01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SON ARAŞTIRMALAR YENİ SITMA TEDAVİSİ İÇİN UMUT DOĞDU Önemli bir sıtma etkeninin kalıtımını çözen bilim insanları bu enfeksiyon hastalığı için yeni terapiler geliştirebilmeyi umuyorlar. Kalıtımı çözülen hastalık etkeni “Plasmodium vivax” paraziti. Bu, Afrika hariç, dünya genelinde bir yılda ortaya çıkan yaklaşık 500 milyon sıtma vakasının %40’ından sorumlu. Altı yıllık bir çabanın ardından bu parazitin kalıtımını çözen bilim insanları, yeni ilaçların hatta yeni bir aşı maddesinin bile geliştirilebileceğini düşünüyor. Gerçi bu hastalık etkeni, kalıtımı altı yıl önce çözülen “kuzeni” Plasmodium falciparum kadar tehlikeli değil ama, özellikle de Asya ve Amerika’da görülen ve ılıman iklimlerde de yaşayabilen Plasmodium vivax, tedavilere dirençli. Ayrıca iyileştiği sanılan hastanın karaciğerinde barınarak, aylar hatta yıllar sonra bile kişiyi yeniden hastalandırabiliyor. Her ne kadar iki parazitin kalıtımında 150 gen birbiriyle örtüşse de New York Üniversitesi parazit uzmanı Jane Carlton sebep olan bir proteindir. Araştırmacılar tarafından prion proteini olarak adlandırılan bu protein, şeker ve yağ içeriklerinden oluşan kancasıyla hücre zarlarına tutunuyor. Bilim insanlarına göre bu kancanın gelişimi, normal proteinin hastalık etkenine dönüşmesinde önemli bir etkisi olmakta. Hastalık etkeni koyunlarda skrapi (scrapie) hastalığına yol açmakta. Sığırlar, hastalıklı koyun eti katılarak üretilen yemlerle beslendiklerinde, hayvanlarda deli dana (BSE) hastalığı gelişebilmekte. Hastalık etkeni beslenme zinciriyle en sonunda insana bulaşarak CreutzfeldJakob hastalığına yol açıyor. Bilim inlanan yıllık Kuzey Kutbu Raporuna göre, Kuzey Kutbu’ndaki sıcaklıklar, normal değerlerin beş derece üzerinde seyrediyor. Ölçümlerin başlamasından sonra en sıcak geçen yıl 2007 olmuş. Anlaşıldığı üzere 1960’lı yıllardan bu yana Kuzey Kutbu’ndaki ortalama sıcaklık artışı devam ederken, yaz aylarındaki buzlu alan gitgide küçülmekte. Buzların erimesi sayesinde araştırma gemisi “Polarstern” Kuzey Kutbu’nun etrafını tümden dolaşabilen ilk gemi oldu. Alfred Wegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü’nden (AWI) Karin Lochte’nin açıklamasına göre deniz buzundaki erimenin durup durmayacağı ve/veya yeniden soğuk dönemlerin yaşanıp yaşanmayacağı henüz bilinmemekte. Kısa vadede meydana gelen erime Polarstern gemisine 23. araştırma yolculuğunda kuzeybatı geçidini açmıştı. Daha önce geçilmez olan en kuzey rotayı gemi dört günde tamamlamıştı. Kaptanın açıklamasına göre geçit tamamen buzsuz değilmiş. Bununla birlikte geçidin, gelecekte Avrupa ve Uzakdoğu arasındaki deniz yolunu kısaltması bekleniyor. Polarstern ekibinin Kuzey Kutbu’nda yapmış olduğu son keşif gezisinde, buz tabakasının 2007 yılındaki kadar az olduğu görülmüş. Bilim insanları bunun sonucunda Arktik okyanusun ısınmaya devam ederek, atmosfere ilave sıcaklık vermesinden endişeleniyorlar. Araştırmacılar bundan sonra buzların niçin eridiğini bulmaya çalışacaklar. Fakat doğal sürecin, insanların etkisiy sanları bugüne kadar prion proteinin kancasını yalıtmayı ya da üretmeyi başaramadıklarından, kancanın işlevi de kesin olarak bilinmiyordu. Yeni bir konseptle artık büyük miktarda yapay proteinler üretilebilmekte. Bu modellerle araştırmacılar enfeksiyona yol açan prion proteininin gizini çözmeye çalışacaklar. Plasmodium vivax ile çalışan ekip Nature dergisinde, mikroorganizmanın bedene daha farklı bulaştığını anlatıyor. P. vivax, tehlikeli akrabasına karşın yalnızca olgunlaşmamış alyuvarlara sızıyor. Aynı dergide yayımlanan ve İngiliz Wellcome Trust Vakfı tarafından yönetilen ikinci bir araştırma çerçevesinde de diğer bir sıtma etkeninin kalıtımı çözülmüş. Plasmodium knowlesi olarak bilinen bu parazitin vatanı Güneydoğu Asya. Sıtma hastalığına yol açan toplam beş parazit bilinmekte. Sıtma hastalığı yüzünden her yıl bir milyonu aşkın kişi yaşamını yitirmekte. KUZEY KUTBU’NDA ERİYEN BUZLAR İÇİN YENİ UYARI Bilim insanları Kuzey Kutbu’ndaki sıcaklıklar konusunda endişeli. Amerikan İklim Dairesi NOAA tarafından açık UZAY KARADELİKLER SANILANDAN DAHA ESKİ Son araştırma sonuçlarına göre karadeliklerin varlığı çok daha eskilere uzanmakta. Hawaii’deki bir teleskopla alınan görüntüler, karadeliklerin on iki milyar yıl önce, ilk galaksilerin oluşması sırasında ortaya çıktığını gösteriyor. Her birinin ortasında bir karadelik bulunan iki galaksinin çarpışmasını keşfeden İskoç astronomlardan Rob Ivision, bugüne kadar tahmin edilenden çok daha fazla karadelik var diyor. Astronomlar bugüne kadar karadeliklerin, yıldız sisteminin biçimlenmesinden sonra ortaya çıktığını tahmin ediyorlardı. Yeni görüntülerde yaklaşık on iki milyar yıl önce bir galaksinin komşu galaksiden gaz çekişi görülmekte. le güçlendiği kesin gibi. Amerikan İklim Dairesi NOAA’nın kesin verileri, Eylül 2007’deki 4.3 milyon kilometrekarelik buz tabakasının o tarihe kadar ölçülenin en küçüğü olduğunu göstermekte. Bu oran 19792000 yılları arasındaki ortalama büyüklükten yüzde otuz dokuz daha küçük. NOAA verileri erime sürecinin devam ettiğini göstermekte. 2008 Eylül ayındaki ölçümlere göre Kuzey Kutbu’ndaki buz tabakası 4.7 milyon kilometrekare. Kış aylarından mart ayına kadar büyüyen buz tabakası geçen on yıllarda daha önceleri olduğu kadar büyümemiş. Raporun hazırlanmasında kırk altı bilim insanı katkıda bulunmuş. Bir tür domino etkisinden söz eden NOAA, buz kaybından dolayı Kuzey Kutbu’nun daha fazla güneş ışığı alacağını ve bu şekilde okyanus suyunun ısınacağını tahmin ediyor. Daha sıcak hava ve daha sıcak su ise hayvanları ve bitkileri etkileyecek. Ayrıca kış aylarından yaza kadar dayanan deniz buzunun da küçülmesi bekleniyor. NOAA’nın verilerine göre ayrıca Grönland buzulları da küçülmekte. 100 kilometreküp küçülen buzun, deniz seviyesinin yükselmesindeki payı büyük. Kuzey Kutbu’ndaki deniz seviyesi yılda yaklaşık olarak 1.9 mm yükseliyor. Kuzey Kutbu’ndaki olumsuz gelişme öte yandan hayvanlar dünyasında da etkili oluyor. Bilim insanları gelecekte Rengeyiği ve denizayısının tükenebileceğini söylüyorlar. Kutup ayıları ise şimdiden üzerinde avlanacak buz alanları bulmakta zorlanıyor. Buna karşın birçok kaz türü daha fazla yiyecek bulduğu için Kuzey Kutbu’ndaki yaşam alanını genişletmiş. ZENGİN İÇERİKLİ İLKEL BULAMAÇ Amerikalı kimyacı Stanley Miller’in 1959 yılında gerçekleştirmiş olduğu çok önemli deney bugün neredeyse tüm okul kitaplarında yer alır. Miller basit bir gaz karışımına verilen elektrik akımının etkisiyle, biyomoleküllerin oluştuğunu kanıtlamıştı. Dünyadaki yaşamın başlangıcı olan “ilkel bulamaç”ın da bu şekilde ortaya çıktığı tahmin ediliyordu. Deneyin özgün örneklerini yeniden analiz eden meslektaşları, şimdi çok daha fazla kimyasal bileşim saptadılar. Son bilgilere göre yaşamın ilk yapıtaşları daha önceleri tahmin edildiği gibi denizde veya kara kütlelerinde değil, “DELİ DANA”YA YOL AÇAN HASTALIK ETKENİ LABORATUVARDA ÜRETİLDİ İsviçreli ve Alman bilim insanları ilk kez “deli dana” hastalığına yol açan hastalık etkeninin sentetik kopyasını üretti. Araştırmacılar yeni sonuçların, insanlar ve hayvanlar için tehlikeli olan bu hastalığın kesin nedenlerini açıklayacak bilgiler vereceğini tahmin ediyor. Deli daha hastalığı BSE ve insanda görülen CreutzfeldtJakop hastalığına CBT 1128/ 4 31 Ekim 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle