20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİTÜRKİYE POLİTİK BİLİM Aykut Göker http://www.ınovasyon.org Diyelim, gelişmiş ülkelerce geliştirilecek yeni enerji teknolojilerinin maliyetini yükleyecekleri ülkeler arasında Türkiye de var. İyi de, boyuna başkalarına bedel ödeyeceğimize, biz de biraz akıllı davranıp ihtiyacımız olan belli teknolojileri kendimiz geliştirmeye uğraşsak olmaz mı? Enerjide Teknoloji Meselesi (2) Geçen hafta verdiğim yüzdeler, giderek artan dünya elektrik üretiminde hâlâ ağırlıklı olarak kömür, doğalgaz ve petrol gibi fosil yakıtların kullanıldığını gösteriyordu. Bu yüzdelere tekrar göz atılırsa, fosil yakıtların 1971'de %74,9 olan toplam payının 2004'te ancak %66,1'e düştüğü görülür. (Bu pay 2006'da, Türkiye'de %77,6 ile dünya ortalamasının da üstünde!) Üstelik, fosil yakıtların (ve payı giderek azalan hidrolik enerjinin) yerine geçen de, büyük oranda nükleer enerjidir. Rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarının payı 2004'te ancak %2,1'e yükseltilebilmişken nükleer enerjinin 1971'de %2,1 olan payı 2004'te %15,7'ye çıkmıştır. Öyle gözükmektedir ki, yakın gelecekte bu tabloda büyük bir değişiklik olmayacaktır. Üstelik, elektrik üretimindeki yıllık ortalama artış oranı (%3,7) kullanılan fosil yakıtların payındaki azalmanın çok üstünde olduğu için, fosil yakıt ihtiyacı mutlak değer olarak giderek artacaktır. Bu durumda hem fosil yakıtların tedarikindeki dar boğazı aşabilmek hem de yaratılan çevre sorunlarının (kullanılan nükleer yakıt miktarı da büyük ihtimalle giderek artacaktır) üstesinden gelebilmek için çare, geçen yazımda da işaret ettiğim gibi, teknolojiye yüklenmek oluyor. Elbette, asıl çarenin, modern sanayi kapitalizminin dayattığı tüketim normlarını değiştirmek olduğunu söyleyebilir ve bunda yerden göğe kadar haklı da olabilirsiniz. Kaldı ki, üstünde yaşadığımız gezegen de bunu dayatıyor. Öyle ama, gezegenimizin küresel ısınma ya da başka biçimlerde verdiği tehlike sinyallerini, herkesin doğrudan kendi yaşamını tehdit eden bir tehlikenin habercisi olarak algılamasını sağlamak ve insanları, bu tehlikeyi bertaraf edebilmek için tüketim toplumuna özgü yerleşik normlarda, değer yargılarında, alışkanlıklarda radikal değişiklikler yapmak gerektiğini kabullenme noktasına getirebilmek kuşaklar boyu sürecek bir mücadelenin konusudur. Tüketim toplumuna özgü normların, değer yargılarının sadece dünya nimetlerinden azami ölçüde yararlananlarla sınırlı olmadığını; bu nimetlerden yararlanamayan toplumların ve toplum kesimlerinin de bir gün o nimetlere erişme umudunu taşıdığını, onun için çabaladıklarını da unutmamak gerekir. Örnekleri önümüzde. Çin'e, Hindistan'a ya da onların takipçilerine, “yaptığınız kalkınma hamlesiyle, dünyadaki enerji meselesini iyice içinden çıkılamaz bir hale getiriyorsunuz; hele siz biraz durun”, denemez.Onun için, eğer, insanlığı, bugünün ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme imkânlarını yok etmeden karşılamaya yöneltecek daha akılcı, daha insanca bir dünyanın kurulması yönünde siyasitoplumsal bir mücadele içindeysek bu mücadelemizi yine sürdürelim. Ama, Çin ve Hindistan gibi, asırların ezilmişliği içindeki halklarına daha iyi bir yaşam vaadiyle yola çıkan ülkelerin kalkınma hamlelerinin de son derece belirleyici hâle geldiği günümüzün verili koşullarında, söz konusu enerji tüketimine bağlı sorunların üstesinden gelmek için, önemli bir imkân olarak, teknolojiye de yüklenmek; özellikle de gelişmiş ülkeleri, hiç olmazsa bu kez, mâliyetini bütünüyle geride kalmışların sırtına yüklemeden teknoloji geliştirmeye zorlamak gerektiğini de göz ardı etmeyelim. Tabii, gelişmiş ülkelerden böyle hayırhah bir tutum takınmalarını beklemenin düpedüz salaklık olduğu düşünülebilir. Ama ben bu noktada