Katalog

ZÜMRÜTTEN AKİSLER A.M. Celal Şengör FARE HÜCRELERİ İLE DİŞ ÜRETİMİ Japon bilim adamlarının ürettikleri fare dişleri normal dişler gibi büyüyor. Tokyo Üniversitesi’nde Takashi Tsuji ile çalışan araştırmacılar, ilk önce dişlerin gelişiminden sorumlu iki farklı hücre tipini kültüre almışlar. Daha sonra bunlara, bağdokusunu güçlendiren ve dişleri bir arada tutan kolajen proteini aşılanmış. Bu şekilde oluşan "köklerden" Sevgili okuyucularım, bu hafta size çağımızın önemli biyologlarından Richard Dawkins'in The God Delusion (Tanrı Aldatmacası) adlı kitabını tanıtacaktım ki beni şoke ederek başımızdaki çok daha gücel bir sorunu hatırlatan bir olay cereyan etti. SICAKTAN BUNALAN PENGUENLER GÜNEYE GÖÇÜYOR Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Berry Lyons, San Francisco’da gerçekleştirilen AAAS (Amerikan Fen Bilimleri Geliştirme Komisyonu) konferansında iklim değişimi yüzünden penguenlerin Güney Kutbu’na doğru göçtüklerini açıkladı. Mesela artık güneyde yaşamaya başlayan Pygoscelis papua ve Phyoscelis antarctica penguenleri Adelie penguenlerinin yaşam alanlarında görülmeye başlanmış. Bunun başlıca nedeni, Antarktik kıyılarındaki buzun azalmış olması diyor uzmanlar. Antarktikteki Amerikan Palmer istasyonunda yapılan gözlemlerle bölgenin ısındığı da anlaşılmış. Bölgedeki karides, yengeç ve diğer besin kaynakları da azalmakta. Bu faktörler buzun dinamiği ve hassas ekosistem üzerinde çok etkili olacak, diye uyarıyor bilimciler. Nilgün Özbaşaran Dede Kanaltürk Skandalı, TÜBİTAK ve Üniversite Rektörleri Maliye Bakanlığı Kanaltürk'te çalışan ve program yapanların banka hesaplarını inceletme ihtiyacını duydu. Bunun ne derece korkunç bir siyasi baskı hareketi olduğu iki haftadır konuşuluyor. Böyle bir harekete tevessül eden bir Maliye Bakanı nasıl makamında oturmaya devam eder, böyle bir Maliye Bakanı’nı tutan bir hükumet nasıl iktidar olmayı sürdürebilir ve böyle bir şeyin olduğu bir ülkede bazı sivri akıllılar nasıl hâlâ demokrasiden bahsedebilir, aklım almıyor. Ama bence bu yapılan korkunç şey Sayın Başbakanın TÜBİTAK hakkında yaptığından daha hafif bir suçtur. Maliye Bakanlığı’nın yaptığı nihayet yasayı kötüye kullanmaktır. Halbuki Sayın Başbakan alenen mevcut yasaları yok sayarak hareket etmiş, bunun böyle olduğu da herhangi bir değişik yoruma sebep olamayacak bir berraklıkta aralarında Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın da bulunduğu mahkemelerimizce karara bağlanmıştır. Bu kararlar sonucu, Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi, bugünkü TÜBİTAK yönetiminin kendisine yaptığı bir başvuruyu, bu yönetimin TÜBİTAK'ı temsil yetkisinin olmadığını göstererek reddetmiştir. Şimdi şu soru akla gelmektedir: Bugünkü TÜBİTAK yönetimi içerisinde üniversitelerinden izin alarak çalışan öğretim üyelerimiz bulunmaktadır. Bu öğretim üyelerimiz TÜBİTAK yönetiminin üniversiteye başvurarak izin istemesi ve üniversitenin de uygun cevabı vermesi mekanizmasıyla TÜBİTAK'ta çalışabilirler. Kurumu temsil yetkisi olmayan bir yönetimin (dikkat buyurunuz, sadece başkanvekilinin değil, tüm yönetimin!) başvurusunu üniversite rektörlerimiz nasıl ciddiye alabilmişlerdir? Örneğin ben TÜBİTAK'ta çalışmasını istediğim bir kişiye izin almak için herhangi bir üniversiteye başvurabilir miyim? Başvursam rektör ve TÜBİTAK beni yasal oarak ciddiye alabilir mi? Mahkeme kararlarına göre şu anda TÜBİTAK yönetimi tamamen yasadışıdır. Bu yönetimle resmi iş yapan herkes yasayı çiğniyor demektir. (Aksi takdirde her önüne gelenin kendisini TÜBİTAK yönetimi diye tanıtarak TÜBİTAK adına üniversitelerle ilişki kurması yasal olur ki, bu mümkün değildir). Kanaltürk'ün başına gelene sessiz kalınmasının ileride her birimizin özgürlüğüne ne büyük bir tehdit oluşturduğu günlerdir bangır bangır bağırılıyor. Peki, yasadışı hareket etmek bir gün ülkemizde orman kanununun egemen olabileceği tehlikesini işaret etmez mi? TÜBİTAK ile yasadışı ilişki içinde bulunan rektörlerimiz işledikleri büyük suçun farkında değiller midir? Kendilerinin hukuk danışmanları yok mudur? Bir hukukçu olan Sayın YÖK Başkanı muhtelif vesilelerle kendilerine durumu açıklamamış mıdır? Haydi bunların hepsine olumsuz cevap verebildiğimizi var sayalım, peki yapılan yasadışı işlemi durduracak savcılarımız yok mudur? Şimdiki durumu yürütme gücü ve suiistimal ettiği dokunulmazlığı ile gayrimeşru bir şekilde ayakta tutan hükümet bir gün gidince, yasa dışı sözde bir yönetimle ilişkiye girip, bu kişilerin yasadışı yollardan ellerine geçirdikleri bir kurumda öğretim üyesi görevlendirip, o kurumdan mali destek temin etmiş olan rektörlerimiz yasa önünde nasıl hesap verebileceklerdir? Üniversitelerine temsil yetkisi olmayan bir grup kişi tarafından TÜBİTAK bütçesinden aktarılan mali desteği nasıl alabildiklerini nasıl anlatabileceklerdir? Devlet yasadışı yollardan kendisinden koparılmış bu parayı haklı olarak geri talep ettiğinde ne yapacaklardır? Yasadışı olarak tahsis ettikleri öğretim üyesi zamanını üniversitelerine nasıl geri kazandırabileceklerdir? TÜBİTAK ile ilişkiye giren hiçbir rektör, TÜBİTAK'ın yasadışı bir yönetimi olduğunu bilmediğini iddia edemez: Nasıl ki adam öldürmenin kanun dışı olduğunu bilmediğini iddia edecek bir katil cezadan kurtulamazsa. Yasalar hepimiz içindir. Üniversite rektörleri de ülke yasalarının üzerinde değillerdir. TÜBİTAK ile ilişkilerinde yasanın gereğini yapmadıkları takdirde, savcılarımız mahkeme kararlarını yanlış anlamadıysam bu yazımı bir suç duyurusu kabul ederek kendilerini yasanın yoluna çekme girişimini başlatmalıdırlar. Aksi takdirde, Türkiye yakında yasanın değil, vahşetin hüküm sürdüğü bir yer olur. Bu demokrasiyse, buyrun tepe tepe kullanın. deney tüplerinde gerçek dişler gelişti diyor bilim adamları Nature Methods dergisinde. Öncü dişler ayrıca genç farelerin çenelerine de (daha önce çekilen dişin yerine) aktarılmış. İmplantlar sorunsuz olarak normal dişler gibi gelişimlerini tamamlamışlar. Gelişme rejeneratif biyoteknoloji alanında yeni olanaklar sunmakta. Bilim adamları aynı yöntemin yetişkin hayvanlarda da uygulanabileceğine inanıyorlar. Yarışma: Robotikte Bilim Ve Teknoloji–II Yıllarca makine mühendisliği alanında uluslararası nitelikte bilimsel çalışmalar yapmış ve düşünceleri ile hep çağdaş kalmış olan değerli üyemiz Necdet Eraslan’ın adını ölümsüzleştirmek için 2003 yılında başlattığımız Proje Yarışması geleneğini, Makine Mühendisleri Odası olarak, sürdürüyoruz. III. Necdet Eraslan Proje Yarışması 2007 Türkiye'de bilim ve teknoloji araştırmalarını desteklemek ve bu alanda çalışan kişileri özendirmek amacıyla oluşturuldu. Yarışmanın 2007 yılı konusu olarak ikinci kez ROBOTİKTE BİLİM VE TEKNOLOJİ seçildi. Otomasyon ve robot teknolojileri sayesinde imalat süreleri kısalmış ve buna bağlı olarak verimliliklerde çok büyük artış sağlanmıştır. Bu teknolojilerin bir başka faydası, imalat kalitelerinde yaşanan gelişme olmuştur. Ancak özellikle robotların kullanımının yaygınlaşmasının insanlık için en önemli getirisi, insan sağlığını tehdit eden alanlarda doğrudan işgücü gereksiniminin ortadan kaldırılması suretiyle iş güvenliğinde yaşanan olumlu gelişmelerdir. Proje Yarışması’na sunulacak önerilerde, verimlilik, imalat kalitesi ve iş güvenliği gibi konularda ulusal, sosyal, ekonomik, teknolojik ve ekolojik açılardan faydalar öne süren bilimsel ve yenilikçi bir içerik olması beklenmektedir. JÜRİ KURULU: Prof. Dr. Arsev Eraslan, NASA Emekli; Prof. Dr. Ahmet Kuzucu, İTÜ Makina Fakültesi; Prof. Dr. Okyay Kaynak, Boğaziçi Üniv. ElektrikElektronik Müh. Bölümü; Prof. Dr. M. Oruç Bilgiç, Yıldız Teknik Üniv. ElektrikElektronik Fakültesi; Doç. Dr. Arif Atlı, Marmara Üniv. Makina Mühendisliği Bölümü; Doç. Dr. Eşref Eşkinat, Boğaziçi Üniv. Makina Mühendisliği Bölümü; Hakan Altınay, Kale Altınay Robotik; Tevfik Peker, MMO İstanbul Şube Başkanı YARIŞMA KOŞULLARI: Özgün olması kaydıyla her çeşit proje yarışmaya kabul edilecektir. Yarışmaya katılmak için en fazla 1 sayfalık proje özeti, özgeçmiş ile birlikte en geç 31/08/2007 tarihine kadar MMO İstanbul Şube'ye elden, posta veya kargo ile ulaştırılmalıdır. Ayrıntılı bilgi: MAHİR TUĞCU, TMMOB, Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Katip Mustafa Çelebi Mah. İpek Sokak No:13 Beyoğlu/İSTANBUL Tel: 0212 245 03 63 64 Fax: 0212 249 86 74 www.mmoistanbul.org.tr ; [email protected] CBT 1041/5 2 Mart 2007