20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Nano çağını kaçırırsak ülkemizi koruyamayız" Çankaya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ziya Güvenç, nanoteknoloji konusunda geri kalmanın faturasının büyük olacağını açıkladı. ler söz konusu. Bazı bölümlerin mezun ettiği kişi sayısı 2050 yılına kadarki ihtiyacı karşılayacak boyuttayken ülkede mühendis ve akademisyen eksiği varsa bu büyük sıkıntı doğurur. Ülkemizde maalesef bilim insanı eksiği var. Devletin de bu konuya daha çok eğilmesi lazım" A lmanya’nın Karlsruhe kentinde yapılan Uluslararası Nanoteknoloji Fuarı, ‘Nanofair 2006’ya davet edilen tek Türk konuşmacı olan Prof. Güvenç, bu sektörde geri kalmanın Türkiye için ölümcül sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Maddeyi, ‘Atom boyutuna’ indirgeme işi olan nanoteknoloji için ABD yılda 34 milyar, AB ülkeleri ise 1 milyar dolar harcarken, Türkiye’de bütçe ayrılmadığı belirtildi. Güvenç, nanoteknolojide geri kalınması halinde olabilecekleri şöyle anlattı: Nano tel ile nano tüpün bileşimi ABD’deki Rensselaer Polytechnic Institute’daki bilim adamları, karbon nano tüplerin en iyi özellikleriyle, metalik nano tellerin özelliklerini birleştirerek hibrid yapılar geliştirdiler. Bu yeni yapılar karKarbon nano tüp içinde nano tel bon nano tüplerin bilgisayar çipleri, ekranları ve sensörleri gibi çeşitli uygulamalarda kullanılması sırasında ortaya çıkan temel sorunlara çözüm getirecek. Çip tasarımcıları sürekli olarak çiplerin kapasitesini artırmak için çabalarken, çipin boyutlarını da nano ölçeğe indirmeye çalışıyor. Karbon nano tüpler ve nano teller bu ölçekte bağlantı olarak kullanılmaya uygundur, çünkü bunlar sıra dışı mekanik, elektronik ve optik özelliklere sahiptir. Rensselaer Polytechnic Institute’daki ekipten Fung Suong Ou "Bu iki yeni malzemenin olağanüstü niteliklerini birleştirdiğimiz zaman ortaya çıkan hibrid malzeme, ara bağlantılarda ve daha hayal bile edemediğimiz nice olasılıklarda başarı ile kullanılabilecek" diyor. Bundan önceki tekniklerde bir demet nano tüp, makroskopik metal bağlantılara monte ediliyordu. Bu aşamada metal bağlantıları tek bir nano tüpe bağlama olanağı söz konusu değildi. Şimdi bu yeni yaklaşım sayesinde tek bir karbon nano tüp, büyük bir hassasiyetle tek bir metal "iğneye" tutturuluyor. Sonuçta ortaya çok parçalı hibrid nano tüpnano tel yapılar çıkıyor. Ekip daha önce de karbon nano tüpleri bakır ve altın ile birleştirerek hibrid nano teller üretmişlerdi. Şimdi karbon nano tüpleri yarı iletkenlere bağlamaya çabalıyor. Nano ilaç ile damar içi plakalarla mücadele Son yapılan laboratuvar testlerinde, çok düşük dozda uygulanan bir ilacın, damarları tıkayan plakaların oluşumunu büyük ölçüde engellediği görüldü. Ne var ki çalışmalarda bu etkiyi yaratanın, olağanüstü bir potansiyel taşıyan bir ilaç değil, ilacın uygulama tarzı olduğu ortaya çıktı. Fumifillin denilen ve aterosklerotik (damar tıkanması) plakaları besleyen kan damarlarının oluşumunu engelleyen bu ilaç, doğrudan plakaların diplerine gönderildi. İlaç gönderilirken, nano parçacıklar denilen mikroskopik kürecikler haline dönüştürüldü. Bu dönüşüm St.Louis’teki Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bilim adamları tarafından gerçekleştirildi. "Daha önce nano parçacık teknolojisinden yararlanarak plakaları görüntüleyebiliyorduk. Şimdi nano parçacıkların canlı organizmalarda hastalıklı bir bölgeye ilaç taşıyabildiğini keşfettik" diye konuşan tıp profesörü Patrick Winter, "Tek bir dozdan sonra laboratuvar tavşanlarında fumagillin nano parçacıklarının plakaları besleyen damarların oluşumunu büyük ölçüde durdurduğunu gördük" diyor. Hazırlayan: Reyhan Oksay ZARAR GÖRECEĞİZ Nanoteknolojinin etkilerini yüzlerce yıl sonra değil, bazılarının etkilerini önümüzdeki 1015 yıl içinde, bazılarınınkini ise 4050 yıl içinde ciddi şekilde görmeye başlayacağız. Buna paralel olarak kendi sanayimize de verdiği zararı göreceğiz. Artık ürünlerimizi satamamaya başlayacağız. Çünkü üretim teknikleri de nanoteknolojiyle birlikte değişecek. Nanoteknoloji, dünyayı ele geçirmeye çalışan güçlerin dışında terör odaklarının da kullanacağı potansiyel bir araç. Nanoteknoloji ile üretilen silahlar çok farklı olacak. Örneğin; hedef Türkiye’deki 73 milyon insansa ona göÇankaya Üniversitesi Rektörü re silahla saldırılır ve Prof. Dr. Ziya Güvenç sadece o insanlar ölür. Bizim gen haritamızı çizerler ve ona göre uygun silah teknikleri geliştirirler. Bakteri üretebilirler. Gıdamızı da dışardan almaya başladık. Tohum alıyoruz. Genetik olarak o tohumun değiştirildiğini test ederek anlayamazsınız. Tohumun gen yapısının nasıl değiştirildiğini nano boyutta analiz etmek zorundasınız. Bu konuda çalışmaların yoksa uzun vadede Anadolu insanının sağlına zarar verecek ürünler üretebilirler. Biz de bu ürünleri yiyerek hasta bir topluma dönüşebiliriz. Ülkemizdeki bütün ekonomik sorunları çözsek, hiç bir sosyal sorunumuz olmasa bile bu bilim alanında geri kalırsak ülkemizi korumamıza imkan yok. Yapay fotosentez geleceğin enerji kaynağı Kömür, petrol veya doğal gaz gibi tüm fosil yakıtlar güneş ışığının enerjisini içerir. Bu ışık, enerji açısından zengin kimyasal bileşimlerdeki fotosentez yardımı ile depolanır. Almanya’daki Max Planck Enstitüsü Biyoinorganik Kimya Bölümü’nden bilim adamları, Berlin Teknik Üniversitesi, yine Berlin’deki Free University ve Lawrence Berkeley National Laboratuvarı’ndan meslektaşları ile birlikte çalışarak, yapay fotosentez üzerinde odaklandılar. Bu da, moleküler oksijene ilave Mülheim’deki MaxPlanck Enstitüsü’nden Johannes olarak, proton ve elektronlar yaratır. Proton ve elektMessinger ronlar kuramsal olarak hidrojeni yaratmak için birleşebilir. Eğer bu süreci kopyalamak mümkün olursa, karbon dioksitten bağımsız, tükenmez bir enerji kaynağına sahip olabiliriz. Yapay fotosentez geleceğin enerji kaynağı olarak değerlendirilen hidrojeni sağlayabilir. Ancak bunu başarmak için, bilim adamlarının bitkilerin ve fotosentetik mikroorganizmaların güneş ışığı enerjisi ile suyu nasıl böldüğünü daha iyi anlaması gerekir. Ancak bu bilgiye eriştikten sonra bu süreci kopyalayabilirler. Mülheim’deki Max Planck Enstitüsü’nden Johannes Messinger ve meslektaşları, şu anda kümenin manganez içeren kısmının yapısını ortaya çıkartmış durumda. Bu güne dek bunu kimse başaramamıştı. Dört adet manganez, bir kalsiyum ve en az beş oksijen atomu birbirine bağlanarak kümeyi tamamlar. "Giz, bunların geometrik düzenlerinin içinde saklı" diye konuşan Dr. Messinger, "Ayrıca her bir manganez atomu arasındaki mesafeyi de ölçtük." Diyor. Bugün gelinen noktada, bilim adamları güneş ışığı yardımıyla suyu bölen süreçteki farklı etkileşim aşamalarının yapısal temelinin anlamış durumdalar. Bundan sonraki aşamada rejeneratif hidrojen üretimi için yapay katalistler geliştirilecek. Kaynak: www.nanowerk.com/news/newsid=1060.php BOŞA ZAMAN GEÇİRİLMEMELİ Boş geçen zamanın geri kalmışlığın faturası çok ağır olacak. Bunda geri kalmanın faturasını çocuklarımız, torunlarımız ağır bir şekilde ödeyecek. Bu bilim alanında geri kalmak, matbaanın 300 yıl geç gelmesinin yarattığı sıkıntıdan, bin kat daha büyük zarar verir. Türkiye’de nanoteknoloji üzerine 89 üniversitede çalışan bilim insanları dışında maalef bir çalışma yok. Nanoteknoloji Fuarı ‘Nanofair’de her alandaki kuramsal çalışmaların, yaratıcılığa dönmüş olduğunu net olarak gördüm. Genç nüfus kitlesinin arttığına değinen ve istihdamın sağlanamaması durumunda bunun dezavantaja dönüşeceğini de belirten Prof. Dr. Güvenç, bu durumun yaratacağı sıkıntıyı şöyle anlattı: "Yüksek öğretimin bu konuda yetersizlikleri var.. Belli alanlarda yığılma varken, belli alanlarda anormal eksik CBT 1037/ 9 2 Şubat 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle