Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YENİ AYLAK BİLGİ Tahir M. Ceylan tahirmceylan@gmail.com Ürünler Akıllı çöp kutusu Simplehuman firması “MultiSense” teknolojisiyle hareketlere duyarlı bir çöp kutusu üretti. Çelik gövdeli 43,2x30,48x63,5cm boyutlarındaki çöp kutusu yanına yaklaşıldığında kapağını otomatik olarak açıp, kapatıyor. Ayrıca örneğin yemek tabağının üzerindeki atıklar sıyrıldığında kapağı 30 saniye daha uzun süre açık tutuyor. Kapak elle açıldığında elektrik otomatik olarak devre dışı kalıyor. Kutu altı pil veya elektrikle çalışıyor. Piller bir yıl kadar dayanıyor. Fiyatı: 225 dolar. Bilgi için: http://www.simplehuman.com/sensorcan/ ha çok işyerleri ve okullar için düşünülmüş. 43cm’lik ekranın çözünürlüğü 1280x1024 piksel. Ekran doğrudan doğruya parmaklarla çalıştırılabildiği gibi eldiven veya kalemle de kullanılabiliyor. Bilgi için: http://www.eizo.com/global/products/duravision/t1751/index.html Doğum öncesi tamamen bir “iç” olan bebek, doğumdan sonra “dış” olmaya çabalar. Doğum öncesinde “mutlak içlik” dönemine ait, tam bir “emir kulu” olan nesneleri (uzuvları), doğumdan sonra mutlak itaatten çıkar. Dışlaşmak Yeryüzünün sert koşullarında (meşime sıvısının kaldırma kuvvetinden yoksunluk, etenenin kesilmesi ve bağırsakta sindirimin başlaması) uzuvlar, organlar beklentileri zar zor karşılar. Bebeğin bedeni itaat açısından mükemmel bir nesne olamaz, örneğin bağırsaklar gaz yapar, acı verir, beden en basit hareketi yapmak için yeterli kas gücüne sahip değildir. Doğumdan sonra karşılaşılan nesneler de, (baba, kardeşler, oyuncaklar) isteseler de öznenin beklediği yapıda, onun kolu bacağıymış gibi itaat göstermezler. Düş kırıklığı burada gerçekleşir: Yeryüzü, bebeğin içinde serbestçe yüzeceği sonsuz büyüklükte bir okyanus değildir artık. Aksine alanı geniş bir hapishanedir daha çok! Hapishanenin sınırları o kadar ötededir ki, bebek sonsuz bir özgürlüğe sahipmiş gibi hissetmeye devam eder. Buna rağmen doğum, bebek için onarılması imkânsız bir travmadır. Her bebek, kendi içiyle dışarı çıkar ve kendi içinden bir “dış” yaratır ya da daha doğru bir deyişle nesneler tarafından kendisine bir dış yaratılır ve bu “dış” aslında benlik için bir nesne olmuştur. “İç”liğin koyu halinden, “dış”lığın yoğun haline geçme süreci (yaşamın tümü) tek ve tümgüçlü bir özne olmaktan, çok sayıda nesneden birisi haline gelmeye doğru önü alınmaz bir değişimdir. Yaşam boyu peşipeşine gelen travmalar nesneleşme sürecini kesintiye uğratmazsa hızlandırır. Nesne karşısında her yenilgi, geri çekilmeyen özneyi daha fazla nesne yapar. Nesneye karşı her yengi de, aslında yenilgiyi ertelemek anlamına gelir, o nedenle nihai yenilgi zerrelere kadar parçalanarak ani bir nesneleşmeyle sonuçlanır (ölüm). Öznenin, bunca yenilgi içinde özneliğini bir optimumda tutabildiği tek durum, onun kendine ait her şeyi özne kabul etmemesi, bedende/ruhta belli bir alanı nesne işgaline olabildiğince erken vermesidir. Bütün alanı savunmaya çalışmak, kaçınılmaz olarak alanın tamamının işgalini getirir. Ama bir bölümü ayırıp, kalanı nesnelerle paylaşmayı denemek, öznenin bir nesnesizlik özgesi olarak kendini çekirdek halinde de olsa korumasının olanaklı tek yoludur. Yapılan yanlış, özellikle takıntılı zorlantılı (obsessif kompulsif) hastalar başta olmak üzere, nevrotik bozukluklarda tüm psişik sahayı nesneye karşı savunmaya çalışmaktır. Dışlaşma işleminin momentum aldığı aşama, bebeğin nesne tarafından düş kırıklığına uğratılmasıdır. Bu aşama, nesne bağını kopartmayacak düzeyde kalırsa dışlaşma sürer. Onun için bebeğin nesne bağı, annenin yüksek eşduyumuyla kuvvetlendirilirse (en büyük nesne olan annenin bebeğin ardında durduğu bebekçe algılanırsa), onun esneklikle karşılayacağı düş kırıklığı o oranda artar. Dolayısıyla bebeğin yeterli ve sürekli dışlaşması, annenin, duygusal eşduyumla bebekle arasındaki bağı ne kadar kuvvetlendirebileceğine, bebekte, kendinden uzanan bağı ne kadar bir tutma gücü uyandırabileceğine bağlıdır. Bu noktada annenin desteği, nesnelerle ilişkide, bebek adına her şeyi yaparak onun elinden hayatı almak olmamalıdır, aksine bebeği, bedenini kullanması için teşvik etmelidir anne. Bu, nesnelerle ilişkide bebeğin önüne geçmemek demektir ki, o, bedenini kullanma cesareti geliştirebilsin. Dışlaşma, parça parça kendini dışarıya bırakmak, yanı sıra da kendine, geri cephe gibi, kaçılabilecek bir iç parça ayırmak demektir. İç parça, düş kırıklığına karşı konulamadığı durumda, nesnelerden kaçarak sığınılacak liman olarak kullanıldığı gibi, zor koşullardaki nesne savaşlarına yenilmeden direnen [çok zor koşullarda inancından ayrılmadan yaşamını sürdürmek (Hz. Muhammed’in ve Hz. İsa’nın yaşam öyküleri), uzun süren işkencede çözülmemek] kişilerin nesne bağını koparmadan, “sonsuz” enerjiye ulaşmak için bir kanalla bağlı durdukları hazne olarak da işlev görür. Dışlaşma sırasında yaşanan düş kırıklıkları, önceden sağlanmış başarılı dışlaşmaların anıları sayesinde aşılır. Bu durumda destek “mutlak içlik” dönemi nesnelerinden sağlanır. Mutlak içlik aşıldıktan sonraki dışlaşma sırasında (nispi içlik dönemi), ne kadar az nesneyle bağ kurulursa, geriye çekilme sırasında “nispi içlik” nesnelerinde kalınamayarak “mutlak içlik” döneminin nesnelerine geri düşülür. Yaşam, geri cephesi otomatik verilmiş nesnesizlik olan, ön cephesi nesnelerden santim santim alınan, iki cephe arasında kurulmuş kusursuz bağ ile ancak kazanılan kesintisiz bir savaştır. iPhone 3G/3GS modelleri için yeni yedek akü Energizer firmasının yeni yedek aküsü AP1201, DockConnector ile bağlanıyor ve 1200maH aküsüyle iki iPhone modelinde konuşma süresini dört saat uzatıyor. Yedek akü MicroUSB kablosuyla yüklenebiliyor ve Smart LED Power gösterge şarj durumu hakkında bilgi veriyor. Fiyatı: 60 Avro. Bilgi için: http://www.energizerpowerpacks.com/us/ap1201/ İşitme cihazıyla müzik dinlemek Siemens firması işitme cihazları serisini yeni bir aksesuvarla zenginleştirdi. MiniTek, bluetooth ile aldığı müziği Siemens işitme cihazlarına kablosuz olarak iletiyor. MiniTek ayrıca E2e wireless ve TColl sistemlerini de destekliyor. MiniTek’in aküsü beş saatlik müzik için yeterli. Ses sinyalleri stereo olarak veriliyor. Aletin önümüzdeki yıl piyasaya verilmesi bekleniyor. Bilgi için: http://hearing.siemens.com/en/04products/20minitek/minitek.jsp Aynaya bak, hava durumunu öğren! Cybertecture Mirror markasıyla satılan ürün wifi bağlantısı ve 10 vat stereo hoparlörüyle, hava durumunu, takvim bilgilerini, günlük programları ve mesajları hatırlatıyor. Ayna içerisine yerleştirilen 800500x5mm’lik Cybertecture Mirror şimdilik sadece Japonya’da satılıyor. Fiyatı: yaklaşık olarak 7700 dolar. http://cybertecturemirror.com/main.php Juke Tower: Su geçirmez MP3 çalıcısı Tamamen su geçirmez olan yeni MP3 çalar Juke Tower, banyo küvetinde veya yüzme havuzunda kullanılabiliyor. Su geçirmez bir gövde içindeki MP3 çalıcısının çeşitli ayar tuşları var. İçerikler önceden USB bağlantısıyla MP3 çalıcısına aktarılıyor. Fiyatı yaklaşık olarak 163 dolar. Bilgi için: http://www.geekstuff4u.com/juketower.html Kameralı dürbünle uzakları keşfedin Çoklu dokunmatik yüzeyli LCD ekran Eizo firmasının yeni FlexScan T1751 LCD ekranı, örneğin Windows 7 işletme sistemiyle birlikte kullanılabilen çoklu dokunmatik yüzeye sahip. Çeşitli girdileri ve kullanımları destekleyen yeni LCD ekran da Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1232/ 5 29 Ekim 2010 Thanko firmasının sekiz megapiksellik kameralı dürbünü, birçok özelliğiyle rakiplerine fark atıyor. Kamera VGA ve WVGA formatlarını destekliyor. Görüntü çözünürlüğü 4032x3024 piksel. Kameranın 4x dijital zumu var. Ayrıca 3,8cm LCD ekranı, bir USB 1.1 grişi, SD/SDHC 16 GB bellek kartına sahip. Kameralı dürbün dört adet AAA tipi pille çalışıyor. Fiyat: yaklaşık olarak 285 dolar. Bilgi için: http://www.crunchgear.com/2010/06/18/thankosellsdigitalcamerabinocularshybrid/