Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Açık köşe Meslek Liseleri, İmam Hatipler ve Katsayı YÖK Genel Kurulu’nun 21 Temmuz’da yaptığı toplantıda farklı katsayı uygulamasının kaldırılması oyçokluğuyla kabul edildi. Katsayı farkının siyasal iktidar kaynaklı baskılarla kaldırılacağını ısrarla dile getirmiş ve bunu YÖK’ten istifa gerekçelerimiz arasında kamuoyu ile paylaşmıştık. Nitekim gelişmeler yanılmadığımızı ve yanıltmadığımızı kamuoyuna gösterdi. Bülent Serim (YÖK Eski Üyesi) dayalı bir eğitim sistemidir ve bir istisna dışında tüm eğitim kademelerini ve türlerini kapsar. Laik eğitimin tek istisnası, Öğretim Birliği Yasası’nın 4. maddesinde belirtildiği gibi, “yüksek diyanet uzmanları yetiştirmek üzere” kurulacak ilahiyat fakülteleri ile “imam hatiplik gibi din hizmetlerini yerine getirmekle görevli memurların yetiştirilmesi için” kurulacak imam hatip okullarıdır. Anılan maddede, bu eğitim kurumlarının kurulma amaçları da gösterildi ve işlevleri sınırlandırıldı. Amaç ve işlev, din kültürünü bilimsel ortamda edinmiş, aydın, toplumu batıl inançtan kurtarabilecek din adamları yetiştirmekten ibarettir. Bu amaç ve işlev, imam hatip liselerinde, imamlık, hatiplik, Kuran kursu öğreticiliği gibi alanlarda dini hizmetleri yerine getirmek için, öğrencileri bu mesleğe hazırlayıcı programlar çerçevesinde eğitim ve öğretim verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Anayasa Mahkemesi’nin 16.09.1998 günlü, K.1998/52 sayılı kararında, imam hatip liselerinin işlevinin din adamı yetiştirmek olduğu vurgulanmış; imam hatip liselerinin, öğrencileri, “imamlık, hatiplik, Kuran kursu öğreticiliği gibi gereksinim duyulan alanlardaki dini hizmetleri yerine getirmek amacıyla” yükseköğretime hazırlayacakları açıklanarak, imam hatip liseleri için yükseköğretimin yalnızca “din adamı yetiştirmek” ile sınırlı olduğu belirtildi. Yüksek Mahkeme’nin 30.07.2008 günlü, K.2008/2 sayılı kararında da, imam hatip lisesini bitirenlerin yükseköğretimin tüm programlarında öğrenim görebilmeleri için ısrarla düzenleme yapma çabası, AKP’nin laiklik karş t eylemlerin odağ sayılmasının nedenlerinden biri olarak değerlendirildi. Bu kararlar, imam hatip lisesini bitirenlerin yükseköğretimin tüm programlarında öğrenim görmesinin çağdaş laik eğitimin özü ve ruhuyla bağdaşmayacağını, öğretim birliği ilkesi ve Anayasa’ya aykırı düşeceğini gösteriyor. İmam hatip liselerinden mezun olanların yükseköğretimin tüm programlarında öğretim görmesinin yolunun açılması, imam hatip liselerini genel liselerin alternatifi haline getirecek; laik temele dayalı eğitim veren okullara, dini temele dayalı eğitim veren okullar alternatif oluşturacak. Okulmedrese ikiliği yeniden doğacak, ülkede iki tip yurttaş yetiştirilecek, bunun en büyük zararını ulusal birlik görecek. Çünkü, ulusal birliğin sağlanması, Öğretim Birliği Yasası’nın gerekçeleri arasındadır. Böylece, dolaylı yoldan Öğretim Birliği Yasası uygulamasına da son verilmiş olmaktadır ki, bunun Anayasa’ya aykırılığı ortadadır. Hatta giderek genel liselerin uygulamalarla ihmal edilip imam hatip liselerinin ön plana çıkarılması ve tüm yükseköğretim programlarının bu lise mezunlarınca doldurulması da beklenmelidir. Ç HAKSIZLIK YOK Katsayı farkının kaldırılmasına ilişkin YÖK kararını onaylayan görüşlerde sürekli olarak farklı katsayı uygulamasının mesleki eğitim görenler yönünden haksız CBT 1167/ 7 31 Temmuz 2009 ağdaş eğitim sisteminin en temel özelliği, ilgi ve yeteneklerin olabildiğince en küçük yaşta keşfedilip çocukların o alana erken yönlendirilmesidir. Avrupa ülkelerinde uygulanan bu sistem, Türk Eğitim Sistemi’nin de en önemli projelerinden biri oldu. Alınan katsayıyı eşitleme kararı ile bu proje yok edildi. Meslek liselerinden başlayıp kendi alanlarındaki yükseköğretimi de kapsayan mesleki eğitim, ülke kalkınmasının önemli etmenlerinden biridir ve sektörün nitelikli teknik ara insan gücüne yoğun gereksinmesi vardır. Ülkemizin eğitim sistemindeki yanlışlık, mesleki eğitim yerine genel eğitime ağırlık verilmesiyle başlamaktadır. %65%35 olan genel eğitim – mesleki eğitim oranı, çeşitli Avrupa ülkelerinde olduğu gibi mutlaka tersine çevrilmelidir. Çünkü mesleki eğitim, ekonomik gelişmenin itici gücü, sanayileşmenin can damarıdır. Türk sanayisinin gelişmesi ve uluslararası arenada rekabet edebilmesinin tek yolu, çok sayıda ve nitelikli teknik işgücü yetiştirilmesinden geçmekte. Bu nedenle, alınacak önlemlerle mesleki ortaöğretim kurumlarında öğretim niteliğinin artırılması, bu kurumları bitirenlere istihdam olanakları yaratılması; böylece, mesleki eğitimin albenili duruma getirilmesi ve kendi alanlarında yükseköğrenim yapmaları konusunda özendirilmeleri gerekir. Tersine bir tutumla meslek eğitimi görenlerin alanlarından koparılmasına neden olacak sistemler, sektörün isterleriyle bağdaşmayacak, kamu yararına uygun düşmeyecek ve kaynak israfına neden olacaktır. Çünkü; Ortaöğretimde alınan meslek eğitiminin ve ortaöğretimdeki çeşitliliğin bir anlamı kalmayacak. Nitelikli teknik eleman yetiştirme amacı çarpıtılmış olacak. Meslek lisesi eğitimi, genel liseye göre daha pahalı olduğundan kamu zararı oluşacak. Meslek liselerinde temel kültür dersleri yeterli düzeyde verilmediği için çocuklarımız fırsat eşitliği diye sunulan sınavlarda yeterli başarıyı gösteremeyecekler. Herhangi bir meslek eğitimi bulunmadığından yaşamını sürdürmek için yükseköğretimden başka şansı olmayan genel lise mezunlarına haksızlık yapılmış olacak. Kıt ekonomik olanaklar içinde yatırım yapılarak oluşturulan meslek liselerinde beceri kazandırılan öğrencinin, alanı dışında bir yükseköğretim programında okumasına izin verilmesi akılcı olmadığı gibi, emekyarar dengesine de aykırıdır. Alan dışı yükseköğretim programlarında okuyabilme olanağı yaratılması, meslek liselerinin; üniversiteler önündeki yığılmayı önlemek ve öğrencilerine meslek ve beceri kazandırıp, bir an önce çalışma yaşamına başlamalarını sağlamak olan amacına da ters düşecek, meslek lisesini bitirenleri sınavsız geçiş hakkından ve kendi alanlarında yükseköğretim görme avantajından yoksun bırakacak; öğretim programları yeterli olmadığı için bu liseleri bitirenleri, imam hatip ve genel liselerden çok daha fazla, dershanelere mahkum edecektir. lık yarattığı ileri sürülmektedir. Bu sava katılmak olanaksız. Mesleki ortaöğretimi bitirenler: Kendi alanlarını tercih ettiklerinde, güçlü bir ek puan avantajına sahipler. Onlar için alan dışı yükseköğretim tümüyle engellenmedi, farklı katsayı uygulamasına bağlandı. Alanlarındaki meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hakkı verildi. Dikey geçiş yoluyla kendi alanlarındaki lisans programlarını tamamlama olanağına sahipler. Yükseköğrenim göremeseler bile meslekleri ile ilgili olarak iş bulma olanakları var. Farklı katsayı uygulaması, alan dışı tercihlerde genel lise mezunları için de söz konusu. Yani farklı katsayı uygulaması tercih edilen eğitim sisteminin özüne uygundur. Üstelik yeni sistem, meslek lisesini bitirenlerin sınavsız meslek yüksekokullarına geçiş hakkını ellerinden alacak ve kendi alanlarında, dikey geçişle lisans öğretimi almalarını engelleyecektir. Yani meslek liselilerin yararına değil, zararınadır. Farklı katsayıyı eleştirenler, meslek lisesini perdeleme olarak kullanıp, konuya yalnızca imam hatipler yönünden yaklaşıyor, ancak bunu açıkça söyleyemiyor. Nitekim, farklı katsayı uygulamasının haksızlık yarattığı savına idari yargı da katılmamdı. Yükseköğretim Kurulu’nun farklı katsayı uygulamasına ilişkin 30.07.1998 günlü, 98.8.90 sayılı kararına karşı, haksızlık ve eşitsizlik yarattığı gerekçesiyle açılan iptal davaları, Danıştay 8. Dairesi’nce reddedildi ve ret kararları Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nca onandı. Türk Eğitim Sistemi’nde, Anayasa ve Öğretim Birliği Yasası’yla “çağdaş laik eğitim” kabul edildi. Bu, akla, bilimsel bilgiye, pozitif kavramlara ve eleştirel düşünceye MAM HAT P L SELER NE GEL NCE SONUÇ OLARAK... Türk Eğitim Sistemi’nin, Anayasa’ya, Öğretim Birliği Yasası’na ve çağdaş eğitim sistemine uygun biçimde aşağıdaki gibi yeniden düzenlenmesinin gerektiğine inanıyoruz. • Eğitim, genel, meslek ve ilahiyat olarak üçe ayrılmalı, bunların her biri, birbirine geçişsiz üç ayrı kategori olarak ayrı ayrı düzenlenmeli; her üç kategori, kendi içinde başlayıp bitecek biçimde bir eğitim sistemi oluşturulmalı. • Yalnızca genel lise mezunlarına tüm lisans programlarında okuyabilme hakkı verilmelidir. • Meslek liseleri ayrı bir kategori olarak düzenlenmeli, bu liselerden mezun olanlara yalnızca kendi alanlarında yüksekokul ya da lisans programında okuma hakkı tanınmalı, ve ayrıca bunlar için uygulamalı teknoloji/teknik bilimler fakülteleri kurulmalıdır. • İmam hatip liseleri üçüncü kategoriyi oluşturmalı; bu okul mezunlarına yalnızca ilahiyat fakültelerine girebilme olanağı sağlanmalı; imam hatip liseleri, okul ve öğrenci sayısı ve öğrenci profili yönünden, anayasal amaca ve işlevine uygun düzeye getirilmelidir. Yükseköğretimde köklü bir reform yapmanın yolu, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında çağdaş, laik eğitime dönülmesiyle olanaklıdır.