17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Herhangi bir web sitesindeki herhangi bir belgeden yola çıkarak ve o web sitesinde yer alan linkleri kullanarak, herhangi başka bir web sitesindeki herhangi bir dökümana kaç katmandan (linkten) geçerek ulaşabiliriz? İlk kadın zooloğumuz Fahire Battalgazi Darülfünun Fen Fakültesi’nden mezun kadınların ilk kuşağından olan Fahire Battalgazi hanım, ülkemizin ilk kadın zoologudur. Osman Bahadır [email protected] ahire Battalgazi (Battalgil), 1902 yılında İstanbul’da doğdu. İlk eğitimini Şam’da Notre Dame de Sion’da gördükten sonra 1924’te Bezmiâlem Lisesi’nden mezun oldu. Yüksek öğrenimini Darülfünun Fen Fakültesi Tabii İlimler Bölümü’nde yaptı ve buradan 1926 yılında mezun oldu. Tarcan kazasında yaklaşık bir yıl süreyle yaptığı ilkokul başöğretmenliğinin ardından 1927’de Fen Fakültesi Teşrih ve Fizyoloji asistanlığına atandı. Aynı yıl Hayvanat Enstitüsü’ne asistan olan Fahire Battalgazi, 1931’de Hayvanat Enstitüsü laboratuvarı şefi oldu. 193132 öğrenim yılında Paris (Sorbonne) Üniversitesi’ne giden Fahire Battalgazi, bu üniversitenin Zooloji ve Karşılaştırmalı Anatomi Enstitüsü’nde çalışmalar yaptı. 1932’de tekrar Darülfünun’daki görevine dönen Fahire Battalgazi’nin Üniversite reformundan sonraki görevlerinden biri de Prof. A. Naville’in verdiği dersleri, Suat Nigar ile birlikte Türkçeye çevirmekti. Bu görevini Naville’in ölümüne kadar sürdürdü ve 1937’deki ölümünden sonra da onun derslerini kendisi vermeye başladı. Fahire Battalgil, A. Naville’in yönetiminde başladığı “Decapod Crustacea’lerin Kromozom Adedi” başlıklı doktora tezini, Naville’nin vefatı üzerine C. Kosswig’in yönetiminde 1939 yılında tamamladı. Bu doktora, ülkemizde yapılan hem ilk zooloji doktorası, hem de böylece bir kadın tarafından yapılan ilk zooloji doktorasıdır. Fahire Battalgil, 20 Şubat 1948 tarihindeki ölümüne kadar önemli araştırmalar yapmıştır. Gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında olmak üzere birçok saha araştırmasına katılmış, özellikle tatlı su balıkları üzerine yaptığı araştırmalar olmak üzere bu çalışmaları, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Mecmuası’nda 19401943 yıllarında yayımlanmıştır. Fahire Battalgil’in Zooloji Laboratuvar Dersleri adlı 1933 yılında yayımlanmış bir de kitabı bulunmaktadır. Yararlanılan kaynaklar: Sevtap İshakoğluKadıoğlu; İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tarihçesi (19001946), Üniversite Yayın No: 4106, İstanbul 1998. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Çeşitli Fen Bilimi Dallarının Cumhuriyet Dönemindeki Gelişmesi ve Milletlerarası Bilime Katkısı, Ed; Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, İstanbul Üniversitesi yayını, İstanbul 1982. (Dijital) 19 Mucizesi Dünyadaki herhangi bir insanı ve bu insanın şahsen tanıdığı kişileri ele alalım. Bu kişiden yola çıkarak ve her seferinde kişinin tanıdık çevresindeki kişilerden birisi aracılığıyla bir sonraki kişiye ulaşmak kaydıyla dünya üzerindeki bir başka insana ulaşırken aradaki zincirde kaç tane “tanıdık” kişi yer alır? Mesela Arjantin’de yaşayan herhangi bir insan ile Artvin’de yaşayan herhangi bir insan arasındaki zincirde kaç tane “tanıdık”, “tanıdığın tanıdığı” vb. yer alır? İlk etapta akla “pek çok” gibi bir cevap vermek geliyor değil mi? Oysa 60lı yıllarda Harvard Üniversitesi’nden Stanley Milgram konu üzerinde bilimsel bir araştırma yapmış ve pratikte bu sayının (ortalama) 6 olduğunu tespit etmiş. Kısacası sizinle Amerikan Başkanı arasındaki tanıdık zincirinde beş kişi yer alıyor. Sizin tanıdığınız bir kişi, onun tanıdığı bir kişi, vb. derken altıncı seferde Obama’ya ulaşıyorsunuz. İki insan arasındaki “mesafe” ve bunun beklenilenden çok daha yakın olduğu fikirlerinin ortaya çıkışı ise daha da eskiye 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar gidiyor. Burada karşımıza Macar yazar Frigyes Karinthy çıkıyor. Karinthy’nin Zincirler isimli öyküsünde bu konu ele alınıyor. Macar yazarın iddiasındaki tek fark; altıncıda değil beşincide herhangi bir kişiye ulaşıyor olmanız (Milgram’ın deneyinin sonucunda bulduğu ortalama aslında 5,5 kişi – yuvarlanarak 6 denilmiş). Grafik ya da ağ araştırmaları bu tür ilk tohumlarla geçen yüzyılın başında matematik dünyasına girmiş. Bugün ise geldiği yer bir hayli ileri. Örneğin Albert Laszlo Barabasi’nin ülkemizde de “Bağlantılar” adıyla yayımlanan kitabında bu süreci detaylı olarak öğrenme imkânı var. Barabasi akademik araştırmaları çerçevesinde hemen elinin altında olan world wide web dünyasıyla da ilgilenmiş. Soru şu : Herhangi bir web sitesindeki herhangi bir belgeden yola çıkarak ve o web sitesinde yer alan linkleri kullanarak, herhangi başka bir web sitesindeki herhangi bir dökümana kaç katmandan (linkten) geçerek ulaşabiliriz? Çeşitli miktarda içeriği olan ortamları kullanarak (örneğin çalıştıkları üniversitenin web sitesini baz alarak vb) yapmış oldukları araştırmalar sonucunda Barabasi ve öğrencileri bu sorunun cevabı olarak matematiksel bir formül geliştirdiler. Bu formüle göre aradaki bağlantı sayısı toplam belgenin logaritmasının iki katından biraz fazla. (d = 0,35 + 2Log N). Diyelim ki o web ortamında toplam on bin adet belge olsun (N=10,000). Bu formüle göre on bin döküman olan bir web ortamında bir belgeden bir başka belgeye ulaşmak için ortalama 6,35 yani 7 belgeden geçmek gerekiyor. Yedinci adımda aranılan belge bulunabiliyor. Tabii hemen akla web dünyasındaki tüm belgeleri baz aldığımızda formül ne söylüyor diye bir soru çıkıyor. Bunun için tüm dünyada internet üzerinde bulunan toplam belge sayısının kaç olduğunu bilmek gerekiyor. 1998 yılında yapılmış olan bir çalışmayı baz alan Barabasi bu sayının 800 milyon olduğunu kabul etmiş. Buna göre çıkan sonuç ise 18,59’dan 19. Önceki yıllarda 19 sayısının mucizeleri ile ilgili olarak (özellikle de İslami açıdan) pek çok değerlendirme yapılmıştı (Müdessir Suresi’nin 30. ayeti şöyledir: “Üzerinde 19 var”). 19 sayısı bu kez de dijital dünyada karşımıza çıkmış oldu. F Prof. Curt Kosswig, Fahire Battalgazi’nin ölümünün ardından İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Mecmuası’nda (1948), şu yazıyı yayımlamıştır. Fahire Battalgazi (19051948) Prof. Dr. Fahire Battalgazi (Battalgil)’yi 22. 2. 1948 tarihinde kaybetmiş bulunuyoruz. Bayan Fahire ile modern Türkiye yeni Türk neslinin, en yüksek ve şayanı hürmet bir mertebeye yükselmiş kadınlarından birini, İstanbul Üniversitesi ilk kadın profesörlerinden birini, Zooloji Enstitüsü en kıdemli ilim elemanlarından birini kaybetmiş oluyor. Fahire Battalgazi çok dirayetli bir hoca idi. Türkiye’nin binlerce hekim ve tabiye öğretmeni Fahire Battalgazi’den zoolojinin ana hatlarını pratik olarak öğrenmişlerdir. Fahire Battalgazi ilk araştırmalarına Dekapod Krustaselerdeki sitolojik problemlerle başlamış ve sonradan zoogeografik birçok problemleri ve fauna tarihi bakımından Anadolu faunasının incelenmesinin ne kadar lüzumlu olduğunu sezmiş ve Anadolu hayvan gruplarının sistematiğini incelemeye başlamıştır. Türkiye tatlısularının “Ichthyologie”si hakkındaki pek fazla sayıdaki travaylarında birçok yeni ve kısmen çok önemli zoogeografik münasebetler gösteren formlar keşfetmiş ve Anadolu’dan şimdiye kadar hiç tanınmayan türleri ilk defa meydana çıkarmıştır. Bunun için Fahire Battalgazi’nin bu araştırmalarının değeri çok büyüktür. Fahire Battalgazi’nin yayınları sayesinde Anadolu tatlısu balıkları faunasının ne kadar zengin olduğu hakikati ortaya çıkmış oluyor. Kendisi, senelerce devam eden araştırmalarının sonucunu, bize hazırladığı Türkiye tatlısu balıklarının monografisine ait İngilizce ve Türkçe olarak kaleme alınmış bir tekst halinde bırakmıştır. Bu tekst basılabilecek bir haldedir ve yakında ilim âlemine tevdi edilmiş bulunacaktır. İlmi araştırmaya hazır bir hale getirdiği Türkiye tatlısu Turbellar’larına ait zengin bir materyali incelemek maalesef merhumeye nasip olmadı. Bunları da ilim alemine tevdi etmek vazifelerimizden biri olacaktır. Fahire Battalgazi ile aramızdan çok çalışkan, değerli bir ilim kadını, bize hiçbir zaman yardımlarını esirgemeyen iyi bir meslektaş ve iyi kalpli, müşfik bir insan ayrılmış oluyor. Onun ismi ilmi eserlerinde ve onu tanıyan herkesin kalbinde yaşamaya devam edecektir. CBT 1219/ 12 30 Temmuz 2010 Cumhuriyet gazetesi, Fahire Battalgazi’nin vefatını, 21 Şubat 1948 tarihli nüshasında şu şekilde duyurmuştur: Ölüm: Müşir Akif Paşa ve Dr. Müşir Ömer Paşa torunu, Prof. Etem Akif kerimesi, ilk kadın profesörlerimizden, İstanbul ve Sorbon üniversitelerinden mezun, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Profesörü Dr. F. Battalgazi, hazırlamakta olduğu Türkiye balıklarına ait bir eserini bitirmeye uğraştığı bir sırada dimağı yorgunluk neticesi pek genç yaşta vazifesi başında ebediyen gözlerini hayata kapamıştır. Cenazesi 23.2.1948 Pazartesi günü Beyazıd camiinden öğle namazını müteakip kaldırılarak Süleymaniye’de Biyoloji Enstitüsü’ne getirilerek bir merasim yapılacak ve oradan Beşiktaş Kılıçali Yahya Efendi aile kabristanındaki ebedi medfenine tevdi edilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle