20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÜNDEM Aziz Sancar "Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!" "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar." Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İÜ. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1037 2 Şubat 2007 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Güray Öz GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No:2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.343 72 74 Faks: 0212. 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM Yerel Süreli Yayın Tel: (0212) 251 98 7474/ 343 72 74 BASKI İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna İstanbul Sancar, ABD’de temel bilim yapan en saygın bilim insanlarımızdan biri. Bilimsel hayatı, neredeyse, DNA onarım mekanizmalarını araştırmakla geçti. DNA’larımızda çeşitli nedenlerle sürekli bozulmalar oluyor, ancak bu bozulmaları onaran mekanizmalar sayesindedir ki, "sağlıklı" yaşayabiliyoruz, veya yaşamımızı sürdürebiliyoruz. Sancar, işte bu mekanizmanın anlaşılmasına büyük katkılarda bulundu. Kendisiyle yaptığımız söyleşide, bu konuda 5 önemli katkısını anlatıyor. 6. sı ise biyolojik saatimiz! Bu bölümü ise gelecek sayımızda, Sancar’ın Türkiye ve bilim konusundaki görüşleriyle birlikte sunacağız. Şu kadarını söyleyelim: Sancar Türkiye’de bilimin son 10 yıl içinde oldukça geliştiğini saptıyor. Genç bilim insanlarımızdan çok umutlu. Sancar, ülkesine çok bağlı. Bilimsel kariyerini ABD’de yaptı ama Türkiye’ye borcunu nasıl ödeyeceğini de hep düşünüp duruyor. "Benim için en büyük ödül, Türk araştırmacıların, biyoloji, genetik veya moleküler biyoloji kitaplarında, benim buluşlarıma rastlamaları, bunları bir Türk buldu demeleridir" diyor. Böyle olacağına hiç şüphe yok. Sancar’ın laboratuvarında sadece, doktora ve doktora sonrası araştırmalar için Türkiye’den giden Türkler yok, diğer ülkelerden Türk araştırmacılar da var. Laboratuvarında küçük bir "Türk Dünyası" kurmuş! Sancar’ın bilime katkılarının göstergeleri ile ilgili iki grafik veriyoruz. Bunlar Web of Science’dan alındı. Birinde, Sancar’ın yıllar içinde makale yayın başarımı, öbüründe ise yine yıllar içinde makalelerine aldığı toplam atıflar görülüyor. Yayın grafiğinde, belirli araştırma dönemlerinden sonra Yıllara göre makale sayısı Yıllara göre atıf sayısı Toplam makale Sayısı: 325 Makalelerine aldığı toplam atıf sayısı: 21.226 Her makalenin aldığı ortalama atıf sayısı: 65.31 YILLAR hindeksi: 82 YILLAR makalelerindeki hızlı artışları görüyorsunuz. Toplam 325 makale! Bunlara toplam 21.226 sitasyon almış. Başarımını gösteren diğer bir indeks olan h faktörü ise çok yüksek: 82 DNA onarım mekanizmaları konusunda henüz bilinmeyenler üzerine yaptığı çalışmaları tamamladığında, bu başarısını katlayacağını ve Amerikan Bilimler Akademisi üyeliğinden sonra daha büyük ödüllere ulaşacağını bekleyebiliriz. Burada ilginç olan, bir bilimsel hayatın, neredeyse, bir "onarım enzimi"ni ve faaliyetlerini izlemek ortaya çıkarmaya çalışmakla geçmiş olması! Fakat bu öyle böyle bir enzim değil tabii ki, hücre içinde oynadığı rol bunu zorunlu kılıyor! Olayın bilim açısından diğer ilginç yönü, moleküler ve genetik mekanizmaların aydınlatılmasının ne kadar büyük bir çalışmazaman aldığıyla ilgilidir... İşte temel bilimsel çalışmaların doğası!! Sancar’a daha büyük başarılar dileriz. İZGE GÜNAL VE YÖK Okurlarımız, Dokuz Eylül Üniversitesi’yle ilişkisi kesilen Prof. Dr. İzge Günal’ın durumunu soruyor. Günal, YÖK kararıyla üniversitesine geri döndü, YÖK cezayı "kınama"ya çevirdi. Böylece "aılma" cezası düştü. Günal, bu kınama cezasına da mahkemece itiraz etti. Ayrıca, Günal’ın CBT'de yayımlanan akademik yolsuzluklar üzerine yazısı nedeniyle üniversitesinden aldığı cezaya da mahkeme durdurma kararı verdi. Ancak bu köşede yazdığım "Ayıp oluyor ama!’ başlıklı yazıma konu olan aşırma ile ilgili olarak, YÖK’ün kararını kabul etmek zor. YÖK diyor ki "aşırma yok"... Sözünü ettiğimiz makale ise, yabancı bir makaleden paragraf paragraf aşırmalar içeriyordu! Eğer bu aşırma değilse, aşırma nedir konusunda YÖK’ün kendi standardını açıklaması gerekir! Ve belki de Ömer Dinçer’e iadei itibar etmesi de! Gelecek cuma gününe kadar hoşçakalın! www.cumhuriyet.com.tr CBT 1037/3 2 Şubat 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle