20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖNÜLDEN BİLİME Ahmet İnam Eleştirmen yapıtın anlam dünyasından etkilenir, dönüşür; bu dünya da, eleştirmenden etkilenir, farklı yüzlerini belirgin kılar, örtülü anlamlarını görünür kılar, görünür sandıklarımızı örter. Tarzı Olan Eleştirmen Eleştirmen, her yapıtın eleştirmeni değildir. Her eleştirmen her yapıtın anlam dünyasını yaşayamaz. Her yapıt her eleştirmene yakışmaz. Memur zihniyetli olmayan bir eleştirmen, yaşayamadığı bir yapıtın anlam kapısından içeri girmeye çalışmaz. Eleştirmen içselliği, içtenliği, namusu, bence, bunu gerektirir. Yapıt eleştirmene, eleştirmen yapıta yakışmalıdır. Sanki, yapıtla eleştirmen arasında bir yaşam anlaşması, karşılıklı anlam alıp vermelerden oluşan bir anlamlaşma olmalıdır. Eleştirmen yapıttan anlam devşirmeli, yapıta kendi eleştiri bahçesinden anlam sunmalıdır. Yapıtın eleştirmence yaşanıp, işlenmesi anlamsal bir etkileşimdir. Ancak anlamlaşabildiğimiz yapıtların eleştirmeni olabiliriz. Bu savım, eleştiriyi akademik bir etkinlik olarak gören arkadaşlarımı kızdırabilir. Onlara da inceleme ve dünyaya girmeden yorum olanağı hep kalacaktır. Yapıt eleştirmen ilişkilerini üç ana öbeğe ayırabiliriz; 1 Eleştirmeni olamadığımız yapıtlarla, 2 Eleştirmeni olabildiğimiz yapıtlarla 3 Eleştirmeni olduğumuz yapıtlarla ilişkiler. Bunları sırasıyla gözden geçirelim. 1Anlamlaşmayı sağlayamadığımız, yaşayamadığımız yapıtlarla ilişkide, yapıtlara nasıl yaklaşacağız? a) Onlardan tad almayı amaçlayan yaklaşımda, yapıtın anlam dünyasına girmeden, yüzeysel dokunmalarla, yapıttaki kimi sözcükleri, imgeleri, anlatımları sevmekten öteye bir amacımız yoktur. Bu yaklaşımda, ‘tat’ alma yeteneği kullanarak yapıtı severiz. Elbette ‘tat’ alma yetimiz bizi yapıttan soğutabilir de. Onu tatsız da bulabiliriz. Bu tür yapıt okumada duygularımızın payı çok olabilir. b) Yapıtı gözden geçiririz. Bir dergide, ayın şiirlerini yazan biriysek örneğin, şiirleri gözden geçirip, bir yargıya varırız. Öğretim amacıyla da bu tür "soğuk" gözden geçirmeler yapılıyor. Eleştirmen, bu gözden geçirmelerde, anlam dünyası yolculuğu gibi tehlikeli yolculuklara girişmez. c) Yapıt, "akademik" ciddiyetle incelendikten sonra yargılanır. Bu yaklaşım, gözden geçirmeye göre daha donanımlı olmayı gerektirir. Bilgi ve düşüncelerimiz yardımıyla takdir yetimizi kullanarak yapıtı değerlendiririz. Bu tür bir takdir yaklaşımı, yaşanmamışlığı taşıdığı için mesafelidir. Kimi zaman, akademik bakış, buna "nesnellik" der. d) Yaşanmamışlığın en olumsuz biçimi yapıta önyargılarla yaklaşmaktadır. Üyesi olduğu, çıkarı bulunduğu bir yayın kurumu adına eleştiri yapanlarda bu tür önyargılamaları görürüz. Önyargıyla bakan kişi kendini eleştirmen olarak görür. Yapıtı yaşayamadığı için o yapıtın eleştirmeni değilse de, deyim yerindeyse Deli Dumrul’udur! Ticari satış elemanıdır. Seçtiği ve seçmediği yapıtlarla gerçekleştirdiği budur. 2 Eleştirmeni olabildiğimiz yapıtlara beğeniyle yaklaşırız. Beğenimiz, bilgimiz, eleştiri duyarlılığımız, eleştiri namusumuz bu yaklaşımda önemli bir yer tutar. Beğenimizle yapıtı yorumlar değerlendiririz. Yine de yapıtın anlam dünyasına girdiğimiz söylenemez. Belki, bu yazıdaki kavramlar açısından söylersek, anlam dağarcığına ulaşıp da, anlam dünyasına girmeyiz. Bunu "tarafsızlık", "nesnellik" adına ya da yapıtın anlam dünyasını girilmeye değer bulmadığımız için yaparız. İsteyip de anlam dünyasına girememek de bizi beğeni düzeyinde bir yaklaşımda bırakmış olabilir. 3 Eleştirmeni olduğumuz yapıta ise anlamlaşmanın verdiği bir zevk ile yaklaşırız. Zevk, yapıtın anlam dünyasında dolaştıkça dönüşümler geçirir, açık uçludur. Yapıtı denemekte, yaşamaktayızdır, bu yaşam zevkimizin sağladığı enerjiyle gerçekleşir. Anlam dünyasının ötelerine götüren güçtür zevkimiz; bu dünyadan öğrenip, yorumumuzu anlam işliğinde, işleriz. Her anlam dünyası yolculuğundan öğrenerek döneriz. Eleştirmen yapıtın anlam dünyasından etkilenir, dönüşür; bu dünya da, eleştirmenden etkilenir, farklı yüzlerini belirgin kılar, örtülü anlamlarını görünür kılar, görünür sandıklarımızı örter. Eleştirmeni olduğumuz yapıta yaklaşma yollarından biri de tarzımızla yaklaşmaktır. Tarzımız, bize özgü olan, yapıtla ancak bizim gerçekleştirebileceğimiz yaklaşımı olanaklı kılar. Kendimize özgü yaklaşım, başarılı olabildiğinde, okurların da diğer eleştirmenlerin de bundan öğrenecekleri olabilir. Yapıtla eleştirmen arasındaki yakışma doruğuna varmış olur. "Ancak bu eleştirmen, bu yapıtı böyle yorumlayıp değerlendirebilirdi" deriz, tarzı olan başarılı bir eleştiriyi okuduğumuzda. AYLIK GÖKBİLİM TAKVİMİ Şubat ayı boyunca Ay’ın evreleri resimde verildi. Yeniayilk ve son dördündolunay evrelerine ulaşma saatleri de belirtildi. Gece gökyüzü parlaklığı bu evrelerden kestirilebilir ve uygun gözlem geceleri seçilebilir… Resimdeki fotoğraflar çeşitli gökbilim sitelerinden alındı. Akşam Merkür (119) Venüs Satürn Uranüs (120) Gece Satürn Jüpiter Sabah Mars Satürn takım yıldızında (yıl sonuna kadar da aynı burçta) yer alacak. Gezegenlerin görüleceği zamanlar bu sayfada çizelgede verildi. GÜNCEL OLAYLAR 1) 1973 yılında Irak Devlet Başkanı Ahmed Hassan al Bakr 160 milyon dolara 3 teleskop içeren bir gözlemevi yapılması siparişini veriyor. 3 teleskop şöyle: (1) milimetredalgaboylu gözlemler için 30 metre çaplı bir radyo teleskop, (2) 1.25 metre ve (3) 3.5 metre çaplı 2 adet optik teleskop. Tamamlandığında Ortadoğu’nun en büyük gözlemevi olacaktı. Gözlemevi İran sınırına 50 km. mesafede 2125 metre yüksekteki Korek Tepesi’ne kuruldu. Sınırda stratejik bir yerde konuşlanması radyo anteninin gövdesi ve gözlemevinin kubbesi 1985’de İran füzelerine ve sonra da 1991 Körfez Savaşı’nda Amerikan kuvvetlerinkine hedef oldu. İlkin radyo ve 1.25 metre teleskoplar testleri de yapılarak bitirilmişti. Füzeler dev kubbeyi deldi ve radyo teleskopun çanağına ve beton dayanağına ağır hasar verdi. 1.25 metre küçük teleskop da yağmalanmaya maruz kaldı. Gözlemevinin dev kubbesine füze isabet ettiği sırada 3.5 metrelik büyük teleskop da içeride yerde sandıklardaydı. Güvenliği için acilen Bağdat’a götürüldü. Irak Ulusal Astronomi Gözlemevi (yabancı dildeki kısaltılmışı ile "INAO")’ne ait bu en yeni bilgilendirmeler "Irak’ta Yıldızları İzlemek" başlıklı makalede yer almakta (Scientific American Ocak 2007, sayfa 1213, www.sciam.com). 1970’li yıllarda dünyanın en büyükleri arasında sayılan 3.5 metre Irak teleskopu hasar görmekten kurtulmuşa benziyor. INAO yerleşkeşine ait fotoğraflı bilgilere "www.iiap.res.in/ihy/talks/Session2/hamidalnaimy.pdf adresinden de ulaşılabilir. 2) Şu ana kadarki edindiklerimizle dünyamız dışında uzayda yakın çevremizde gidecek bir ikinci adresimiz şimdilik yok gibi gözüküyor! Mahkumuz dünyaya, mecburuz geçinmeye! Doğal şartlar/doğallık bizleri sanki paylaşmaya/birlikteliğe/kaynaşmaya/iyi geçinmeye zorluyor! Evrensel ne varsa insanlığın da yararına olmalı... Yukarıdaki öngörü acaba insanlığın/toplulukların/ülkelerin/bizlerin şu an geçirmekte olduğumuz zorlu dönemlerimizde temel bilimlerden sosyal yaşama huzur/güzellik ortamı sağlamak adına bir "ilk yardım" olabilir mi? Günün astronomi resmi http://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/ adresinden günlük olarak izlenebilir… Bu yazıda kaynakça olarak kısmen "The Astronomical Almanac 2007"den yararlanıldı. Eldeki arazi dürbünleri bile bizleri heyecanlandırırken onların büyükleri durumundaki teleskoplar herhalde büyük mutluluklar saçmalı! Sahiplenmenin zamanı artık: Yüzünü/ilgisini/yatırımını/dürbününü/teleskopunu gökyüzüne çeviren "ilkler" bugün öndeler!... CBT 1037/ 11 2 Şubat 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle