20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

NÖROLOJİ TEKNOLOJİ=YAŞAM Edip Emil Öymen [email protected] Arkamdaki yabancı kim? Yakın çevrelerinde hiç kimse bulunmamasına rağmen psişik hastalar, sanki yanlarında biri varmış gibi hisseder. Ama bu his bazen sağlıklı insanlarda da yaşanabiliyor. ature dergisinde yayımlanan yazıda nörologlar, belli başlı beyin bölgelerini uyararak, sanki yanlarında biri varmış hissinin nasıl uyandırdığını anlatıyor. Cerrahi müdahale öncesinde gerçekleştirilen epilepsi tanısında tıbbi bir inceleme yapıldı. Bu yöntem sırasında epilepsi hastalarının konuşma ve hareketlerinden sorumlu beyin bölgelerinin kesin yerleri belirlenir. Amaç, ameliyat sırasında bu bölgelere zarar vermemek. Bu tanı işlemi sırasında hastalara aktarılan 3mm’lik elektrotlar beyin kabuğu üzerinden zayıf elektronik uyartılarla uyarılmakta. Epilepsi hastalarına bu işlem sırasında Hasta ilginç belli başlı görevler veribir şekilde lir. Fakat İsviçreli nörolog Olaf Blanke ve çakendisini göllışma arkadaşları, 22 yage gibi izleyen şındaki bir hastada epihayali kişinin lepsi tanısı yaparken, genç bir erkek sol temporal parietal bölgenin de (temporoolduğunu söyparietal junction, TPJ) leyebiliyordu uyarıldığını ve genç kadının birdenbire farklı algılamalardan söz ettiğini yazıyor. Soru: Bir kulakburunboğaz sorunu mu? Yanıt: Ağzı ile kulağını bilmeyenlere kamu hizmeti Siyasetçiye AğızKulak Desteği Aklına eseni söyleyip seçmeni etkileme döneminin sonu göründü. Hiç olmazsa Amerika’da... ABD’nin önemli kamu siyaseti araştırma merkezlerinden Annenberg Public Policy Center bünyesinde yer alan "Siyasi Verileri Doğrulama Merkezi"nin (APFC) kuruluş açıklamasında şöyle deniliyor: Amacımız, Amerika’da siyasetçinin söylediği sözlerin doğruluğunu saptamak. Bunu, seçmene iletmek. Siyasetçinin her türlü mecrada, televizyon reklamlarında, açık oturumlarda, yaptığı her konuşmada, mülakat, gazete makalesi, haberde söylediği, yazdığı her şeyi "doğruluğu" açısından kontrol etmek... Pennsylvania Üniversitesi’ndeki Annenberg merkezinin, University of Southern California’daki benzer isimli Annenberg Gazetecilik Okulu’yla dolaylı bir ilgisi var. Her ikisi de adını, Walter Annenberg’den alıyor. Bu varlıklı kişi, gazetecilerin ve siyasetçilerin kamuoyuna doğru bilgi vermeleri gerektiğini hep savunmuş, bu amaçla bu iki merkeze eğitim ve araştırma amacıyla büyük para yardımı yapmıştı. N Sol beyin yarısının manyetik rezonans tomografisiyle alınan üçboyutlu görüntüsü. Kırmızı noktalar hareketlerden, maviler bedeni algılamadan, yeşiller konuşmadan, pembeler diğer bir kişinin algılanmasından sorumlu beyin bölgelerini göstermekte. ğunu söyleyebiliyordu yine de. Ve işin en garip yanı, hayali kişinin kendisine çok benzemesine rağmen, hasta bunun kendi "yansıması" olduğunu fark edemiyordu. BEDENİNİ HATALI ALGILIYOR Yabancı insanın varlığı kendi bedeninin hatalı algılamasaydı diyor Blanke. Bu hatalı algılama çok yaygın olmasına rağmen, daha önce sinirbilimleri alanında analiz edilememişti. Blanke’nin gözlemleri, belki de bu olayın daha ayrıntılı bir şekilde analiz edilmesine izin vererek, şizofreni gibi hastalıkların daha iyi anlaşılmasında yardımcı olabilir. Araştırmacılar için özellikle de hastanın hareketlerinin hayali kişi tarafından engellemeye çalışılması çok önemli. Bu durumdan sıkça söz eden şizofreni hastaları, karşısındaki bir insanın kendilerine kötülük etmek istediklerini ya da hareketlerini kısıtlamaya çalıştıklarını hissederler. ARKADAKİ HAYALET Temporo parietal bölge, insanın kendi Hemen arkasında birinin varlığını hisbedenini algılaması sırasında etkinleşmekseden kadın, hayali kişiye dokunamadığını te. Belli başlı bir olaya uygun bilgileri bedesöyleyerek durmadan arkasına bakıyordu. ne aktaran bu bölge çok önemlidir. Bu kaDiğer uyartılar da benzer etkiler yaptı diyor dar karmaşık bir bölge hayvanlarda bulunaraştırmacılar. Hasta diğer bir deneyde otumuyor. Hastaların anlattıkları algılamalar, rur vaziyette kollarını bacaklarına kavuşturbeyin enfarktüsünden sonra, migrende ama duğunda, hayali kişinin de yanında oturduen çok da şizofreni, paranoya gibi psikiyatğunu ve kollarını kendi bacaklarına doladırik ve nörolojik bozukluklara sahip kişilerde ğını hissetmiş. Bir başka deneyde hastadan görülmekte. elindeki bir kartla dil testi yapması istenDaha önceleri gerçekleştirilen araştırmiş. Bu durumda da hasta, sağ tarafında bimalardan migren veya epilepsinin, söz korinin bulunduğunu ve kartı almaya çalıştığınusu beyin bölgesinde, bedeni hatalı olarak nı hissetmiş. algılama gibi kısa süreli bozukluklara neden Her seferinde farklı bir pozisyonda otuolabileceği az çok biliniyordu. Fakat Blanran hasta, özellikle de uyartının 10 miliamke, daha güvenilir bilgiler elde edebilmek peri aşması halinde, için bu ve buna bunlara benzer hayabenzer deneylerin li durumlar yaşamış. çok daha büyük Hasta durmadan hahasta grupları ve reketlerini taklit sağlıklı insanlarla eden bir kişiyi hissetda tekrarlanması mesine rağmen onu gerektiği kanısıngöremiyordu. Fakat da. ilginç bir şekilde Derleyen: kendisini gölge gibi Çizimlerde, temporo parietal bölgenin uyarılması sırasında, Nilgün Özbaşaran izleyen hayali kişinin hastanın pozisyonları (beyaz) ve hissettikleri hayali kişiler Dede genç bir erkek oldu (siyah) görülüyor. KASIM 2008 Başkan Bush’un 2000’de epey kuşkulu bir seçim sürecinden sonra yönetime gelişinden bu yana ABD’de tartışma bitmedi. Üstelik, 2004’te iyice alevlendi. Temel soru şu: Siyasetçiler bize yalan söylüyor. Bunu nasıl denetleriz? Çareyi gezetecilik okullarının araştırma merkezleri önermeye başladı. Merkezi Florida’daki Poynter Enstitüsü, ardından Annenberg’ler derken yeni bir kurum daha siyasetçilerin tepesine dikildi: Siyaset, Demokrasi ve Internet Enstitüsü (Institute for Politics, Democracy and the InternetIPDI). Burası da Washington’daki George Washington Üniversitesi Siyaset Yönetimi Merkezi’nin ürünü. 2008 seçimine doğru resmi veya gayrıresmi bu tür denetleme kurumlarının sayısı artacak belli ki... Bu ise siyasetçiler üzerinde gerçek bir denetim mekanizması olacak. Çünkü siyasetçi aklına eseni söylerse, sivil toplum adına kamu hizmeti yapan bu kurumlar bu beyanı araştıracak. Eğer siyasetçi dayanaksız konuşmuşsa, bu durumu kamuoyuna yansıtacaklar. YORUM/VERİ Amerikalı saygın siyasetçilerden Senatör Patrick Moynihan’ın ünlü bir sözü vardır: "Herkesin yorumu kendisine aittir, ama verileri kendisine ait değildir." Uğur Mumcu, bunu benzer bir şekilde farklı söylemişti: "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar." Yukarda adı geçen kurumlar sadece "Bush’dan kurtulma" stratejisiyle hareket etmiyor. Hem ona mesafeliler, hem Demokratlara... Bu gerçek tarafsızlık, 2008’e doğru kamuoyu adına gerçek bir gözcülük görevi üstlendiklerini gösteriyor. Nitekim APFC, 11 Ocak’ta Bush’un Irak hakkındaki konuşmasındaki hataları bulurken, 17 Ocak’ta Demokrat Parti’nin sosyal sigortada ilaç ödemeleri konusundaki vaadlerini didikledi. 25 Ocak’ta sıra yine Bush’a geldi. "Birliğin Durumu" konuşmasındaki abartılar ve gizlemeler sergilendi... Kurum, bu işi 2004 yılından beri yapıyor CBT1038/8 9 Şubat 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle