17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tekno Haber ESKİYEN ELEKTRİK ŞEBEKELERİNİ SİBER SALDIRIYA KARŞI KORUMAK Geçen yıl ABD’nin elektrik şebekesini hedef alan kötü niyetli bir yazılım çok büyük bir güvenlik sorunu yaratmıştı. Bu sorun o denli büyüktü ki ülkenin dört bir yanı elektriksiz kalma riski ile karşı karşıya kaldı. Amerikan Enerji Bakanlığı Princeton’daki Siemens Corporate Technology’nin araştırma ekibini güvenliği en üst seviyeye çıkartmaları için görevlendirdi. Bakanlık, parçalı bölgesel sistemlerin ortak bir güvenlik çerçevesi altına alınıp olası tüm saldırılara karşı sağlam bir savunma hattı kurulmasını istedi. ABD’de ortalama bir elektrik şebekesi yaklaşık 40 yaşındaydı ve siber saldırıların söz konusu olmadığı dönemlerde inşa edilmişti. Bunu göz önüne alan araştırmacılar, kontrol merkezleri ve alt istasyonlar tarafından çalıştırılabilecek ortak bir çerçeve geliştirdiler. Güvenlik çerçevesi içindeki üniteye şifre kurma ve şifre çözme özelliği kazandıran Siemens, bu üniteyi korunması gereken elektronik cihazın yakınlarına yerleştirdi. Ünite saldırıları ve şebekeye erişimleri kontrol altında tutuyordu. Güvenlikten sorumlu yöneticinin elinin altındaki donanım, tüm güvenlik sistemini kontrolü altında tutabilecek kapasitedeydi. Rutgers Üniversitesi’ndeki İleri Enerji Sistemleri Merkezi ve Amerikan Enerji Bakanlığı ile birlikte çalışan Siemens, bu ortak çerçevenin prototipini geliştirdi. Idaho Ulusal Laboratuvarı’nda denendi. Ekibin tasarladığı risk modelleri hem alt istasyonlar hem de şebekenin tümü tarafından kullanılabilecek şekilde düzenlendi. Sonuçta şebeke düşük maliyetli ve güvenliği tam olarak sağlayan sistemin kontrolü altına girdi. İleride bu teknolojinin ülkenin petrol ve gaz boru hatları gibi kritik altyapılarının güvenliği için de kullanılması düşünülüyor. ÜRETİM TESİSLERİ BEKLEME KONUMUNA GEÇEBİLECEK Siemens’in Hanover Ticaret Fuarı’nda sergilenen Simatic ET 200S PME RO güç modülü sayesinde otomotiv sanayindeki üretim hatları gibi diğer sanayi tesisleri gelecekte daha az enerji tüketecek. Bu modül, üretime ara verildiği zamanlarda operatörlerin bir fabrikanın tüm bölümlerini devreden çıkartmasına ve bir süre sonra yeniden devreye almasına imkân tanıyacak. Bugün tesisin bazı kısımları hafta sonları üretim hattında işlenen herhangi bir parça olmamasına karşın üretim zamanında harcanan enerjinin %60’ını tüketmeye devam ederler. Bu yeni sistemin, enerji tüketimini %80 oranında azaltması bekleniyor. Çok sayıda makine çalışmadığı zamanlarda tümüyle kapatılamaz. Örneğin bir televizyon izlenmediği zaman bekleme moduna alınıp çok az enerji tüketir bir konuma getirilir. Ne var ki televizyonlardan farklı olarak kompleks üretim tesislerinde açma/kapatma düğmesi yoktur. Tesis birbiriyle koordineli çalışmak zorunda olan çok sayıda makineden oluştuğu için, sistemin tümüyle kapatılması sistemin senkronizasyondan çıkmasına yol açabilir. Göz önünde bulundurulması gereken bir diğer konu da zamandır. Her şeyden önce sanayi robotlarının tümü ve konveyör kayışları tam olarak çalışmaya başlamadan önce bir ısınma dönemine ihtiyaç duyarlar . Örneğin iki parçayı birbirine yapıştıran bir robot, kaynak yapan robottan önce işe başlamak zorundadır, çünkü yapıştırıcının önceden ısıtılması gerekir. Siemens Industry Automation’ın geliştirdiği yeni çalışma modülleri, tesisi oluşturan bölümlerdeki elektrik enerjisini kontrol altında tutabilecek. Enerji modülü, Simatic ET 200S kontrol ünitesine bağlı olduğu için her makinenin çalışma ve kapanma sürelerini biliyor olacak. Sonuçta tesisin tüm bölümleri, yalnızca hafta sonları değil, yemek molalarında tam otomatik olarak kapatılabilecek. İşçiler üretim hatlarına geri döndükleri zaman anında çalışmaya başlayabilecekler. Opak olarak nitelendirdiğimiz nesneler içinden çok az miktarda ışığın geçmesine izin verir. Işık nesnenin atomlarının oluşturduğu kafesin içinde çok fazla dağıldığı için görüntü yansıtıcı olarak kullanılmaz. Paris’teki Fizik ve Kimya Endüstrisi Yüksek Okulu’ndan Sylvain Gigan ve meslektaşları, üzeri boyalı bir camdan basit görüntüleri yansıtmayı başardılar (arxiv.org/abs/0910.5436). giyilebilir cihazlara enerji sağlanabilecek. AKUSTİK MÜHENDİSLERİN YERİNİ ALAN YAZILIM Müzisyenler akustik mühendisine gerek kalmadan dinleyicilere kusursuz bir canlı performans sergileyebilecek. Londra Queen Mary Üniversitesi’nin Dijital Müzik Merkezi’nden elektronik mühendisi Enrique Perez ve Josh Reis, Automatic Mixing adını verdikleri bir yazılım geliştirdiler. Bu yazılım kanalların birleştirilmesi ve değiştirilmesi gibi temel ses mühendisliği işlevlerini görüyor. Yazılım, farklı müzik aletlerinden veya mikrofonlardan gelen sinyal düzeylerini ayarlayarak seslerin bozuk çıkmamasını garanti altına alıyor. Ayrıca spesifik frekans bantlarından gelen sinyal güçlerini arttırarak bas ve tiz sesleri yükseltiyor. Ancak yazılımın ses mühendislerinin yerini almak gibi bir iddiası yok. Tam tersi mühendislerin daha yaratıcı işlere yoğunlaşmalarını sağlayabilir. ISI VE IŞIK YARDIMI İLE ARAMAKURTARMA OPERASYONU Bilim insanları camın transmisyon matrisini ışığın içeride atomdan atoma nasıl sektiği incelemek için camı 1000’den fazla kez lazer ışını bombardımanına tuttular. Işın şeklinin her seferinde nasıl değiştiğini dışarıda bulunan bir kamera ile tespit ettiler. Daha sonra bu bilgileri camdan yansıyan görüntünün şifresini çözmekte kullandılar. Gigan, “matris bilindikten sonra görüntüyü hızla yeniden oluşturmak mümkün” diyor. Utah’taki Brigham Young Üniversitesi’nden Nathan Rasmussen’e göre aramakurtarma operasyonlarını hızlandırmanın yolu ısı ve ışığı aynı anda kullanarak görmeye çalışmaktan geçiyor. Rasmussen’in geliştirdiği hibrid video sistemi görünür ve kızılötesi çekimleri tek bir çekim altında birleştiriyor. Arama amacıyla kullanılan insansız hava taşıtları halihazırda görünür ve kızılötesi kameralardan yararlanıyor. Ancak bu ikisini aynı anda kullanamıyor. Rasmussen bu soruna çözüm olarak kızılötesi görüntüleri görülebilir görüntület üzerine yerleştiren bir yöntem geliştirdi. Test aşamasında kurtarma ekiplerinin hibrid görüntüleri daha doğru bir şekilde yorumlama şansına kavuştuğu gözlendi. NANOTÜP MÜREKKEP İLE GİYİLEBİLİR PİLLER Yeni geliştirilen karbon nanotüp bazlı bir mürekkebe batırılmış kumaşlar giysileri giyilebilir piller haline getirecek. Kaliforniya’daki S t a n f o r d Üniversitesi’ndenYi Cui ve meslektaşlarının geliştirdiği mürekkep tek duvarlı karbon nanotüplerden oluşuyor. Ekip gözenekli kumaşı mürekkep ile boyayarak çok düşük dirençli bir iletken doku yarattı. Kumaşın birkaç kez yıkandıktan sonra bile özelliğini koruduğu görüldü. Bu da mürekkebin dayanıklı olduğunu gösteriyor (Nano Letters. DOI: 10.1021/nl903949m). Cui’ye göre malzemeyi elektrolit ile işlemden geçirerek kumaş kapasitör yaratmak da olası. Kapasitör elektrik şarjını depolayabilir veya dışarı salar. Bu teknik ile IŞIK GEÇİRMEYEN CAMDAN GÖRÜNTÜ YANSIMASI Normal ışıktan yararlanarak ışığı yansıtmayan opak nesnelerden de görüntüleri yansıtmak mümkün olacak. Bilim insanları bu yöntemden yararlanarak koyu renge boyanmış camlardan da görüntüyü yansıtabilecek. Reyhan Oksay CBT 1208 / 15 14 Mayıs 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle