24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İTÜ’de laboratuvarlar merkezileşiyor Prof. Dr. Faruk Karadoğan İ.T.Ü. Rektörü 1 tuvarı" projesi altında yeniden değerlendirmiştir. Bu projeyle disiplinlerarası çalışmalar yapılması, sanayi ile ortak projeler üretilmesi, yeni akredite edil2.01.2007 tarih ve 1034 sayılı Cumhuriyet Bimiş laboratuvarlar kurulması, eşgüdüm kapsamınlim Teknoloji dergisinde, genel olarak üniverdaki tüm laboratuvarlarda ARGE potansiyelinin sitelerdeki alet ve cihazlardan öğretim üyelerigeliştirilmesi, yurt içi ve yurt dışındaki araştırma nin yararlanmaları, özel olarak da üniversitemizdekurumlarıyla işbirliği yapılması hedeflenmiştir. Bu ki bir öğretim üyemizin sorumlu olduğu laboratuvaamaçla, ilk iş olarak üniversite bünyesinde bulunan rı öğrencilerin kullanımına sunmada koyduğu kısıttüm alet ve cihazların envanterini çıkarmaya yönelamayı konu alan "Gündem" başlıklı yazınızı her zalik bir çalışma gerçekleştirilmiş ve öğretim üyelerimanki gibi ilgiyle okudum. Üniversitelerimizdeki mize Merkez Laboratuvarı sitesine girilerek alet taeğitimöğretim, bilimsel araştırma ve yayın konularaması yapabilme olanağı sunulmuştur. rına göstermekte olduğunuz süİTÜ öğretim üyelerimizin laboraturekli ilgiye teşekkür ederek size Laboratuvarlara varlarımızdaki mevcut cihazlara ilave hak verdiğimizi belirtmek ve bu kazandırılmış tüm olarak sadece kendi kullanımına açık kapsamdaki bazı noktalara kısaolacak benzer yeni cihazlar alması ve cihazlar üniversica değinmek isterim. benzer laboratuvarlar kurması yerine, tenin dolayısıyla Üniversiteye kazandırılan yenilik içeren, özgün ve özellikle ülke cihazlar ulusal ve uluslararası bidevletin malıdır ve araştırma önceliklerine yönelik projeleri limsel araştırma projelerinden, gerçekleştirmek üzere yeni oluşumlara araştırma yapacak çeşitli fonlardan, bağışlardan ve yönelmesi üniversitemiz ve ülkemiz için bütün araştırmacıözellikle geçmiş yıllarda devletidaha yararlı olacaktır. Bu nedenle aşırı mizin doğrudan verdiği maddi ların hizmetine sukişisel tutkulara yönelik gereksiz cihaz desteklerle sağlanmıştır. Kaynave laboratuvar dublikasyonunun önerinulmalıdır. ğı ne olursa olsun laboratuvarlalen yeni projelerde önlenmesi önemli olra kazandırılmış tüm cihazlar maktadır. üniversitenin dolayısıyla devletin malıdır ve araştırCihazların bakımı, kullanımı ve onarımında ma yapacak bütün araştırmacıların hizmetine suMerkez Laboratuvarı organizasyonunda özellikle nulmalıdır. Ancak, bu cihazlar alındıktan sonra teknisyen sorununun daha gerçekçi biçimde çözüciddi bakım ve onarım sorunları yaşanmaktadır. İyi mü mümkün olabilecektir. Deneysel çalışmalara teknisyen istihdamı sadece ülkemizdeki üniversitedestek sağlayan ve mevcut donanımların bakım ve lerin değil, dünyadaki diğer üniversitelerin ve devonarımında büyük işlevi beklenen ve yeniden yapılete ait araştırma kurumlarının da sorunudur. Bu cilandırılmış olan Merkez Atölyemizdeki eleman kahazların bazılarının bakım ve onarımı yurt içindeki litesi ve kapasitesi etkin ve verimli hale getirileceksağlanacak olanaklarla da mümkün değildir. Önemtir. Böylece, proje sahibi öğretim üyeleri bazı cihazli ve pahalı cihazların kullanımından önce kullanıları veya onların parçalarını kolayca sağlayabilir ducıya iyi bir eğitimin verilmesi, güvenlikle ilgili önruma gelecektir. Sonuçta, öğretim üyemiz de orijilemlerin alınması zorunludur. Bundan dolayı bir lanal fikir üretecek, özgün proje hazırlayacak ve geboratuvardan sorumlu öğretim üyesinin, cihazların reksinim duyduğu hizmeti Merkez Laboratuvarınkullanılması sırasında bazı önlemleri talep etmesi dan veya bu laboratuvar eşgüdümündeki diğer labone ölçüde doğal ise, bu cihazların kullanılmasını yaratuvarlarımızdan alabilecektir. Teknokent kullasaklaması da o denli yanlıştır. nıcılarının da kullanımına açık olacak Merkez LaİTÜ, son iki yılda kaliteli ve çağdaş laboratuvar boratuvarları gerçek ARGE yapmak isteyenler için olanaklarını yeni bir bakış açısıyla "Merkez Laboraönemli bir fırsat oluşturacaktır. Merkez Laboratuvarımız, araştırma, uygulama, tasarım, eğitim yapan ve İTÜ’nün birimlerine bağlı laboratuvarların çalışmalarında eşgüdüm sağlayacak bir yapıdadır. Kısaca amaçları: • Sayıları 340’ı aşan İTÜ laboratuvarlarının envanterini çıkarmak, • İTÜ laboratuvarlarını yaygın ve etkin bir şekilde kullanabilmek, • Laboratuvarlarla ilgili gerçek ArGe gücünü ortaya çıkarmak, • Merkezi eşgüdümü sağlamak, • Öncelikli alanlarda disiplinlerarası özgün çalışmaları desteklemek, • Teknokent ve KOSGEB ile eşgüdüm içinde çalışmalar yapmak ve sanayi ile ortak projeler üretmek, • Yurtiçi ve yurt dışındaki üniversiteler ve araştırma kurumları ile işbirliği yapmak, • İTÜ laboratuvarlarına akreditasyon desteği sağlamak, • Laboratuvarlararası stratejik planlarının gerçekleştirilmesinde işbirliği yapmak, • Gerektiğinde Merkez Laboratuvarına bağlı yeni akredite laboratuvarlar kurmak, şeklinde özetlenebilir. Merkez Laboratuvarı çalışmalarında 2007 öncelikleri akreditasyon, yeniden yapılanma, inşaatların gerçekleştirilmesi ve tanıtımdır. Bu kapsamda akıllı bir bilgi paylaşımı altyapısına sahip olan ve web erişimine açık olan mLab LAKPOS isimli bir bütünleşik kaynak planlama ve otomasyon sistemi kurulmuştur. İstenilirse www.lakpos.itu.edu.tr linkini kullanarak laboratuvarlarımızın olanaklarına ve verdiği hizmetlere İTÜ içinden ve dışından tüm araştırmacılar gibi sizin de ulaşmanız mümkündür. Günümüzde hem karmaşık sorunların çözümünde hem de hedeflenen önemli ilerlemelerin sağlanmasında disiplinlerarası araştırmaların büyük önemi vardır. Bu dönemde tam kapasite çalışmasını planladığımız Merkez Laboratuvarının da katkısıyla disiplinlerarası araştırma olanaklarının daha da gelişmesi beklenmektedir. Üniversitelerimiz ve araştırma kurumlarımıza olan ilginizin devamını dilerim. Prof. Dr. Hasan Yazıcı’nın açık mektubuna cevap Prof. Dr. Fazıl Sağlam Ö ? CBT 1038 / 19 9 Şubat 2007 nce Sayın Yazıcı’nın hukukçu olmamasına rağmen aydın kimliği ile Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tartışmalara katılmış olmasını takdirle karşıladığımı belirtmek isterim. Çünkü Anayasa, demokratik bir toplumda yalnızca anayasa hukukçularına bırakılmayacak kadar önemli bir alandır. İkinci olarak Yazıcı böyle bir katılımın ne kadar yararlı olduğunu, yazımda belirlediği bir dil hatasına işaret etmekle somut olarak da göstermiş oldu. Anayasa’nın değiştirilmesine ilişkin teklif ve karar yeter sayılarının her ikisini de kapsayacak şekilde, "nitelikli çoğunluk" terimini kullanmış olmam, teklif yönünden bir dil hatasıdır. Ama her ikisinin de nitelikli yetersayılar olduğu kuşkusuzdur. Tabii bu dikkatsizliğin yazıda ele alınan sorunun çözümüne herhangi bir etkisi olmadığını belirtmek gerekir. Yine de Yazıcı’ya dil konusundaki duyarlığı ile beni uyardığı için teşekkür ede rim. Ne var ki kendisinin bunun dışındaki görüşlerine katılmam mümkün değil. Yazımın birinci bölümünde "birbiriyle bağlantılı bir bütünlük içinde uygulanması gereken klasik yorum yöntemleri"nden söz etmiş ve Sabih Kanadoğlu’nun ortaya attığı yorumun böyle bir çerçeveye oturduğunu belirtmiştim. Oysa Yazıcı, benim makalemi bütünlüğünden koparmış. Asıl altını çizdiğim amaçsal yorumdan hiç söz etmemiş. Kanadoğlu’nun ona destek olarak getirdiğini belirttiğim ve bu yönüyle de haklı bulduğum sistematik yorumu tartışmaya çalışmış, ama genel hukuk öğretisinin argumentum a cortrario ve argumentum a fortiori gibi ilkelerini gözönünde tutmadığı için yanlış sonuçlara varmış. Bu yazı çerçevesinde bunların ayrıntısına giremem. Sayın Yazıcı’nın hukuk biliminin kavramlarına yabancı olması doğaldır. Ama bir bilim adamı olarak en azından sözünü ettiğim bütünlüğü kavramaya özen göstermesini beklerdim. Anayasa’nın 102/1. maddesi ana kuralı belirlemiştir: "Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir." Bu kuralın önemini ve farklılığını anlayabilmek için Meclis Başkanının seçimine ilişkin 94. maddeye bakmak yeterlidir. Orada böyle bir ana kural yer almamıştır. Cumhurbaşkanının dördüncü turda meclis üye tam sayısının salt çoğunluğu ile de seçilebilmesi ise ana kurala göre bir istisnadır. Bu nedenle ana kuralın sözü ve amacı, maddenin tümünün yorumlanmasında belirleyici bir rol oynar. İstisna kuralı ise ancak kendi uygulama alanı ile sınırlı olarak etkili olur. Bu çerçevede Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili ana kuralın öngördüğü hukuki sonucun sağlanabilmesi için ilk üç turda en azından 2/3 üyenin oylamaya katılması gerekir. Zaten 1/3 katılımla böyle bir sonucun aranması abesle iştigal olur. 2/3 çoğunluk dışındaki bir katılıma geçerlilik tanımak, Anayasa’nın bu kuralını dolanma girişimlerine ve iktidar partisinin Meclisteki sandalya sayısını ulusal irade ile özdeş sayan TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle