Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu (tanolturkoglu@gmail.com) Rumuz Goncagül’e bu duygular içinde veda ediyorum. Veda etmezsem, biliyorum, anısı lekelenecek. O arada merak etmiyor değilim: Acaba şiirin dijital kültürde karşılığı ne olacak? (Yoksa şiir tek kurtuluş ümidi olarak varlığını sürdürebilecek mi?) Rumuz Goncagül’e Veda Merhum Oktay Arayıcı’nın ünlü oyunu Rumuz Goncagül’de ekonomik zorluklara karşı çıkış yolu arayan dul bir kadın ile kızının hikâyesi anlatılır. İnsaf Hanım kızının daha iyi şartlarda bir hayata sahip olabilmesi için Goncagül rumuzuyla gazeteye ilan vererek, hali vakti yerinde bir damat arayışına girer. Tahmin edileceği üzere olaylar farklı bir şekilde gelişecektir. Rumuz Goncagül ile aranızda size bir şey ifade edecek kadar bir ilişki varsa (oyunu ya da filmi izlemişseniz, üzerinde düşünmüş ya da tartışmışsanız vb) bu iki sihirli kelimenin saflık, basitlik, minimalistlik, doğruluk, dürüstlük, mücadele vb. gibi anlamları çağrıştırdığını kolayca tespit edebilirsiniz. Fazla iddialı olmayan ama bu hayata bir değer katan ve bunun karşılığını arzu ettiği derecede alamayan insanların altında toplaştığı bir bayrak gibi... Adaletsizliğin, dengesizliğin, barışçıl mücadeleciliğin, başkasına bel bağlamadan doğru bildiği yolda yürümenin bir başka ifadesi gibi... Onca doğallık, onca duygusallık, bir başka teknolojik düşman tarafından yok edildi. Eskinin “basit” iletişim araçlarında kullanılan “rumuz” olgusu dijital kültüre “nickname” ya da kısaca “nick” adıyla dönüştü. Her ne kadar Türkçe’yi koruma konusunda kararlılık gösteren web siteleri ya da forumlar “rumuz” kelimesini kullanmaktan çekinmiyorsa da “senin nick’in ne?” sorusu barışçıl, minimalist “rumuz”un saldırgan “nick”e yenik düştüğünün tescilidir. Yaşamımızdaki bazı olguları değerli kılan şey biraz da onların “teknoloji özürlü” olmasıyla ilgilidir. Hizmetinin kusursuz, atmosferinin eşsiz vb. olduğu lokantalar örneğin yaşama bir değer katmaktadır ama bunlar hiçbir zaman salaş bir meyhanenin verdiklerini veremez. Ya da hangi tür kalemle (ya da klavyeyle) yazarsanız yazın, dolmakalemle yazmanın verdiği duyguyu alamazsınız. Bunlar zamanın uğramadığı duraklardır. İyi ki de uğramamış ve inşallah daha uzun yıllar uğramaz. Çünkü uğrarsa bu ölümdür! Zaman kendini affetmez! Rumuz Goncagül’de şifrelenen bu minimalist, haklı, onurlu, basit yaşam arayışı teknolojinin getirdiği imkânlarla her ne kadar onu çeşitlendirip daha karmaşık bir hale getirse de bu yeni yaşam anlayışı ne yazık ki bireye daha mutlu bir hayat sunamamaktadır ne de toplumsal sorunları çözebilmektedir! Tam tersine bireyin ve toplumun sorunları yirmi sene, otuz sene öncesine göre çok daha karmaşık hale gelmiş ve katlanarak artmıştır. Bunu altyapı düzeyinde teknolojiye, dijitalleşmeye, üst yapı düzeyinde ise globalleşmeye bağlayanlar bir nebze de olsa haklılar. Her ne kadar bunlar araçsa da bu araçlar bir amacı gerçekleştirmek üzere icat edilmektedir. Teknoloji bu tabloda kısmi bir role sahip olsa da ekonomik özgürlüğünü ilan edememiş olması, onun parayı elinde tutanların kontrolünde oradan oraya savrulmasının önüne geçememektedir. Yine de teknolojide (özellikle dijitalleşmenin sağladığı ve bireyleri de toplumları da denk hale getirme potansiyeli sayesinde) bir umut ışığı var. Araç amacın yönünü değiştirebilir. İşte biraz da bu nedenle bilgi teknolojilerini kullanan da üreten de bu sorumluluk bilinciyle değerlendirmelidir onu. Gerek kullanırken, gerek üretirken! Kullananlar üretenlere baskı yapabilmelidir. Sonuçta üretim bu tür baskıların (talep) sonucunda şekillenmektedir. Rumuz Goncagül’e bu duygular içinde veda ediyorum. Veda etmezsem, biliyorum, anısı lekelenecek. O arada merak etmiyor değilim: Acaba şiirin dijital kültürde karşılığı ne olacak? (Yoksa şiir tek kurtuluş ümidi olarak varlığını sürdürebilecek mi?) Genç mucitler ödüllerini aldı MEF Eğitim Kurumları’nın, EBAV (Eğitimi ve Bilimsel Araştırmaları Destekleme Vakfı) ile birlikte yürüttüğü ve bu yıl 19.su düzenlenen Liselerarası Araştırma Projeleri Yarışması’nda ödül alanlar açıklandı. FİZİK DALINDA BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ:İzmir Özel Fatih Fen Lisesi öğrencisi İdil Özdamar: “CulnSe2, CugaSe2, Cu(INGA)Se2 gibi üç ve dört bileşenli yarı iletken nanokristallerin sentezi ve yeni nesil güneş pilleri olarak kullanım potansiyellerinin incelenmesi” adlı projeyle İKİNCİLİK ÖDÜLÜ: Bilecik Refik Arslan Öztürk Fen Lisesi öğrencisi Eray Arslan “Sanal Hareket Algılayıcı” projesiyle ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜ: Özel Avrupa Lisesi öğrencileri Ece Bingül ve Kamile Özbek “OptiAkustik Mikroskop” projesiyle gularına etkisinin araştırılması” projesiyle ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜ: Tekirdağ Milli Piyango Fen Lisesi öğrencileri İlayda Uslu ve Gamze Tunalı “Trampbant” adlı projeyle Teşvik ödülleri ve jüri özel ödülünü alan projeler ise şöyle: Fizik alanında teşvik ödülünü Özel Ege Lisesi’nden “Optik polarizasyon ölçüm sisteminin deri yapısının incelenmesine yönelik biyomedikal uygulaması” adlı projeleriyle Arda TEKELİ Ege Güçlü ASAN; Kimya dalında teşvik ödülünü “Kobalt katkılı manyetit nanoparçacıkların ıslak kimyasal yöntemle Üretilmesi” projesiyle Özel Çakabey Anadolu Lisesi’nden Nur Zeynep AY Tayanç KUBİLAY; Biyoloji alanında teşvik ödülünü “Klorofille görmek (Yetersiz ışık şartlarında görmeye yardımcı olarak klorofilin araştırılması)” adlı çalışmalarıyla Kuleli Askeri Lisesi’nden Gökhan ÜZÜM Onur ÇÖRTÜK Engin Can OZAN kazandılar. Jüri özel ödüllerini ise Işıklar Askeri Hava Lisesi, Rekabet Kurumu Cumhuriyet Fen Lisesi ve Özel Çakabey Anadolu Lisesi öğrencileri kazandı. BELTAŞ özel ödülleri ise fizik dalında Özel İzmir Amerikan Lisesi’ne, kimya alanında Işıklar Askeri Hava Lisesi’ne, Biyoloji dalında ise Özel Adana Başkent Fen Lisesi öğrencilerine verildi. Hafta boyunca Türkiye dışında Abhazya, Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, İsveç, KKTC, Kosova, Macaristan, Makedonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Ukrayna olmak üzere toplam 20 ülkeden öğrenciler projelerini sergilerken, 4000 kişi de şenliği ziyaret ederek, projeler hakkında bilgi aldı. KİMYA DALINDA BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ: Ankara Fen Lisesi öğrencisi Damla Didem Akyıldız: “Çevre dostu ve ekonomik kağıt üretim yöntemi” projesiyle İKİNCİLİK ÖDÜLÜ: Özel Ege Lisesi öğrencileri Berk Akgöl ve Pelin Akgün “Elmatrot “epinefrin tayinine yönelik elma (malus domestica) doku homojenatı temelli biyosensör sistemi.” adlı projeyle ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜ: Özel Kültür Fen Lisesi öğrencileri Cem Güner ve Ezgi Deniz Elgelen “Doğapil” projesiyle BİYOLOJİ DALINDA BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ Muğla Anadolu Lisesi öğrencileri Burcu Demir ve Sinem Gülşen: “İnsektisit’ in salma trutta macrostigma (Dumerk,1858) üzerindeki genotoksik etkisinin eritrosit mikronükleus testi ile belirlenmesi” adlı projeleriyle. İKİNCİLİK ÖDÜLÜ: Özel Kültür Lisesi öğrencileri Gizem Evirgen ve Yiğit Aktaş “Serotonin hormon reseptörünün genetik diziliminden oluşturulan müziğin ortaöğretim öğrencilerinin duy CBT 1208/ 12 14 Mayıs 2010