16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tıp Fakülteleri Başkent Tıp Yeditepe Tıp Maltepe Tıp Fatih Tıp Ufuk Tıp Bilim Tıp Ögr. Üye toplam Öğrenci toplam 238 139 44 79 66 64 268 402 202 151 60 Ögr. Üye / Öğrenci 1.12 2.89 4.59 2.28 0.94 Yatak 1411 170 170 Veri yok 100 109 Öğrenci başına yatak 5.2 0.42 0.84 0.66 1.76 Kandilli’de Salih Zeki dönemi Sayın Füsun Limboz’un 19 Eylül tarihli 1122’nci sayıda “140. Yılında Kandilli Rasathanesi’nin Kimliği’’ başlıklı makalesinde kaydedilmeyen Salih Zeki dönemini belirtmek istedim. Prof.Dr. Cazibe Sayar 1868 yılında ilk Rasathane, İstanbul Beyoğlu’nda (İstiklal Caddesi) Rasathanei Âmire adı altında Aristidi Coumbary (18261896) tarafından kurulmuş ve kendisi müdür olarak uzun yıllar görev yapmıştır. A.Coumbary’nin 1896 yılında ölümü üzerine Salih Zeki (18641921) 31 Ocak 1896’da (1895 olarak bilinir) Rasathanei Âmire Müdürlüğü’ne tayin edilmiştir. O sırada hem Posta Telgraf Nezareti Âliyesi’nde Fen Müşaviri, hem de Rasathanei Âmire’de müdür yardımcısı olan Emile Lacoine’nın (18351899) hayatta olduğu Prof. F.Günergun tarafından belirlenmiştir (F. Günergun, 2005; Osmanlı Bil. Araş. Salih Zeki Özel Sayısı, s.97120). 31 Ocak 1896 tarihinden itibaren 31 Mart 1909 (13 Nisan 1909) olaylarına kadar süren 13 yıl Salih Zeki’nin Rasathanei Âmire’de müdürlük yaptığı dönemdir. 31 Mart olaylarında Beyoğlu’ndaki Rasathane önemli bir tahribat geçirince, yeni bir Rasathane kurmak üzere 1910 yılında İstanbul Darülfünu’nu, Fen Fakültesi Astronomi ve Hesabı İhtimaliyat Müderrisi (Prof.) Fatin Efendi (Fatin Gökmen, 18771955) Müdür olarak tayin olmuş ve Salih Zeki de Mektebi Sultanî (Galatasaray Lisesi) müdürlüğüne getirilmiştir. Halide Edip Adıvar hatıratında (o dönemde Salih Zeki’nin eşidir, 19011911) 1904 yılında ailece (iki küçük oğlu ve Malik) Beyoğlu caddesinde (İstiklal Caddesi) bulunan Rasathanei Âmire’nin üst katındaki müdür dairesine taşındıklarını kaydeder (1960’lı yıllarda eşim Malik Sayar, İstiklal Caddesi’nde Fransız Konsolosluğu ile Ağa Camii arasında Kız Teknik Öğretim binalarına yakın, eski, sarı renkli bir apartmanı göstererek, burasının vaktiyle Rasathane olduğunu ifade etmişti). Daha sonra 1908 yılında Salih Zeki İstanbul Üniversitesi’nde (Darülfununı Osmanî) öğretimi olduğu için, yakınlık nedeniyle Nuruosmaniye’ye taşınmışlardır. 31 Mart olaylarını yaşayan Halide Edip hatıratında olayların Serbesti gazetesinde yönetime karşıt yazılar yazan önemli bir fikir adamı Hasan Fehmi’nin Galata Köprüsü üzerinde öldürülmesi nedeniyle geliştiğini, cenazede caddelerin sarıklı kalabalıklarla dolu olduğunu “adeta o beyaz sarıklı muazzam kalabalık hareket halindeki bir papatya tarlasını hatırlatıyordu,” şeklinde ifade etmiştir. (H.E.Adıvar, 2004, Mor Salkımlı Ev, s.138, 154155). Salih Zeki’nin Rasathane Müdürlüğü’ne tayini ve görevli olduğu dönemdeki çalışmaları ayrıntılı olarak Prof. F. Günergun tarafından incelenmiş ve yayımlanmıştır. Büyük bilim adamı ve modern Rasathanenin kurucusu Fatin Gökmen’i (Fatin Ef.) Salih Zeki, 1901 yılında Sultan Selim Camii Muvakkithanesi’nde çalışırken (Medrese öğretimi) tanımış, astronomi ve matematik merakını görmüş, onun Fen Fakültesi’ne girmesini teşvik etmiştir. Fakülteden birincilikle mezun olan Fatin Gökmen bir süre Darüşşafaka’da öğretmenlik yaptıktan sonra Salih Zeki’nin desteğiyle Üniversite’de Müderris (Prof.) olmuş, 1910’da Salih Zeki’nin Maarif Müsteşarlığı döneminde Rasathane’nin bugün bulunduğu ÇengelköyKandilli sırtlarındaki İcadiye Tepesi’nde yeni bir Rasathanei Âmire kurmak üzere görevlendirilmesinde etkisi olmuştur. Salih Zeki, Fatin Gökmen’in yeteneğini öğrenciliğinde keşfetmiş, mesleğinin değişik evrelerinde takdir etmiş ve desteğini sürdürmüştür. Salih Zeki’nin ölümünden sonra ise onun derslerini üniversite’de Fatin Gökmen üstlenmiştir. (S.Kadıoğlu, Osmanlı Bil. Araş., Salih Zeki Özel Sayısı, 2005, s.155167). Tablo 6. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci ve öğrenci başına düşen yatak oranları. rencileri Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi alırken, ücretliler içinde ise en yüksek taban puanı olan öğrencileri alan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi oldu (Tablo 5). Öğretim üyesi başına düşen öğrenci hesaplaması yaptığımızda ilk kez geçen sene öğrenci alan Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni değerlendirme dışı tutacak olursak Başkent Üniversitesi’nde bir öğretim üyesine bir öğrencinin düştüğü görülmektedir (Tablo 6). Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ise bir öğretim üyesi başına 4.59 öğrenci düşmektedir. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin farklı şehirlerde 8 araştırma uygulama hastanesinin olması eğitim açısından bir avantaj olarak belirlenmiştir. Öğrenci başına düşen yatak oranını hesapladığımızda en şanslı olanların % 5.2 ile Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesinde eğitim gören öğrenciler olduğu görülecektir. Buna karşın Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesindeki öğrencilerin başına 0.42 yatak düşmektedir. Bir başka değişle bu fakültede 2.5 öğrenciye bir yatak düştüğünü söyleyebiliriz. Bu güne kadar dört vakıf üniversitesi tıp fakültesi mezun vermiş ve bu doktorlar Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) girmişlerdir. ÖSYM’nin TUS sonuçlarının istatistikî değerlendirmesinde vakıf üniversiteleri tıp fakültelerinden mezun olanların pek de başarılı olmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. İlk mezun veren Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesinin mezunlarının girdikleri ilk 3 sınavda hiç başarılı olmadığı görülmektedir. Aynı şekilde Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunları da ilk sınavda hiçbir yere yerleştirilememişlerdir. Bugün eğitimini sonlandırmış olan Kadir Has Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunlarının bazı sınavlarda başarılı olduklarını, bazılarında ise hiçbir yere yerleşemedikleri görülecektir. Mezun veren dört tıp fakültesi içinde TUS’ta en başarılı sonuçları Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunlarının aldıkları görülecektir. Girdikleri 8 sınavda yerleşen aday oranı % 18.8 ile % 38.9 arasında değişmektedir. Aynı fakültenin yerleşen adayların toplam kontenjanların içindeki yüzdesine bakacak olursak bu oranın her sınav döneminde yükseldiğini ve son sınavda % 0.8’ ulaştığını görmekteyiz (Tablo 7).7 Sonuç olarak geçen 12 yıl içerisinde vakıf üniversiteleri tıp fakültelerinin sayısının 9’a ulaştığı, her geçen gün ücretlerin artıyor olmasına ve ABD’deki tıp fakültelerinin ücretlerine yaklaşmış olmalarına karşın gerek eğitim öğretimde ve gerekse de mezuniyetten sonra girilen uzmanlık sınavlarında başarı oranları göz önüne alınacak olursak hâlâ büyük sorunların ortada durduğunu söylememiz kanımca gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. KAYNAKLAR 1.Vakıf Üniversiteleri Raporu, s. 5. T.C. Yükseköğretim Kurulu – 2007. Ankara 2.Türk Tabipleri Birliği Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi Raporu – 2008, s. 14, 2008, Ankara. 3.“Vakıf Üniversiteleri bu yıl cep yakıyor”, Cumhuriyet gazetesi, 19 Temmuz 2008. 4.U.S. News & World Report – 2008. 5.Türk Tabipleri Birliği Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi Raporu – 2008, s. 49, 2008, Ankara. 6.ÖSYM, 2008 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu, Ankara 7.ÖSYM, TUS istatistikleri 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008. Tablo 7. Tıpta Uzmanlık Sınavlarında Vakıf Üniversiteleri Tıp Fakültelerinin başarı tablosu. CBT 1125 / 21 10 Ekim 2008
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle