02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LINE Tanol Türkoğlu ([email protected]) Mühendishane Matbaası Mühendishane Matbaası’nda bilimsel kitaptan çok dini kitap basılmıştı. Osman Bahadır [email protected] Kitap türlerinin bu dağılımı, bize Mühendishane’deki eğitimin niteliği ve sorunları hakkında önemli bir ipucu vermektedir. Öncelikle Mühendishane Matbaası’nın Mühendishane’nin kendi ihtiyaçlarına yönelik bilimsel yayınlar gündemini özerk biçimde belirlemekten henüz uzak olduğu görülmektedir. Ayrıca Mühendishane’de (ve ülke entelektüel hayatında) dil sorunu olduğu anlaşılmaktadır. Arapça eserlerden yararlanabilmek için çok sayıda gramer kitabına ve sözlüğe ihtiyaç duyulmaktadır. Mühendishane Matbaası’nın sadece Mühendishane ihtiyaçlarına yönelik yayın yapmamış olabileceği düşünülse bile bu yorum geçerliliğini yitirmemektedir. Mühendishane Matbaası’nın, 18081824 yılları arasındaki II. Mahmut’un saltanat dönemine rastlayan 16 yılda basılan kitaplardan ise sadece iki tanesi bilimsel bir konu üzerinedir. Şanizade Ataullah Efendi’nin tıp kitabı (1820) ile, Öklid’in III. Kitabındaki 23. teoremin çözümüne ait bir risale (1822). 18081820 arasındaki 12 yılda ise Mühendishane Matbaa’sında bilimsel nitelikte hiçbir kitap basılmamıştır. Bu 12 yılda basılan dini kitapların sayısı ise 11’dir. Bu durumu II. Mahmut’un çağdaş bilimsel teknik eğitimi ve yayınlarını, yeniçerilerin baskısı karşısında geçici olarak ertelemiş olması olgusuyla açıklayabiliriz. II. Mahmut amcasının feci akıbetinden de ders çıkartmış olarak büyük olasılıkla ulemayı hoş tutup yeniçeriulema ittifakını engelleyerek yeniçeri ocağını kaldırmak için eğitimdeki modernleşmeye yönelik bazı adımlarını ertelemeye çalışmış olabilir. Yararlanılan kaynak: 1 Kemal Beydilli, Türk Bilim ve Matbaacılık Tarihinde Mühendishane, Mühendishane Matbaası ve Kütüphanesi (17761826), Eren Yayıncılık, İstanbul, 1995. önemli bir ihtiyaca karşılık geliyor. Okur, bu kitabı okuduğunda, evrimin temel gerçekleri hakkında bir kavrayışa ulaşacak, bilimin ve bilimsel yöntemin doğruyu bulmayı nasıl mümkün kıldığını anlayacak ve neyin doğru olduğunu bilmenin niçin çok önemli olduğuna dair berrak bir bakış açısı edinecektir. Kolaycılığı kaçmak bu kadar popülerken daha uzun yollara başvurmaya rağbet olmamasına şaşmamalı. Bilgi toplumu değiliz ne de olsa; bilgiçler toplumuyuz! Bilgiye değil istihbarata önem veriyoruz. Damak tadı, gurme olmak gibi dertlerimiz yok; amacımız midemizi doldurmak, karnımızı doyurmak. İ Bilgi(çler) Toplumu Geçtiğimiz günlerde gündeme gelen telefonların dinletilmesi olayında en popüler sebeplerden bir tanesi de kişilerin eşlerinin ya da sevgililerinin kimlerle konuştuğunu merak etmesiydi. Belli ki ilişkilerin ne kadar sağlıklı olduğu pek merak ediliyor. Yine belli ki bu tür soru(n)lar için öz sermayeden istifade etmek yerine (yani olayları, gelişmeleri muhakeme etmek, buna göre sonuçlar üretmek) “neyse bedeli ödeyelim; hazıra konalım” kolaycılığı ağır basıyor. Kolaycılığı kaçmak bu kadar popülerken daha uzun yollara başvurmaya rağbet olmamasına şaşmamalı. Bilgi toplumu değiliz ne de olsa; bilgiçler toplumuyuz! Bilgiye değil istihbarata önem veriyoruz. Damak tadı, gurme olmak gibi dertlerimiz yok; amacımız midemizi doldurmak, karnımızı doyurmak. Bilgi toplumunda etrafı saran hava gibi her yanı dolduran ve kendi başına bir anlam ifade etmeyen verileri bir araya getirip, bunlardan karar verme sürecinde yardımcı olacak enformasyonlar üretmek çok doğal bir süreç. Örneğin uçak seyahatlerinde koridora bakan koltukları tercih edenlerin başkalarına yardım etme, hayır işleri söz konusu olduğunda daha bonkör davrandıklarını biliyor muydunuz? Belki kendileri de bunu bilmiyor. Ama bu verilerden bir anlam çıkarmaya çalışan firmalar (örneğin kredi kartı firmaları, sigorta şirketleri) bunu biliyor. Hatta bu konuda o kadar ileri gitmiş durumdalar ki bireylerin kredi kartı kullanım alışkanlıklarına bakarak, ertesi gün nerede olacaklarını bile %90 doğru tahmin edebileceklerini iddia edebiliyorlar. Verilerden anlamlı enformasyon ve bilgi üretmek ve gündelik hayata bunu uyarlamak bir yanda çok faydalı diğer yanda da insanın tüylerini diken diken edici bir gizilgüce sahip. Örneğin ABD’deki en önemli bilgilerden bir tanesi de bir kişinin yakın bir zamanda bir yerden başka bir yere taşınmış olup olmadığını bilebilmek. Çünkü eğer taşınmışsa ona yeni taşındığı lokasyonda gereksinim duyacağı ürün ya da hizmetleri sunmak için hazırda bekleyen yüzlerce firma var. Bir kredi kartı firmasının, bir kart hamilinin taşındığını tespit etmesi bu açıdan çok önemli. Çünkü kredi kartı firmalarının katma değerli hizmet sunma kaygısı nedeniyle hazırda bekleyen bu firmalarla yaptığı ikili anlaşmalar var. Bu sayede firma potansiyel müşterilerine direkt ulaşarak, “yeni taşınmışsınız, şuna şuna gereksiniminiz olabilir; size nasıl yardımcı olabiliriz” diyebilir. Hemen tahmin edebileceğiniz üzere bu durumun negatif yanı bireyin özel hayatına müdahale edilmiş olması. Kişi belki de çılgın kalabalıktan uzaklara gitmek ve rahatsız edilmemek isteyebilir (aslında bireyin profili çıkarılırken bu konudaki tavrı da tespit edilebilir ve rahatsız edilmek istemeyenlerin rahatsız edilmemesi sağlanabilir; sonuçta bu analizleri yapan firmaların derdi bireyin özel hayatına müdahale etmek değil; ona bir şey satarak hem ona yardımcı olmak hem de para kazanmak!) Kredi kartı firmalarından olan Amerikan Express firması bir dönem, yaptığı analiz çalışmaları sonucunda belli bir grup müşterisine kartlarını iptal etmelerini teşvik için 300 dolar önermiş. Yani “al şu 300 doları bırak bizim kartı”. Deli mi bunlar diye sormayın. Yaptırdıkları analiz göstermiş ki bu kişiler o kredi kartlarını kullanmaya devam ederse, sonrasında ödeme güçlüğüne düşeceklerinden firmayı çok daha fazla zarara uğratabilirler. Bunlar bilgi toplumu için doğal birer olgu; bilgiçler toplumu içinse çok anlamsız ve gereksiz! brahim Müteferrika’nın 1727’de kurduğu matbaa, onun 1745’deki ölümünden sonra faaliyetini sürdürememiş ve 1782’ye kadar da matbaa ile ilgilenen olmamıştı. III. Selim zamanında Mühendishanei Berrii Hümayun’un (Kara Mühendishanesi’nin) açılması (1795) ve okula bağlı bir matbaanın gerekli olduğunun düşünülmesi sonucunda eski matbaa satın alınarak 1797’de Mühendishane Matbaası kuruldu. Matbaanın kuruluşu, Mühendishane’deki eğitim için gerekli olan hendese ve hesaba dair bazı Türkçe kitap, risale ve tabloları kısa zamanda temin etmek, özellikle şekilli, tablolu, haritalı kitapların elle çoğaltılmasındaki zorlukları ve bu çoğaltma sırasındaki değişiklikleri önlemek ve böylece standart eser meydana getirmek gerekçesine dayandırılmıştı. Matbaa, Hasköy’de bulunan Mühendishane’nin zemin katında kurulmuştu. Mühendishane Matbaası 1802’de Üsküdar’a taşındı. 1824’te ise Süleymaniye’ye getirildi. Mühendishane Matbaası’nda 17971824 yılları arasında 66 başlık altında yayının baskısı yapılmıştır. Bu 66 yayından 21’si din, 21’i dil, 14’ü bilim ve teknik, 3’ü mantık, 1’ tarih ve 6’sı diğer konular üzerinedir. Bilimsel nitelikteki kitaplar, çoğunlukla logaritma cetvelleri, geometri kitapları ve top atışı tekniği hakkındadır. Zaman içinde yeni baskısı yapılan kitaplar bu yekünden çıkartıldığında durum değişmemekte, yine dinsel ve dille ilgili kitaplar çoğunluğu oluşturmaktadır. İki veya daha fazla baskısı yapılan kitapların da çoğunlukla dini ve dille ilgili kitaplar olduğu görülüyor. Ayrıca bilimsel ve teknolojik denilebilecek nitelikteki kitapların yeni baskı sayıları 40100 arasında değişirken, dinsel ve dile ait kitapların yeni baskı sayıları 8001000 olabiliyor. Evrim Bilimi ve Yaradılış Efsanesi Neyin gerçek ve neden önemli olduğunu bilmek Ardea Skybreak. Çeviren Betül ÇelikYordam Kitap Günümüz dünyasında evrim bilimi olmaksızın bilimden sözedilemezdi. Hem bilimsel bakış açısına sahip hem de bilimle hiç tanışık olmayan okurlara hitap eden anlaşılır ve akıcı bu kitap evrim bilimi ile ilgili gerçekleri detaylı olarak ele alıyor. Gezegen üzerindeki yaşamın farklılaşmasını ve karmaşıklığını ve insanlar da dahil olmak üzere bütün yaşam formlarının nasıl evrimleştiğini inceliyor. Pek çok farklı alanda karşılıklı olarak birbirini güçlendiren ve biyolojikevrim teorisini doğrulayan kanıtları inceliyor. Aynı zamarda yaradılış efsanesini ve “akıllı tasarım” bağnazlığının arkasına gizlenmiş yalanları ayrıntılı olarak ele alıyor. Evrimin hükümetler tarafından desteklenen radikal dinci grupların eş zamanlı saldırılarıyla karşı karşıya kaldığı bir dönemde yayımlanan bu kitap, Cep Tehlikesi Prof. Dr. Selim Şeker Cep telefonu, 3G, Baz ve elektrikli cihazların insana ve çevreye verdiği zararlar! Ruh ve beden sağlığımızı korumak için ne yapmalıyız.? 10 kritik soru ve 10 hayat kurtaran cevap. Soru 1 Cep telefonu çılgınlığı nereye gidiyor? Soru 2 Cep telefonu güvenlik standartları yeterli midir? Standartların 1000 kat altındaki radyasyonun etkileri nelerdir? Soru 3 Cep telefonuyla konuşmak gerçekten hasta eder mi? Soru 4 Çocukların ceple konuşması ne kadar risklidir? Soru 5 3G teknolojisinin bilinmeyen tehlikeleri nelerdir? Soru 6Cep ve baz istasyonları doğal çevre ve hayvanlar için de zararlı mıdır?. Soru 7 Cep telefonları dışında evimizdeki radyasyon yayan cihazlar hangileridir? Soru 8 Kendimizi ve çocuklarımızı korumak için ne yapmalıyız? Soru 9 Elektromanyetik dalgalarla insan zihni kontrol edilebilir mi? Soru 10Evimizin yakınındaki sağlığımızı tehdit eden baz istasyonlarının nasıl kaldırtabiliriz? CBT 1205/ 12 23 Nisan 2010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle