17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Çevre bilimleri ve mühendisliği alanında yüksek etki faktörlü bilimsel yayınlar Çevre Bilimleri ve Mühendisliği alanında etki faktörleri (2.2 – 74) aralığında kalan 31 farklı dergide Türkiye adresli toplam 1456 bilimsel yayın tespit edilmiştir. Bu tespit kaliteli yayın konusunda Çevre Bilimleri ve Mühendisliğinin Türkiye’deki en başarılı alan olduğunu ortaya koymaktadır. D.Orhon, [email protected]; I. Pala, T. Katipoğlu Tıbbi laboratuvar uzmanlığı üzerine Son zamanlarda genel olarak klinik (tıbbi) laboratuvarlarda uzmanlık alanında yanlış bir eğilimin hâkim olduğu görülüyor. Bu, ileride geri dönüşü zor zararlara yol açabilir. Bu yazıda amacımız, tıbbi laboratuvar alanında evrensel ve bilimsel doğruları ve hukuki gerçekleri ortaya koymaktır. Türk Biyokimya Derneği olarak dünyada tıbbi laboratuvar alanında merkez organ konumundaki International Federation of Clinical Chemistry and Laboratory Medicine’in (IFCC) Türkiye’deki tek temsilcisi sıfatıyla buna hakkımız olduğuna inanıyoruz. Türk Biyokimya Derneği T ürkiye adresli yayınlarda sayısal göstergeler kadar bilimsel kalitenin de izlenmesi ve geliştirilmesi üzerinde hep duruluyor. Ancak başta YÖK olmak, üzere ilgili tüm kurumların başka kaygıları olduğu için bu konu sadece kişisel merak ve ilgi ile sınırlı kalıyor. Prof. Baysal, CBT’de yayımladığı yazısında[1] başka birçok bilimsel alanda olduğu gibi, bu konuda ilk kez bir değerlendirme yaptı ve seçmiş olduğu yöntem sonucunda, yüksek etki faktörlü dergilerde Türkiye adresli 4292 bilimsel yayın tespit etti. Baysal incelemesinde Nature, Science v.b. en yüksek etki faktörlü dergilerle, seçtiği 25 bilim dalının her birine ilişkin etki faktörü en yüksek 10 dergideki yayınları esas aldığını belirtmekte. Seçilen dallar arasında Çevre Bilimleri ve Mühendisliği de var. Bu önemli dalın en üst düzey kurumlarda da dikkate alınmaması artık alışkanlık oldu. Dolayısıyla, bu inceleme gerek yazıdaki eksikliğin giderilmesi, gerekse bu dalın seçilmiş olan diğer dallarla bilimsel karşılaştırılmasının yapılabilmesi amacı ile yapıldı. Değişik alanları kapsayan genel bir incelemede, yayın kalitesinin yayınların basıldığı dergilerin etki faktörlerini (impact factor) sayısal bir gösterge olarak kullanmak suretiyle belirlenmesi doğru bir yaklaşımdır. Ancak, her bir alan için aynı sayıda dergi belirlenmesi, alanların özellikleri ve bu alanlara bağlı dergi sayıları arasındaki farklılıklar göz önüne alındığında en uygun yaklaşım olmayabilir. Bu husus özellikle Çevre Bilimleri gibi, hava kirlenmesi, deniz kirlenmesi, çevre biyoteknolojisi, çevre mikrobiyolojisi, arıtma teknolojileri, v.b çok sayıda farklı bilimsel ilgi alanını kapsayan bir bilim dalı için geçerlidir. Bunun yerine belli bir etki faktörü düzeyi esas alınabilir. Baysal’ın yazısında bir alan (biyomateryal) alt sınırı olarak 2.2. etki faktörü tanımlandı. Kıyaslama imkanı açısından incelemede de aynı alt sınır kabul edildi. Herhangi bir alan ele alındığında, değerlendirmenin doğruluğunu ciddi bir şekilde etkileyen husus o bilim dalını yansıtan dergi seçimidir. Web of Science/Journal of Citation Reports’un her alan için belirlediği dergiler iki önemli sakınca içeriyor (i) O alanda belirlenen dergilerin dışında da önemli yayınlar yapılabiliyor. (ii) Belirlenen dergiler o alanın dışında kalan makaleler de yayınlayabiliyor. Bu bakımdan incelemede Environmental Sciences ve Environmental Engineering kategorileri için yukarda belirtilen kaynakta verilen dergilerde Türkiye adresli yayınlar teker teker incelenerek seçilen alanla ilgili yayınlar belirlendi. Ayrıca, Türkiye’de Çevre Bilimleri ve Mühendisliği alanında yapılan doktora çalışmalarının yayın potansiyelini araştıran bir incelemede [2] ortaya çıkan farklı dergiler de benzer şekilde değerlendirildi. Sonuçta tabloda da özetlendiği gibi, Çevre Bilimleri ve Mühendisliği alanında etki faktörleri (2.2–74) aralığında kalan 31 farklı dergide Türkiye adresli toplam 1456 bilimsel yayın saptandı. Bunlardan 159’unun (% 10.9) İTÜ adresli olduğu görüldü. Üç noktaya değinmekte yarar var. S öz konusu yanlış eğilim şudur: Tıbbi laboratuvar uzmanlığını (Tıbbi Biyokimya Uzmanlığı ve Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanlığı) sadece tıp fakültesi mezunları ile sınırlamak. Bu yaklaşım bilimsel değil ve evrensel doğrular ve ayrıca ülkemizde bugüne dek süregelen uygulamalar ile de çelişiyor. Üstelik böylece, sanki tıp dışı disiplinlerden gelen uzmanların tıbbi laboratuvar uzmanlığını yürütemediği, uzmanlık eğitiminde yeterli uzman yetiştiremeyeceği gibi bir izlenim veriliyor. Bugün dünyaya bakıldığında tıbbi laboratuvar uzmanlık eğitimi multidisiplinendir. Bu durum, onyıllardan beri, ABD’de, İngiltere’de gerekse Kara Avrupası’nda geçerlidir. Batı’da kendi alanımız olan Tıbbi Biyokimya ile ilgili olarak geçerli olan uygulamaları paylaşmak istiyoruz. BİLİMSEL VE EVRENSEL YAKLAŞIM Tıbbi Biyokimya multidisipliner ve disiplinler arası (interdisipliner) bir uzmanlık alanıdır, tıbbın bir alt birimidir, ancak doğa bilimleri (kimya, biyokimya, biyoloji, fizik, matematik) ile tıp bilimi arasında yer alır. Bu farklı bilimlerin birbiri ile kaynaştığı bir uzmanlık alanıdır. Bu yüzden, öteden beri tıp dışı disiplinlere açık bir uzmanlık olageldi. Şu anda ülkemizde de, diğer ülkelerde olduğu gibi, tıp mezunlarının yanı sıra biyoloji, kimya, eczacılık ve veteriner hekimliği mezunları klinik biyokimya uzmanlığı yapabiliyor. Literatürde, farklı disiplinlerden gelen uzman adaylarının, klinik biyokimya eğitim sürecine zenginlik kazandırdığı, bu süreçte tıp mezunlarının tıp dışı mezunlara, tıp dışı mezunların tıp mezunlarına eğitim açısından büyük katkıda bulunduğu belirtilmektedir. Bugün klinik karar sürecinde tıbbi laboratuvarın payı %70’tir. Bu oran 1985’te %45 idi. Tıbbi laboratuvar alanında böylesine hızlı gelişmede tıp dışı laboratuvarcıların (bunlara “scientist” ya da “clinical scientist” denilmektedir) katkısı çok büyüktür. European Communities Confederation of Clinical Chemistry and Laboratory Medicine (EC4) dokümanlarında bu katkı açıkça öne çıkarılmakta [1]. Bugün Avrupa ülkelerine baktığımızda büyük bir çoğunluğunda tıp mezunları ile tıp dışı disiplinlerden gelenlerin laboratuvar uzmanlığını birlikte yürüttükleri görülür. Örneğin aşağı CBT 1208/ 18 14 Mayıs 2010 (i) Çevre Bilimleri ve Mühendisliği yüksek etki faktörlü yayın konusunda en başarılı alandır ve bir sonraki alandan iki mislinden fazla yayına sahiptir. (ii) Herhangi bir alanla ilgili değerlendirme ancak o dalda uzmanlığı olan bir grup tarafından yapıldığında gerçeğe yakın bir sonuç verebilir. (iii) Türkiye adresli “kaliteli” yayın sayısının 4000 düzeyinden yüksek olduğu açıkça görülmektedir. [1] Baysal, B. Türkiye adresli kaliteli bilimsel yayınlar üzerine, CBT, 1204/3, 16 Nisan 2010. [2] Orhon, D., ve diğ. (2010) Research potential of doctoral studies in environmental sciences and engineering in Turkey, Desalination and Water Treatment (baskıda).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle