17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR BAZILARI NİYE TUZLU SEVER? Aşırı tuzlu bir diyet yüksek tansiyon ve inme riskini yükseltebiliyor. Her ne kadar hep daha az tuz tüketilmesi konusunda uyarılar yapılsa da kimi insanlar için tuzu azaltmak zor gelir. Son bir araştırmaya göre tat alma duyusu güçlü olan insanlar daha fazla tuz tüketiyor. Birçok insan tuzun tadını seviyor diyor Amerikalı ORANGUTANIN “İŞARET DİLİ” ÇÖZÜLDÜ Orangutanların işaretlerini araştıran bilim insanları, maymunların da insanlar gibi işaretleri kasti ve kararlı bir biçimde kullandıklarını buldu. Orangutanlarda dilsiz iletişim söz konusu olduğu için St.Andrews Üniversitesi’nden Erica Cartmill ve Richard Byrne, işaretleri sistematik olarak kavramaya çalışmış. İlk önce bir maymunun hemcinsine işaretlerle neler anlatmaya çalıştığı öğrenilmiş. Bilim insanları işaretleri yanlış anlamamak için Avrupa’daki hayvanat bahçelerinde yaşayan 28 orangutanı dokuz ay boyu incelemiş. Bu çalışmalar sırasında 64 farklı işaret saptanmış. Orangutanlar bunlardan 40 tanesini kendilerini kararlı bir şekilde ifade etmek için sıkça kullanıyorlar. Maymunlar, hayat arkadaşlarının tepkisini çekmek için bazen kollarını ve bacaklarını enerjik bir şekilde hareket ettiriyorlar. Mesela bir nesne istediklerinde, beden temizliğini veya oyunu için teşvik etmek istediklerinde veya birlikte hareket etmek istediklerinde belli başlı hareketler yapıyorlar. İşaretlerle istediği tepkiyi göremeyen orangutan biraz daha sert oynuyor. Mesela oynamak istediğinde vurmak en etkili hareket. Hemcinslerin oyunbazlık durumuna göre takla veya perende hareketleri de işe yaramakta. Ancak kaş göz oynatmak hemen hemen hiç etkili olmuyor diyor bilim insanları. Orangutan işaretlerini belli başlı isteklere göre bilinçli olarak yapıyor deniyor “Animal Cognition” dergisindeki araştırma yazısında. bon yok oluyor. Araştırmadan çıkan diğer önemli bir sonuç ise şu: Balina avcılığı sadece tür çeşitliliğini etkilemekle kalmayıp, iklimin doğal ayarını da bozuyor. ERKEĞİN SESİ, BEDEN GÜCÜNÜ YANSITIYOR Kaliforniya Üniversitesi’nde Aaron Sell ile çalışan araştırmacılar, erkek sesinin bedensel güç hakkında bilgi verdiğini buldular. Araştırma çerçevesinde göğüs ve pazı çevresi, boy, ağırlık ve el kuvveti gibi beden gücünü yansıtan veriler toplanmış. Katılımcılar arasında ABD’li, Romanyalı, Kızılderili erkekler ve Arjantin köylüleri yer alıyordu. Her katılımcı anadilinde bir cümle okumuş teybe. Sesler daha sonra kız ve erkek üniversite öğrencilerine dinletilmiş. Katılımcılar şaşırtıcı bir biçimde seslere göre beden gücünü genelde çok doğru tahmin etmiş. Daha ayrıntılı incelemeler sonucunda güçlü bir bas sesinin mutlaka kuvvetli bir erkeğe ait olmayacağı ortaya çıkmış. Dilin temel frekansı neredeyse hiç önem taşımamakta. Ancak dildeki gizli imaların ne şekilde aktarıldığı bilinmiyor. Bilim insanları evrimsel rekabet nedeniyle, olası düşmanın tahmin edebilmesi için bu yetinin mantıklı olduğunu düşünüyor. Nilgün Özbaşaran Dede BALİNANIN İKLİME FAYDASI Avustralyalı bilim insanlarının son bir Penn State Üniversitesi beslenme uzmanı John Hayes. Fakat bazı insanlar, hem tadını sevdikleri hem de yiyeceklerin hoş olmayan kokularını ve tatlarını giderdiği için daha fazla tuz yiyor. Araştırma çerçevesinde 87 kadın ve erkek çeşitli maddelerin tatlarını tahmin etmek zorundaydı. Tat alma duyuları güçlü olan katılımcılar, sırf örneğin peynir tadı gibi diğer aromaları zayıflatmak için daha fazla tuz tüketiyor. Bu insanlar az tuzlu peyniri, keskin tadı nedeniyle sevmiyor diyor Hayes. ANDROPOZ HİKÂYE DEĞİL Avrupalı bilim insanları “erkeklerin değişim yıllarını” gösteren belirtiler buldu. Araştırma sonucuna göre andropoz yaşlanmakta olan erkeklerde düşük testosteron üretimiyle kendisini gösteriyor. Ancak menopozu 4055 yaş arası tüm kadınlar yaşarken andropoz erkeklerin sadece yüzde ikisinde görülmekte. Araştırma sonucuna göre sağlık durumunun kötüleşmesi ve şişmanlık risk faktörleri. araştırmasına göre ispermeçet balinası yılda yaklaşık olarak 400.000 ton karbonu dolaylı yoldan temizlemekte. Balinanın salgıları yosunların büyümesini teşvik ediyor. Adelaide’deki Flinders Üniversitesi’nden Trish Lavery ve ekibi Güney Kutup Denizi’ndeki araştırmalar sırasında şaşırtıcı bilgilere ulaşmış. Proceedings of the Royal Society B dergisindeki yazıya göre bu bölgede yaklaşık olarak 12.000 balina yaşıyor. Bu hayvanlar dışkılarını denizin ışık alan kısmına bırakıyorlar, bu alışkanlık ise küresel ölçekte besleyici madde dağılımı üzerinde etkili oluyor. Balinanın dışkısıyla organik bileşimler dışında yılda 50 ton demir denizin üst tabakalarına ulaşıyor. Bu “gübreleme” ise karbondioksiti emen fitoplanktonların daha fazla üremesine yol açmakta. Bu şekilde her yıl atmosferden 400.000 ton kar Araştırma ESKİ MISIR, BİRAZ DAHA ESKİYMİŞ Firavunların eski Mısır’daki egemenlikleri binlerce yıl devam etmiştir. Hanedanlıkların ve tarihsel olayların kronolojisi bugüne kadar yazılı belgelere ve arkeolojik buluntulara dayanıyordu. Araştırmacılar şimdi radyokarbon tarihleme yöntemiyle bugüne kadarki en doğru kronolojiyi saptadı. Gerçi tarihsel bilgilerde önemli bir değişlik söz konusu değil ama eski krallık sanılandan daha eski olabilir diyor uluslararası araştırma ekibi. Hanedanlık dönemlerinin kronolojisi kralların ve kraliçelerin hükümranlık sürelerine göre düzenlenmiştir. Bu kronoloji göreceli olduğundan yine yazılı belgeler ve arkeolojik kalıntılardan bilinen astronomik gözlemlerle mutlak bir biçimde sınıflandırılmıştır. Bununla birlikte gökyüzü olaylarına ait belgelerde çoğunlukla güvensiz bilgiler olduğu için araştırmacılar bu bilgilerden bağımsız bir kronoloji düzenlemek istiyordu. İşte Oxford Üniversitesi’nden Christopher Bronk Ramsey ile çalışan grup şimdi bunu başardı. Bilim insanları Avrupa ve Kuzey Amerika’daki müzelerden topladıkları 211 farklı bitki örneğini radyokarbon yöntemiyle tarihlendirmiş. Buna göre eski krallık sanılandan daha öncesine ait. Mesela 3 hanedanlıkta hüküm süren Diyozer’in yönetimi İ.Ö. 29612625’e tarihlendirilmekte. Yeni incelemelere göre yeni krallık İ.Ö.15701544 yılları arasında yaşanmış. Yeni tarihlerin gelecekte mesela Libya ve Sudan gibi ülkelerdeki yerleşmelerin tarihlendirilmesinde de kullanılabileceği düşünülüyor. CBT 1215/ 4 2 Temmuz 2010 Andropozun üç önemli belirtisi, sabah ereksiyonlarının azalması, cinselliğin azalması ve ereksiyon problemleri diyor bilim insanları. Düşük testosteron seviyesine sahip erkeklerde bu belirtiler de varsa değişim yılları başlamış demek. Bu bilgiler sayesinde doktorlar testosteron terapisini daha rahat uygulayabilecekler. ABD’de günümüzde 1999 yılına kıyasla dört misli fazla testosteron tedavisi gerçekleştiriliyor, Avrupa’da bu sayı daha düşük diyen bilim insanları, araştırma için sekiz Avrupa ülkesinde üç bini aşkın erkeği incelemişler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle