa olan yarar veya zararlarını tartışmaya benziyor. Ben boynumu yağlı kemende hem uzatıp hem de onu elinde tutandan lütfen sıkmasını rica edecek kadar dangalak değilim. Kemendi sıkabilirse sıksın, ama ben kendi elimle ona o imkânı verecek kadar aklımı peynir ekmekle yemedim. Elimdeki verileri bir bilim insanı tavır ve becerisiyle gözden geçirdiğim zaman 12 Eylül’de kendimin ve toplumumun kurtuluşunu önüme tepsiyle gelen idam fermanının altına hayır damgasını vurmakta görüyorum. Onların anlayacağı dilde de söyleyeyim: «lâ!» (Veya «no» mu deseydim?) Dünyanın en küçük 64GB SSD sabit diski SanDisk firması sadece mektup pulu büyüklüğünde olan 64GB SSD sabit diskini tanıttı. Yeni sabit disk özellikle OEM müşterisine yönelik olarak üretilmiş ve tümleşik çözüm olarak taşınabilir aletlerde kullanılacak. SanDisk iSSD’nin okuma hızı saniyede maksimum 169MB, yazma hızı ise saniyede maksimum 100MB. Bilgi için: http://www.sandisk.com/businesssolutions/ssd/issd Canon, fotoğraf yazıcısını yeniledi Canon firması SELPHY CP780 fotoğraf yazıcısını yeniledi. Yeni yazıcı SEMLPHY CP800 olarak çıkacak piyasaya. Yeni yazıcı bellek kartlarındaki fotoğrafları 10x15cm formatında basıyor. Yazıcının ayrıca 6cm LCD ekranı ve Bluetooth adaptörü (kablosuz baskı için) var. Mac veya Windows işletme sistemlerine bağlanabilen fotoğraf yazıcısının fiyatı yaklaşık olarak 100 dolar. Bilgi için: http://www.i4u.com/38077/canonoffersselphycp800compactphotoprintertiltinglcdandmore Mini bluetooth klavye Efo firmasının mini klavyesi sadece 5,6x8,1x1,0cm boyutlarında yani bir kredi kartı büyüklüğünde. Ama Q klavyede buna rağmen büyük klavyelerdeki tuşların hemen hemen hepsi var. Ayrıca ses ve track ayarları için de multimedya tuşları bulunuyor. Klavye ışıklandırması sayesinde karanlıkta bile kullanılabiliyor. Bluetooth ile çalışan klavye iPad, iPhone ve benzeri aletlerle kullanılabiliyor. Fiyatı: 40 dolar. Bilgi için: http://mobilitydigest.com/efominibluetoothwirelesskeyboardforipadiphonesmartphone/ FinePixREAL 3D W3: Üçboyutlu dijital kamera FujiFilm firmasının FinePixREAL 3D W3 kamerası, dünyanın ilk üçboyutlu kamerası olarak tanıtıldı. Yeni kamera üçboyutlu fotoğraf ve 720p formatında üçboyutlu video çekiyor. Kameranın 13cm ekranı 1.1 milyon piksel çözünürlüklü. Ekran içerikleri gözlüksüz olarak da üçboyutlu gösteriyor. Diğer özellikler arasında iki ayrı FUJİNON mercek ve sensor, flash, iki boyut ayarı, HDMI 1.4 girişi yer almakta. Fiyatı: 500 dolar. Bilgi için: http://www.fujifilm.com/products/3d/camera/finepixreal3d w3/ Dünyanın en küçük medya çalıcısı Amex Digital firmasının yeni 1080p medya çalıcısı MP501 sadece 175x128x15mm boyutlarında ve 250g ağırlığında. Dahili belleği bulunmayan medya çalıcısının USB ve SD kart girişleri var. MP501 ARM CortexA8 işlemciyle çalışıyor. Fiyatı: 49 dolar. Bilgi için: http://www.engadget.com/2010/08/18/amexdigitalclaimsworldssmallest1080pmediaplayerwithm/ Pandigital firmasının yeni ekitap okuyucusu Novel 7 18 cm ekrana sahip ve içerikleri 800x600 piksel çözünürlükte gösteriyor. ARM 11 işlemci ve Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1224/ 5 3 Eylül 2010 TFTLCD renkli ekranlı ekitap okuyucusu