tartışmayı hiç uzatmadan şunu söyleyeyim. Diyelim, gelişmiş ülkelerce geliştirilecek yeni enerji teknolojilerinin maliyetini yükleyecekleri ülkeler arasında Türkiye de var. İyi de, boyuna başkalarına bedel ödeyeceğimize, biz de biraz akıllı davranıp, ihtiyacımız olan belli teknolojileri kendimiz geliştirmeye uğraşsak olmaz mı? Bir de, teknolojinin zaten doğal sınırlarının olduğu ve teknoloji geliştirme yolunda, iyi niyetle, ne kadar çaba sarf edilirse edilsin, bunun, enerjideki sorunları bütünüyle çözmeye yetmeyeceği söylenebilir. Bunu da gelecek hafta tartışalım. Artesis’in akıllı ürününe İngiltere’den teknoloji ödülü Arçelik ARGE'sinde başlayan proje, Arçelik'in gereksinimlerinden ötesine taştı, Arçelik'e teknoloji ödülü kazandırdıktan sonra Artesis şirketine dönüştü ve arızaları önceden bildiren ürünü şimdi İngiltere'nin saygı kuruluşlarından The Institution of Engineering and Technology kurumunun “Innovation in Engineering Awards 2007 The IET” ödülünde, “Kestirimci Bakımda Yaratıcılık ve Basitlik” sağladığı gerekçesiyle innovasyon büyük ödülünü aldı! Ü rün, Türkiye'de, ABD'de ve AB ülkelerinde satılıyor. Şirketin büyük ortağı ve Yöneticisi Prof. Dr. Ahmet Duyar sorularımızı yanıtladı. Artesis'in geliştirdiği ve arızaları önceden bildirme özelliğine sahip MCM ürününe ödülü 13 Kasım 2007 tarihinde Londra'da Marriott Hotel Grosvenor Square'de törenle verildi. Kestirimci bakımda çığır açan patentlenmiş sistemin, üretimdeki elektrik motorlarının ve elektrik motorları ile tahrik edilen sistemlerin (pompa, kompresör, fan, jeneratör gibi) izlenmesinde kullanılması durumunda, üretim kapasitesinin kullanılabilirliği ve verimliliği artıyor. MCM dünyada ilk kez sadece akım, voltaj sinyallerinden yararlanılarak elektrik motorlarında ve elektrik motoru ile sürülen sistemlerde oluşabilecek elektriksel ve mekaniksel arızaları önceden ihbar eden ve teşhis bilgisi veren bir durum izleme/erken uyarı sistemidir. Artesis kestirimci bakım çözümleri, yurtiçinde ve yurtdışında, otomotiv, kimya, metal, enerji, kâğıt, su, çimento, gıda, demir çelik gibi başlıca sektörlerde arıza erken uyarısı, durum izleme ve proses optimizasyonu konularında uygulanmakta. Ayrıca, ABD Deniz Kuvvetleri ile yapılan uzun soluklu çalışmalar, yakın zamanda neticesini verdi ve ABD Deniz Kuvvetleri, USS Paul F. Foster gemisinde Artesis kestirimci bakım çözümlerini kullanmaya başlandı. Cihazın montajı ve kullanımı kolay. Cihaz, kullanıcının Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetleri’nin MCM teknolojisini yapması gereken bakım aşamakullanmaya başladığı USS Paul F. Foster gemisi. larını önceden haber vererek, bakımın planlanmasını sağlıyor. MCM ayrıca, birbirlerine bir iletişim ağı üzerinden bağlanarak, uzaktan merkezi izleme olanağı sağlıyor. Bu durumda kullanıcı işletmedeki, kritik motorların tümünü tek noktadan izleyerek olası arızalara karşı erken önlem alma yeteneğine kavuşuyor. Böylece işletmelerin beklenmeyen duruşlarını azaltarak üretim kayıpları minimize ediyor. www.artesis.com Ürün, yonga çip üzerinde başka firmalara lisanslanmaya başladı DUYAR YANITLIYOR PROF. AHMET CBT 1080/6 30 Kasım 2007 Soru: Artesis'in bu ürününü Türkiye'de kullanan şirket var mı? Yanıt: Artesis ürünlerini 2004 yılından bu yana Türkiye'de pazara sundu. Şu anda 80 civarında firmada ürünlerimiz kullanılmakta. Dünyada benzeri olmayan bir ürün olduğu için başlangıçta az miktarlarda ve deneme amaçlı olarak satın alan bu firmalardan son 18 aydır tekrar satın almalar başlandı. Artesis MCM ürününün kullanıldığı firmalardan bazıları: Tofaş, Oyak Renault, Ford Otosan, MercedesBenz, BSH Bosch, Mutlu Akü, ZF Sachs, Goodyear, Pelzer Pimsa, Ereğli Demir Çelik, Borçelik, Demir Döküm.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle