Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HUKUK POLİTİKASI İnme ile kolesterol arasında ilişki, tün inmeler tek bir grup olarak alınırsa saptanamıyor. Ancak, alt gruplar ayrı ayrı değerlendirildiğinde kolesterol ile inme arasındaki ilişki daha net görülüyor. Böyle bakıldığında kolesterol yüksekliğinin, özellikle kötü kolesterol yüksekliğinin ve iyi kolesterol düşüklüğünün iskemik inme için risk oluşturduğu görülüyor. İyi kolesterolün iskemik inmeye karşı koruyucu oluşu, total kolesterolün inme için risk olma gücünü düşürüyor. Bu yüzden total kolesterol / HDL kolesterol oranı risk olarak daha da değerli. Bu oranın artması, iskemik inme riskinin artması anlamına geliyor. Buna karşılık, kolesterol düşüklüğünün kanamaya bağlı inme olaylarında daha sık görüldüğü biliniyor. Bu paradoksun nedeni henüz ortaya konulabilmiş değil. Kan yağlarının diğer bir fraksiyonu olan kan trigliseridinin de koroner kalp hastalığı için risk oluşturmasına rağmen, inme ile herhangi bir net ilişkisi saptanabilmiş değil. Sonuç olarak, iskemik inme riskini azaltmak için kanda total kolesterol ve kötü kolesterolü önerilen düzeylerde tutmak ama özellikle iyi kolesterolü olabildiğince arttırmak yararlı. Kolesterol düşürücü ilaçlardan çoğu inme riskini azaltmıyor. Sadece yaygın kullanımı olan ve kolesterol üretimini önleyen statin grubu ilaçların (Atorvastatin, Pravastatin, Simvastatin gibi) yararlı etkileri var. Satatinlerin bu yararlı etkileri, kolesterol düşürücü etkilerinin yanı sıra başka yararlı etkilerine bağlı olsa gerek. Kanda total kolesterol, kalp krizi, iskemik inme ve kanamaya bağlı inme ilişkisi. Görüldüğü gibi, kolesterol – iskemik inme ve kolesterol – kalp krizi ilişkisi paralel seyrediyor. (Kaynak: N Eng J Med 1989; 320: 90410). Kaynaklar: 1) Prospective Studies Collaboration. Blood cholesterol and vascular mortality by age, sex and blood pressure: a metaanalysis of individual data from 61 prospective studies with 55 000 vascular deaths. Lancet 2007;370:18291839. 2) Amarenco P, Steg PG. The paradox of cholesterol and stroke. Lancet. 2007;370:18031804. 3) Garcia SG, vd. Association between blood lipids and types of stroke. MEDICC Rev 2008;10 (No: 2). 4) Law MR, Wald NJ, Rudnicka AR. Quantifying effect of statins on low density lipoprotein cholesterol, ischaemic heart disease, and stroke: systematic review and metaanalysis. Br J Med 2003; 326: 1423 1429. 5) Wang SH vd. Dyslipidemia among diabetic patients with ischemic stroke in a Chinese hospital. Chin Med J 2009; 122: 2567 – 2572. Hayrettin Ökçesiz hayret@akdeniz.edu.tr Değerli, Sevgili Okur, Sana yine “Bir Denizin Kıyısından Bir Avuç Çakıl Taşı”… Sıcak Yaz Günlerine Kısa Sözler2 • Düşmanını kazan! • Kimlik değil, kişilik sorunumuz var! • Dünya yeterince büyük kalmalıydı… • İktisat düşünceleri gibi düşüncenin de evrilip çevrildiği bir iktisadı vardır. • Laf eski laf, ama aynı laf değil! • Sermaye senin elinde değilse, sen başkasının elindesin. • Sanat / Gördüğün / Değilse / Kördüğüm / Sanat. • Sarınan bir derdini sarar. • Giyinen hayvan • Tanrı istemez. • Her şey uzaklaştıkça küçülüyor. • Ötesini berisini sen düşün. • Sorunlarımı sevdim. • Giderken ağıt kalanadır. Kalan geri gelmeli kendine. Kalamaz değilse bir yerde. Ah Mecnun! • Senin kararındır doğru olan. Kaç kişi olursan ol. • İnsanlar birbirlerine değer vererek ayakta dururlar. Bu yüzden birbirlerindeki değeri bilmek, bulmak görevleri vardır. • Yükümlülüğünü getiremezsen hakkını götüremezsin. • Herkes kendi yanında durmalı. Kendi yanını da herkesin ortak ya(rarı)nını kapsayacak biçimde kurmalı. • İnsanlık insandan başka bir şey. İnsan insanlıktan başka… • Duygu, eylem, düşünce… Bunlar ne istiyorsa odur yaşam. • Bulunamayan bir kitap karşısında en büyük kitaplıklar çaresiz. • Gün akşam olacak yeniden doğması için güneşin. • Bir çengelde yürüyormuş gibi kimi zaman ilişkiler. Ne hakla demeye bakmadan ayakta kalmaya bakar insan. Bu da bir haktır. • Ölmek bile yetmiyor. • Her yüze hayranlık duyulabilir. • İşimiz zamanın akışını sağlamak. Durdurabiliriz de. Seçim bizim. • İnanılmadığında tanrılar, inanmayınca insan ölüyor… • Tanrı, inandığımız; insan, bildiğimiz her şey... Bilebilirsek tanrı da insan olur. İnsan tanrı birbirine… • Mekânda durulur, zamanda durulmaz. • Üniversite sözün yasa dışı örgütlendiği yerdir. Bu yüzden söz orada sıkı bir gözetim, sıkı bir yönetim altında hep sıkı bir denetime uğrar. Direnirse gerçek olur söz. • Azınlıklar öylesine çoğunlukta ki, onları çoğunluk ve azınlık yapan şeyleri gözden kaçırmamalı. • İktidar ister. Ölesiye, öldüresiye ister. İktidar sonunda ölümdür. Ölmekle kurtulur insan ondan. İstemek soldurur, kördür. İstemesiz anlarımız var mıdır? Evet, onlar elmas anlar; bulması çileli, yitirmesi kolay anlar… • Ver götüreyim /Vereyim götür / Sözü / Sonuna • Emek hep sömürmek içindi… • Bilgiyle sonunda mutlu oluyoruz, cehaletimize yeniden kavuşturduğu için… • Varılan, çıkılan yer neşe… hazla hüzün bu uğurdadır. O yaşamın uğurudur. • Yazdığının uzmanı olmakla kendisi olmak… İlki okur için önemli. İkincisini başarabilmeli. • Aşk dokuz saniyede pişiyormuş. Acı mı, tatlı mı? Şairler bilir. • Cama sır çekmekle yansır gerçek / Sırrı zihnimizin / Bir türlü bilemediğimiz gerçek / Sır dökülünce cana görünür gerçek / Sırrı sözün / Cansır gerçek • Sonsuzluğa vur / Kendini / Görürsün siyonunun yüksekliği durumunda kan total kolesterolü normal kalabilir. Dolayısıyla bu fraksiyonları tek başına değerlendirmemek gerek. Bu noktada, özellikle internette karşımıza çıkan bilgi kirliliğine değinmeden edemeyeceğim. Kolesterol yüksekliğinin risk oluşturmadığı, bunun kolesterol düşürücü ilaçları üreten ilaç tekellerinin şişirmesi veya saptırması olduğu yönündeki tez bence dayanaksız. Belki her taşın ardında komplo arandığı bu günlerde kulağa hoş da gelebilir. Ama bilimsel değil. Çünkü kolesterol ve damar sertliği arasındaki bağıntıyı ortaya koyan bilgiler on yıllardan beri süren yüz binlerce deneği içeren bilimsel çalışmalara dayanıyor. Örneğin bunlardan en eskisi ve en büyüğü olan Framingham Kalp Çalışması, 1948’de başlatılan, hâlâ sürdürülmekte olan ve on binlerce deneği kapsayan bir çalışma. Bugün bu çalışma üçüncü kuşak denekler üzerinde yürütülüyor. Dolayısıyla bu tür çalışmaları küçümsemek bilimsel olamaz. Genel olarak inme de bir damar hastalığı olarak görülmekle birlikte, kolesterol ile inme arasında, henüz koroner kalp hastalığı ile kolesterol arasındaki ilişkide olduğu gibi net bir sonuç elde edilmiş değil. Sadece orta yaş grubunda ve kan basıncı (tansiyonu) ortalamanın altında olanlarda total kolesterol ile inme arasında bir ilişki saptanmış durumda. Ortada çelişkili bilgiler var. Bu durumu inme nedenlerine göre gruplandırmalar yaparak iredelemek daha doğru. Çünkü, inmenin nedenleri koroner kalp hastalığı kadar sınırlı değil. En sık görülen inme nedenleri dokunun kanlanmasının önlendiği iskemik inme ve kanamaya bağlı inme. Samsun Üniversitesi’nde neler oluyor? Baştarafı 3. sayfada men profesör yapıldı ve fakültede birçok kıdemli profesör olmasına karşın, dekan olarak atandı. Uygulamanın akademik hiyerarşi ve üniversite geleneğine aykırı olmasının yanında, deneyimsiz bir kişinin dekanlık görevine getirilmesi rasyonel yönetim anlayışına da aykırıdır. Nitekim, ortaya çıkan yönetim boşluğu yüzünden ElektrikElektronik Mühendisliği bölümünden Yrd.Doç.Dr. Hülya Gökalp müstafi durumuna düşürüldü. Dışarıdan öğretim üyesi atamalarında İlahiyat Fakültesi dışındaki fakültelere de, alan uzmanı olmayan imam hatipilahiyat kökenlilerin atandıkları gözlenmekte. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Eğitim Fakültesi ve özellikle FenEdebiyat Fakültesi’ne bu şekilde atamalar yapıldı. Yıllardır Milli Eğitim Bakanlığı’nda imam hatipilahiyat kökenliler ile tarikat/cemaat okul ve yurtlarında yetişenlerin idari görevlere getirildikleri biliniyor. Benzer uygulamanın üniversitelerde de başladığı izlenmekte. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ne yeni atanan ve genelde atandıkları alanda uzman olmayan imam hatipilahiyat kökenlilerin bölüm başkanlıkları, dekan yardımcılıkları ve hatta dekanlık gibi idari görevlere getirildikleri görülmekte. Tümü dar gelirli olan idari personelin dahi ideolojik nedenlerle özlük haklarıyla oynanıyor. Örneğin, Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nün üç idari personelinin döner sermaye katkı payları kesildi; bunlar arasında bulunan Enstitü Sekreteri açtığı davayı kazanarak hakkını geri aldı, yönetimden çekindikleri için dava açamayan diğer iki personele ise hakları verilmedi. Oysa görevden alınan Enstitü Sekreteri Turgut Yılmaz deneyimli, nitelikli, işini çok iyi bilen ve çok iyi yapan, çok çalışkan bir personeldir. Bugüne dek aldığı sicil notları bunun göstergesidir. Hakkında yolsuzluk, sahte evrak düzenlemek, astlarına tecavüz, üstlerine hakaret gibi birçok soruşturma ya da dava açılmış ve ceza almış bir doçent, her türlü uyarıya karşın profesörlüğe atandı. Bu kişinin, intihal suçunu işlediği uluslararası bilim çevreleri tarafından belgelenmiştir. Bu eylem öğretim üyeliğinden atılmayı gerektiren bir suç olduğu halde hakkında bugüne kadar bir işlem yapılmadı. Bu kişiyle birlikte intihal suçunu işleyen bir profesör de, cezalandırılacağına ödüllendirildi ve bölüm başkanlığına atandı. Bu bölümdeki 11 anabilim dalı başkanının, bölüm başkanlığı için başka bir profesörü önermiş olmalarına karşın, sadece iki anabilim dalı başkanının önerdiği bu arkadaşın atanması ibret vericidir. Yıllardır üniversitemize hizmet eden birçok öğretim üyesi arkadaşımız hak ettikleri halde, kadro olmadığı gerekçesiyle doçent ve profesörlüğe atanmıyor. Buna karşılık anabilim dalı ve bölüm başkanları ile dekanlar ihtiyaç bildirmediği halde, bunlardan habersiz dışarıdan öğretim üyeleri getirilmekte ve bunlar için hemen kadro bulunmaktadır. Evrensel üniversite tarihinde bugüne dek yaşanmamış daha da ilginç bir uygulama, SamsunMehmet Aydın Devlet Hastanesi Başhekimi için yapılmıştır. Sayın Başhekim için Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda özel bir kadro açılarak profesör yapılmış ve burada bir tek gün çalışmaksızın tekrar Sağlık Bakanlığı emrine görevlendirilmiştir. Yapılan bu işlem eski hukuk deyimiyle hülledir. Sayın YÖK Başkanı’nın deyimiyle de hukuku dolanmaktır. Her iki durumda da hukuka aykırıdır. CBT 1219/ 19 30 Temmuz 2010